ŞAŞAKALMAK

Sdílet
Vložit
  • čas přidán 6. 08. 2022
  • Kanalımıza "abone" ve "üye" olmayı unutmayınız!
    Katıl butonu için:
    czcams.com/channels/Yb0.html...
    Düzenli dersler için:
    felsefedersleri.com

Komentáře • 42

  • @bilalozvarinli4579
    @bilalozvarinli4579 Před rokem +5

    Ran kalbin katılaşması ve insanın acımasızlaşması anlamına geliyor. Hayran'ın da olumsuz bir tarafı var. Karşılaşılan olguyu yüceltmek ve bu sayede diğer olguların bilgisine kapanmak ve ya tam idrak edememek. Hayret, bütün olguların bilgisinde bulunur ise olgular kişiye hizmet eder. Hayran olunan olguda kişi olguya hizmet eder.

  • @slymnyvz
    @slymnyvz Před 27 dny

    Kaç oldu bilmiyorum. Sanırım 8.10 oldu izliyorum. Süper süper süper . Teşekkürler hocam .

  • @nilgunay3948
    @nilgunay3948 Před rokem

    Teşekkürler hocam🙏🏻🙂

  • @gurleyentolga
    @gurleyentolga Před rokem

    Tesekkurler

  • @seyfettinbudak4941
    @seyfettinbudak4941 Před rokem

    Teşekkürler Değerli Hocam!
    ÇIKARDIĞIM SONUÇ
    Hayretle Düşünmek, Felsefe Yapmak
    Sadece başında ve sonunda hayret olan şeyde bir tanımlılık, tamamlanmışlık, bitmişlik olduğu için o şey yüksek düşünce değil, inanç, kanaat ya da yargıdır. Bu yüzden tanımlamak aslında sınırlamaktır.
    Peki, Tanrı’yı tanımlayabilir misiniz?
    İnsan Tanrı’nın zatı üzerine düşündüğünde O’nu kaybedebilir. Çünkü O’nu düşünmek, varlık olarak var olduğunu kanıtlamak demektir. Bir şeyin var olduğunu kanıtlamak için de o şey, en az iki öğeden oluşması gerekir. Boyu, eni, genişliği gibi… Çünkü yalın olan ve parçası olmayan hiçbir şeyi tanımlayamaz ve var olduğunu kanıtlayamazsınız. Tanımlamak da sınırlamak demektir.
    Bu yüzden kutsal kitaplarda insan, Tanrı’yı zatı üzerinden değil, isimleri üzerinden tanıyabilir ve Onunla iletişim kurabilir.
    Ama yüksek düşünme eylemi dediğimiz felsefe ise sınırsız bir düşünme eylemidir. Bunu da bir şeyin başında ve sonundaki “hayret” ile gerçekleştirir.
    Güzele dair herhangi bir şey ile karşılaştığınızda hayret edersiniz, şaşakalırsınız. Ruhunuzda ve zihninizde duygu, düşünce karışımı bir hoşluk oluşur. Bu hayrette bir tamamlanmışlık, bir sınırlılık ve bir bitmişlik vardır.
    Kutsal kitaplardaki cennet nimetleri de aynen böyledir. Bu yüzden dinler sonuç odaklı bir mutluluğun yolunu çizerler. Bu mutluluk tıpkı bir futbol sahasındaki oyuncuların her birinin tikel olarak hissettikleri duygu ve düşünceler gibidir ve herhangi yüksek düşünceye dair bir söylemi barındırmazlar.
    Ama tribünde oturanlar, olayları bütünüyle görüp, kavramsal olarak yorumlayıp yüksek düşünceler ortaya koyabilirler.
    Bu söylemin yol haritasını Antikçağın üç filozofu çizmiş sonradan gelenler ise bu çizgiyi daha da derinleştirmiştir.
    Bunlardan Sokrates, düşünmeyi tabiattan, insan üzerine çekip almış. Platon, bunu felsefi boyuta taşımış. Aristoteles ise her iki filozofun söylemlerini bilimsel bir boyutta açıklamıştır.
    Sokrates, bilgelik, insanın bilmediğini bilmesidir, der. Onun bu söylemini açarsak; O, ben biliyorum demiyor, benim bildiğim şey sadece bilmediğimdir. Benim sizden farkım, siz bilmediğinizi de bilmiyorsunuz. O yüzden felsefe yapmak ve başkalarıyla tartışmak aslında insanlara sadece bilmediklerini bildirmektir, bir cevap bulmak değildir.
    Görüldüğü gibi Sokrates, insanı hayrete götürecek bir farkında olma bilinci aşılamaya çalışır.
