Hocam True Detective gibi benim çok sevdiğim hatta ezbere bildiğim bi diziden örnek vermeniz beni çok şaşırttı (şaşırtmasının sebebi sizin için basit geleceğini düşünmemdi) ve de mutlu etti. Bahsettiğiniz replikte şu idi: Doğa kendisinden başka bir bakış açısı yarattı. Bizler doğanın kanunlarına göre var olmaması gereken canlılarız.
Ducane hocam yine ciddi bir sorgulamaya soktu bizi , çok kapsamlı çok luzumlu bir konuya neşter vurdu, bir cerrah gibi bir beyin cerahı gibi, iyiki varsın hocam ağzına sağlık .
Son zamana yetiştim, yaşamış ve bir büyüğün nasihatı ve aynı zamanda hakikati.. Ama hocam şu geldi aklıma yaşamak lazım yaşamadan belirli şeyler görülmüyor keşke görülse umarım görülür ve yaşamadan ömürden gitmeden bir şeyler umarım görürüz görülür hocam.
Son bölüme yakın gençlere söylediklerinizi, umarım, gençler duyar; duyduklarını düşünür; düşündüklerini yaşamlarına uygularlar. Umarım.. Okuduğum kitaptan şu pasajı da, eklemek istedim: * ''Eğer bir kişi yedi yaşındaki inançları ile otuzyedi yaşında kendini hâlâ iyi ve mutlu hissedebiliyorsa, bu kişi ömrünü boşa harcamış demektir. Eski düşüncelerden, alışkanlıklardan, inançlardan ve sırasında eski arkadaşlardan sıyrılmak gereklidir. Bir şeyleri arkada bırakıp yürüyebilmek insanlar için güç bir derstir ama yine de yermek gerekmez. Bu onun için sadece bir zorunluluktur. Yenilikler ancak onlar için yer açtığınız zaman yaşantınıza girebilirler.'' (Sayfa: 135) (Marlo Morgan - Bir Çift Yürek) * Teşekkür ederim.. 🌱
@@stalan7404 Geçmiş çağları da okuyarak anlıyoruz az-çok ama, birebir yaşadığım çağı daha iyi bilirim. O yüzden: * Bu çağda, burnuma ''gerçek'' adı altında sokuşturulan şeylerdense, ''sahte'' denilen şeyleri irdelemeyi daha çok seviyor ve sıcak buluyorum. Dücane Cündioğlu'nun konuşmasında dediği gibi: İki ayak üzerine yükselişimiz, öyle sandığımız kadar iyi bir şey olmadı. Ve beynin büyümesinin de ''gerçek'' getirilerini (!?) anlayabilmiş olsak, olabildiğince ilkel yaşama gayreti gösterirdik gibi geliyor bana. * Bütün bunların dışında, eklediğim pasajın karşılığı nedir sizde, merak ettim.. Ya da var mı.? Farz edelim ki bu ''kolpa'' kitaptan değil de, internet üzerinde ağır abilerin/ablaların söylediği bir söz olmuş olsun..
Yeni dinleyebildim sizi , meditasyon yaptığım dönemde sürekli matra dinleyim söylerdim. Tek derdim düşünmemekti aslında. Hatta maymun zihinden kurtulmaktı amaç . Ardından namaz kıldığım ve tespih çektiğim dönemimde farkettim ki aslında hepsi aynıydı. Bu kadar tecrübeden sonra yoga pratiğine geri döndüğümde odak noktam daha iyi ve kendim izlemiyordum dışarda :)
Bravo. Maymun zihni zaten düşünme değildir. Onu isteseniz de durdurmazsınız çünkü o istemsiz devam eder . Bunu kavramak , aslında hiç düşünme kapasitemizi kullanmadığımızı kavramaktır.
Hocam bir dersinizde sizden dinlediğim, Aristoteles'in değinmiş olduğu kendini dışardan seyretmek kavramının soyut*soyut değil soyut^soyut olduğunu farkettim. Hissetmek ve kendi imgemi yani bedenimi görsel olarak hayal edebilmek günlük hayatta onun konuştuğunu dışardan görebilmek.Tıpkı Sokrates ile Alkibiades'in arasında geçen konuşmadaki gibi göze söylemek, gözün kendini dışardan görmesi. Size ufkumu açtığınız için çok teşekkür ederim.
Kıymetli hocam True Detective dizisi deyince orada bıraktım😊sizi dinlemeyi. Çünkü ben aynı zamanda iyi bir dizi takipçisiyimdir. Bu diziyi de seyretmedim doğrusu. Merak ettim bir bakayım, notlar alayim kendimce, sonra kaldığım yerden sizi dinlemeye devam edeceğim. Selemlar, saygılar😊
Bilgilerinizin yanında sesiniz ve konuşmanız cok güzel. O gençler bilememiş. Hızlı konuşsanız bu derin bilgileri anlayamayız. Ayrıca çok da yakışıklısınız. 🎉
Ahahah hocam bu memleketçilik örneklerini verirken Bandırmalı dediniz ya Allah razı olsun,nadir bulunan bir örnekleme:) Askerde bir hemşehrime biz Ofluyuz şeklinde gözdağı vermişler, bizimki de ben de Bandırmalıyım demiş, diğer oğlan arkasına dönüp sormuş arkadaşlarına neresi lan orası diye:)
Sn. Hocam, "In Praise of Walking by Shane O'Mara" kitabında, evrim sürecinde canlıların, sizin de bahsettiğiniz gibi özelde insanın dikey olarak yürüme safhasına geçmesi ile beynini kullanması arasındaki ilişkiyi ve diğer türlerden farklılaşmasını anlatıyor. Hareket etmeyen canlılarda beynin olmadığını, ihtiyaç olmadığını, hareket azaldıkça beynin de küçüldüğünü söylüyor. Saygılarımla
Sayın hocam demek istediğim şu ki; evet bir konuda çözüm bulmak içi düşünmeliyiz bu gerçektende olmazsa olmaz koşuldur. Fakat bu konuda bizlerin yapması gereken bazen beynimizi özgür bırakmalıyız. Çünkü insan düşüncesine önceki öğrendikleri, bildikleri beynin yeni şeyler düşünmesine, yeni şeyler ortaya koymasına ket vurmaktadır. Bizler beynimizi bazen bu yaşantıların etkisinde kalarak beynimize bu fırsatı vermemekteyiz. Bunun için beynimizde duygusal zeka denen bir bölüm açmalıyız. Açmalıyız ki bizler beynimizin duygusal alanında oyalanırken beynimizin geri kalanı diğer alanlarda bizim tesirimizden uzak özgürce çalışabilsin.
