Video

Hocam Mevlana’nın Türk düşmanı olduğuna dair söylentiler doğru mu sizce?

Kanal yönetimi, aldığı kararı dün akşam sizin aracılığınızla duyurdu. Kirayı bizim istediğimiz 'seviyeye' çıkarmazsanız kanalı boşaltın dediler. Sağlık olsun, kiracılığa alışkınız biz, boşaltırız elbette. Allah geri kalanlara sağlık, sıhhatle oturmayı nasip etsin. 🙂

Hocam, zannediyorum mikrofon sizin için hediye olmasından kaynaklanan farklı bir öneme sahip ve bu gayet doğal. Mikrofonu beğenmemek (!) gibi bir şey söz konusu değil. Telefon daha iyi yazmıştık sadece. Alındıysanız özür dileriz.

sonunu anlayamadım dediniz ya, naçizane fikrim, gerçeklik ve sahtelik fikri dışında aristokrasiden burjuvaziye geçiş fikrini saptayamadığınızdan. bunu sanat/makina ikilemiyle verilmiş. aristokrat kahraman aristokrasinin sahip olduğu her şeyi kaybedip makinayla başbaşa kalması, altüst oluşu sonucu kapitalizmi kabullenişiyle bitmiş film. mükemmel simgeler.

Hayat, insanın kibirini birer birer kırar.

Hocam hemen seyrettim. Bu günü de sabırsızlıkla bekliyordum. Teşekkürler

Güzel bir yorum yapmıştım ınternet gıttı sılındı :) sağlık olsun pratıkle alakalı olanları söyleyeyım barı not alıp ızlemeye başladım tavsiye ederim düşünce uçuyor söz kalıyor

Hocam, vakit olursa Dersu Uzala ile ilgili bir program yapar mısınız?

Bir dert görünürse devâsı âsandır. SN.

Ich verfolge Ihre Beiträge inzwischen seit Jahren. Ich habe jedes Mal das Gefühl, dass ich Ihren Erzählungen recht gut folgen und begreifen kann. Ich wünschte dass ich jemanden wie Sie zu meiner Studienzeit als Lehrer hätte. Sie sind ziemlich ehrlich und authentisch, was Sie in meinen Augen sehr sympathisch macht. Danke für Ihre guten Reden in Ihren Aufnahmen.

Aşkın bir nedeni olmaz, bu doğru. Fakat aşık olduğunuz kişinin yüzünü, gülüşünü her yerde de görmek istersiniz. O duyguyu unutmamak için dışsal bir belirtiyi zihinde tutmak aşık olmadığımızı göstermez. İllaki bu gülüşün veya yüzün simetrik olması da gerekmez. "Nesine aşık oldun?" sorusuna "gülüşüne" diye cevap veren bir insan kesinlike aşık değildir diyemeyiz. Bu yüzden soruya cevap veren kişinin düzeyine bakılmalı. Bilgi düzeyine mi, hayır. Bir adamın tipinden, konuşmasından düzeyini anlayabiliriz.

Filmi birkaç ay önce izledim, çok önemli bir bölümünden hiç bahsetmemiş olmanız şaşırtıcı oldu. Filmin sonlarına doğru adam kızın evinde gizleniyor ve kızın odasından çıkmasını bekliyor... Kız telefonda otomatı yapan sevgilisi ile konuşarak odanın içerisinde gezerken kızı hem izliyor hem de telefon konuşmasına tanık oluyor. Kızın iddia ettiği kadar içine kapanık olmadığını, bir başkasıyla flörtöz ve hatta aşk dolu bir sohbeti olduğuna, hatta telefon görüşmesinde kendisinden bahsedildiğine tanık oluyor ve hatta adam o esnada telefonunu düşürerek çıkardığı ses ile kıza yakalanıyor. Kız o anda panik halde eski rolüne geri dönüyor ama bir sanat eserini tek bakışta sahtesinden ayırabilen adam kızın kendisini kandırdığına gözleri ve kulakları ile tanık olduğunda bu detayı es geçip sanki o an hiç yaşanmamış gibi devam ediyor. Ayrıca otomatı yapan gencin diğer sevgilisi adama bazı gariplikler olduğunu, genç adamın hayatında başkası olduğunu söylüyor, kahramanımız genç adamla Claire'in bir ilişkisi olduğundan şüphelenir gibi oluyor ancak yine kendisini sürece kaptırıp tüm bu detayları es geçiyor. Sahteyi tespit etmekte bu denli başarılı olan bir adam aşkın sahtesini tüm delilleri önüne serildiğinde dahi nasıl görmezden gele biliyor? Aşka duyduğu hasret mi onu böyle körleştiriyor ve görmezden geliyor? Ayrıca, adamın topladığı portreler servet değerinde ve adamın dünya genelinde sanat simsarlığı konusunda iyi bir çevresi olmalı. Eserler satılmak istendiği anda hırsız çiftin yakalanması çok zor olmayacaktır.

