Ali Saydam'la Yaşama Sanatı ve Sinema
Vložit
- čas přidán 29. 04. 2024
- Sanatlar arasında sinema sanatı.
Bertold Brecht'ten hareketle sinema sanatıyla yaşama sanatı arasındaki varoluşsal ilişki.
Odakta Wim Wenders'in "Perfect Days/Mükemmel Günler" (2023) adlı filmi yer alıyor!
Peki yöntem?
Yöntemin özü: anlaşmak zorunda değiliz ve fakat tartışmak suretiyle yaşamı anlamak ve anlamlandırmak zorundayız.
Not: Söyleşileri sürdürebilmek için desteklerinizi bekliyoruz, lütfen kanalımıza "abone" ve "üye" olmayı unutmayınız!
Katıl butonu için:
/ @ducanecundiogluresmik...
Düzenli dersler için:
felsefedersleri.com
Yasujiro Ozu/ Noriko Üçlemesi
Banshun / Geç Gelen Bahar 1949
Bakushu / Erken Gelen Yaz 1951
Tokyo Monogatari / Tokyo Hikayesi 1953
👍
Ilk filmin tadi ne güzeldir,, son film ise büyüleyici ve agladigimi hatirliyorum.
@PınarDuran-gw7ev teşekkür ederim film isimleri için 💐
Ali Saydam beyi konuk ettiğinize göre naçizane birkaç konuk önerisinde bulunmak istiyorum. Soldan-sağa, sağdan -sola ya da verev artık hangi şekilde algılanırsa... Doğu Perinçek, Ahmet Hakan, Rasim Ozan Kütahyalı (ki en önemlisi bu her konuda olduğu gibi sinema bilgisine de güvenebilirsiniz) . Kaygılarımla...
Söyleşiden sonra Ali Saydam beye karşı beslediğim antipati, kızgınlık, umursamazlık, hor görme vb duygularımda azalma oldu ve bu beni üzdü galiba. Bir insana bilgi ve deneyimlerinden dolayı istemsizce saygı duymak ve aynı insanın yaptıklarını hatırlayınca tekrar öfke duymak ikileminde savruluyorum ... Yine de ortaya keyifli bir program çıkmasında katkısı olduğundan dolayı teşekkürler
Çok keyifli bir sohbetti ❤️❤️
Çok dolu dolu bir programdı, teşekkürler. Yirmi sene evvel böyle bir söyleşiye rüyalarımızda belki erişirdik. O da potansiyel var ise. Sağolun varolun.
Samimiyet içeren çok keyifli bir sohbet teşekkür ederim var olun selamlar.
Hocam; tebrik ederim! Allah bağışlasın!
Ne güzel demlenmiş iki insanın sohbetine dahil olduk, çok lezzetliydi.Teşekkürler..
Bu güzel program için teşekkürler!
Harikasınız ve iyi ki varsınız... teşekkürler Ali bey ve Dücane bey
Harika bir yayın olmuş öncelikle teşekkürler. "Perfect Days" filminde baş karakter, kız kardeşine bakarak, zengin ve kültürlü bir ailede yetiştiği, fakat belirli sebeplerle münzevi bir yaşamı tercih ettiği izlenimini veriyor. Kendi nefsini arındırma amacıyla tuvaletçilik yaptığı ve sanata olan ilgisi modern bir sufi olduğunu düşündürdü bana. Hatta onu, çağdaş bir Mevlevi olarak da tanımlayabilirim. Yayın esnasında not alamadım maalesef , bir arkadaşımız yayında ismi geçen film ve yönetmenleri yorum olarak yazsa minnettar olurum....
Bu videoyu yarıladım. Sonra filmi izledim. En sonunda da videonun geri kalanını.. Film gerçekten de çok ama çok güzelmiş..Teşekkür ederim Ali beye..
Sohbeti iki kere izledim. Metin bobaroglu sohbeti hariç en iyi sohbetiniz olabilir. Okadar çok zevk aldimki. Gerçek iki dostun güzel sohbetine iştirak etmek büyük bir şans.