Modern toplumda dayanışma ve yardımlaşma daha güçlü. Pek çok konuda sivil toplum kuruluşları var ve bu kuruluşlar global bağlantılı.Örnekse; çevreci kuruluşlar, hayvan hakları kuruluşları, öğrencilere yardım kuruluşları, akademik burslar , afetlerde hızlıca dayanışma vb yüzlerce STK hızlıca dünyanın her bölgesi ile yardımlaşabilmekte.
Dücane hocam tam şu anda siz anlatırken dans, müzik, ibadet düşünmemek gerçekten öyle😅 ben de neden seviyorum diyorum bunları? O kadar beynim saçmalıyor ki demek ki böyle baş edebiliyorum. Doğal yöntem bulmuşum😊
34:10 Avrupa’da nörobilim ile ilgili olarak yürütülen “Blue Brain” projesi ile çarpıcı bir şekilde “Bağlantısallık ve Yaşamdaşlık” konusu tartışılıyor( Türkiye’de projeyi beyin cerrahı Prof.Türker Kılıç yürütüyordu).Bayesci matematik yeterli olmadığı için yeni modellemelerle açıklanmasına ihtiyaç var.Günümüzde bilinç ve düşünme konusu yapay zeka ile paralel bilimin özellikle yoğunlaştığı bir konu.
Herhangi bir canlının yaşamını idame ettirebilmesi, canlılığı mümkün kılan farklı organların birlikte çalışmasına bağlıdır, birinin varlığı ve sağlıklı çalışması diğerinin varlığı ve sağlıklı çalışmasının gerek koşuludur çünkü! Biz buna organizasyonel bütünlük diyoruz ve canlılığı bu şekilde tanımlayabiliyoruz, zira bu organizasyonel bütünlük yok olduğunda, ortadan kalktığında canlılıkta son bulmaktadır.
Hocam bu konuyla ilgili olarak " Toplumsal Birlik - Beraberlik " sağlamanın bireyselleşme karşıtı yollarından, bu amaçlarla çeşitli yapılarca girişilen tezgahlardan ve bu tezgahlara karşı bireyin mücadele imkânlarından birkaç madde de olsa bahsetseniz çok faydalı olur diye bu hususu takdirinize sunmak isterim.
Eyvallah Hocam… Eyvallah… Hocam paylaşımla ilgili ama konu dışı bir şey söylemek istiyorum. Hocam bazı bilindik kötü sözleri bence görmezden gelmelisiniz. Fikirsel bir şey değil bu bahsettiğim… Sizin paylaşımlarınızın altına gelip sizin kızdığınız bazı sözleri size söyleyen insanları gördüğünüzde mutlu olun. Bu kişiler için hala aşılamayan bir dağ gibisiniz demek ki ancak sizi üzerek, iğrendirerek öne çıkabiliyorlar. Mesela “Hoca namaz kılıyor mu?” sorusunu her duyduğunuzda mutlu olun. Çünkü başka çareleri yok. Tek yapabildikleri o… Ellerinden başka bir şey gelmiyor. Ha mutlu olun dediysem arada numaradan kızın elbette… Bir şey yaptıklarını sansınlar. Bu videonuz benim için çok özel öneme sahip bunu bilmenizi isterim. Anlatmayacağım ama bir sebepten özel… Değerli… Hepsi önemli ama bu video özel olarak önemli oldu. Eyvallah…
Hocam " Hız hazzı öldürür!" ilkesinden hareketle hem maddî hem de entelektüel hazlara erişmede " Yavaşlama Hakkı"nı kullanmamız gerektiğini kabul eder misiniz?
İskandinav ülkelerindeki dinin toplumsallaşmadaki hayati rolünü kaybetmesinin ardından bu boşluğu ne doldurdu oralarda?O coğrafyada toplumun bu ihtiyacı nasıl gideriliyor? Toplumsallaşmanın en önemli unsuru dindir hatta tek unsuru olduğunu iddia etmeyi nasıl temellendirebiliriz?
Kanımca İskandinav ülkelerinde bireyselleşme nedeniyle bireysel tercih yapabilme imkanları destekleniyor. Tercih yapabilme imkanı ortadan kaldırılmıyor. Geleneksel toplumlarda bireysel tercih yapabilen insanlar dışlanırlar ve topluluktan atılırlar. İskandinav ülkelerinde bireysel tercihler kötücül , dışlanması gerekenler arasında değil. Bu nedenle insanlar bireysel potansiyellerini gerçekleştirirken tehdit altında hissetmezler.
Hocam mecburen hızlı dinliyorum köyde bunca çilenin içinde kpss stresiyle uğraşıyorum ömür geçti ve sizin sohbetinize sığınıyorum nefes alacak alanım yok gibi bir his boğuluyorum çünkü okumuş cahil okumamış cahil ikiside tehlikeli ben ise kör kara cahillerle uğraşıyorum çok yorucu umudumun yok oluşu gibi düşünün annem diyor neyi dinliyorsun çok kötü durum😔
tercihlerinizi nasıl yapabileceğinize konsantre olmuşsunuz. Bu en rasyonel yöntem olarak ortaya çıkıyor. Bedel ödemek derken insanlar yanlış anlar, siz de bireyselliğiniz için başka insanların hoş olmayan tezahürlerine katlanarak bedel ödemeyi ve kendi tercihlerinize konsantre olmayı bir arada yürütmeye devam edeceksiniz. Hayatın özeti de bu. Zaten hayatı yaşamaya değer kılan da budur.
