00:00 laaaap 01:10 azgın bakış 04:36 Türkiye turnesi nasıl geçti Board Game içerikleri yolda 06:56 Golden Globe, Critics Choice Awards 13:40 tlou dizisi 30:49 Akıncı dizisinin animasyonu çıkmış 34:06 Invincible 2. Sezon fragmanı 34:20 mandalorian 3. sezon fragmanı, star wars dizileri 41:57 The Bear 59:09 Avrupa Birliği Oyunlara El Atıyor 01:05:02 Marvel's Avengers Oyunu Kapatılıyor Marvel's Guardians of the Galaxy Gotham Knights 01:10:16 God of War: Ragnarök 01:12:32 The Banshees of Inisherin (2022) 01:33:29 Bones and All (2022) 01:53:50 Babylon (2022) filmi gişede patladı 01:56:13 Haftaya Ne Var? The Menu (2022) All Quiet on the Western Front (2022)
The Banshees of Inisherin spoilerı: Colm karakterinin parmaklarını kesme sebebini kendisine bir sanatçı draması yaratması olarak aldım ben. Papazla olan konuşmasında kendini nasıl kayıp hissettiğini, ne yapacağını bilemediğini görüyoruz ve bundan dolayı bir şeyler yapmak için kendine zaman ayırmak istiyor. Başka köyler ve şehirlerden müzisyenler onun yanına geliyor.(Filmin geçtiği yer irlandanın köşe bir adası yani oraya gitmek için efor sarf ediyorlar demektir bu) Yaptığı müzik yeterli değil ve kadınla olan Mozart konuşmasında anlıyoruz ki pekte kültürlü biride değil. Zaten köyden yetişmiş birinin 4-5 yaşından beri eğitim almış bir büyük şehirliyle rekabeti ve karşılaştırması namümkün. Ancak Van gogh gibi bir sana özel durum olması lazım. Geriye döndüğünde büyük bir pişmanlık var ve kendisine çıkar yol olarak sadece müziğini geliştirmeyi değil, van gogh misali büyük sanatçılar gibi bir hikayede kendine yapmak istiyor. Yanan evden kaçmaya çalışmıyor, birden tüm elindeki parmakları kesiyor ve böylece ''Bunu dokuyan çocuk kör oldu'' draması yaratacak bir etkiye sahip oluyor. Aslında film boyunca gördüğümüz şey Colm'un bir şey yapmak istemesi ama bunun için çok geç olması ve bariz şekilde kendisinin yetersizliğini anlaması. Bunun için kendini kötü hissediyor, papaza kendini açıyor. Birde Colm karakteri ile kadının konuşmasında Colm'un ''Biliyorsun'' dedikten sonraki gece kadının ağlayarak uyuması çok güzel özetliyor bence durumu. Colm kendini bu köyde yedi bitirdi, hayatını düzeltmek için bir şey yapmadı ve yaşlılığında hatası dank etti. Kadına orada verdiği mesaj bence benim yaptıklarımı yapma mesajıydı ve tetikleyici etki yarattı. Film bunun gibi slice of life minimal çok fazla ilişkiyi anlatan güzel detaya sahip ve herkesin kendi hezeyanları üzerinden yorumlayabileceği bir şey. Ki bence de bir filmi iyi yapan ne anlattığı, anlattığı şeyin büyüklüğü değil anlatısıdır. Yani duyguyu ne kadar iyi aktarabildiği ve bunu ne kadar incelikli yapabildiği meselesidir.
@@El-Emin Baya geçti film izleyeli de bir filmde karakterin bir önceki ve sonraki sahnesini(anlamsal bütünlük oluşturan) baz almak lazım böyle durumlarda. Hemen sonrasında zaten kadın terki diyar etme kararını alıyor. Hemen öncesinde de Colm'la konuşması var. Anlamsal olarak arkalı önlü sahneler bunlar, polisin sahnesi diye bahsettiğiniz ne hatırlayamadım açıkçası.
@@El-Emin Yani sahneyi hatırlasam da dediğiniz gibi sebebini o olarak almamıştım, filmin genelinde kadının öyle işlenen bir draması yok çünkü. Üstte söylediğim gibi anlamsal olarak bütünlük önemli. Kadının film boyunca işlenen draması köyün ona dar gelmesi, bir taraftan kardeşini bırakamaması, Colm'un köyde kendimizi harcıyoruz bakış açısını en iyi anlayan olması. Açık açıkta Colm 50 kere köyde kendimizi boşa harcıyoruz dedikten sonra ''Biliyorsun'' dediği gecesine ağlıyor kadın ve sonra köyden gitme kararı alıyor. Dediğiniz şey en fazla köyde kendime uygun birini bulma şansım yok diye ekstra bir anlamsal eklenti olabilir.(çocukta ona açılınca dengim değilsin edasıyla ret etti birde.) Taze olmadığı için detaylı bir şey diyemiyorum ama tekrar dediğim gibi bütünden ayıramazsınız bir sahneyi. Filmin tüm anlatısı köy hayatının durağanlığı ve boşluğu üzerine. Colm ve Kadın karakteri ise Entelektüel olarak en yüksek ve hayatlarını boşa harcadıklarını düşünen karakterler.
Martin McDonagh'ın sinemaya atılmadan önce yazdığı tiyatro oyunlarında da ki bu film de o oyun metinlerinden birisidir, İrlanda kırsalında sıkışan ve sıkıştıkça birbirine hayatı zindan eden sıradan insanların hayatlarını işler. (Leenane'in Güzellik Kraliçesi,, Connemara'da Bir Kafatası,, Yalnız Batı, ,Inishmaan'ın Sakatı, Inishmore'lu Yüzbaşı , The Banshees of Inisheer)
İş güç yoğunluğundan ve hayat pahalılığından eve tıkıldığımız şu yıllar boyunca mahrum kaldığım eş dost muhabbetini veriyosunuz, ne kadar teşekkür etsem az.
The Bear dizisi her ne kadar FX tarafından yapılmış olsa da ABD'de Hulu Original bir yapım olarak çıktı ve tüm sezonu tek seferde Hulu'ya eklendi. Disney, Hulu'nun bir kısmına ortak olduğu için sanırım Hulu Exclusive içerikleri ABD dışında Disney+ üzerinden yayınlıyorlar.
Tancan tam bir dizi gurusu. Genel olarak dizi zevkimin bu kadar uyuştuğu başka kimseyi görmedim. Eskiden insanlar neden eleştirmenlerin yorumlarını ve önerilerini ciddiye alıp bir şeyler izlermiş onu anladım ilk kez.
Banshees’i izlerken bana da absürt gelmişti yaşadıkları kavga. Sonra arka planda bir iç savaş dönüyor, sadece seslerini duyduğu ada halkının ama hiç bulaşmadıkları. Acaba onunla alakalı metaforik bir şeyler mi anlatılıyor diye düşününce daha anlamlı geldi. Kişisel bir hikaye şeklinde bakınca biraz anlamsızlaşıyor çünkü.
Last of Us dizisi konuşulurken Tancan'ın bahsettiği o ağızdan penetrasyon olayı çok kritik, oyunu oynayanların da "aaa ne oluyo lan" dediği kısımlar, bence efsane bir dizi olacak gibi görüntüler vs muhteşem. Cs nin önyargısını bir kenara bırakın bence diziye bir şans verin.
Bone Tomehawk abiyi kefşetmeniz çok iyi oldu lütfen diğer filmlerini de izleyin. Bone Tomahawk filminde değinmemişsiniz ama bu abinin üç filminde de soundtrack yok. Çok acayip ve çok güzel.
The banshees of inisheer’in filmini sizden farklı yorumladım ben. Salak salak insanlar birbiriyle etten püften konular yüzünden kavga ediyor değil de, hayatları boyunca en büyük zevklerini bir anda kaybeden iki insanın bulanımları ve sonuçlarını izledik aslında. Şöyle ki; parmak abi bir süre sonra umutsuzluk sendromuna kapılıyor ( klise sahnesinde papaz umutsuzluk ne durumda diye soruyor) ve bunun için aslında intihar etmek istiyor ama edemiyor hayatından bişeyler değiştirmekle uğraşıyor ve en Yakın arkadaşından uzaklaşıyor. Diğer kaş abimiz de zaten düz yaşayan monotonluğu takmayan hatta seven saf bir insan. En Yakın arkadaşının ondan bir anda koparılması onun için herşeyden çok kötü. Bizim köylerdeki gibi sen benim arazime girdin kavga edelim birbirimizi vuralım olayı hissetmedim ben. Onun dışında aralarındaki bozulan ilişki ve sürekli düzeltmeye çalışması bana ben ve eski sevgilimi getirdi. Rahatsız etti beni çünkü çok gerçekçi geldi. Bilmiyorum bence mutsuz pesimist insanları daha çok vuruyor bu film.