Müthis ögretici, müthis keyifliydi. Ali Saydam beyin de rahatligi bana ayri haz verdi. Tesekkurler emeklerinize
Emeğinize sağlık dücane hocam severek takip ediyoruz selamlar ❣️
Ali bey ve Dücane beye bu sohbet için ne kadar teşekkür etsem azdır.
Basit ve yalının güzel olması meselesi aklıma beethoven'ın moonlight sonatı'nı getirdi. Fazıl say''ın paylaşımında görmüştüm. Beethoven, moonlight sonatı insanların neden bu kadar sevdiğini anlamadığını, halbuki ondan çok daha karmaşık bestelerinin olduğunu söylemiş zamanında.
Perfect days için teşekkürler çok güzel bir oyunculuk ile unuttuğumuz hasletleri hatırlattı.
Hocam yeni eviniz hayırlı olsun ❤
"Ülke ve dünya nereye gidiyor ve/veya bizim istikamet neresi " gibi genelgeçer bir konunun ( dünya sosyopoltikası merkezli ulus devletler davranış konjüktrünü tanımlayabilecegimiz); bunun yanında genç, olgun, yaşlı bireylerin hayatlarını anlamĺı kılması bakımından kitap önerilerinizi de içeren bir program özlemi içindeyim, bilmiyorum programiniz buna uygun mu, geçen Ufuk Uras beyefendi ile yaptığınız son derece kaliteli program için ayrıca teşekkür ediyorum.Ders olarak izletilmeli okullarda.Sencileyin böyle dopdolu insanları duydukta, gördükte insanın içi ısınıyor, geleceğe umutla bakıyor...Varolun...Kalın sağlıcakla...
Ali Saydam ile dost olmak mı? Evlerden ırak…
Dücane bey hocam
Filmi oğlumun tavsiyesiyle izlemiştim
Sizlerin anlatımıyla yorumlarınızla
benim anladıklarımın uyuşması beni çok mutlu etti
Daha da çalışarak iyi bir öğrenciniz olmak için gayret ediyorum
Oğlum un böyle bir filmi bana bulup izletmesi(20 gün önce) ayrıca beni gururlandırdı
Sevgili Dücane bey hocam kızlarınızdan bahsederken sesinizin tınısını ifadenizi geriye sararak incelerim ısınmak için
Torununuzun geleceğini söylediğiniz gün iyice fark etmiştim doğum haberinide aynı duygularla söylediniz
Cündioğlu ailesini tebrik ediyorum
Gözünüz aydın seve seve büyütsünler inşallah
Gelişimimde her konuda büyük katkılarınız için minnettarım
En derin saygı ve sevgilerimle
Karşılıklı iletişiminizi beğendim olgun ve dolgun program teşekkürler 😅
Dücane Hocam bu videonuzu açtım ama izlemek istemedim. Kendi kendine oynadı. . +1 izlenme ile katkım olsun istedim.
Ali saydam var diye mi?
Dücane bey mutlaka bir değer görmüştür ve konuk almıştır diye düşünürüm ancak Ali Saydam ın attığı kırk taklaları bildiğimden samimi olamayacağına kanaat getirdim 👏👏👏
Çok teşekkürler
🌸💮🌺🌼Teşekkür ederim.🌸💮🌺🌼
Söyleşinin içinde geçen filmleri ve yönetmenleri not alan arkadaşımız varsa burda paylaşabilir mi acaba ?
Harika bir yayındı. Ali Saydam ile birkaç yayın daha olsa iyi olur
Teşekkürler
Gözünüz aydın Hocam, güle güle büyüsün.
Tv de katıldığı tartışma platformlarında ifade ettiği düşünceleri ve ilkesizlikleriyle ülkede büyük sıkıntılar yaşatmış ve yaşatmakta olanların değirmenine su taşımaktan çekinmeyen biri olmasından dolayı yıllardır takip ettiğim hocamın programını ilk defa , konuğunun Ali Saydam olmasından dolayı kendime de kızarak izlemeye tahammül edemedim. Bilgi birikimini hayata değer katmaya odaklayabilmesini umuyorum.