Dücane abi seni anladığım kadar kimseyi anlamadım öyle ki miktarınca değil inceliğince, konuştuğun hız senindir ey Allah'ım çocuklar.. gönlün ferahta olsun olmasın esintisi eksilmesin..
hocam kusura bakmayın ben konuya şöyle çözüm getirdim, sizi 2x hızında izlemek zorunda kalıyorum ama vaktim olmadığından yoksa diğer türlü de muhteşem sobetleriniz.
Canım hocam, iyi ki varsınız! Sizin sayenizde "insan" olmaya çabalıyorum. :) Hocam, eksik veya yanlış anladığımı düşündüğüm bir kısım oldu bu söyleşide. John Lennon'ın yaratıcı süreç ile ilgili söylediklerine dair yorumlarınız beni bildiklerimin yanlış olabileceğine dair kuşkuya düşürdü. John Lennon burada düşünme ile yaratmadan değil de sezgisel (Intuition) yaratım sürecinden bahsediyor sanırım. Sezgi ve düşünme arasındaki farklılığı düşünerek konuşacak olursak, sezginin ortaya çıkması için düşünmenin devreden çıkması gerekiyor hâliyle. Sizin sezgi konusu üzerine çalıştığınızı biliyorum. 1+1=1 programında Ali Nesin'le olan sohbetinizde Poincare'nin anılarından bahsetmiştiniz hatta. Tarihe baktığımızda birçok icat fikrinin, birçok teorinin ve birçok bestenin sezgisel biçimde (genellikle derin uyku sürecinde) ortaya çıktığını görebiliyoruz. Acaba siz sezgisel yaratımın olmadığını mı düşünüyorsunuz yoksa bilinç devrede olmadığı için bu süreci yaratma süreci olarak adlandırmıyor musunuz ? Eğer uygun bir zamanınız olursa beni aydınlatırsanız çok müteşekkir olurum. Sizi çok seviyorum :) 🌱
Bildiklerinizin ne olduğunu bilmiyorum, ve fakat size önerim: sürrealizmin babası olarak bilinen André Breton'un otomatik yazı teorisini ve Beat Kuşağının aşağı yukarı aynı ilkelere dayanan benzer söylemlerini incelemeniz.
Hocam Sokrates ' e verilen ceza çok orantısız idi ancak vahşi bir infaz şekli değildi, çünkü ortaçağ da çok daha zalimce infaz yöntemleri vardı. Örnek bronz bir boğanın içine koyup yakmak gibi..
Sayın hocam, fikirlerinizden ve tecrübelerinizden istifade ediyoruz sağolun, yalniz şu siyasete girmeseniz çok daha iyi olur. Ayrıca bilimsel ve felsefi bi konuşmaya siyaset hiç yakışmıyor.
Hocam Unutmayın ki Sizi Can Kulağıyla Dinleyenler Sizi Anlayanlar Sizi makul Saygılı ve tutarlı Eleştirenlerdir. Sizden Öğreniyorum Ama Size Benzemiyorum Çünkü Ben bir bireyim Kendimi Ortaya Koymak Zorundayım Kendimi geliştirmek Zorundayım Sizden Öğrenirim Sizden Alırım Ama Kendime Göre Yorumlarım. Saygılarımla
Hızlandırma seçeneği ile dinliyorum sizi, sorun olmuyor. Sorun şu *mikrofon çok bas veriyor* boğuk dinlemek zorunda kalıyoruz. Kulaklıkta özellikle çok boğuk.
Merhaba Hocam, son programınızın ilk yarım saatini izledim ve 2-3 not düşmek istedim. - konuşmanızı yavaş bulanlar için "- işkenceye katlanmayın, beni dinlemeyin" diye yanıt vermeniz esprili bir tavır gibi dursa da(ki ben 5 dakika güldüm)bence sağlıklı ve zevk veren bir tavır olmadığını düşünüyorum. Programınızın adı Dersler ama siz, sohbet ediyorum diyor ve sohbet ediyorsunuz. Bence programın adını değiştirip, Hayat Sohbetleri yapsanız daha şık olur. Bir başka olasılık ise hem siz "-biraz daha hızlanmaya çalışacağım" diyebilirsiniz( yavaş konuşuyorsunuz diyenlere hak verdiğinizi söylediğiniz için), hem de dinleyenlerden yavaş ve düşünerek yapılan konuşmalara uyum göstermelerini isterseniz, daha hoş olacak gibi. - evrim ile ilgili okumalarınızı sonradan yaptığınızı biliyorum, o nedenle, dil konusundaki hassasiyetinizi bildiğim için uyarmak isterim. Yaşam sürer, evrim, sürecin mekanizmasıdır. İnsan beyni ve kafatasının büyümesi evrimsel sürecin sonucudur ama evrim, insan beyninin büyümesine neden olmaz. Beyni daha büyük olan bireylerin hayatta kalma ve üreme başarısı yüksek olur, sonuçta büyük beyinli insanların görülme sıklığı artar. Koşullar değişip, daha küçük beyne sahip bireylerin hayatta kalmasına yol açan ortam oluşursa, küçük beyne sahip bireylerin sayısı artacaktır. Bu nedenle, bazı evrim hocalarının da diline yerleşmiş olan, "- evrim şunu sağladı, evrimin sayesinde böyle oldu" sözleri, çok yerinde değildir. Dünyanın koşulları, büyük beyne sahip bireylerin hayatta kalma ve üreme şansını artıran bir ortama sahipti ve insan beyinleri bu yönde evrimleşti, söylemi, daha bilimsel olacaktır.