    Platon, Timaios diyalogunda felsefenin yani yüksek düşünmenin ilkesinin (arkhe’sinin) “Patos yani hayret” olduğunu ifade eder. Ve bu hayret insan ruhuyla alakalı olup herkes de farklı bir etki oluşturur.
    Hasta ya da sağlıklı olduğumuzda, ‘etki eden o(hayrete sebep olan)’ ile ‘etkilenen ben’ arasındaki ilişki farklı sonuçlanacağı için, hepimiz aynı pathos’u aynı biçimde duyamayız, der. (Plat. Tht. 159b-d).
    Platon, “hayret”in insan ruhunda oluşun bir etkilenme olduğunu belirtir.
    Aristoteles, Metafizik eserinde, Platon’u aynen yineler. Felsefenin başlangıcında daima “hayret” yer alır. Filozoflar, “hayretle” yola düşerler. Ve o şöyle der: Şimdi olduğu gibi başlangıçta da insanları felsefe yapmaya iten şey ilkin hayret olmuştur. Onlar başlangıçta açık güçlükler karşısında “hayrete” düşmüşlerdir. Daha sonra yavaş yavaş ilerlemişler ve ay, güneş ve yıldızlara ilişkin olayları en nihayet evrenin oluşumu gibi daha büyük sorunları ele almışlardır. Ve bilgisizlikten kurtulmak için felsefe yapmaya giriştiklerine göre filozoflar (ilk felsefeciler)kuşkusuz herhangi bir kullanım, yarar için değil, sırf bilmek için bilimin peşine düşmüşlerdi.”
    Aristoteles, yüksek düşünce yani felsefe için “aporia ve teoria” terimlerini dile getirir. “Aporia” açmazlar anlamına gelir. Felsefenin başlangıcı olan “hayret” ile “açmazlar” aynı şeydir, der. Dolayısıyla hayret, açmazlarla çarpışmak demektir. Hayret halindeki insan, aporia’larla, açmazlarla, düğümlerle karşılaştığında o düğümü çözmek, çözümlemek ve bilmediğini bilmek ister.
    Aristoteles’in ikinci terimi olan “teoria” Arapça da “nazar”, yani “bakmak” anlamına gelir ki bu da felsefenin esasıdır. Ama bu bakış, hayranlıkla bakıştır.
    Bunlara göre filozof, sadece başlangıçta değil, sonuçta da hayretle, hayranlıkla bakış halinde yaşayan kişidir. Sürekli düşünmenin peşinde, sürecinde ve sonucunda olan kişidir.
    Aristoteles çok ilginç bir şey söyler: İnsan hayret ettiğinde o şeyi bilmediğini örtük olarak itiraf eder, der. Çünkü bildiği şey karşısında insan hayret etmez. Hayret, sürekli elde edilmek istenen bir başlangıç biçimi değil, başlangıç ve final halidir.
    Yeni Çağ’la birlikte Descartes ve Spinoza’nın hayretle ilgili şaşırtıcı açıklamaları vardır.
    Spinoza, hayreti pek önemsemez. Ve hayreti zihnin tekil bir şey karşısında saplanıp kaldığı bir canlandırma/ tahayyül olduğunu söyler. Yani zihnin saplanıp kaldığı şeye, tahayyül etmesine hayret adını verir. Descartes ise “patos”ları altı kısma ayırır ve bunların başında hayret gelir, der. Ve hayretin bir karşıtının olmadığını söyler. Spinoza ise küçümsemeyi, hor görmeyi, önemsememeyi hayretin karşıtı olarak anlamıştır.
    Descartes, hayret yargı barındırmaz, der. Ona göre “hayret”, yargısızlık durumudur. Yani bir şaşa kalma durumunda zihin bir yargıda bulunmaz. Ve dolayısıyla hayret, şek/şüphe anlamı taşır. Çünkü kuşkuda yargı bulunmaz. Kuşkulanmak demek, yargıya varamamak demektir.
    Türkçede “hayret”, şaşmak, şaşakalmak yani hayranlık anlamına gelir. “Hayret etmekle”, “Hayran olmak” arasında bir fark gözetmemiz gerekirse hayret edenler, şaşanlardır. Hayret edenler, şaşanlar, başta ve sonda yüksek düşünmeyi felsefeyi yapanlardır. Hayran olanlar, şaşakalanlar ise düşünce üretmeyen felsefe yapmayan sadece başta hayran olup, durup kalanlardır.