Neyse, başka bir yerde hoşgörüden, demokrasiden, özgürlüklerden bahsederek telafi edersiniz yukarıdaki İNSAN kokan yorumunuzu 😂
Dücane hocam Ali bey'le olan sohbetiniz tüm ikili sohbetlerden çok çok daha lezzetliydi...Ali Bey için önyargılı arkadaşlara sohbeti dinlemelerini tavsiye ederim
Sayin hocam Buyukada yı cok seviyordunuz hangi guzel yeri buldunuz Esiniz hanimefendi ile guzel gunler gorun yeni evinizde dedeliginizide kutlarim Allah korusun meleginizi hayirli saglikli vefali omru olsun
Çok beğendim özellikle Ali Saydam'ın performans olarak iyiydi.
Üstadım sizi yorgun ve dertli gördüm.
Çok kaliteli bir söyleşi oldu.
"ömrüm "memleket yıkılıyor" teranesini dinlemekle geçti, memleket filan yıkılmadı ama nedense yıkılan hep memleketin çocukları oldu."
gibi enfes bir cümlenin sahibi hocam! özellikle son on yılda "memleketin çocukları"nın yıkılması için özel olarak kurulmuş kanallarda gayet müsterih yayınlar yapan bir zatın "donanımı" da "nezaketi" de umurumda değil. elbette kanal da sizin keyif de sizin ama bu zatın bu kanalda ağırlanması canımı sıktı. neden biliyor musunuz?
mesela sizin deprem sırasında yayınlarınızı ağlaya ağlaya dinledim, oh dedim "duygu"larımıza tercüman olan birisi çıktı da içimizden geçenleri söyledi. duygudaşlık kurdu bizimle hocam, dedim.
memleketin çocukları yıkılırken, hiçbir duygudaşlık belirtisi göstermeyen, bırakın duygudaşlık göstermeyi, "o kanallarda" vicdanı rahat bir izlenim vererek yayınlara katılmış birisinin sinema bilgisi de benim eksiğim olsun.
saygılarımla.
+1
işte bu. ağzınıza sağlık. ben bu söylediğinizin gerçeğin, ne bu video özelinde ne de dücane beyin söylediklerine ve söyleyeceklerine düşürdüğü gölge açısından göz ardı edilebilir olduğunu düşünmüyorum.
Aynı fikre sahip olmanız gerekmez bir entellektüelle Dücane hocayı tabiri caizse mahalle değiştirmesine vesile olanlardan biridir Ali Saydam.Sinema konusunda hocaya daha neler katmıştır kim bilir yayını izleyip tekrar izledim not almak için öyle dopdolu bir yayın ki bence Hocanın bir videosunfa dosttan bahsederken seni geride bırakan dostlarınız olsun diyordu yayını izlerken alınan keyif aslında o karşılıklı muhabbet dolu sohbetlerinden bize kalan.Hocayla örtüşmeyen çok fikrim var 20 yıl öncesine bakınca ama Hocadan heybeme hep bir şeyler alırım uymayanı kenara koyarım (şunu söylemek lazım Dücane hoca bize bunu öğretti)Allah onu madden ve manen genişletsin...
Yorum 👍🏻
Üstat, duruşuyla, görüşleriyle ve işgal ettiği konum itibariyle Heidegger'in reenkarne hali gibi...
'Her zaman yeşil'den ziyade "her dem taze" demek daha uygun sanki.
Şaşmak, şaşa kalmak, şaşırmak konusunda üstat, Nazım'ı anlayamamış kanımca, şaşırmayan ilerleyemez. Çocuklardaki doğuştan filozofluğa bir gönderme/öykünme, çocuklar en ufak/sıradan konularda bile henüz konumları gereği şaşırırlar...
Spagetti Western filmleri İspanya'da çekildiler ama yapımcılar genelde İtalyan'dır...