- bu konuya ek ve destek olarak da, popülasyon dinamiği dersinin temeli olan Hardy_Weinberg Dengesi konusunu da dikkatinize sunarım. Milyonlarca yıldır evrimleşmiş canlılar gibi Homo sapiens olan bizlerde de hem büyük, hem de küçük beyne sahip bireyler vardır ve bunların yüzdelik oranları da, çok büyük afet, yıkım, savaş vb olmazsa, genetik olarak sabittir( % 2, % 8, % 16, % 24 ve ters yansıması). - bir başka hatırlatmam ise büyüklük ile beynin işlevinin doğru orantılı olmaması, beyin yaklaşık olarak vücudun 1/50'si ama vücutta üretilen enerjinin 1/5'ini kullanır. Sizin de bildiğiniz gibi, bilgisayarlar, cep telefonları, bellekler küçüldükçe işlevleri daha da artabilmektedir. Hayatın temeli enerji olduğundan, ileriki yıllarda daha küçük ama daha işlevli beyinlere de evrilebiliriz. - son olarak da, insanların yeterince düşünmemesi üzerine farklı birkaç şey söylemek isterim. Evet, insanların büyük çoğunluğu düşünmek değil, inanmak istiyor ama bunu sadece insanların kabahati ya da tembelliği olarak görmemek gerektiğini, muktedirlerin ve aygıtlarının insanların bilgilenmesi, öğrenmesi, eğlenmesi ama DÜŞÜNMEMELERİ için kurguladıkları sisteme de gönderme yapmak gerekir, diye görüşümü belirteyim. İyi günler, iyi ki varsınız, sağlıklı bir beyin ve beden ile dilediğiniz kadar yaşamızın sürmesini dilerim. Necati Altındiş
Hocam, Kadın mı doğurur, bebek mi doğar? Ben kadın bedeni yetersizliğinden dolayı bebeği dışlar diye düşünüyorum. Buna bağlı olarak aciz canlılar olarak doğarız. Kadın bedeninden bağımsız bir biçimde rahim ortamında yaşayan çocuğun ideal gelişimini tamamlama süresini 12-16 ay varsayarsak, doğan çocuk hayvanlardaki gibi hazır bilgiler ile doğar mı? yürüme, konuşma gibi.
Orta yaslı biri olarak genclere diyorumu ki "tercih yapin" ögüdünün kiymetini bilin. Cok guzel bir sohbetti, tesekkurler.
Hocam, bana da sizi dinledikten sonra başkalarını dinlemek eziyet gibi gelmeye başladı. İyi bir kitaptan alınan haz gibi sizi dinlemek.
Hocam True Detective gibi benim çok sevdiğim hatta ezbere bildiğim bi diziden örnek vermeniz beni çok şaşırttı (şaşırtmasının sebebi sizin için basit geleceğini düşünmemdi) ve de mutlu etti. Bahsettiğiniz replikte şu idi: Doğa kendisinden başka bir bakış açısı yarattı. Bizler doğanın kanunlarına göre var olmaması gereken canlılarız.
Teşekkür ediyoruz yılların tecrübesi, birikimi Dücane hocam..Dikkatle dinliyoruz sizi..Saygılar efendim.
Konuşma hızınız diksiyon on numara böyle dewam üstadım ❤❤❤
Sayın Düccane Cündioğlu, sizi seviyorum. İyi ki varsınız.
Ducane hocam yine ciddi bir sorgulamaya soktu bizi , çok kapsamlı çok luzumlu bir konuya neşter vurdu, bir cerrah gibi bir beyin cerahı gibi, iyiki varsın hocam ağzına sağlık .
"İnsanın yeryüzündeki firak ve hicranı, bilinci ile eylemi arasındaki ayrılıktır."
Dücane Cündioğlu, Felsefe ve Sanat
"Zihinsel ayrışma", kendin olmak çok değerli bir kavram. Gençler için çok yol gösterici. Hocam ömrünüze sağlık 💐
"Olağanüstü hal, olağanüstü hukuksuzlukların kanun hükmüyle meşru kılınmasıdır."
Erdal İnönü
Dusunerek konusan yavas konusur, yavas konusanin sohbeti de daha guzel olur.
Hocam kibarca gidin diyorsunuz vallahi lumpenleri bile kırmamaya özen gösteriyorsunuz. Bravo
😊
Dolu dolu çok güzel iç açıcı bir muhabbet daha yapmışsınız ❤teşekkürler ❤
Son zamana yetiştim, yaşamış ve bir büyüğün nasihatı ve aynı zamanda hakikati.. Ama hocam şu geldi aklıma yaşamak lazım yaşamadan belirli şeyler görülmüyor keşke görülse umarım görülür ve yaşamadan ömürden gitmeden bir şeyler umarım görürüz görülür hocam.
Dücane hocamın True Detective i beğenmesine çok mutlu oldum. Benim için de izlediğim diziler arasında 1 numarada yer alıyor 😇
Bu diziye internetten ulaşmak mümkün müdür?
@@guldencicek5503 evet mümkün.
Hocam hayatı sorguladığım dönemde bakış açımı çok değiştirdiniz. İyi ki varsınız 🙏🏻
True detective 1. Sezon gelmiş geçmiş en iyi dizidir fikrimce .
Sizi dinlemekten herzaman zevk aldım ve faydalandım....çok teşekkür ederim
Son bölüme yakın gençlere söylediklerinizi, umarım, gençler duyar; duyduklarını düşünür; düşündüklerini yaşamlarına uygularlar. Umarım..