    Sonuçta düşünür şaşar, ardından dalar. Ama sanatçı şaşakalır ve şaşkınlık içinde öylece durur. Siyasetçiler ve tüccarlar ise hayret etmeyi bırakın şaşakalamazlar bile. Şaşar ve şaşakalırlarsa ticarette zarar ederler, siyasette yenilirler, başarı kazanamazlar. O yüzden siyasette, ticarette, savaşta hayret olmaz. Hayret düşünce adamının ve sanatçının işidir.
    Sokrates’in “bilgelik, insanın bilmediğini bilmesidir.” Sözüne geri dönersek eğer, bilmek veya bilmemenin iki katmanlı olduğunu söyleyebiliriz. Yani insan, bir şeyi bilmez, buna “cehalet” denir. Fakat insan eğer, bilmediğini de bilmezse buna da “gaflet” denir.
    Bir insan bir şey için “bilmiyorum”, yanıtını verirse bunun anlamı nedir?
    Aslında bu bir cahilliktir. Aristoteles anlamında bu cahillik, birden bire ilim manası kazanır.
    “Ben bu nesnenin ne olduğunu bilmiyorum” demekle, “bilmediğimi biliyorum demiş” olur. O yüzden Aristoteles, insan herhangi bir konuda hayret ederse o şeyi bilmediğini itiraf etmiş olur derken, bizdeki gaflet ile cehaletin arasını bir anlamda ayırmış olur.
    Yani insan, bilmediğini bilmezse “gafil” olur. Sadece bilmezse “cahil” olur. Bilmediğini bilmeyenin yani gaflet gösterenlerin cehaleti, İki katmanlı cehalettir.
    Bugün günümüzde insanların çoğunun problemi cehalet değil, gaflettir. Bilmediklerini bilmedikleri gibi öğrenmek için de bir çaba harcamazlar.
    Sonuçta, felsefe yapmanın hem başlangıcı hem sonu hayrettir. Çünkü felsefe yapmak daima bilmeye hazırlıklı olmaktır ve bilme arzusunu hiç kaybetmemektir.
    Yokluk, hiçlik insanı şaşırtmaz. Hayret, hiçlik halinde olmaz. Bir şeyin gerçekliğiyle varoluşuyla temas kurduğumuzda ancak şaşırırız ve onu bilmediğimizi anlarız.
    Gerçek ilim ve bilim adamları, bildiklerinin değil, bilmedikleri kısımların büyüklüğünü düşünenlerdedir. Yani her zaman okumadığınız kitap sayısı okuduğunuz kitap sayısından daha çok olacaktır. Dolayısıyla bu duygu, bizi herhangi bir tamamlanma duygusundan korur. İşte bu duygunun adı sürekli “hayrette” olmaktır. Ve o hayrette olmanın başını çeken isim, Sokrates’tir. Çünkü Sokrates daima, ben bilmediğimi biliyorum, demiştir.
    Sokrates, bilgelik sıfatının yani hâkim olma, hikmet sahibi olmanın Tanrı’ya yakışacağını söyler. Kendisinin sadece bir bilgelik ve hakikat arayıcısı olduğunu belirtir.
    Buna göre filozof esas itibariyle bilen adam değildir. Ve hâkim, hikmet sahibi adama filozof denmez. Hikmetin peşinde olan, arayan, sürekli o arayışı temsil eden kişiye filozof denir. İlim, bilmek veya felsefe yapmak, şaşmakla, hayretle başlar. Şaşmakla, hayretle devam eder ve asla sona ermez.
    Bu yüzden, felsefe yapmak, düşünmek, bilmek esas itibariyle bitimsiz bir devinim ve yaşama biçimidir.
    Felsefe yapmanın başlangıcı bir Patos’tur yani derttir. Derdi olmayanın dermanı olmaz.
    O yüzden felsefenin sadece başında dert yoktur, sonunda da bir dert vardır. O başlangıç noktası aynı zamanda sonuç noktasıdır.
    Bu çevrim asla sonlanmaz. Buradaki acı duygusal ve duyusal değil, düşünsel bir acıdır.
    Derman arardım derdime derdim bana derman imiş, mısrası bu düşünsel acının, sancının bitimsizliğini anlatır.
    Peygamber’imize atfedilen bir hadisle sunumumuza son verelim:
    “Ya Rabbi! Sana olan hayretimi artır!”(Bakli, Meşrebü’l-ervah, s.144; İbn Arabi, el-Fütuhatu’l-Mekkiye, I, 410-50. Bab)