3 hafta sonra yeni Yatay Bakış görmek içimizi açtı vallahi (ne yazık ki canlı gösterilerin hiçbirine katılamadım). Bones and All filmini konuşmanızı 3 haftadır bekliyordum. Bu film ilk çıktığında sinemada izlemiştim, Call Me By Your Name ve Suspiria filmlerini çok beğendiğim için tereddüt etmeden koltuğuma oturudum. Evime geldiğimde tırt bir film izlediğime çoktan kanaat getirmiştim. Yaptığınız yorumların hepsine katılıyorum. Call me By Your Name filmini formüle çevirmeye çalışmış Luca resmen. Young adult filmlerinin çoğu çok kötü fakat hepsi kötü diyemem, CS'nin aksine. Young Adult filmlerinin çok azı gerçekten kaliteli oluyor çünkü bence senaryo, hikaye gibi unsurlardan çok sırf yönetmenliğe dayanan bir film türü. Mesela George Lucas'ın American Graffiti filmi, bir gece boyunca liseli arkadaşların kız tavlamak için Los Angeles'ta gezmesini işler. Hikaye yani plot anlamında hiçbir şey yok filmde ama Lucas o kadar iyi bir yönetmenlik çıkarmış ki, filmin sonunda insan kendini ve gençliğinde verdiği kararları sorguluyor. Bunun bir benzerini Ridley Scott'un 1996 yılında çektiği White Squall filminde de görüyoruz (O zamanlarda 50 yaşında olan Ridley abimiz, 18 yaşındaki çocukların hayatını çok güzel işlemişti). Son dönemlerden en çok beğendiğim gençlik filmi ise Summer of 85 oldu. Bütün olay iki çocuğun gay çıkması fakat yönetmen bu basit hikayeyi müthiş bir filme çevirmiş. Demek istediğim, iyi gençlik filmleri; insanı çok değişik yönlerde etkileyip düşündürebiliyor fakat bu filmde hiç böyle bir şey olmadı. Resmen plot pointları art arda takip edip montajlamışlar. Çok uzun yazıp sizleri meşgul etmeyeyim. Ben şahsen romatikli, dramalı korku filmi izlemeye girdim. Filmdeki korku değil iğrençlikti. Bence en büyük sorun karakterlerin arasında bir çatışma olmaması. Mesela Hannibal (2001) filminde Clarice ve Hannibal arasında güçlü bir çekim vardır. Hannibal; Clarice'i ister ama Clarice, aralarında geçen her şeye rağmen, (FBİ'yın yavşak patronları ile boğulurken bile) Hannibal'ın yaptıklarının doğru olmadığı aklından çıkarmadan adamı reddeder. Burada çocuk "Adam yiyek mi?" diyor kıza, kız da çocuk uğruna hemen kabul ediyor. Nerede burada gerilim?
TLOU konusunda: Zombi ve Virüs kavramları yıllar boyunca çekilen filmler, diziler ve yapılan oyunlar bağlamında kanımıza o kadar işlemiş ki diziyi konuşan ve diziyi yazan tüm sosyal medya mecralarında konu mantar enfeksiyonu yerine ister istemez refleks olarak virüs salgını olarak anlatılıyor.
İçerikten alakasız, Tancan tam bir pixar animasyonu karakteri olabilir bence, özellikle bu videodaki giyimini ve arkaplanını görünce gözümde animasyon olarak canlandı video boyu.
abi şu ses dengesine biraz daha özen gösterebilirseniz sevinirim. CS kısımlarında sesi kısıyorum Tancan konuşunca sesi açıyorum. (kulaklıkla izlemiyorum) ikinizin arasında ses dengesi çok farklı. ricam yapabiliyorsanız başlamadan bi ses dengesi ayarı yapın. TV, hoparlör ile izlemek zor oluyor. teşekkürler.
oscar adayları açıklandıktan sonra yazıyorum Banshees baya adaylık aldı all quiet on the western frontla beraber. Lakin everything everywhere all at once her adaylığında alkış, çoşku daha yüksekti. hype'ı daha yüksek gibi. Bence Colin farrel best actorü alacak gibi.
Abi all quiet on the western front un eski versiyonlarına baksanız çok güzel olur. İlk film çok eski ve bence çok iyi aynı zamanda kendi başına bir tarihi eser çünkü WW2 den önce çekilmiş. 1970 versiyonu da falan değil.
Abi her ne kadar sizi severek takip etsem ve görüşlerinize saygım olsa da bazen anlayamıyorum 😂 Orjinalden bağımsız bir şey yapıldığında da beğenmiyorsunuz, orjinale sadık bir şey yapıldığında da beğenmiyorsunuz. Resident Evil’ın iğrenç Netflix uyarlamasından sonra iyice oyun uyarlamalarından soğumuşken, The Last Of Us’ın dizisi muhteşem bir uyarlama. Kaynak materyale sadık kalıp hem de boşlukları doldurmak konusunda tam bir ustalık işi. Oyunu defalarca oynamamış birisini bile sevecektir , dizi olarak çok iyi gidiyor çünkü. Bir şans verin diziye. İlk bölümü yayınlandığında 5 milyon civarında izlenmiş sanırım.
Diziye değil firmaya bir sitem var ki bunu defalarca söyledi. Yeni bir şey değil aynı içeriğin 10 senedir ekmeğini yiyorlar. Gta 5i de God of War'ı da eleştiriyor aynı sebeple. Yeni şeyler tüketmek istiyor çünkü piyasa aynı şeylerle dolu. Bu da en doğal hakkı ben de TLOU'yi tükettim. Aynı evrende başka karakterleri izlemeyi isterdim aynı materyali 95.ye tüketmektense.
The Bear için kimse yazmamış ben ekleyim FX yapımcı, Hulu yayıncı. Online platformlar için hazırlanmış dizi ve tüm bölümler aynı anda yayınlanmış. Hulu bazı dizilerini sezonluk yayınlıyor bazı dizilerini haftalık yayınlıyor
The bear'ı izleyip çok beğendim, ama aklımda takılan bi kısım var o da sezon finalindeki olay, abi şimdi bunlar bilmem kaç M dolar para buldular, bugüne kadar da yaptıkları mücadelenin amacı da var olan bi borcu ödeyip işleri yoluna koymak idi. Şimdi fazlasıyla paraları var, yani sezon 2de ne olacak, yapacakları senaryo cok zorlama olacak gibi geliyor. Tabi geçmiş kısımları bilmiyoruz onları anlatması güzel olabilir ama dediğim gibi ana hedef belli bi borcu ödemek idi onun doğrultusunda ilerliyorduk.
@@sumrukumru4203 yani evet büyük bir restorandaki ilerleyişi, stresli ortamdan güzel bi sezon çıkabilir. ama biraz daha yavaş ilerlese büyük restoran olayına 2.-3.sezonda falan geçse daha iyi olabilir idi
Frekanslarınız o kadar aynı ki Tancan Master diyo ama Phantom Thread'i kastederek. CS de Master fav filmim olmaya başladı diyor Phantom Thread'i düşünerek. Wtf
01:53:30 Orta yaşlı bir erkek gamerın genç kızları bu kadar iyi anlaması beni endişelendirebilirdi, ancak CSnin 100+ saat sinir krizi geçirerek Wattpad okumasını izlediğim için şunu söyleyebiliyirim ki, there is no one more qualified.