:))
Dücane bey teşekkür ederim, Ali bey teşekkür ederim
Gözünüz aydın değerli hocam.Torununuz güle güle büyüsün,yeni evinizde güle güle oturun.Ali beyle yaptığınız söyleşi muhteşemdi inşallah bir seri izlemek lütfuna sahip oluruz,özellikle de minimalizm incelemesi bir programı hakediyor .Bu film bağlamında olmasada dolaylı olarak minimalizmi "yeni fakirlik "olarak değerlendiriyorum.Cyberpunkun estetize edilmiş hali. Hatta biraz da dayatılan oluşturulan yeni fakirlik sanki.Halbuki 4.sanayi- teknoloji çağına girilirken maddenin sayısız üretimi mümkün.Herşey mümkün,ama buna kimlerin ulaşması isteniyor? Japon karekterimiz acaba seçiminden dolayımı yoksa koşulların zorlaması ile mi bunu yaşıyor pek belli değil,gece kabus mu görüyor rüya mı belli değil.Bu durumda gündüz göğe bakarak çalışarak huzuru bulsada,william faulkner okuyacak seviyede,penceresinden mor ışık süzülen merkezde yaşayan birinin ,tenekeden barakada mutlu olup olmadığını bilemiycez galiba.Geçmişle bağlantısını koparması aslında akıllıca,hiç değilse an da huzurlu.Çelişki yaşasa hiç birşeye sahip olamayacaktı belki de.(eskiden de, zengin ve kültürlü bir aileye mensup olması bu dünya şartlarında pek bir şeyi değiştirememiş)Hani bazıları kalkamadığından oturur, onun gibi.Gelecek ne getirecek acaba?Wim Wenders'in dehası dediğiniz gibi takdire şayan.Ama buna klişe deyimle büyük resimden bakma taraftarıyım Hocam."Bizim sıradan bedenlilerimiz sizin enerji bedenleriniz gibidir"deniyor.!Aslında insanlık tarihinin de kısa özeti gibi bu cümle.Kurt kuzey yarıkürede,soğuk serin iklimde yaşayan canlı.Perfect Days güzel bir film di.Ben içimden"japon ipeği"dedim.!😊Sağolun tekrar hocam.
Teşekkürler.
Konuşmada tek eksik Frank Sinatra ve ı did it my way di. Onu da ben yazdığıma göre dağılabilirizzz.
Kötü yorumlara rağmen izledim, güzeldi benim payıma.
Ali Saydam bey,
" Dahiyane olan, basiti bulmaktır" cümlesi ile, filmi izlememe, bu basit ama derin programa vesile oldu.
Dehasına sevgi ve saygı duydum.
" Gölgeler üst üste bindiklerinde daha kara olur mu? "
Muhteşem..❤
Sn. Ali Saydam'ı ilk defa izlemek şansını elde ettim, mükemmel bir sohbet oldu, çok keyif aldım.🥰 Çok teşekkürler, tekrarını talep ediyorum Filmin kahramanı Hirayama'nın her sabah yeniden uyanması bana geçmişte kullanılan bir deyişi anımsattı. "Bugün, hayatının geri kalan kısmının ilk günüdür". Belki de her sabah o ilk günü yeniden yaşamaya başlıyor. Bana göre de muhteşem bir filimdi. Nefeslerinize sağlık. 🙏🌺❤
Yayın boyunca gayet inanarak söylenilen ama yanlış olan bilgileri ve başka şeyleri aklımda kaldığı kadarıyla sıralayayım:
Citizen Kane filmi Orson Welles’in değil, görüntü yönetmeni Gregg Toland’ın dehasıdır. Yönetmen kültü maalesef film eleştirilerinin büyük sorunudur ve burada da kendini göstermektedir. Derin net alan görüntü yönetmeni Gregg Toland’ın önceki film ve fotoğraflarında da seçimidir. Bunun dikkat çekmesinin sebebi de o zamanki genel derinlik arayışının tersine bir çaba olmasıdır. Sektörde genellikle odak uzaklığı uzun olan yani 35mm ve üstü lensler ve açık diyafram kullanılarak net alan sığlaştırılırken Gregg Toland geniş açı lensler ve kapalı diyafram kullanarak net alanı Z ekseninde de genişletir, yani derinleştirir. Ali Saydam’ın iddia ettiği gibi bunun için herhangi bir lens yaptırılmamıştır, gerek yoktur, yaptırılacak olsa da buna gerek duyan Orson Welles değil görüntü yönetmeni Gregg Toland olacaktır çünkü bu amacı ve iradeyi ortaya koyan odur. Dücane Cündioğlu’nun Stanley Kubrick’in benzer bir şey yaptığı şeklindeki müdahalesi doğrudur ama o da lens yaptırmamış, stüdyo lenslerini film kameralarına takabilmek için kameraları modifiye ettirmiştir. Bunu da net alanı genişletmek için değil, Barry Lyndon filminde mum ışığından yeterince faydalanmak için yapmıştır.