Okuduğum kitaptan şu pasajı da, eklemek istedim:
*
''Eğer bir kişi yedi yaşındaki inançları ile otuzyedi yaşında kendini hâlâ iyi ve mutlu hissedebiliyorsa, bu kişi ömrünü boşa harcamış demektir. Eski düşüncelerden, alışkanlıklardan, inançlardan ve sırasında eski arkadaşlardan sıyrılmak gereklidir. Bir şeyleri arkada bırakıp yürüyebilmek insanlar için güç bir derstir ama yine de yermek gerekmez. Bu onun için sadece bir zorunluluktur. Yenilikler ancak onlar için yer açtığınız zaman yaşantınıza girebilirler.'' (Sayfa: 135) (Marlo Morgan - Bir Çift Yürek)
*
Teşekkür ederim.. 🌱
kolpa kitap
@@stalan7404 Geçmiş çağları da okuyarak anlıyoruz az-çok ama, birebir yaşadığım çağı daha iyi bilirim. O yüzden:
*
Bu çağda, burnuma ''gerçek'' adı altında sokuşturulan şeylerdense, ''sahte'' denilen şeyleri irdelemeyi daha çok seviyor ve sıcak buluyorum. Dücane Cündioğlu'nun konuşmasında dediği gibi: İki ayak üzerine yükselişimiz, öyle sandığımız kadar iyi bir şey olmadı. Ve beynin büyümesinin de ''gerçek'' getirilerini (!?) anlayabilmiş olsak, olabildiğince ilkel yaşama gayreti gösterirdik gibi geliyor bana.
*
Bütün bunların dışında, eklediğim pasajın karşılığı nedir sizde, merak ettim.. Ya da var mı.?
Farz edelim ki bu ''kolpa'' kitaptan değil de, internet üzerinde ağır abilerin/ablaların söylediği bir söz olmuş olsun..
@@Seher68 özür dilerim haklısınız
Çok teşekkürler sohbet/ders için ❤
Yeni dinleyebildim sizi , meditasyon yaptığım dönemde sürekli matra dinleyim söylerdim. Tek derdim düşünmemekti aslında. Hatta maymun zihinden kurtulmaktı amaç . Ardından namaz kıldığım ve tespih çektiğim dönemimde farkettim ki aslında hepsi aynıydı. Bu kadar tecrübeden sonra yoga pratiğine geri döndüğümde odak noktam daha iyi ve kendim izlemiyordum dışarda :)
Bravo. Maymun zihni zaten düşünme değildir. Onu isteseniz de durdurmazsınız çünkü o istemsiz devam eder . Bunu kavramak , aslında hiç düşünme kapasitemizi kullanmadığımızı kavramaktır.
Hocam bir dersinizde sizden dinlediğim, Aristoteles'in değinmiş olduğu kendini dışardan seyretmek kavramının soyut*soyut değil soyut^soyut olduğunu farkettim. Hissetmek ve kendi imgemi yani bedenimi görsel olarak hayal edebilmek günlük hayatta onun konuştuğunu dışardan görebilmek.Tıpkı Sokrates ile Alkibiades'in arasında geçen konuşmadaki gibi göze söylemek, gözün kendini dışardan görmesi. Size ufkumu açtığınız için çok teşekkür ederim.
Kıymetli hocam True Detective dizisi deyince orada bıraktım😊sizi dinlemeyi. Çünkü ben aynı zamanda iyi bir dizi takipçisiyimdir. Bu diziyi de seyretmedim doğrusu. Merak ettim bir bakayım, notlar alayim kendimce, sonra kaldığım yerden sizi dinlemeye devam edeceğim.
Selemlar, saygılar😊
Offff offf bu nasıl güzel bir tanım" insan düşünme çabasında olmalı "wayyyy wayy
Hocam çok teşekkür ederim. Değerli vaktinizi ayırdığınız için tekrar tekrar teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın.
Bilgilerinizin yanında sesiniz ve konuşmanız cok güzel. O gençler bilememiş. Hızlı konuşsanız bu derin bilgileri anlayamayız. Ayrıca çok da yakışıklısınız. 🎉
Hocam sizi çok seviyorum.. iyi ki sizi tanıdım, iyi ki varsınız ❤
Dilinize düşüncenize sağlık , varolun .
Ahahah hocam bu memleketçilik örneklerini verirken Bandırmalı dediniz ya Allah razı olsun,nadir bulunan bir örnekleme:) Askerde bir hemşehrime biz Ofluyuz şeklinde gözdağı vermişler, bizimki de ben de Bandırmalıyım demiş, diğer oğlan arkasına dönüp sormuş arkadaşlarına neresi lan orası diye:)
çok teşekkürler sohbetiniz için.
Sn. Hocam, "In Praise of Walking by Shane O'Mara" kitabında, evrim sürecinde canlıların, sizin de bahsettiğiniz gibi özelde insanın dikey olarak yürüme safhasına geçmesi ile beynini kullanması arasındaki ilişkiyi ve diğer türlerden farklılaşmasını anlatıyor. Hareket etmeyen canlılarda beynin olmadığını, ihtiyaç olmadığını, hareket azaldıkça beynin de küçüldüğünü söylüyor. Saygılarımla
Sayın hocam demek istediğim şu ki; evet bir konuda çözüm bulmak içi düşünmeliyiz bu gerçektende olmazsa olmaz koşuldur. Fakat bu konuda bizlerin yapması gereken bazen beynimizi özgür bırakmalıyız. Çünkü insan düşüncesine önceki öğrendikleri, bildikleri beynin yeni şeyler düşünmesine, yeni şeyler ortaya koymasına ket vurmaktadır. Bizler beynimizi bazen bu yaşantıların etkisinde kalarak beynimize bu fırsatı vermemekteyiz. Bunun için beynimizde duygusal zeka denen bir bölüm açmalıyız. Açmalıyız ki bizler beynimizin duygusal alanında oyalanırken beynimizin geri kalanı diğer alanlarda bizim tesirimizden uzak özgürce çalışabilsin.