1) The Last of Us, başarılı şimdiye kadar. Ben iki bölümü de beğendim. Oyunda zaten çalışan yerleri alıp, beğenmedikleri yerleri de daha güzel alternatiflerle değiştirmiş, bir de üzerine ekstradan world building yapıp boşlukları doldurmuşlar. Fanların çoğunluğunu üzmeden, daha da iyi bir hikaye haline getirip devam ediyorlar. Craig Mazin'le, Neil Druckmann'ın her bölümden sonra yayınlanan podcast'i varmış. Dün yolda dinledim, çok mantıklı konuşuyorlar, doğru detaylara takılmışlar diziyi yaparken. Aklı başında iş yani. Üçüncü bölümde oyunda laf arasında iki saniye bahsettikleri bir karakter backstory'sini detaylıca anlatacaklarmış diye duydum. Bill'in eski partneri Frank ile yaşadığı aşk hikayesi. Uzun bir bölüm. Diziyi önceden izleyenler de en çok o bölümü övüyordu gördüğüm kadarıyla. Merakla bekliyorum açıkçası. Podcast'te de "sevgi çok çabuk toksik bir şeye dönüşebilir, bu hikayeyle amacımız da bunu göstermek" gibi birşey söylüyordu Craig abimiz. So far so good. 2) Mandalorian hakikaten Star Wars'un birleştirici gücü oldu. Dediğiniz gibi evrenin her köşesinin fanı bu dizide toplandı. Bence bu net Jon Favreau'nun başarısı. Adam herkesin seveceği ama bunu yaparken kaliteden de çok ödün vermeyen iş yapmayı çok iyi biliyor. Ben hep safe director gibi görürüm kendisini. Hem gider herkesin oturup iyi filmdi eğlendik dediği big budget süper kahraman filmi yapar (bkz. Iron Man), hem de gider herkesin her yılbaşı bir tur izlediği film yapar (bkz. Elf). İşin diğer ucundan da Dave Filoni tutunca bir anda Star Wars hayranlarının comfort show'u oldu hakikaten. Yeni sezonda da Mandalore'u kim yönetecek, Dark Saber kime kalacak falan derken seve seve oturacağım Disney+'ın başına yine. 3) Daha filmi konuştuğunuz kısıma gelmedim ama Banshees Of Inisherin benim açık ara favori 2022 filmim oldu. Aftersun, Tar, Triangle of Sadness, Top Gun, Fabelmans vs. de başarılı idi ama hiçbiri Banshees kadar etkilemedi beni. İki kere izledim. Bir kere daha izleme ihtimalim var. Sadeliği ile beni benden aldı film. Üzerine düşündükçe notu artıyor. Zaten yıllardır Colin Farrell çok underrated oyuncu diye dolaşan bir insanım, Oscar adaylığını kaptı, o da cherry on top oldu benim için. Onun yanında bir de tüm cast aldı adaylıklarını. Dominic'i oynayan Barry Keoghan da başarılı bir oyuncu, geleceğini parlak görüyorum ben onun. Özellikle Chernobyl ve Eternals'da gözüme girmişti, bu filmle tam olarak ispatladı kendini. 4) Bu arada son günlerde düşünüyorum, Narcos, Game Of Thrones, Star Wars, The Last of Us derken Pedro Pascal çok güzel CV yaptı, ben kendisini de menajerini de tebrik ediyorum. Vallahi kolay değil. Ve bunlar bir yana Pedro Pascal çok iyi oyuncu hakikaten, sen Joel'la yan yana koyulan fotoğraflara takılma abi, kendisi dizide baya başarılı. Oturaklı, güzel güzel oynuyor. Zaten Mando'da da bir dublaj, iki gün sette yüzüne göstererek Star Wars'un yeni yüzü oldu herif. Hak ediyor da bu arada, ana sütü gibi helal kazandığı para. Twitter kullandığı zamanlarda kazanmıştı benim kalbimi, transfobik, homofobik, ırkçı mallara sataşıp hizaya falan getiriyordu. Seviyoruz yani kendisini. Ağzınıza sağlık bu arada, özlemişiz yatay bakmayı. Arayı bu kadar açmayalım bir daha. Saygılar ☺️
Edit: Ben de Banshees'i aynı Tancan abi gibi yorumladım. Karakterlerin ana karadaki iç savaştan bahsettiği sahnelerin zamanlaması, yapılan yorumlar müthiş paralellik doğuruyor. Ben filmi iki kere izlemekten çok zevk aldım, hakikaten ikinci bir izlenmeyi hak eden bir film. Ve yaşanacakları bildiğimden dolayı detaylara daha iyi odaklanınca, müthiş temalar gördüm, çok güzel yedirmiş filme, MacDonagh abimiz. Colin Farrell hep iyi bir oyuncuydu ama yakışıklılığından type-cast yaptılar abi. Bones and All'u da hiç sevemedim ben. Sen de herşeyi netleştirdin kafamda hakikaten tırt bir film. All Quiet on The Western Front'u da çok övüyorlar ben de izlemeyi planlıyordum, izlemek için ekstra sebep çıktı iyi oldu.
(bones and all ) luca abi uyarlama çekmeyi bırakmalı çünkü uyarladığı eserlerden kat kat iyi şeyler yapıyor ,e bu kötü bi şey değil ama her zaman suspiriadaki gibi çalışmıyor ,bu filmde aşağı çekmiş uyarlama olması bence
ne last of us oynadım ne dizisini izledim ama dinlediğimdem anladığım; insanlar ailelerine değer veriyorlar. ya da aslında ailelerine vermedikleri değerin vicdan azabını sanat eserleri ile bastırmaktan hoşlanıyorlar. ikincisi galiba.
2 hafta önce epic den oyun satın almıştım ama saçma sapan epicin kupon sistemi yüzünden kupon aktif olmadığı için 224.7TL lik alışı iade edip tekrar kuponla alayım dedim. İadeyi 1 buçuk hafta sonra yapıp bütün kupon ve oyun indirimlerini kaçırmama neden olmalarından bahsetmeyeceğim ama epic bana 220.53TL geri ödeme yaptı. Epic games avukat tutup arkandan geleceğim 4.17TL param için burdan haber edeyim
Denise Richards şu en kötü Bond kızı olan Denise Richards mı ? wow... ciddi manada yaşlandığımı hissettim 51 yaşındaymış kadın. Allah kahretmesin filmde bir de adı ''Christmas'' olan kıza Brosnan, ''Christmas'ı hep İstanbul'da kutlamak isterdim gibi ultra bayık bir espri yapmıştı... Gerçekten Golden Eye ve Tomorrow'dan sonra world isn't enough kötü bir bond filmiydi... Bu arada çok geçmiş olsun sevgili Can umarım parçalı kırık değildir. Acil şifalar dilerim
Önceki bölümleri izlemedim o yüzden eğer konuştuysanız özür dileyerek soruyorum: Vox Machina'nın 2. Sezonundan ilk bölümler yayınlandı, bunu tartışacak mısınız?
Arkadaslar ses level lariniz ayni degil, dinleyemiyorum...! Lutfen bi el altin! Tancan 'ini dinleyim diye sesi aciyorum, Can bir konusuyor yerimden sicriyorum!! IMDAT!
Can abinin dediği gibi Mandalorian kendini tam merkeze yerleştirmeyi başardı herkese bir şeyler vaat ediyor. 2023 seçimlerinde de Erdoğan'ın karşısında böyle bir aday olmalı
Kadıköy’deki gösteride Yataş Bakış ve Bu Hikayedeki G*t Ben Miyim? seanslarındaydım ve gerçekten harika bir gösteriydi. Uzun süredir bu kadar eğlenmemiştim. Bu arada bence The Mandalorian’ın başarısının en büyük sebebi son üçlemede Star Wars’tan uzaklaşmış birçok kişiyi Star Wars’a geri getirdi. Neyse ki çıkan yeni diziler biraz da olsa son üçlemenin içine ettiği Star Wars evrenini toparladı. Ben Babylon’a dün gittim, film vasat bir film. Çok kötü değil ama iyi de değil. Bazı karakterler tamamen gereksizken bazı karakterlere daha çok odaklanılması gerek. Bu yüzden senaryoda asıl görmek istediğim şeyler geçilmiş veya baştan savma anlatılmış. Oyunculuklar iyi ama oynadıkları karakterler kötü. Özellikle Margot Robbie’nin karakteri bence tam bir hayal kırıklığıydı, Brad Pitt’in karakterini daha çok görmek istedim. Diego Calva’nın karakteri ise aşırı boğuk ve hiçbir derinliği olmayan bir karakterdi. Hele Tobey Maguire’ın karakteri… işte o tam bir fiyasko. Film bence dönem itibariyle büyük bir potansiyele sahip fakat gram bu potansiyeli kullanamamış. Senaryo bence sıkıcı ve ilginçlikten uzakken asıl odaklanılması gereken yerler atlanmış ve bu filmin çoğu yerinde boşluk hissi yaratıyor. Bu yüzden baştan savma bir hikaye izliyormuşum gibi hissettim. Bu filme puanım: 6/10. Bence kesinlikle 80₺ verip de sinemada izlenmeye değer bir film değil. Bir gün dijital platformlara gelince, izleyecek hiçbir şey olmadığı zaman izlenilebilir bence.