  • @cuneytmusabak9344
    @cuneytmusabak9344 Před rokem +1

    Merhaba, dücane bey'i dinlemek herzaman bir zevk. Değişik yerlerde yaptığı konuşmalarda dücane bey'in ülkemizde değişmesi gereken şeyler olduğu yönünde kanaati olduğunu fakat bu değişmenin imkanı hususunda karamsar olduğu izlenimi edindim. Hatta ilk önce yapılması gerekenin bildiklerimizi unutmamız olduğu vurgusunu da yapmıştı. Yüz yüze kendisini görme fırsatım olsa kendisine sormak isterdim, değişim evet gerekli bu belli bir şey fakat bu nasıl olacak? Topluma belli reçeteler uygulanarak olmuyor gibi görünüyor, şartların olgunlaşmasını mı bekleyeceğiz? Bu korkutucu ve kaderci bir yaklaşım değil mi? Bu şartlarda gündemi bırakmak çözüm gibi gözüküyor fakat bu da korkaklık olmaz mı?

  • @nilgunay3948
    @nilgunay3948 Před rokem

    Hocam hayret üzre olma dileği ile birşey zorunlu mu değilmi ayrımını yapabilecek düzeye gelme isteği çelişiyor gibi geldi..ya da mevzuları mı farklı acaba

  • @belginruzgar6130
    @belginruzgar6130 Před rokem +4

    Dücane Cündioğlu, Bİ'E, Felsefe Dersleri 16, Felsefe Yapmanın Başlangıcı: HAYRET, 12 Kasım 2016
    czcams.com/video/z0SVbsC6g8k/video.html

    • @belginruzgar6130
      @belginruzgar6130 Před rokem +2

      FELSEFE'NİN BAŞLANGICI: hayret
      czcams.com/video/5QAWCBLbY1Y/video.html

  • @nevinmutlu8119
    @nevinmutlu8119 Před rokem

    Hocam hayretle anlattıklarınızı dinliyorum umarım doğru kullandın(hayret) kelimesini
    İyi ki sizi tanıdım..
    Hocam sizin hangi kitabınızla başlamamamı tavsiye edersiniz yardımcı olursanız mutlu olurum..
    Kolay gelsin..

  • @nevalcavlin2048
    @nevalcavlin2048 Před rokem

    Hayran etmek de vardır. Birine hayran ettirmek kendini, hayran bırakmak filan.

  • @ramazanozturk7742
    @ramazanozturk7742 Před rokem

    Hoca eksik söyledi biraz 'all man have desire to know by nature!' olacaktı cümle 🙃

  • @altancengiz7109
    @altancengiz7109 Před rokem

    Şaşakalmak, duygusal ve bilişsel durumun yeni ve beklenmedik bilgiyle infilak etmesi sonrası oluşan büyülü ve daha yeni durum. İnsan olmakla eşdeğer olabilir, hayvanlarda da benzer tepkiler var. Şaşakalmak için tahmin ya da risk ötesi bir şey olması lazım sanki. En büyük etkiyi yeni sürpriz bilgi yapar diye düşünüyorum. İnsan ne zaman şaşakalır ki...Televizyonlara aniden beliren uzaylı iki takımın basket maçı beni şaşakaldırır mesela.