Çok güzel bir yayın olmuş gerçekten. Ağzınıza sağlık hocam. Içtenliğiniz, samimiyetiniz zaten tartışılmaz. Yahudiye kardeşim deme, bir kadınla tokalaşma....Bu yayının detaylarından birkaç yayın çıkar. Felsefe simit değil mesela:) 🙏👏👏👏

Gorod Zero - Sıfır Kenti, 1988 yapımı, Yönetmen: Karen Shakhnazarov, Sovvet dönemi filmi, bu filmi de yorumlayabilir misiniz acaba?

Filmin en son sahnesi, saatlerle dolu bir lokantada geçiyor. Aslında yalnız olmasına rağmen, garsona birini beklediğini söylüyor. Fakat bu izleyicide (bende) gelecek biri olmayacağı izlenimi veriyor. Bu sahnenin bende çağrıştırdığı, eldiven giyme gibi obsesif davranışlarından kurtulan bu adam, bu kez kendini umuda veya hayallerine teslim ediyor. Gerçekten dolandırılmış ya da aldatılmış olmasına rağmen, sevilmiş olabileceğine, aşkının tekrar geri dönebileceğine inanıyor ya da artık aşkının gelmeyeceğini kabul edip hayallerle yaşamayı tercih ediyor. Bundan sonraki yaşamında artık sevdiği kadın hep onunla birlikteymiş, gibi yaşayacak. Bazı risklere girdi ama koleksiyonunu bile bile veremedi aslında, sonrasında bu yeni aldatılmışlık durumunu hızlıca kabul etti ve en yüksek bedeli ödemiş oldu.

Filmi izleyip geleceğim buraya.

Sizin dediğinizi şöyle kendimce düzelteyim Kusura bakmayın . Rabia ve Doruk siyasi ilişkileri olan ailelerin Yakınları , çocukları tarafından öldürüldü o çocuklar... Sinan Ateşe dönecek olursak kendi içinde büyüdüğü sistem adamı yok etti.. böyle bir kötülük olabilir mi Ama bu ülkede oluyor . Kısacası 3 olayda da siyaset var mı var çıkar ilişkileri var mı var insanın saf kötü hali var mı var bir sürü var yani....

Açıkçası bir iki hafta önce bulabildiğim tüm yorumlarımı sildim. Kayda değer şeyler değildi. Paradoksla başladım,bu niye kayda değer olsun öyleyse,içimden yazmak geldi. Bu filmi bir kere izledim ve çok beğenmiştim. İşin doğrusu aklımda kaldığı kadarıyla adamımız sanattan anlıyor ama sanatçı değil ve açıkçada manipülatör,hilebaz birisi, yani o kadar değerli tablolara masumca sahip olmuyor ve birde ortağı var. Küçük hileler denmiş film özetinde ama ne küçük ne büyüktür,bu büyük olasılıkla çeviri film özeti bile izleyiciyi manipüle etmek. Örneğin adamın çoğu tabloya haksız yere sahip olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Fakat nasıl ki sapıklar kendi gibileri, dolandırıcılar dolandırıcıları daha çabuk tanırsa,işte adamımız ancak ve ancak hiç tanımadığı bir duyguyla kandırılabilirdi. Filmde belli olmasada bana göre bir hilebaz hilebazı tanır ve bence adamda tanıyabilirdi, aşık olmasa.Yada tanımak istemedi,bilinçdışı onun bilinçli halini devre dışı bıraktı, en içteki bilinmez heyula tarafından esir alındı. Bu diğer dolandırıcılar için zaruriydi yoksa kimse bir müdürün bu kadar servete sahip olduğunu hem bilemez,hemde nerede saklı olduğunu anlamaları için gerekliydi.Tabi müdürün aslında ihanete çok öncedende uğradığının göstergesi bu,aslında kendi yaşadığı hayat ve maskeler ona çoktan ihanet etmeye başlamışlardı bile. O bir yönüyle eldivenlerini çıkaracak ve pragta ki saat kulesine ya gidip oturacak ve ironik bir şekilde kendinin kadın versiyonundan sağalttığı aşkla bekleyecek ve yönetmenin senaryosunca film bitecek, yada bu filmin hiç senaryosu yazılmayacak, çekilmeyecek ama olgu b u olduğu için, b u şartta ve o durumda adamın hayatı mutsuz ve mezarda biteceğini bu film yorumuna ben ekliyorum.Kadınlar konusundada aklımda kaldığı kadarıyla ve ezberden ama aklımda ki Nietzsche adresinden: Erkek ben istiyorum der, kadınsa o istiyor ve demir mıknatısa şöyle söylemiş;çekersin beni kendine ama kendinde tutacak kadarda güçlü değilsin. Tanrı yardımcımız olsun)) Sohbet için teşekkürler.

Rabia'nın babasını deli diye bu adamı tedavi altına almaya çalıştılar adama Neler yaptılar... Bu ülkenin neresinden tutsan neresini anlatsan 🤔🤷‍♀️🤨 ülkenin kendisi ile alakalı değil de işte ülkeyi bu hale getirenleri alıp.... neyse

harika

Hocam videoyu izlerken aklıma Yeni Şafak'tan ayrılma sebebiniz olan "Ayrıldım, çünkü artık kalemimi buraya batırarak yazıyordum." geldi. Eminim farkındasınızdır, son 1 buçuk yıldır her videonuzda kendinize çok yakın bir yerden konuşuyorsunuz. Bunu yazmak uzun zamandır aklımdaydı ancak bu yorumun, bu söyleşinin altına yazılması gereken bir şey olduğunu düşündüm. Atanır atanmaz kanalınıza üye olacağım, lütfen bırakmayın.