Abi valla ben de last of us 2 ye basladım yine düştüm ben de sanırım… cinayet simulator, virüsün ilk yayılmaya başlayıp nasıl her şeyin bu hale geldiğini merak etmeye basladık daha da çok dizide bölümlerin başındaki sahnelerden
Bones and all birçok noktadan sevmeme rağmen bir türlü sevemediğim bir filmdi. Yönetmenin en az sevdiğim filmi. Üzerine epey konuştum ama link paylaşamıyorum
Biri oyunlarda boş muhabbet mi dedi? Dün Forspoken'da 1.5 saat tüm sinematikleri skipleyerek daha fazla bomboş sinematik izledim. 1.5 saat daha sırf skip yaparak ilk dövüşü gördüm. Square Enix resmen FF 16'yı aldı diye PlayStation'a oyunu itelemiş. Resmen "FF 16 istiyorsan at bir sakal" diye vermiş oyunu. Neyse ben gideyim biraz daha sinematik skipleyeyim. Belki oyun başlar.
Bu yatay bakışı izlememiştim ama az önce All Quiet on the Western Front izledim sonra da dedim hemen yatay bakış için önereyim inanılmaz bi film. Tancan bey benden önce davranıp koymuş bile heyecanla bekliyorum sohbeti.
Türkiye zaten kültür ihracatında iyi durumda diğer ülkelere göre. Türk dizileri ne kadar çöpte olsa izleniyo mu izleniyo. Bence akıncı daki olay daha farklı.
The last of usı da izlemezsen artık sana sövmeye başlayacam. Sen bize Andor dedin izledik çok beğendik. Biz de sana last of us diyoruz. Senin yorumunu merak ediyoruz
Başla kanka kanaldan kapı dışı edilir gidersin. Tancan beğendiği yerleri anlattı isterse izler yorumlarlar. Yıllardır en sevdiği bölümün incelemesini (Rick and Morty 3.sezon 7.bölüm) inat edip çekmemiş adam Sungur. İnatlaş onla bunu da çekmesin sen bilirsin.
Eskiden politik göndermeleri ve okumaları hiç yakalayamazdım. Umrumda da olmazdı ama artık sizin film yorumlarını dinleye dinleye Sungur'un fark etmediği politik göndermeleri bile fark etmişim. Bunların dışında filmde çok fazla sembolizm de vardı. Mesela son sahnede cadı kadının oturduğu yerden iki ana karakteri kamera açısıyla ayırması gibi. Ama filmde en çok sevdiğim şey Colin Farrell'ın oyunculuğu oldu herhalde. Salak rolünü bu kadar iyi oynayamaz herhalde bir insan. Çok da zeki olmayan insanların boş bakışlarını bile film boyunca taklit etmiş. Büyük ihtimalle uzunca bir süre bu bakışlara çalışmıştır. Farrell önceden de çok havalı ve biraz underrated gelirdi ama öyle çok öne çıkmazdı kafamda. Artık kafama kazınmış aktörlerden biri olarak kalacak. Oscar'a aday olan diğer aktörleri izlemedim ama Farrell alırsa kimse itiraz edemez herhalde. İlgi çekici anlatım ve hikâyeyi de katıp tüm bunları toplayınca doyurucu bir film çıkıyor karşımıza. Tüm bunlara rağmen film bir klasik değil bence. Evet izlerken çok keyif aldım ama yıllar sonra aklımda sadece Farrell'ın harika oynadığı film olarak aklımda kalacak. Artık çıkan filmlerde seviye o kadar düştü ki böyle filmleri bile arar olduk. Film dediğin böyle yapılır işte. Ön tarafta iyi bir yönetmenlik ve hikaye anlatırken arka tarafta da göndermeler yaparak derdini anlatırsın. Bunu isteyen yakalar istemeyen yakalamaz. Bunları Platform gibi gözümüze sokarak veya aptal ve anlamsız bir hikâyeyle yaparsan saçma sapan bir film ortaya çıkar.
Abi seni takip eden bir Fenerbahçeli olarak Tancana yaranıcam diye fenere sallamandan bıktım artık lütfen.Seni seven bir takipçin olarak en içten samimiyetimle söylüyorum bunları.
The Bear'de bazı bölümlerde gereksiz tempo yapılıyor. Halbuki o kadar büyük tempoya o kadar anlatması zor ve sırasız olaylar olmuyor. Dizinin anlatım tarzı bu denebilir ama bazı durumlarda zorlama bir hal alıyor. Bear'i izleyince aklıma Uncut Gems geldi, orada da aynı saçma formül kullanılmıştı.
00:00 laaaap
01:10 azgın bakış
04:36 Türkiye turnesi nasıl geçti
Board Game içerikleri yolda
06:56 Golden Globe, Critics Choice Awards
13:40 tlou dizisi
30:49 Akıncı dizisinin animasyonu çıkmış
34:06 Invincible 2. Sezon fragmanı
34:20 mandalorian 3. sezon fragmanı, star wars dizileri
41:57 The Bear
59:09 Avrupa Birliği Oyunlara El Atıyor
01:05:02 Marvel's Avengers Oyunu Kapatılıyor
Marvel's Guardians of the Galaxy
Gotham Knights
01:10:16 God of War: Ragnarök
01:12:32 The Banshees of Inisherin (2022)
01:33:29 Bones and All (2022)
01:53:50 Babylon (2022) filmi gişede patladı
01:56:13 Haftaya Ne Var?
The Menu (2022)
All Quiet on the Western Front (2022)
*
bireysin
Haftalardır bekliyorum Banshees of Inisherin'i...
Oh be All Quiet on the Western Front'u konuşmalarını çok istiyordum.Bence baya underrated bi film
İzlemiş kadar oldum.
The Banshees of Inisherin spoilerı: Colm karakterinin parmaklarını kesme sebebini kendisine bir sanatçı draması yaratması olarak aldım ben. Papazla olan konuşmasında kendini nasıl kayıp hissettiğini, ne yapacağını bilemediğini görüyoruz ve bundan dolayı bir şeyler yapmak için kendine zaman ayırmak istiyor. Başka köyler ve şehirlerden müzisyenler onun yanına geliyor.(Filmin geçtiği yer irlandanın köşe bir adası yani oraya gitmek için efor sarf ediyorlar demektir bu) Yaptığı müzik yeterli değil ve kadınla olan Mozart konuşmasında anlıyoruz ki pekte kültürlü biride değil. Zaten köyden yetişmiş birinin 4-5 yaşından beri eğitim almış bir büyük şehirliyle rekabeti ve karşılaştırması namümkün. Ancak Van gogh gibi bir sana özel durum olması lazım. Geriye döndüğünde büyük bir pişmanlık var ve kendisine çıkar yol olarak sadece müziğini geliştirmeyi değil, van gogh misali büyük sanatçılar gibi bir hikayede kendine yapmak istiyor. Yanan evden kaçmaya çalışmıyor, birden tüm elindeki parmakları kesiyor ve böylece ''Bunu dokuyan çocuk kör oldu'' draması yaratacak bir etkiye sahip oluyor. Aslında film boyunca gördüğümüz şey Colm'un bir şey yapmak istemesi ama bunun için çok geç olması ve bariz şekilde kendisinin yetersizliğini anlaması. Bunun için kendini kötü hissediyor, papaza kendini açıyor.
Birde Colm karakteri ile kadının konuşmasında Colm'un ''Biliyorsun'' dedikten sonraki gece kadının ağlayarak uyuması çok güzel özetliyor bence durumu. Colm kendini bu köyde yedi bitirdi, hayatını düzeltmek için bir şey yapmadı ve yaşlılığında hatası dank etti. Kadına orada verdiği mesaj bence benim yaptıklarımı yapma mesajıydı ve tetikleyici etki yarattı.
Film bunun gibi slice of life minimal çok fazla ilişkiyi anlatan güzel detaya sahip ve herkesin kendi hezeyanları üzerinden yorumlayabileceği bir şey. Ki bence de bir filmi iyi yapan ne anlattığı, anlattığı şeyin büyüklüğü değil anlatısıdır. Yani duyguyu ne kadar iyi aktarabildiği ve bunu ne kadar incelikli yapabildiği meselesidir.
