Taşra Üniversiteleri: AK Parti’nin Arka Kampüsü
Vložit
- čas přidán 17. 01. 2023
- Bu yayında başlangıcına tanıklık ettiğimiz, gelişimini uzaktan izlediğimiz, konusuna çok önem verdiğimiz bir araştırmanın, sekiz yıllık bir emeğin ürünü bir kitap var gündemimizde. 2023'ün ilk kitaplarından biri olarak İletişim Yayınları etiketiyle yayımlanan Taşra Üniversiteleri: AK Parti’nin Arka Kampüsü'nün yazarı, gazeteci Tuğba Tekerek, bir başka değerli gazeteci Aynur Tekin'in moderatörlüğünde stüdyo konuğumuz.
Taşra Üniversiteleri: AK Parti’nin Arka Kampüsü, 2006 yılından itibaren “her ile bir üniversite” politikası kapsamında küçük şehirlere açılan üniversiteleri odağına alıyor, bu üniversiteleri akademik kadrolarından kampüs hayatlarına, camilerinden yurtlarına çeşitli yönleriyle inceliyor. Dağ başına açılan fakülteler, psikoloji hocası olmayan psikoloji bölümleri, çeviri yapılmayan uluslararası sempozyumlar, sivil polis gözetimindeki Kürt gençler, “başörtüsü kutlaması” yapan manevi rehberler kitabın çizdiği ayrıntılı panoramadan bazı parçalar…
Saha gözlemlerine ve uzun görüşmelere dayanan kitapta gençlerin sesleri de işitiliyor; her şeye rağmen bir şeyler öğrenmek isteyen ama genellikle hayal kırıklığına uğrayan gençlerin sesleri…
Taşra Üniversiteleri: AK Parti’nin Arka Kampüsü, hem ülkenin gözlerden ırak noktalarında üniversite çatısı altında neler yapıldığını görmek için hem de ülke genelinde yükseköğretimdeki taşralaşmayı anlamak için önemli bir kaynak.
Tuğba Tekerek: 1976 yılında Maraş’ta doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarını Adana’da geçirdi. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde lisans eğitimi aldıktan sonra aynı üniversitede Modern Türkiye Tarihi Yüksek Lisans Programı’nı tamamladı. İş hayatında bir süre ekonomist olarak çalıştı. Gazeteciliğe 2006 yılında Milliyet gazetesinde adım attı, daha sonra Taraf gazetesine geçti. Çağdaş Gazeteciler Derneği tarafından verilen Yılın Başarılı Gazetecisi Ödülü’nü iki kez aldı. 2014 yılından bu yana serbest gazeteci olarak yerli ve yabancı medya için çalışıyor.
Aynur Tekin: Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) mezunu. Mezun olduktan sonra bir süre kurumsal dergilerde editör olarak çalıştı, farklı mecralar için haberler hazırladı. 2019’dan 2023’e kadar Gazete Duvar’da multimedya muhabirliği yaptı. 24. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri’nde görüntülü haber ödülünü aldı. 2022 yılında katıldığı Johannes Rau programıyla misafir gazeteci olarak Almanya’da bulundu. Şu anda serbest gazeteci olarak çalışıyor.
#İstanbulEdebiyatEvi #Kış2023Sezonu #KitapSohbeti - Zábava
Kadın-erkek öğrenci farkında araştırmalara yansıması zor olsa da geçim, çalışma faktörü de devreye giriyor. Kitabı henüz alıp okuyamadım ama bu örneklem harici ve dahili üniversitelerin KHKlar sonrasındaki durumun farkını da konu edebiliriz. Konuşmayı da bitirmeden yazıyorum, belki içerikte vardır bu. Varsa ekleme yaparım. Çok çok önemli bir araştırma bu. Teşekkür ediyorum Tuğba Hanım. İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Kayseri, Antep, Bursa, Van, Diyarbakır, Erzurum, Sivas, Trabzon gibi büyük kentlerin de böyle incelemelere tâbi tutulması gerekiyor. En büyük kentler ve eski üniversiteler bu usulsüzlüklerden uzak zannediliyor.
Bursa’dan cami vesilesiyle bahsetmişsiniz. 👏🏼
19:19 söz konusu kitabın yazarı Nazım Elmas, eğitim fakültesinde Türkçe Eğitimi Profesörü.
Adam yani kadın, aile hatta ilahiyat eğitimi bile yok. Nasıl böyle bir kitap üniversitelerde okutulabiliyor? Bu kadar lakaytlık olabilir mi? Yıllarca YÖK kaldırılsın, üniversiteler bağımsız olsun dedik ama bunların da denetlenmesi gerekiyor, yoksa devletin üniversiteleri köşe başlarını tutmuş 2, 3 akademisyenin babasının çiftliği oluyor.
Ya eğitim kalitesi,akademik unvan sayısı, yayınlanan hakemli yazılar,barınma sorunları
Çok teşekkürler, güzel program olmuş elinize sağlık
Her mahalleye bir üniversite şart olmalı
Ya İstanbul’da ki özel üniversiteler taşradan farklı değiller ki
Enjektör nedir diye soran tıbbi labaratuar bölümü mezunu adam gördüm
Her şey çok iyi de ses neden bu kadar korkunç? Kesinlikle izlenmesin diye mi?
Guzrl
Aklı olan üniversiteye gitmez..hem akıl sağlığı hem de hayatını kurtarmak için
Felsefe iyi yine psikoloji için ilahiyatçı da gelebilirdi.