Film konuşmanız sahiden hoş

Filmi önerdiğiniz programın altına da yorum yazmıştım. Siz filmi söyleyince program sonrası bulup izlemiştim. Kesinlikle ben de etkisinde kaldım. Sert, aksi bir adamın kadının sahiciliğine inanıp beklenmedik zamanda, üstelik adam hiç oralarda değilken dünyasının bir anda yıkılması hayatın içinde karşılaşılabilecek en olası duygulardan geldi. Zedelenmiş inanmışlığın verdiği hayal kırıklığı. Bu yüzden beğendim. (Yorumu programın 12. dakikasında yazıyorum) Tabi bir de şunu merak ettim. Beğenmeyen, eleştiren neden beğenmemiş, eleştirmiş? Zevkle takip ediyorum. İyi ki filmi konuştunuz.

“Adamın umrunda bile olmadı” dediniz. Yaşadıklarından sonra akıl hastanesinde tedavi görmemiş miydi Virgil? Önce umursamış gibi görünüyor.

Koku diye bi film var kitabini da okumustum...onu da yorumlar misiniz?

Çok teşekkürler Hocam. Değerli yorumlarınız yine ufkumuzu genişletti. Bu sinema inceleme olayını çarşamba günleri gelenek haline getirseniz asla hayır demeyiz . Saygılar selamlar...

Hocam yorumlayacaginiz filmleri önceden söyleseniz harika olur ben bu filmi seyretmistim...

Adam kadının da kendisi gibi takıntılı olduğunu anlayinca kadını merak ediyor...bana kurşun askerin aşkını hatırlattı ...

Sonunda kalakalmistim

Kaygı ne kadar artarsa, persona o kadar sağlamlaşır. Teşekkürler Hocam 🙏

Dücane Bey yeri geldiğinde Tanrı anlayışı konusunda teizm, deizm ve ateizmi eleştiriyorsunuz. Peki neden panteizm ve panenteizm anlayışına girmiyorsunuz?

Ahhhhhh canım Dücane Hocam ahhhhh

Söyleyecek çok şey var, biraz cesaret...

Çocukluğa dönmeyi istememek, dünyanızı cehennem haline getirmiş olmanızla ilgili olabilir mi ? Ben bir insanın böyle bir öneriye ret vermesini gerçekçi bulamıyorum affedin..

Dücane Hocam bizim için çok kıymetlisiniz. Ömrünüz uzun , sağlıklı ve mutlu olsun.

Nazımız çekilir cananayız biz Harabat ehliyiz mestaneyiz biz

Ufuk açıcı bir konuşma oldu benim için.68 yaşımda hayata daha geniş açılı bakmama vesile oluyorsunuz

Ali Saydam niye bu kadar elestiri aldı anlayamadim...Herhalde geçmiste büyük kusurlari vardı...Zihinlere kazanmış...

Sırat köprüsünün kökeni çinvat köprüsü...

“ Benim yarim yaylalarda oturur Ellerini soğuk suya batırır Demedim mi nazlı yarim ben sana Çok muhabbet tez ayrılık getirir “ Nida Tüfekçi

Çok teşekkürler

17/25 Arlık yolsuzluk dosyalarında tüm ülke sustu muhalafeti de dahil, 15 temmuzda ülke karartıldı bu dosyalar mı karartılamaz dı, sy Hocam siz bir kaç adli dosyada mı insanların susturulamayacağını mı sanıyordunuz, ülke o zaman sustu ve bu halde.... geçmiş olsun giden gitti gelen kara belaaa.... Vicdanınız sizi zorluyor artık, şahit olduklarınıza kayıtsız kalmak zor değil mi sayın hocam...Konuşmam karışmam diyordunuz. Sizde biliyorsunuz ÜLKE HEP BİRLİKTE ÇAĞIRDI BU BELAYI HEM MUHALEFETLER, HEMDE İKTİDARI, HALK ADALET İSTEMİYOR, ev araba ve kolay para kazanmak istiyor. iktisat felsefe din sosyoloji aynı şeyi söyler adalet yoksa suç vardır....

41:50 de hocanın söylediği çocuklar kim arkadaşlar.

Aklımız fikrimize karıştı değerli hocam

Ağzınıza sağlık Hocam…

Cep telefonundan yayın, bilgisayardan yaptığınız yayınlara göre daha iyi olmuş. Bilgisayardan yaptığınız yayınlarda ses hem yüksek gelmiyordu hem de daha boğuk çıkıyordu. Böyle daha iyi olmuş. Ülkenin böyle önemli güncel sorunlarını konuşmaya vakit ayırdığınız için de teşekkürler. Özgür bir ortam olmazsa felsefe de yapılamaz.