    • @ilberidil
      @ilberidil Před rokem

      Uzaylı olmaları şaşakalmanıza yeterli değil mi ?

  • @mustafakoc7452
    @mustafakoc7452 Před rokem

    İnsan ayırt etmek, ettiği için düşünür...

  • @betulyagmurinci8913
    @betulyagmurinci8913 Před rokem

    Sezai karakoç, Rasim özdenören DPT'de memurken en güzel şiirlerini yazmamışlar mıydı?

  • @happyishness.
    @happyishness. Před rokem

    hocanın yüz yüze derslerine nasıl katılabiliriz biliyor musunuz

  • @muratk7225
    @muratk7225 Před rokem

    Abi antienflamatuara intihap giderici antibiyotik deyip yangiyi yumuşak doku enfeksiyonu bulguları ile tariflemek nedir Allah askina ne diyeyim ki

  • @leylakanat6629
    @leylakanat6629 Před rokem

    Yangı,Bana gore en yüzeysel anlatımla vucudumuzun dış derisi bir nedenle soyulursa orada belirli bir acı hissedilir çoğumuz buna yanıyor deriz.Birde içimde bir olaydan ötürü öyle üzgünüm ki zaman zaman içim yanıyor deriz.

  • @ilkaykayaant5955
    @ilkaykayaant5955 Před rokem

    ❤👏❤👏

  • @timureren12
    @timureren12 Před rokem +1

    oley,,, yeni video 🤗

    • @belginruzgar6130
      @belginruzgar6130 Před rokem

      czcams.com/video/z0SVbsC6g8k/video.html

    • @belginruzgar6130
      @belginruzgar6130 Před rokem +1

      Dücane Cündioğlu, Bİ'E, Felsefe Dersleri 16, Felsefe Yapmanın Başlangıcı: HAYRET, 12 Kasım 2016
      czcams.com/video/z0SVbsC6g8k/video.html

    • @timureren12
      @timureren12 Před rokem

      @@belginruzgar6130 tenx 😌😌😌

  • @NA-vg3pg
    @NA-vg3pg Před rokem

    Soru sizi yanıta götürür; halay her yere nxnxhx

  • @KIZBABASITV
    @KIZBABASITV Před rokem

    Sayın Dücane Cündioğlu ; Medeni , Sosyal , Laik , Çağdaş Türkiye için Yaptıklarınızdan Dolayı Teşekkür Ederiz. Medeniyet Tarikatının 48 CZcams Kanalı : czcams.com/video/ojTggEcme98/video.html

  • @keremcanduzgunyer8588

    Anlayamadığım nokta Dücane Cündioğlu teist mi ateist mi agnostik mi? İstediği görüşü savunabilir tabii ki ergence davranmayacak kadar düşüncesinin olgunlaştığını biliyorum olgunlaşmış düşünceye göre varılan dünya görüşüne bir şey diyemem ama gerçekten Dünya görüşü bir gruba dahil edilebilir mi?

    •  Před rokem +2

      Müslüman değilim dediğini hiç duymamakla beraber işlediği konuların ön yargılardan mümkün olduğunca arı kalması adına olduğunu düşündüğüm "bilgi" niteliğindeki paylaşımları inancına bulaştırmadan aktarma çalışmasında başarılı olduğunu düşünüyorum.

    • @yakupsali9725
      @yakupsali9725 Před rokem

      Son yıllardaki konuşmalarından müslümanların mahallesini terk ettiği izlenimi var

    • @manisa_tattoo
      @manisa_tattoo Před rokem

      Bu tip adamlarin dunya gorusunu ve dini inancini kavrayabilmenin kolay bir yolu var..sende oku cok oku anlarsin hemen kim neye inaniyo nasil dusunuyo😁

    • @leylakanat6629
      @leylakanat6629 Před rokem +3

      Bence suçu bucu gibi sözle Hocaya ayıp etmiş oluruz.Bana göre ,Hoca hakikate aşık, Her hangi bir konudaki hakikati bulmaya çok çalışan bir insan.

    • @kayaersoy15
      @kayaersoy15 Před rokem +2

      Buradan bütün anladığın bu mu:
      "Etiketlemeye çalıştım, etiketleyemedim!"
      Yanlış yerdesin, git biraz dizi falan izle.