Yani bu etkiyi almak için lenslerle ilgili herhangi bir teknolojik buluş yapılmamıştır Citizen Kane filmi için. Ama bir sahnede yine Gregg Toland tarafından yapılmış teknik bir müdahale vardır derin netlik adına. O da annesi çocuğu vermek için adamlarla konuşurken pencere dışında oynamakta olan çocuğun içeridekiler kadar net gözükmesidir. Geniş açı lens ve kapalı diyafram da olsa o kadar uzaktaki objenin netliğinin bozulacağından bu alana maskeleme yapılıp iki ayrı çekim birleştirilmiştir. Ve yine bunların tamamı görüntü yönetmeni Gregg Toland’ın fikirleri ve uygulamalarıdır, "yüce" Orson Welles’in değil.
Ali Saydam’ın, zamanında bu derin net alanın teknik imkansızlık olduğu ve bunun şimdiki telefonlarda çözüldüğü bilgisi tamamen ve hiç tartışmasız yanlıştır. Bu net derin alan dramatik etki açısından kısıtlıdır ve gerekli zor koşullar sağlanmazsa (Gregg Tolland’ın yaptığı sahne kurumu ve ışıklar yapılmazsa) çok çirkin, ham ve anti-sinematik bir görüntü verir. İşte bu yüzden iddianın aksine yeni telefonlarda bu “eksiklik” görülüp çoklu kamera sistemleriyle net alanı sığlaştırmak için telefonlara portre modu ya da sinematik mod gibi özellikler eklenmiştir. Bu modlar ön ve arka netliğini sığlaştırıp sadece odaklanılan objeyi net gösterir. İlk, tüketici hedefli dijital kameralar çıktığında da sektör bunların sığ net alan verememe, film görüntüsünden uzak olma sorununu çözmek için benim de bir tanesini İngiltere’den aldığım 35mm adaptör çözümleri getirmiştir. Kameranın ucundaki sabit lense bu adaptörler bağlanarak önüne lensler eklenebilmiş ve böylece net alan sığlaştırılabilmiştir endüstri standardı olmayan daha ekonomik kameralarda.
Yani derin odak iddia edilenin aksine ulaşılması gereken bir ideal olmamıştır. Hatta hangi işi bilen sinemacıya “Bundan sonra sadece sığ net alan ya da derin net alan çekecek olsanız hangisini seçerdiniz” diye sorsanız dramatik etkilerini göz önünde bulundurarak tamamına yakını sığ net alanı seçecektir.
Doğu Demirkol ve Ahlat Ağacı örneği de teknik bilmemekle ilgili bir dert maalesef. O uzun uzun yürümenin ne kadarının kaç kere kesilerek başka planlara bağlanacağını bilmek gerekir. Diğer Nuri Bilge Ceylan eleştirileri çevre motifli değil kişiseldir diye umuyorum, öyleyse tartışılmaz. Şahsi eleştirim kendisinin fazla stratejist olmasıydı, son filminde eleştirim biraz daha genişledi ama yeri değil.
Ali Saydam’ın iddiasının aksine insan gözü 35mm değil 50mm lense yakındır. Tamamı bu lensle çekilen filmler olması bu yüzdendir.
Konu dışı da olsa Ali Saydam’ın imkansız yalınlık adına örnek verdiği Ayrılanlar İçin şarkısı Sezen Aksu’nun değil Timur Selçuk’undur. Bu arada olanaksız yalınlık meselesi iyi bir sanat-tasarım okulunda okuduysanız devamlı karşınıza çıkan bir kavramdır Cündioğlu kadar yalın ifade edilemese de. Hatta Baltik Film Akademisi’ndeki yüksek lisansımda gördüğüm kadarıyla film eğitiminin de her aşamasında vardır. Eserin, hiçbir şey çıkarılamayacak ve hiç bir şey eklenmesine gerek kalmayacak hale getirilmesi olarak anlatılır Dücane Cündioğlu’nun açıklamasına benzer şekilde. Kanımca Bülent Erkmen tasarım alanında en iyi uygulayıcılarından biridir.