Çok güzel bir tespit ancak beyni öğrenilmiş tabulardan azade ederek özgür bırakmak gerçekleştirmesi zor bir durum.
Sizi. Severek dinliyorum tsk saygilar
Modern toplumda dayanışma ve yardımlaşma daha güçlü. Pek çok konuda sivil toplum kuruluşları var ve bu kuruluşlar global bağlantılı.Örnekse; çevreci kuruluşlar, hayvan hakları kuruluşları, öğrencilere yardım kuruluşları, akademik burslar , afetlerde hızlıca dayanışma vb yüzlerce STK hızlıca dünyanın her bölgesi ile yardımlaşabilmekte.
Dücane hocam tam şu anda siz anlatırken dans, müzik, ibadet düşünmemek gerçekten öyle😅 ben de neden seviyorum diyorum bunları? O kadar beynim saçmalıyor ki demek ki böyle baş edebiliyorum. Doğal yöntem bulmuşum😊
Semah ibadet midir? Dans mıdır? Onu daha çözemedim bir alevi olarak :)
Emeğinize sağlık hocam.
Harika bir konuşmaydi hocam sağolun
Aynı diziyi çok beğenmek iyi hissetirdi😊
34:10 Avrupa’da nörobilim ile ilgili olarak yürütülen “Blue Brain” projesi ile çarpıcı bir şekilde “Bağlantısallık ve Yaşamdaşlık” konusu tartışılıyor( Türkiye’de projeyi beyin cerrahı Prof.Türker Kılıç yürütüyordu).Bayesci matematik yeterli olmadığı için yeni modellemelerle açıklanmasına ihtiyaç var.Günümüzde bilinç ve düşünme konusu yapay zeka ile paralel bilimin özellikle yoğunlaştığı bir konu.
Herhangi bir canlının yaşamını idame ettirebilmesi, canlılığı mümkün kılan farklı organların birlikte çalışmasına bağlıdır, birinin varlığı ve sağlıklı çalışması diğerinin varlığı ve sağlıklı çalışmasının gerek koşuludur çünkü!
Biz buna organizasyonel bütünlük diyoruz ve canlılığı bu şekilde tanımlayabiliyoruz, zira bu organizasyonel bütünlük yok olduğunda, ortadan kalktığında canlılıkta son bulmaktadır.
Biz avam takımının da sözü, yazısı, vardır. Derim ben ama boş ama dolu....
Teşekkürler.
Hocam bu konuyla ilgili olarak " Toplumsal Birlik - Beraberlik " sağlamanın bireyselleşme karşıtı yollarından, bu amaçlarla çeşitli yapılarca girişilen tezgahlardan ve bu tezgahlara karşı bireyin mücadele imkânlarından birkaç madde de olsa bahsetseniz çok faydalı olur diye bu hususu takdirinize sunmak isterim.
Eyvallah Hocam… Eyvallah…
Hocam paylaşımla ilgili ama konu dışı bir şey söylemek istiyorum.
Hocam bazı bilindik kötü sözleri bence görmezden gelmelisiniz. Fikirsel bir şey değil bu bahsettiğim…
Sizin paylaşımlarınızın altına gelip sizin kızdığınız bazı sözleri size söyleyen insanları gördüğünüzde mutlu olun. Bu kişiler için hala aşılamayan bir dağ gibisiniz demek ki ancak sizi üzerek, iğrendirerek öne çıkabiliyorlar. Mesela “Hoca namaz kılıyor mu?” sorusunu her duyduğunuzda mutlu olun. Çünkü başka çareleri yok. Tek yapabildikleri o… Ellerinden başka bir şey gelmiyor. Ha mutlu olun dediysem arada numaradan kızın elbette… Bir şey yaptıklarını sansınlar.
Bu videonuz benim için çok özel öneme sahip bunu bilmenizi isterim. Anlatmayacağım ama bir sebepten özel… Değerli… Hepsi önemli ama bu video özel olarak önemli oldu.
Eyvallah…
Teşekkür ederiz 💐
Bu ara 150 bin aboneye ulaşmışsınız, tebrikler..
Halbuki, 100 bin aboneye ulaşmak için ne kadar da zorlanmıştınız.
😊
İSTİFADE ETMEYE ÇALIŞIYORUZ HOCA. TESEKURLRR ❤
Var olun hocam teşekkür ederim ❤
Teşekkürler ❤ muhterem Hocam
Hocam " Hız hazzı öldürür!" ilkesinden hareketle hem maddî hem de entelektüel hazlara erişmede " Yavaşlama Hakkı"nı kullanmamız gerektiğini kabul eder misiniz?
🌸💮🌺🌼Teşekkür ederim.🌸💮🌺🌼
İskandinav ülkelerindeki dinin toplumsallaşmadaki hayati rolünü kaybetmesinin ardından bu boşluğu ne doldurdu oralarda?O coğrafyada toplumun bu ihtiyacı nasıl gideriliyor? Toplumsallaşmanın en önemli unsuru dindir hatta tek unsuru olduğunu iddia etmeyi nasıl temellendirebiliriz?
Kanımca İskandinav ülkelerinde bireyselleşme nedeniyle bireysel tercih yapabilme imkanları destekleniyor. Tercih yapabilme imkanı ortadan kaldırılmıyor. Geleneksel toplumlarda bireysel tercih yapabilen insanlar dışlanırlar ve topluluktan atılırlar. İskandinav ülkelerinde bireysel tercihler kötücül , dışlanması gerekenler arasında değil. Bu nedenle insanlar bireysel potansiyellerini gerçekleştirirken tehdit altında hissetmezler.