Kadının ağlama sebebi o gün polisin ona bir şeyler demesi değil miydi?
@@El-Emin Baya geçti film izleyeli de bir filmde karakterin bir önceki ve sonraki sahnesini(anlamsal bütünlük oluşturan) baz almak lazım böyle durumlarda. Hemen sonrasında zaten kadın terki diyar etme kararını alıyor. Hemen öncesinde de Colm'la konuşması var. Anlamsal olarak arkalı önlü sahneler bunlar, polisin sahnesi diye bahsettiğiniz ne hatırlayamadım açıkçası.
@@yigitgokce424 dominik'in babası darlıyor ya kadını seni hiç kimse sevmiyecek diyor,ondan sonra ağlıyor diye biliyorum
@@El-Emin Yani sahneyi hatırlasam da dediğiniz gibi sebebini o olarak almamıştım, filmin genelinde kadının öyle işlenen bir draması yok çünkü. Üstte söylediğim gibi anlamsal olarak bütünlük önemli. Kadının film boyunca işlenen draması köyün ona dar gelmesi, bir taraftan kardeşini bırakamaması, Colm'un köyde kendimizi harcıyoruz bakış açısını en iyi anlayan olması. Açık açıkta Colm 50 kere köyde kendimizi boşa harcıyoruz dedikten sonra ''Biliyorsun'' dediği gecesine ağlıyor kadın ve sonra köyden gitme kararı alıyor. Dediğiniz şey en fazla köyde kendime uygun birini bulma şansım yok diye ekstra bir anlamsal eklenti olabilir.(çocukta ona açılınca dengim değilsin edasıyla ret etti birde.) Taze olmadığı için detaylı bir şey diyemiyorum ama tekrar dediğim gibi bütünden ayıramazsınız bir sahneyi. Filmin tüm anlatısı köy hayatının durağanlığı ve boşluğu üzerine. Colm ve Kadın karakteri ise Entelektüel olarak en yüksek ve hayatlarını boşa harcadıklarını düşünen karakterler.
Martin McDonagh'ın sinemaya atılmadan önce yazdığı tiyatro oyunlarında da ki bu film de o oyun metinlerinden birisidir, İrlanda kırsalında sıkışan ve sıkıştıkça birbirine hayatı zindan eden sıradan insanların hayatlarını işler.
(Leenane'in Güzellik Kraliçesi,, Connemara'da Bir Kafatası,, Yalnız Batı, ,Inishmaan'ın Sakatı, Inishmore'lu Yüzbaşı , The Banshees of Inisheer)
Tancan'ın 40 yaşında bir dilf olması hayatımın şoku oldu şuan
Severim bende ama mandalorian fragman yorumları son derece yanlış. Fragmanın yarısı mandolare savaşında geçiyor o başka mandolarian ları gösteriyor
50 sinde milf inş.
Gerçekten yaşını hiç belli etmiyor bence. Benim sakallarim uni bitmeden beyazladi bile.
@@Gladian Tamam da kanka bunun Tancan'ın 40 yaşına geliyor olması ile alakası nedir?
ŞOK OLDUM BABAM YAŞINDA LAN HERIF.
Board game editi günhana kaldıysa 4 seneye izleriz solitarianın peşine gelir
İş güç yoğunluğundan ve hayat pahalılığından eve tıkıldığımız şu yıllar boyunca mahrum kaldığım eş dost muhabbetini veriyosunuz, ne kadar teşekkür etsem az.
The Bear dizisi her ne kadar FX tarafından yapılmış olsa da ABD'de Hulu Original bir yapım olarak çıktı ve tüm sezonu tek seferde Hulu'ya eklendi. Disney, Hulu'nun bir kısmına ortak olduğu için sanırım Hulu Exclusive içerikleri ABD dışında Disney+ üzerinden yayınlıyorlar.
Tancan tam bir dizi gurusu. Genel olarak dizi zevkimin bu kadar uyuştuğu başka kimseyi görmedim. Eskiden insanlar neden eleştirmenlerin yorumlarını ve önerilerini ciddiye alıp bir şeyler izlermiş onu anladım ilk kez.
Banshees’i izlerken bana da absürt gelmişti yaşadıkları kavga. Sonra arka planda bir iç savaş dönüyor, sadece seslerini duyduğu ada halkının ama hiç bulaşmadıkları. Acaba onunla alakalı metaforik bir şeyler mi anlatılıyor diye düşününce daha anlamlı geldi. Kişisel bir hikaye şeklinde bakınca biraz anlamsızlaşıyor çünkü.
Last of Us dizisi konuşulurken Tancan'ın bahsettiği o ağızdan penetrasyon olayı çok kritik, oyunu oynayanların da "aaa ne oluyo lan" dediği kısımlar, bence efsane bir dizi olacak gibi görüntüler vs muhteşem. Cs nin önyargısını bir kenara bırakın bence diziye bir şans verin.
Bone Tomehawk abiyi kefşetmeniz çok iyi oldu lütfen diğer filmlerini de izleyin. Bone Tomahawk filminde değinmemişsiniz ama bu abinin üç filminde de soundtrack yok. Çok acayip ve çok güzel.
The banshees of inisheer’in filmini sizden farklı yorumladım ben. Salak salak insanlar birbiriyle etten püften konular yüzünden kavga ediyor değil de, hayatları boyunca en büyük zevklerini bir anda kaybeden iki insanın bulanımları ve sonuçlarını izledik aslında. Şöyle ki; parmak abi bir süre sonra umutsuzluk sendromuna kapılıyor ( klise sahnesinde papaz umutsuzluk ne durumda diye soruyor) ve bunun için aslında intihar etmek istiyor ama edemiyor hayatından bişeyler değiştirmekle uğraşıyor ve en Yakın arkadaşından uzaklaşıyor. Diğer kaş abimiz de zaten düz yaşayan monotonluğu takmayan hatta seven saf bir insan. En Yakın arkadaşının ondan bir anda koparılması onun için herşeyden çok kötü. Bizim köylerdeki gibi sen benim arazime girdin kavga edelim birbirimizi vuralım olayı hissetmedim ben. Onun dışında aralarındaki bozulan ilişki ve sürekli düzeltmeye çalışması bana ben ve eski sevgilimi getirdi. Rahatsız etti beni çünkü çok gerçekçi geldi. Bilmiyorum bence mutsuz pesimist insanları daha çok vuruyor bu film.
3 hafta sonra yeni Yatay Bakış görmek içimizi açtı vallahi (ne yazık ki canlı gösterilerin hiçbirine katılamadım). Bones and All filmini konuşmanızı 3 haftadır bekliyordum. Bu film ilk çıktığında sinemada izlemiştim, Call Me By Your Name ve Suspiria filmlerini çok beğendiğim için tereddüt etmeden koltuğuma oturudum. Evime geldiğimde tırt bir film izlediğime çoktan kanaat getirmiştim. Yaptığınız yorumların hepsine katılıyorum. Call me By Your Name filmini formüle çevirmeye çalışmış Luca resmen.
Young adult filmlerinin çoğu çok kötü fakat hepsi kötü diyemem, CS'nin aksine. Young Adult filmlerinin çok azı gerçekten kaliteli oluyor çünkü bence senaryo, hikaye gibi unsurlardan çok sırf yönetmenliğe dayanan bir film türü. Mesela George Lucas'ın American Graffiti filmi, bir gece boyunca liseli arkadaşların kız tavlamak için Los Angeles'ta gezmesini işler. Hikaye yani plot anlamında hiçbir şey yok filmde ama Lucas o kadar iyi bir yönetmenlik çıkarmış ki, filmin sonunda insan kendini ve gençliğinde verdiği kararları sorguluyor. Bunun bir benzerini Ridley Scott'un 1996 yılında çektiği White Squall filminde de görüyoruz (O zamanlarda 50 yaşında olan Ridley abimiz, 18 yaşındaki çocukların hayatını çok güzel işlemişti). Son dönemlerden en çok beğendiğim gençlik filmi ise Summer of 85 oldu. Bütün olay iki çocuğun gay çıkması fakat yönetmen bu basit hikayeyi müthiş bir filme çevirmiş. Demek istediğim, iyi gençlik filmleri; insanı çok değişik yönlerde etkileyip düşündürebiliyor fakat bu filmde hiç böyle bir şey olmadı. Resmen plot pointları art arda takip edip montajlamışlar.