Şahsi fikrim; Rambo 1 - İlk Kan iyi yapılmış kötü film değil, iyi yapılmış, iyi bir filmdir. Diğer Rambolar için yapılan eleştiri doğru olabilir.
Macar sinemasında Ali Saydam’ın aklına ilk olarak Bela Tarr’ın gelmemesine şaşırdığımı belirtmem gerekir.
Sayın Cündioğlu’na ek bilgi, “Hala tuvalet temizliyor, motor denmedi” diyerek ifade etmeye çalıştığınız durumdaki o “motor denmesi” drama yazarlığında inciting incident olarak geçer. Karakteri maceranın içine iten, akışı ve hikayeyi başlatan olaydır. Ben de dramaturji kurallarının bilinçli ve amaca yönelik olarak bozulduğu filmleri daha fazla görmek arzusundayım ama bahsettiğiniz filmi henüz izleyemedim.
Bence önemli konu: Film okumaları teknikten bağımsız olduklarında genellikle komik olurlar. Teknik imkansızlık ya da imkandan dolaylı yönlenmelerin “okuyanlarda” nasıl yorumlara döndüğü şahsımın da başına gelmiş ve yönetmenlerin genellikle dalga geçtiği ama bu yüceltmeleri göğüsleyip asıl sebebi “çaktırmadıkları” bir durumdur. Sinema tarihinde de çok çok komik örnekleri vardır. Ve bir zamanlar kendisiyle çalışma şanssızlığını yakaladığım çok ünlü eski bir yönetmenimiz, çok eskiden film eleştirmenliği yaptığını, işin içine girince ne kadar saçmaladığını anladığını ve o işi tamamen bıraktığını söylemişti. Ben de bu eleştiri ve okumaları ulvi bir anlam arayışına benzetiyorum. Patern fark etme becerisi ile patern arama arasındaki fark gibi. Özetle dikkatli olmak ve fazladan yorumlamamak gerekir, çünkü pipo genellikle sadece pipodur.
Son olarak şahsi bir yorum: Sanırım 99 senesinde, Ali Saydam’ın şirketinde 2 ay kadar staj yaptım. Bu videoda tüketim eleştirisi yapması ve tuvalet temizlemeyi “seçmiş” adamı kutsaması beni şaşırttı. Tersini anlattığı bir diyalog bile yaşadığımızı hatırlıyor olsam da izlerken herhalde aklımda yanlış kalmış diye düşündüm. Ama ben kendi adıma tutunacağı ve pratiğini uygulayarak kimliği haline getireceği inancı-ideolojiyi aramayı değil, maruz kaldığımı yorumlamayı tercih ediyorum.
Değerlendirmeleriniz için müteşekkirim.
@@DucaneCundiogluResmiKanal Ben de yayınlarınız için...
Sizin işinizde zor yahu böyle film mi izlenir? :)) sahi yönetmenler film izleyebiliyorlar mı ? yani işin bütün abra kadabra mambo jambosunu biliyorsunuz. (yanlış anlamayın sakın dalga geçmek maksadıyla yazmadım, sinema konusunda bilgisiz biri olarak yazdıklarınız bende acaip bi merak uyandırdı )
Sevgi ve saygılar hocam
2 farklı başlangıç ,benzer yolculuk ve aynı son.
Çok güzeldi, umarım Ali beyi daha çok görürüz
Ağacın tacı (ing; canopy) konusunda, Dücane hocanın uç tomurcuk ile ilgili açıklaması her ağaç türü için geçerli değil. Örneğin Toros sedirinin uç tomurcuğunu istediğiniz kadar kesin. Yan dallardaki tomurcuklar o görevi üstlenir.
Keşke edebiyat ve sanat ayrımı bahsini biraz detaylandırsaydınız, orayı erken geçtiniz. İkinize de teşekkür ederim.