Teşekkürler
Ah hocam ne kadar geç tanımışım sizi
Hocam mecburen hızlı dinliyorum köyde bunca çilenin içinde kpss stresiyle uğraşıyorum ömür geçti ve sizin sohbetinize sığınıyorum nefes alacak alanım yok gibi bir his boğuluyorum çünkü okumuş cahil okumamış cahil ikiside tehlikeli ben ise kör kara cahillerle uğraşıyorum çok yorucu umudumun yok oluşu gibi düşünün annem diyor neyi dinliyorsun çok kötü durum😔
tercihlerinizi nasıl yapabileceğinize konsantre olmuşsunuz. Bu en rasyonel yöntem olarak ortaya çıkıyor. Bedel ödemek derken insanlar yanlış anlar, siz de bireyselliğiniz için başka insanların hoş olmayan tezahürlerine katlanarak bedel ödemeyi ve kendi tercihlerinize konsantre olmayı bir arada yürütmeye devam edeceksiniz. Hayatın özeti de bu. Zaten hayatı yaşamaya değer kılan da budur.
Thanks!
Teşekkür ederim hocam
Dücane abi seni anladığım kadar kimseyi anlamadım öyle ki miktarınca değil inceliğince, konuştuğun hız senindir ey Allah'ım çocuklar.. gönlün ferahta olsun olmasın esintisi eksilmesin..
Teşekkürler. 🌸
“Mind over matter if you don’t mind it doesn’t matter “
Çok teşekkürler
İbadetlerde düşünmeyi engellediği için haz verir, dans etmek gibi.
2x ile dinleyince siz de konuyu gayet 1 satte toparliyorsunuz :) tebrikler
Osmanlı ' nın yazılı bir hukuku var mıydı?
Hocam bir gün Hukuk konusunda bir program yapar mısınız?
İslam hukuku, Osmanlı ' da hukuk sistemi gibi?
hocam kusura bakmayın ben konuya şöyle çözüm getirdim, sizi 2x hızında izlemek zorunda kalıyorum ama vaktim olmadığından yoksa diğer türlü de muhteşem sobetleriniz.
Canım hocam, iyi ki varsınız! Sizin sayenizde "insan" olmaya çabalıyorum. :)
Hocam, eksik veya yanlış anladığımı düşündüğüm bir kısım oldu bu söyleşide.
John Lennon'ın yaratıcı süreç ile ilgili söylediklerine dair yorumlarınız beni bildiklerimin yanlış olabileceğine dair kuşkuya düşürdü.
John Lennon burada düşünme ile yaratmadan değil de sezgisel (Intuition) yaratım sürecinden bahsediyor sanırım. Sezgi ve düşünme arasındaki farklılığı düşünerek konuşacak olursak, sezginin ortaya çıkması için düşünmenin devreden çıkması gerekiyor hâliyle.
Sizin sezgi konusu üzerine çalıştığınızı biliyorum. 1+1=1 programında Ali Nesin'le olan sohbetinizde Poincare'nin anılarından bahsetmiştiniz hatta.
Tarihe baktığımızda birçok icat fikrinin, birçok teorinin ve birçok bestenin sezgisel biçimde (genellikle derin uyku sürecinde) ortaya çıktığını görebiliyoruz. Acaba siz sezgisel yaratımın olmadığını mı düşünüyorsunuz yoksa bilinç devrede olmadığı için bu süreci yaratma süreci olarak adlandırmıyor musunuz ? Eğer uygun bir zamanınız olursa beni aydınlatırsanız çok müteşekkir olurum.
Sizi çok seviyorum :) 🌱
Bildiklerinizin ne olduğunu bilmiyorum, ve fakat size önerim: sürrealizmin babası olarak bilinen André Breton'un otomatik yazı teorisini ve Beat Kuşağının aşağı yukarı aynı ilkelere dayanan benzer söylemlerini incelemeniz.
@@DucaneCundiogluResmiKanal Yanıtınız için çok teşekkür ederim hocam. Önerinize dair ne bulabiliyorsam okuyacağım. 🌱
Ayakta dikilmenin bir diğer sonucu ve yan etkisi de varikosel hastalığıdır.
Çok teşekkür ederim
Hocam Sokrates ' e verilen ceza çok orantısız idi ancak vahşi bir infaz şekli değildi, çünkü ortaçağ da çok daha zalimce infaz yöntemleri vardı. Örnek bronz bir boğanın içine koyup yakmak gibi..
Hocam emeğinize sağlık
5:23 hocam açtım birami sizi dinliyorum vallahi:)
Teşekkürler reis
hocam yapay zeka hakkında düşünüyor musunuz? Son gelişmeleri takip ediyor musunuz?
Bence mutlaka düşünüyor ve bu konuyu takip ediyor çünkü bu konu üzerine de konuştuğu bir canlı yayın yapmıştı. Arşivden bulabilirsiniz.
Merhaba günaydın hocam
Tşk ler
Teşekkür ederim
🙏🏻
Hocam çok güzeldi.Teşekkür ederim.
True Dedective candır ...
Hocam sohbet bittikten sonra 1,75 hzıında izleyince daha iyi oluyor.
Sayın hocam, fikirlerinizden ve tecrübelerinizden istifade ediyoruz sağolun, yalniz şu siyasete girmeseniz çok daha iyi olur. Ayrıca bilimsel ve felsefi bi konuşmaya siyaset hiç yakışmıyor.
❤
Hocam Unutmayın ki Sizi Can Kulağıyla Dinleyenler Sizi Anlayanlar Sizi makul Saygılı ve tutarlı Eleştirenlerdir. Sizden Öğreniyorum Ama Size Benzemiyorum Çünkü Ben bir bireyim Kendimi Ortaya Koymak Zorundayım Kendimi geliştirmek Zorundayım Sizden Öğrenirim Sizden Alırım Ama Kendime Göre Yorumlarım. Saygılarımla
Hızlandırma seçeneği ile dinliyorum sizi, sorun olmuyor. Sorun şu *mikrofon çok bas veriyor* boğuk dinlemek zorunda kalıyoruz. Kulaklıkta özellikle çok boğuk.