Çok uzun yazıp sizleri meşgul etmeyeyim. Ben şahsen romatikli, dramalı korku filmi izlemeye girdim. Filmdeki korku değil iğrençlikti. Bence en büyük sorun karakterlerin arasında bir çatışma olmaması. Mesela Hannibal (2001) filminde Clarice ve Hannibal arasında güçlü bir çekim vardır. Hannibal; Clarice'i ister ama Clarice, aralarında geçen her şeye rağmen, (FBİ'yın yavşak patronları ile boğulurken bile) Hannibal'ın yaptıklarının doğru olmadığı aklından çıkarmadan adamı reddeder. Burada çocuk "Adam yiyek mi?" diyor kıza, kız da çocuk uğruna hemen kabul ediyor. Nerede burada gerilim?
TLOU konusunda: Zombi ve Virüs kavramları yıllar boyunca çekilen filmler, diziler ve yapılan oyunlar bağlamında kanımıza o kadar işlemiş ki diziyi konuşan ve diziyi yazan tüm sosyal medya mecralarında konu mantar enfeksiyonu yerine ister istemez refleks olarak virüs salgını olarak anlatılıyor.
Kesinlikle ya
The Menu'yu izledikten sonra haftaya inceleneceğini görmek güzel bir tesadüf oldu
İçerikten alakasız, Tancan tam bir pixar animasyonu karakteri olabilir bence, özellikle bu videodaki giyimini ve arkaplanını görünce gözümde animasyon olarak canlandı video boyu.
Sakalları çok öyle
The Bear dan haberim bile yoktu yayını canlı izledikten sonra direk açıp izledim, harikaydı teşekkür ederim.
Dakika adam sana muhtacız.
abi şu ses dengesine biraz daha özen gösterebilirseniz sevinirim. CS kısımlarında sesi kısıyorum Tancan konuşunca sesi açıyorum. (kulaklıkla izlemiyorum) ikinizin arasında ses dengesi çok farklı. ricam yapabiliyorsanız başlamadan bi ses dengesi ayarı yapın. TV, hoparlör ile izlemek zor oluyor. teşekkürler.
Aynen sıkıntı biraz
ses ayarlarından ses yüksekliği eşitleme'yi aç
oscar adayları açıklandıktan sonra yazıyorum Banshees baya adaylık aldı all quiet on the western frontla beraber. Lakin everything everywhere all at once her adaylığında alkış, çoşku daha yüksekti. hype'ı daha yüksek gibi. Bence Colin farrel best actorü alacak gibi.
Sun Tzu :D Süper kahraman sanatı:D
Triangle of Sadness mükemmel bir film. Bu filmi övün
Abi all quiet on the western front un eski versiyonlarına baksanız çok güzel olur. İlk film çok eski ve bence çok iyi aynı zamanda kendi başına bir tarihi eser çünkü WW2 den önce çekilmiş. 1970 versiyonu da falan değil.
Boyle yayinlarin degerini bilin gencler
Abi her ne kadar sizi severek takip etsem ve görüşlerinize saygım olsa da bazen anlayamıyorum 😂 Orjinalden bağımsız bir şey yapıldığında da beğenmiyorsunuz, orjinale sadık bir şey yapıldığında da beğenmiyorsunuz. Resident Evil’ın iğrenç Netflix uyarlamasından sonra iyice oyun uyarlamalarından soğumuşken, The Last Of Us’ın dizisi muhteşem bir uyarlama. Kaynak materyale sadık kalıp hem de boşlukları doldurmak konusunda tam bir ustalık işi. Oyunu defalarca oynamamış birisini bile sevecektir , dizi olarak çok iyi gidiyor çünkü. Bir şans verin diziye. İlk bölümü yayınlandığında 5 milyon civarında izlenmiş sanırım.
Diziye değil firmaya bir sitem var ki bunu defalarca söyledi. Yeni bir şey değil aynı içeriğin 10 senedir ekmeğini yiyorlar. Gta 5i de God of War'ı da eleştiriyor aynı sebeple. Yeni şeyler tüketmek istiyor çünkü piyasa aynı şeylerle dolu. Bu da en doğal hakkı ben de TLOU'yi tükettim. Aynı evrende başka karakterleri izlemeyi isterdim aynı materyali 95.ye tüketmektense.
Ahsoka dizisi thrawn ı anlatacak. Bunun yolunu rebels dizisinde yapmışlardı. Heyecanla bekliyorum
The Bear için kimse yazmamış ben ekleyim FX yapımcı, Hulu yayıncı. Online platformlar için hazırlanmış dizi ve tüm bölümler aynı anda yayınlanmış. Hulu bazı dizilerini sezonluk yayınlıyor bazı dizilerini haftalık yayınlıyor
Çin'in bu oranları gösterin demesinden iyisi var. Eğer kutudan A ürününün çıkma oranı %1 ise 100 kutu açan mutlaka 1 tane A ürününü elde etmeli diyor.
Hawkeye abimiz Jeremy Renner'in geçirdiği kazadan bahsetmemişsiniz.
The bear'ı izleyip çok beğendim, ama aklımda takılan bi kısım var o da sezon finalindeki olay,
abi şimdi bunlar bilmem kaç M dolar para buldular, bugüne kadar da yaptıkları mücadelenin amacı da var olan bi borcu ödeyip işleri yoluna koymak idi. Şimdi fazlasıyla paraları var, yani sezon 2de ne olacak, yapacakları senaryo cok zorlama olacak gibi geliyor. Tabi geçmiş kısımları bilmiyoruz onları anlatması güzel olabilir ama dediğim gibi ana hedef belli bi borcu ödemek idi onun doğrultusunda ilerliyorduk.
Daha büyük restauran acacaklardi adi belliydi
@@sumrukumru4203 yani evet büyük bir restorandaki ilerleyişi, stresli ortamdan güzel bi sezon çıkabilir. ama biraz daha yavaş ilerlese büyük restoran olayına 2.-3.sezonda falan geçse daha iyi olabilir idi
Frekanslarınız o kadar aynı ki Tancan Master diyo ama Phantom Thread'i kastederek. CS de Master fav filmim olmaya başladı diyor Phantom Thread'i düşünerek. Wtf
Aftersun konuşacak mısınız
hannibal 3. sezon erotizm hatırlamıyorsam sonlara doğru baya artıyordu
01:53:30 Orta yaşlı bir erkek gamerın genç kızları bu kadar iyi anlaması beni endişelendirebilirdi, ancak CSnin 100+ saat sinir krizi geçirerek Wattpad okumasını izlediğim için şunu söyleyebiliyirim ki, there is no one more qualified.
Adam Mckay diye alaşağı ettiğiniz adam Tv tarihinin en iyi dizilerinden Succession'un da yapımcısı :)
CS 3. Bölüm ile beraber Tancanın infosu ile diziye başlayacağına inanıyorum, sizde inanın çocuklar..
Asçılığı söyle tarif edeyim, iş yoğunlandığından kendi adını unutmakdır.
ŞÜKÜR GELDİ. Özlemişiz:
tancanın kafada kurma seviyesi adamı korkutur
eşşek bile iyi oynuyor filmde , böyle bir film işte The Banshees of Inisherin
The Banshees of Inisherin'i bu kadar az konuşmanız üzdü ya. çok katmanlı ve zengin bi film, hatta son yılların en iyi senaryolarından biri :(
Evan peters dahmer den ödül aldı yine konuşulmamış
bu kadar önyargı iyi bir şey değil CS ya, dizi gerçekten iyi oturup izle ne leş şeyler izliyoruz buna şans vermemek yazık olur
Cs'nin her zamanki halleri işte bunu da izledikten sonra pişman olur niye ön yargı yapmışım diye.
1) The Last of Us, başarılı şimdiye kadar. Ben iki bölümü de beğendim. Oyunda zaten çalışan yerleri alıp, beğenmedikleri yerleri de daha güzel alternatiflerle değiştirmiş, bir de üzerine ekstradan world building yapıp boşlukları doldurmuşlar. Fanların çoğunluğunu üzmeden, daha da iyi bir hikaye haline getirip devam ediyorlar. Craig Mazin'le, Neil Druckmann'ın her bölümden sonra yayınlanan podcast'i varmış. Dün yolda dinledim, çok mantıklı konuşuyorlar, doğru detaylara takılmışlar diziyi yaparken. Aklı başında iş yani. Üçüncü bölümde oyunda laf arasında iki saniye bahsettikleri bir karakter backstory'sini detaylıca anlatacaklarmış diye duydum. Bill'in eski partneri Frank ile yaşadığı aşk hikayesi. Uzun bir bölüm. Diziyi önceden izleyenler de en çok o bölümü övüyordu gördüğüm kadarıyla. Merakla bekliyorum açıkçası. Podcast'te de "sevgi çok çabuk toksik bir şeye dönüşebilir, bu hikayeyle amacımız da bunu göstermek" gibi birşey söylüyordu Craig abimiz. So far so good.