Hocam Ali Saydamla dostlugunuzda bizim anlayamadigimiz husus nedir yani bu konuda biz neleri birbitine karistiriyoruzki bu soylesinin konusunu devre disi biraktirip Ali Bey ile olan dostlugunuza tepki yagdiriyoruz. Neyi anlayamiyoruz?
👏🏻
❤❤❤❤
NPQ Tartışıyor programlarını birkaç yıl önce izlemiştim. 20 sene öncesinin en kaliteli programlarından biri olduğunu hemen anlıyorsunuz. Ali Bey o programı yürütülebilir kılan harika bir moderatör performansı göstermişti. Kendisinin de ne kadar yetenekli ve bilgili olduğunu o zamanki konuşmalarından anlıyoruz. Yeni Şafak yazarı olması tanımadığınız bir insan için tek başına fikir sahibi olabileceğiniz bir durum değil. Biraz kendisini tanımaya çalışın bence, oldukça ilginç bir karakter.
Galiba iki Ali Saydam var
Bir insanın senin babanın torununun çocuğu olarak dünyaya gelmesi ne kadar onurlu bir dünyaya geliş değilmi Dücane abi senin yerine senin kadar çok sevindim evrimsel açıdan...
Fause 2'yi Türkiye'de anlatan Mustafa Özel var. Keşke Dücane Hoca onunla da söyleşi yapsa.
👏
"İyiler kazansa tarih biter. Hayat ta iyiler de, kötüler de kazanır bir döngü şeklindedir."
Ali Saydam
Zaman; geçmis, AN, gelecek.
Şimdi şimdidir.
Çok lezzetli sohbetti, devamı gelir umarım.
Bu adamla aynı karede olmak sizi aşağı çeker Dücane bey. Olmadı bu.
Ali Bey, muazzam birikimine çok yazık ederek niteliksiz gazetecilerle bir o kadar niteliksiz siyasetçilerin günlük klişelerini saatlerce tvlerde konuşuyor. Bu birikimin sahibi olup o bitpazariyla tatmin olmak neresinden bakarsak çok kötü bir tercihtir.
Bu adamı TV de gördüğümde kanal atlardım.
Ali Saydam çok donanımlıymış
Filmde sonuna kadar tuvalet temizlenip hiç pislik görmememiz
Klozetin altına ayna tuttuğu sahnede var
🎉🎉🎉🎉🎉
👍👍👍😁😁👍
Dücane bey Ali beyi ne zaman konuk alacak diye kaç yıldır bekliyordum.❤
Hayat finalini reis hayrani olarak yapan ali saydam hayraniyim😂
Bu programa bana çok güzel bir film izlememe ve Win Wenders'ı tanımama vesile olduğu için teşekkür ediyorum. Eleştiri olmalı ama bu kanalı izliyorsanız artık bu şekilde sığ eleştiriler olmamalı.
Ali saydam ile dost olması Dücane Hocaya karşı sempatimi azalttı maalesef.
Hayırdır ne bakımdan?
Sevgili Dücane Cündioğlu,
Ali Saydam beyefendiyi bize tanıttığınız için çok teşekkür ederim. Onun düşüncelerini ve sinemaya bakış açısını dinlemekten keyif aldım. Sosyal içerikli film izlemekten, aburcubur diyebileceğim filmleri izlemeye başladığımda, spazm geçirdim diyebilirim. Devrimci düşünceye sahip biri nasıl böyle filmler izler, diye suçluluk duyuyordum. Ali Saydam hocamın söyledikleri beni rahatlattı. Demek ki, çok anormal bir şey yapmamışım, evrilmişim. Saygılar, selamlar...
Ali Saydam'ı A haber ve benzeri kanallardaki derin yorumlarını da izlemenizi tavsiye ederim.İkisini birlikte değerlendirirseniz sağlıklı bir değerlendirme olur.
Ali Saydam niye bu kadar elestiri aldı anlayamadim...Herhalde geçmiste büyük kusurlari vardı...Zihinlere kazanmış...
Başka adam kalmadı mı hocam? Gerçi kalıbını gören adam sanabilir de...
Hayırdır neden...
Dücane Bey izledeğim için pişman olduğum tek programınız.
Ama hocam! Spoiler verince izleme isteği daha çok tetikleniyor sanki!