❤❤❤❤
Dücane bey, sizi dinleyen tek Elazığlı olabilirim 😊
Orijinal dilinde ise: Nature, created an aspect seperate from itself. We are creatures that should not exist by natural law.
Eşit koşullar altında kimi tercih ederiz?
✅ Yakınlık,
✅ Aşinalık
✅ Benzerlik
✅ Yetkinlik
Kaynak: Aşk ve Psikolojik Kökenleri
Prof. Paul Bloom
Ödül olmazsa şehadet bu kadar değerli olur mu?
Aslında hepsi bir çıkar ilişkisine dayanmıyor mu?
Merhaba Hocam, son programınızın ilk yarım saatini izledim ve 2-3 not düşmek istedim. - konuşmanızı yavaş bulanlar için "- işkenceye katlanmayın, beni dinlemeyin" diye yanıt vermeniz esprili bir tavır gibi dursa da(ki ben 5 dakika güldüm)bence sağlıklı ve zevk veren bir tavır olmadığını düşünüyorum. Programınızın adı Dersler ama siz, sohbet ediyorum diyor ve sohbet ediyorsunuz. Bence programın adını değiştirip, Hayat Sohbetleri yapsanız daha şık olur. Bir başka olasılık ise hem siz "-biraz daha hızlanmaya çalışacağım" diyebilirsiniz( yavaş konuşuyorsunuz diyenlere hak verdiğinizi söylediğiniz için), hem de dinleyenlerden yavaş ve düşünerek yapılan konuşmalara uyum göstermelerini isterseniz, daha hoş olacak gibi. - evrim ile ilgili okumalarınızı sonradan yaptığınızı biliyorum, o nedenle, dil konusundaki hassasiyetinizi bildiğim için uyarmak isterim. Yaşam sürer, evrim, sürecin mekanizmasıdır. İnsan beyni ve kafatasının büyümesi evrimsel sürecin sonucudur ama evrim, insan beyninin büyümesine neden olmaz. Beyni daha büyük olan bireylerin hayatta kalma ve üreme başarısı yüksek olur, sonuçta büyük beyinli insanların görülme sıklığı artar. Koşullar değişip, daha küçük beyne sahip bireylerin hayatta kalmasına yol açan ortam oluşursa, küçük beyne sahip bireylerin sayısı artacaktır. Bu nedenle, bazı evrim hocalarının da diline yerleşmiş olan, "- evrim şunu sağladı, evrimin sayesinde böyle oldu" sözleri, çok yerinde değildir. Dünyanın koşulları, büyük beyne sahip bireylerin hayatta kalma ve üreme şansını artıran bir ortama sahipti ve insan beyinleri bu yönde evrimleşti, söylemi, daha bilimsel olacaktır.- bu konuya ek ve destek olarak da, popülasyon dinamiği dersinin temeli olan Hardy_Weinberg Dengesi konusunu da dikkatinize sunarım. Milyonlarca yıldır evrimleşmiş canlılar gibi Homo sapiens olan bizlerde de hem büyük, hem de küçük beyne sahip bireyler vardır ve bunların yüzdelik oranları da, çok büyük afet, yıkım, savaş vb olmazsa, genetik olarak sabittir( % 2, % 8, % 16, % 24 ve ters yansıması). - bir başka hatırlatmam ise büyüklük ile beynin işlevinin doğru orantılı olmaması, beyin yaklaşık olarak vücudun 1/50'si ama vücutta üretilen enerjinin 1/5'ini kullanır. Sizin de bildiğiniz gibi, bilgisayarlar, cep telefonları, bellekler küçüldükçe işlevleri daha da artabilmektedir. Hayatın temeli enerji olduğundan, ileriki yıllarda daha küçük ama daha işlevli beyinlere de evrilebiliriz. - son olarak da, insanların yeterince düşünmemesi üzerine farklı birkaç şey söylemek isterim. Evet, insanların büyük çoğunluğu düşünmek değil, inanmak istiyor ama bunu sadece insanların kabahati ya da tembelliği olarak görmemek gerektiğini, muktedirlerin ve aygıtlarının insanların bilgilenmesi, öğrenmesi, eğlenmesi ama DÜŞÜNMEMELERİ için kurguladıkları sisteme de gönderme yapmak gerekir, diye görüşümü belirteyim. İyi günler, iyi ki varsınız, sağlıklı bir beyin ve beden ile dilediğiniz kadar yaşamızın sürmesini dilerim. Necati Altındiş
Ders sözcüğü çokanlamlı bir sözcüktür. Önce bir sözlüğe bakmanız önerilir.
37.30 Canım Hocam🤣🫂
"İbadetlerin düşünmeyi engellemek için yapıldığını söylemiştiniz."
Daha önceki sohbetlerinizde.
Hocam, Kadın mı doğurur, bebek mi doğar? Ben kadın bedeni yetersizliğinden dolayı bebeği dışlar diye düşünüyorum. Buna bağlı olarak aciz canlılar olarak doğarız. Kadın bedeninden bağımsız bir biçimde rahim ortamında yaşayan çocuğun ideal gelişimini tamamlama süresini 12-16 ay varsayarsak, doğan çocuk hayvanlardaki gibi hazır bilgiler ile doğar mı? yürüme, konuşma gibi.
Günümüzde tarikatlar toplamsal ihtiyaç için mi yoksa proje amaçlı mı inşa ediliyor!
Yurt dışında İzmir' li olmak işe yarıyor sanırım, peki neden?
Hocam, videoyu 1.5 x yapinca gayet hizli oluyor zamani olmayanlar icin.
Tici reftar olanın payına damen dolaşır
Erişir menzili meqsudine aheste giden
hocam düşünmek odaklanmak dediniz ibadette odaklamak dedini sonra farklı dediniz 54 40 da
50. Dakika 3 temel yeti.
🙋🏻♂️🍷🌈