2) Mandalorian hakikaten Star Wars'un birleştirici gücü oldu. Dediğiniz gibi evrenin her köşesinin fanı bu dizide toplandı. Bence bu net Jon Favreau'nun başarısı. Adam herkesin seveceği ama bunu yaparken kaliteden de çok ödün vermeyen iş yapmayı çok iyi biliyor. Ben hep safe director gibi görürüm kendisini. Hem gider herkesin oturup iyi filmdi eğlendik dediği big budget süper kahraman filmi yapar (bkz. Iron Man), hem de gider herkesin her yılbaşı bir tur izlediği film yapar (bkz. Elf). İşin diğer ucundan da Dave Filoni tutunca bir anda Star Wars hayranlarının comfort show'u oldu hakikaten. Yeni sezonda da Mandalore'u kim yönetecek, Dark Saber kime kalacak falan derken seve seve oturacağım Disney+'ın başına yine.
3) Daha filmi konuştuğunuz kısıma gelmedim ama Banshees Of Inisherin benim açık ara favori 2022 filmim oldu. Aftersun, Tar, Triangle of Sadness, Top Gun, Fabelmans vs. de başarılı idi ama hiçbiri Banshees kadar etkilemedi beni. İki kere izledim. Bir kere daha izleme ihtimalim var. Sadeliği ile beni benden aldı film. Üzerine düşündükçe notu artıyor. Zaten yıllardır Colin Farrell çok underrated oyuncu diye dolaşan bir insanım, Oscar adaylığını kaptı, o da cherry on top oldu benim için. Onun yanında bir de tüm cast aldı adaylıklarını. Dominic'i oynayan Barry Keoghan da başarılı bir oyuncu, geleceğini parlak görüyorum ben onun. Özellikle Chernobyl ve Eternals'da gözüme girmişti, bu filmle tam olarak ispatladı kendini.
4) Bu arada son günlerde düşünüyorum, Narcos, Game Of Thrones, Star Wars, The Last of Us derken Pedro Pascal çok güzel CV yaptı, ben kendisini de menajerini de tebrik ediyorum. Vallahi kolay değil. Ve bunlar bir yana Pedro Pascal çok iyi oyuncu hakikaten, sen Joel'la yan yana koyulan fotoğraflara takılma abi, kendisi dizide baya başarılı. Oturaklı, güzel güzel oynuyor. Zaten Mando'da da bir dublaj, iki gün sette yüzüne göstererek Star Wars'un yeni yüzü oldu herif. Hak ediyor da bu arada, ana sütü gibi helal kazandığı para. Twitter kullandığı zamanlarda kazanmıştı benim kalbimi, transfobik, homofobik, ırkçı mallara sataşıp hizaya falan getiriyordu. Seviyoruz yani kendisini.
Ağzınıza sağlık bu arada, özlemişiz yatay bakmayı. Arayı bu kadar açmayalım bir daha. Saygılar ☺️
Edit: Ben de Banshees'i aynı Tancan abi gibi yorumladım. Karakterlerin ana karadaki iç savaştan bahsettiği sahnelerin zamanlaması, yapılan yorumlar müthiş paralellik doğuruyor. Ben filmi iki kere izlemekten çok zevk aldım, hakikaten ikinci bir izlenmeyi hak eden bir film. Ve yaşanacakları bildiğimden dolayı detaylara daha iyi odaklanınca, müthiş temalar gördüm, çok güzel yedirmiş filme, MacDonagh abimiz. Colin Farrell hep iyi bir oyuncuydu ama yakışıklılığından type-cast yaptılar abi. Bones and All'u da hiç sevemedim ben. Sen de herşeyi netleştirdin kafamda hakikaten tırt bir film. All Quiet on The Western Front'u da çok övüyorlar ben de izlemeyi planlıyordum, izlemek için ekstra sebep çıktı iyi oldu.
Abi artık nolur pearl izleyin çıldırıcam
(bones and all ) luca abi uyarlama çekmeyi bırakmalı çünkü uyarladığı eserlerden kat kat iyi şeyler yapıyor ,e bu kötü bi şey değil ama her zaman suspiriadaki gibi çalışmıyor ,bu filmde aşağı çekmiş uyarlama olması bence
Akıllarda bir soru: Hangi Board Gameler oynandı??
Tess zaten önceden ısırılmıştı orda öpüşmeyle geçmiyor ki
Hic degismeyen bir Yatay Bakis sabiti olarak CS'nin Rian Johnson'dan konu acilinca "aptal herif" demesi... i feel that.
İlk Kürt süper kahraman: Genco çıkalı ve festivallerden ödüller toplayalı zaten çok oluyor.
ne last of us oynadım ne dizisini izledim ama dinlediğimdem anladığım; insanlar ailelerine değer veriyorlar. ya da aslında ailelerine vermedikleri değerin vicdan azabını sanat eserleri ile bastırmaktan hoşlanıyorlar. ikincisi galiba.
Can abi dikey çakışta Morbiusu salacaktın unuttun mu ya?
2 hafta önce epic den oyun satın almıştım ama saçma sapan epicin kupon sistemi yüzünden kupon aktif olmadığı için 224.7TL lik alışı iade edip tekrar kuponla alayım dedim. İadeyi 1 buçuk hafta sonra yapıp bütün kupon ve oyun indirimlerini kaçırmama neden olmalarından bahsetmeyeceğim ama epic bana 220.53TL geri ödeme yaptı.
Epic games avukat tutup arkandan geleceğim 4.17TL param için burdan haber edeyim
Pedro Pascal ve Tancan beni korusun . Minik bireyleri olmak istiyorum
Dizi kaliteli, Cs önyargılı.
Dakika adam nerde ?
Denise Richards şu en kötü Bond kızı olan Denise Richards mı ? wow... ciddi manada yaşlandığımı hissettim 51 yaşındaymış kadın. Allah kahretmesin filmde bir de adı ''Christmas'' olan kıza Brosnan, ''Christmas'ı hep İstanbul'da kutlamak isterdim gibi ultra bayık bir espri yapmıştı... Gerçekten Golden Eye ve Tomorrow'dan sonra world isn't enough kötü bir bond filmiydi... Bu arada çok geçmiş olsun sevgili Can umarım parçalı kırık değildir. Acil şifalar dilerim
Can Sungur un taklitlerine bayılıyorum ya 😂😂
babam odaya girince yatay bakış
Önceki bölümleri izlemedim o yüzden eğer konuştuysanız özür dileyerek soruyorum: Vox Machina'nın 2. Sezonundan ilk bölümler yayınlandı, bunu tartışacak mısınız?
tancan abinin banshees of inisherin yorumuu ❤🔥❤🔥
The Man filmi kac yilina aitti ya?
Arkadaslar ses level lariniz ayni degil, dinleyemiyorum...! Lutfen bi el altin! Tancan 'ini dinleyim diye sesi aciyorum, Can bir konusuyor yerimden sicriyorum!! IMDAT!
Tancan bey onlyfans açın da bizim de içimiz açılsın 😍
that 90s show da cıktı izlediniz mi
Can abinin dediği gibi Mandalorian kendini tam merkeze yerleştirmeyi başardı herkese bir şeyler vaat ediyor. 2023 seçimlerinde de Erdoğan'ın karşısında böyle bir aday olmalı
Kadıköy’deki gösteride Yataş Bakış ve Bu Hikayedeki G*t Ben Miyim? seanslarındaydım ve gerçekten harika bir gösteriydi. Uzun süredir bu kadar eğlenmemiştim.
Bu arada bence The Mandalorian’ın başarısının en büyük sebebi son üçlemede Star Wars’tan uzaklaşmış birçok kişiyi Star Wars’a geri getirdi. Neyse ki çıkan yeni diziler biraz da olsa son üçlemenin içine ettiği Star Wars evrenini toparladı.