Haydaa bu yalakayimi dinleyelim diyorsunuz yapma be Ducane bey, ulkeyi bu tipler bu hale getirdi.
Kes, izlemek istemiyorsan yallah halk tv'ye
Gizlenip laf atmak kolay tabi. Gürgen.
@@ramazanarman2867 tamam Sözcü tv'ye git, begenmediysen.
🤍
İlk defa bir konugunuzu eleştirmek isterim.
Bence bir insanin önce ilkeleri tavrı duruşu olmalı.
Cikardiginiz kişi bana göre bunlardan yoksun.
Dinlemedim yüzünü görünce bile sinir katsayilarim yükseldi.
Sadece öğrenmek istiyorum. Ali Saydam'a çok eleştiri geldi..Nedeni?
Nisanyan ali saydam sirada rasim ozani cikar hocam
ne olur daha sık sinema konuşun...🙏
İstifa eden partnerin yerine yenisinin "atanması" ve arada gerçekleşen vaziyete de biraz değinilebilirmiş. Bir evvelki periyotun finali ile çok ilişkili zannımca. Değinilmiş ise de şimdiden özür dilerim, biraz uyku haliyle takip etmeye çalıştım, kaçırmış olabilirim.
O kadar güzel ve samimi bir sohbetti ki keyifle dinledim. Torun için tebrik ediyorum, Allah dedeli-nineli büyütsün İnşallah.
Ali Saydam için yapılan olumsuz yorumlar siliniyor :)
Olumsuz yorumlar değil, edepsiz yorumlar siliniyor.
Golge ol ve gozukme lutfen.
Ali Saydam'ın tek rahatsız olduğum üslubu; "Bravo...tebrik ediyorum...biliyorsun değil mi?...Bilmen lazım..." gibi ifadelerle karşısındaki sınava sokar gibi sorular sormasının kibirli hareketleri çok rahatsız edici buldum. Kendisi de biliyor ki Dücane Hocanın bilgisi bir yana, aslında o bilgilerden çok o bilgileri işleyen ve yaşatan irfana sahip olduğunu. Bile bile demeyeyim ama sanırım kişiliği böyle olduğu için o tavırları sergiliyor. Buna rağmen Dücane Hoca nezaketini, metanetini, saygısını ve sevgisini bozmadan dinledi, katıldı ve yine de hoş bir sohbet oldu.
"Şeylerin hakikatini göster " kızıl goncalar ...
Reis, bu antika marksistleri sarma başımıza Allah'ını seversen . İki programdır izleyemedim ...
Nuri Bilge Ceylan üzerine bir iki yorum bekleriz. Uzak başka, Bir Zamanlar Anadolu'da bambaşka. Sadece ilginç mi?
Konularinin ehli insanlar fakat o kadar dağıtarak konuştular ki hiç bir konuya yükselemedik
"Nerede olursan ol, Allah'a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâka uygun biçimde davran!" (Tirmizî, Birr, 55)
Dücane bey bula bula ali saydamımı buldunuz..
Emre bey siz gidin Enver Aysever izleyin. Ali beyi anlamanız yorar sizi. Hem orda rahat rahat istediğinize hakaret edebilirsiniz. Hatta dinlemenize bile gerek kalmadan yapabilirsiniz bunu.
Sewiyeye bakarmısınız?bu üslub nekadar kötü hiç düşündünüzmü?birşey yazarken konuşurken iki kere düşünmeli insan tabi düşünme eğitimi almışsa almadıysa böyle midesiyle ses verir yazık harbiden yazık bu topluma odun gb yetişiyorlar
Çok seviyesiz bir dil. Üslubu beyan, aynıyla insan...
@@arkhe. Ikisininde Müjdat Gezenle konusacak kapasitesi yok...bu bir gercek.
Ahmak
Sinema bir “eğlence”dir her şeyden önce. Nuri Bilge filmleri “farklı”bir zevki gerektirir.
Filmlerin “mesaj verme” derdi teferruattır bu bakımdan. Mesaj bekleyen ya da uman, “sinemadan anlamıyor” demektir…
İtici bir tip ,ne kadar bilgili olursa olsun.
Böyle aydın birisinin arap islamına inanması inanılır gibi değil