Bir Şehrin Hikayesi #7: Kudüs’teki İsrail işgalinin boyutları

Sdílet
Vložit
  • čas přidán 23. 08. 2024
  • Bir Şehrin Hikayesi, Mecra tarafından hazırlanan Kudüs micro sitesi kapsamında yapılan röportajların yer adlığı ve Kudüs’ün geçmişi ve bugününe dair meselelerin alanında uzman isimlerce anlatıldığı bir dizi.
    Gazeteci-yazar Bora Bayraktar, Kudüs’te 40 yıldır devam eden İsrail işgalinin boyutlarını çarpıcı detaylarıyla birlikte anlatıyor.
    Kudüs mikro sitesi: gzt.com/kudus
    Mecra’nın diğer videoları: / @mecra
    Bir Şehrin Hikayesi, Mecra tarafından hazırlanan Kudüs micro sitesi kapsamında yapılan röportajların yer aldığı ve Kudüs’ün geçmişi ve bugününe dair meselelerin alanında uzman isimlerce anlatıldığı bir dizi.
    Gazeteci-yazar Bora Bayraktar, Kudüs’te 40 yıldır devam eden İsrail işgalinin boyutlarını çarpıcı detaylarıyla birlikte anlatıyor.
    İsrail işgaline baktığımız zaman 3-4 aşamalı bir süreçten söz etmek mümkün olabilir. Bir tanesi Arap-İsrail savaşlarıyla beraber başlayan ilk dalga. Bunların büyük bir bölümü şu anda Filistin çevresinde, Gazze’de, Batı Şeria’da çeşitli mülteci kamplarında yaşıyorlar. Yine Suriye’de, Lübnan’da, Irak’ta, Kuveyt’te… bütün bölgeye dağılmış durumdalar. Ama tabii işgal, bölgede yaşayanların hayatlarını nasıl etkiledi dersek bir kere çok ciddi bir travmadan bahsetmek gerekiyor. Özellikle Gazze’de. Kendi memleketlerine çok yakın noktadalar fakat burada adeta bir açık hava hapishanesinde yaşıyorlar. Sürekli bir geri dönüş umudu var. Bu yüzden bulundukları yerleri çok sahiplenmiyorlar. Buralara yerleşme konusunda çok istekli değiller. İşin bir bu boyutu var.
    İkincisi, 1’inci İntifada’dan sonra, 1987’den sonra o mücadelenin getirmiş olduğu bir psikoloji, işgale direniş psikolojisi bence önemli bir nokta. Daha sonra da “Barış Süreci”, 90’lı yıllar. Ve 90’lı yıllardan sonra, “Barış Sürecinin” başarısız olmasından sonra İsrail’in çok daha agresif bir işgal ve yerleşim politikası olduğunu görüyoruz. Hiç unutmuyorum 90’lı yılların sonunda, gazeteci olarak bölgeye ilk gittiğim dönemlerde, Kudüs’ten Ramallah’a gitmek çok büyük bir mesele değildi. Arabaya biniyordunuz, Ramallah’a yaklaştığınızda belki sağda solda yakılmış lastikler… Bunun dışında iki toplum arasında herhangi bir ayrım işareti yok. Rahatlıkla Filistin kentlerine girme imkanı vardı. Fakat bu 2000 yılında, Camp David’de İsrail-Filistin görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlanınca, Kudüs meselesinden dolayı, Kudüs’ün statüsünden dolayı mesele kopunca İsrail’de “radikal sağ” diyebileceğimiz Ariel Şaron iş başına geldi ve iş başına geldikten sonra Filistin topraklarında kurulmuş olan barış süreci düzenin yıkarak çok ciddi agresif bir işgal politikası uygulamaya başladı.
    Tabii buna geçmeden önce belki barış sürecinde ortaya konan düzenleme neydi, ne öngörülüyordu buna bir bakmak gerekir. 1993’te ilk olarak Washington Anlaşması imzalandı, bu bir prensipler anlaşmasıydı aslında. Filistin sorununun dört nihai statü konusunu açıkta bırakan, daha çok İsrail’in güvenlik sorunlarını önceleyen bir barış anlaşmasıydı bu. Barış anlaşması için yol haritası demek belki daha doğru...
    Mecra’yı sosyal medyada takip edin:
    Web Site: www.gzt.com/mecra
    Kudüs mikro sitesi: gzt.com/kudus
    Facebook: / mecra
    Twitter: / mecra
    Instagram: / gztmecra
    Mecra’nın tüm videoları: / @mecra
    Bir Şehrin Hikayesi’nın tüm bölümleri: • Kudüs: Bir Şehrin Hika...

Komentáře • 4