Ben Babylon’a dün gittim, film vasat bir film. Çok kötü değil ama iyi de değil. Bazı karakterler tamamen gereksizken bazı karakterlere daha çok odaklanılması gerek. Bu yüzden senaryoda asıl görmek istediğim şeyler geçilmiş veya baştan savma anlatılmış. Oyunculuklar iyi ama oynadıkları karakterler kötü. Özellikle Margot Robbie’nin karakteri bence tam bir hayal kırıklığıydı, Brad Pitt’in karakterini daha çok görmek istedim. Diego Calva’nın karakteri ise aşırı boğuk ve hiçbir derinliği olmayan bir karakterdi. Hele Tobey Maguire’ın karakteri… işte o tam bir fiyasko. Film bence dönem itibariyle büyük bir potansiyele sahip fakat gram bu potansiyeli kullanamamış. Senaryo bence sıkıcı ve ilginçlikten uzakken asıl odaklanılması gereken yerler atlanmış ve bu filmin çoğu yerinde boşluk hissi yaratıyor. Bu yüzden baştan savma bir hikaye izliyormuşum gibi hissettim. Bu filme puanım: 6/10. Bence kesinlikle 80₺ verip de sinemada izlenmeye değer bir film değil. Bir gün dijital platformlara gelince, izleyecek hiçbir şey olmadığı zaman izlenilebilir bence.
Abi valla ben de last of us 2 ye basladım yine düştüm ben de sanırım… cinayet simulator, virüsün ilk yayılmaya başlayıp nasıl her şeyin bu hale geldiğini merak etmeye basladık daha da çok dizide bölümlerin başındaki sahnelerden
Bones and all birçok noktadan sevmeme rağmen bir türlü sevemediğim bir filmdi. Yönetmenin en az sevdiğim filmi. Üzerine epey konuştum ama link paylaşamıyorum
justin roiland ı konuştular mı
Biri oyunlarda boş muhabbet mi dedi? Dün Forspoken'da 1.5 saat tüm sinematikleri skipleyerek daha fazla bomboş sinematik izledim. 1.5 saat daha sırf skip yaparak ilk dövüşü gördüm. Square Enix resmen FF 16'yı aldı diye PlayStation'a oyunu itelemiş. Resmen "FF 16 istiyorsan at bir sakal" diye vermiş oyunu. Neyse ben gideyim biraz daha sinematik skipleyeyim. Belki oyun başlar.
guardians of the galaxyden bahsetmenize sevindim. Tam aranan tatta bir oyundu o tür için ama avengers denen oyun onun çeyreği olamadı...
mesut çeviğin videosunda Cs'nin diğer kolu sarılıydı??? DRAAAAMMMMMMMAAAA
Can abi geçmiş olsun Allah şifa versin +1
Can abi Tancan abiyle bir Yatay Bakış bölümünde lütfen Stranger Things’in 4. Sezonunu veya Star Wars: Tales of The Jedi dizisini konuşur musun ?
Stranger things 4.sezonu eski bölümlerden birinde konuştular
@@selosben hangi bölümde konuştular ?
Bu yatay bakışı izlememiştim ama az önce All Quiet on the Western Front izledim sonra da dedim hemen yatay bakış için önereyim inanılmaz bi film. Tancan bey benden önce davranıp koymuş bile heyecanla bekliyorum sohbeti.
Avatar 2 The Way of Water ın dikey çakışı gelecek mi abi
Csnin iki kolunda da sıkıntı mı var? Kol desteği geçen gün sol kolunda takılıydı şimdi sağa geçmiş 🤔🤔🤔
Mirror effect.
Türkiye zaten kültür ihracatında iyi durumda diğer ülkelere göre. Türk dizileri ne kadar çöpte olsa izleniyo mu izleniyo. Bence akıncı daki olay daha farklı.
the bear izleyip geldim
The last of usı da izlemezsen artık sana sövmeye başlayacam. Sen bize Andor dedin izledik çok beğendik. Biz de sana last of us diyoruz. Senin yorumunu merak ediyoruz
Başla kanka kanaldan kapı dışı edilir gidersin. Tancan beğendiği yerleri anlattı isterse izler yorumlarlar. Yıllardır en sevdiği bölümün incelemesini (Rick and Morty 3.sezon 7.bölüm) inat edip çekmemiş adam Sungur. İnatlaş onla bunu da çekmesin sen bilirsin.
@@erensozen791 sq boş yapma mk
@@erensozen791 her boku siz biliyonuz mk
Videoları 240p de izliyorum. Tancan 28 gösteriyor.
Haftaya şov varmış yalnız ya.
Eskiden politik göndermeleri ve okumaları hiç yakalayamazdım. Umrumda da olmazdı ama artık sizin film yorumlarını dinleye dinleye Sungur'un fark etmediği politik göndermeleri bile fark etmişim. Bunların dışında filmde çok fazla sembolizm de vardı. Mesela son sahnede cadı kadının oturduğu yerden iki ana karakteri kamera açısıyla ayırması gibi. Ama filmde en çok sevdiğim şey Colin Farrell'ın oyunculuğu oldu herhalde. Salak rolünü bu kadar iyi oynayamaz herhalde bir insan. Çok da zeki olmayan insanların boş bakışlarını bile film boyunca taklit etmiş. Büyük ihtimalle uzunca bir süre bu bakışlara çalışmıştır. Farrell önceden de çok havalı ve biraz underrated gelirdi ama öyle çok öne çıkmazdı kafamda. Artık kafama kazınmış aktörlerden biri olarak kalacak. Oscar'a aday olan diğer aktörleri izlemedim ama Farrell alırsa kimse itiraz edemez herhalde. İlgi çekici anlatım ve hikâyeyi de katıp tüm bunları toplayınca doyurucu bir film çıkıyor karşımıza.
Tüm bunlara rağmen film bir klasik değil bence. Evet izlerken çok keyif aldım ama yıllar sonra aklımda sadece Farrell'ın harika oynadığı film olarak aklımda kalacak. Artık çıkan filmlerde seviye o kadar düştü ki böyle filmleri bile arar olduk.
Film dediğin böyle yapılır işte. Ön tarafta iyi bir yönetmenlik ve hikaye anlatırken arka tarafta da göndermeler yaparak derdini anlatırsın. Bunu isteyen yakalar istemeyen yakalamaz. Bunları Platform gibi gözümüze sokarak veya aptal ve anlamsız bir hikâyeyle yaparsan saçma sapan bir film ortaya çıkar.
Oha abi. Video çıktıktan 11 gün sonra yorum attım. Hemen görüp de kalp atmışsın
Film seviyeleri neden düştü
Don't Look Up filminin adını duymak beni sinirlendiriyor
Abi seni takip eden bir Fenerbahçeli olarak Tancana yaranıcam diye fenere sallamandan bıktım artık lütfen.Seni seven bir takipçin olarak en içten samimiyetimle söylüyorum bunları.
Baştaki muhabbet galiba aslı fıstıklı plan fındıklı akdnsmcbjwka
keyif keyifoğlu
8:55 Will Smith aglaya aglaya 10 dk falan konustu cikardigi rezaletten sonra. Kimse müzik calmamisti hahahah
marveldan soğudunuz biliyorum ama ant man fragmanı çok sağlam geldi sizden yorum duymak güzel olurdu
👍👍👍
Yeni program galiba hayırlısı olsun
ulan cs tam olarak bugün mezun oldum girme adamın aklına :D
The Bear'de bazı bölümlerde gereksiz tempo yapılıyor. Halbuki o kadar büyük tempoya o kadar anlatması zor ve sırasız olaylar olmuyor. Dizinin anlatım tarzı bu denebilir ama bazı durumlarda zorlama bir hal alıyor. Bear'i izleyince aklıma Uncut Gems geldi, orada da aynı saçma formül kullanılmıştı.
59.09 da kaldim
Dakikacı adam...
Bu topraklarda Kürt süper kahraman filmi zaten yapıldı..Ali Kemal Çınar-Genco,ülkesine toprağına bu kadar uzak olmanız üzücü nördsünüz ama kendinize…
banshees' i çok kötü okumuşsunuz tşk
Spoiler vermeden önce bir uyarı yapmak hiç mi aklınıza gelmedi acaba.
tancan savaş deyince aklına nihal atsız mı geldi direk. Başka birini söylesen solculuktan sjwlikten aforoz mu edilirsin