Bu işin sonu hüsran! Dövizi baskılamayı çok denedik, başarmadık & Sıcak paranın 2 yüzü| Cüneyt Akman
Vložit
- čas přidán 15. 05. 2024
- #ekonomi #faiz #dolar
Ekonomist ve gazeteci Dr. Cüneyt Akman ile ekonomideki son gelişmeleri, enflasyon ile mücadeledeki yanlışları ve doğruları, vergi sisteminde tartışılan hamleleri konuştuk.
İyi seyirler...
00:00 Merhaba
00:45 1 Mayıs kutlu olsun!
02:55 Mevduat ve fonlarda stopaj arttı!
05:21 Servet ve emlak vergisi gelecek mi?
08:13 Dövizi baskılamak büyük hata!
14:40 Nisan enflasyonu ve sonrası...
19:53 Bu iş 2028'e kadar dayanmaz!
Mesele Ekonomi'ye destek olmak için:
czcams.com/users/MeseleEkonomi...
Daha fazla Mesele Ekonomi içerikleri için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz!
Twitter'da takip etmek için: / meseleekonomi
Spotify'dan dinlemek için: sptfy.com/mesele-ekonomi
Instagram'da takip etmek için: / meseleekonomi
Linkedin'de takip etmek için: / meseleek. .
#ekonomi #borsa #dolar #faiz #enflasyon #petrol #altın #fed #tcmb #seçim
Yasal Uyarı:
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Ulaşmış olduğunuz bu kanal kapsamındaki gerek sözel gerekse de grafik bilgiler ulaşılabilen ilk kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil ve surette olursa olsun herhangi bir karar dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla toplanmıştır. Mesele Ekonomi, her an hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. Genel anlamda bilgi vermek amacıyla hazırlanmış olan işbu site kapsamı bilgiler hiçbir şekil ve surette Mesele Ekonomi CZcams kanalı herhangi bir taahhüdünü tazammun etmediğinden, bu bilgilere istinaden her türlü özel ve/veya tüzel kişiler tarafından alınacak kararlar, varılacak sonuçlar ve oluşabilecek her türlü riskler bizatihi bu kişilere ait olacaktır. Hiçbir şekil ve surette ve her ne nam altında olursa olsun, her türlü gerçek ve/veya tüzel kişinin gerek doğrudan gerek dolayısı ile uğrayacağı maddi ve/veya manevi zararı, kâr mahrumiyeti, velhasıl her ne nam altında olursa olsun uğrayabileceği zararlardan hiçbir şekil ve surette Mesele Ekonomi CZcams kanalı sorumlu tutulamayacaktır.
Bugün televizyonlarda, youtube kanallarında vb. yayınlarda gördüğüm en iyi "1 Mayıs kutlaması ve konuşması". Teşekkürler Cüneyt Akman.
Mevduatta stopajı artırmak üstü kapalı faiz indirmektir.Bu şekilde enflasyon düşmez.
Cüneyt hocamı daha sık görmek isteriz.
Değerli paylaşımlarınız için teşekkürler.
Muhteşem konuk, teşekkürler Semih.
Enflasyon aslında devlet eliyle yaratılan bir tür vergidir. Örneğin 100 kişi olsak, her birimizin cebinde 1.000 er TL olsa. Devlet gelip "borçlarımı ödeyeceğim; herkes cebindeki paranın yarısını bana versin" derse kimse vermez. Peki devlet herkesin cebindeki paranın toplamı 100.000 TL iken 100.000 TL daha karşılığı olmayan para basıp, borçlarına karşılık olarak piyasaya verse ne olur? Değeri 100.000TL olan piyasada 200.000TL olduğu için fiyatlar 200.000TL ye göre yeniden düzenlenir ve böylece ahali dün 1.000 TL ye alabildiği şeyleri artık 2.000TL ye alabilir. Dolayısı ile artık ceplerdeki 1.000TL ler otomatik olarak dünkü 500 TL değerine inmiş ve herkes farkında olmadan cebindeki paranın yarısını devlete vermiştir. Kıssadan hisse; devletin borcu bitmeden enflasyon düşmez zira enflasyonun nedeni devletin borcudur ve bu borcu o devleti yönetmesi için görevlendirilen hükümeti destekleyerek oluşturmasına çanak tutmuş olan halkın ödemesinde de hiçbir sürpriz yoktur. Çalıyor ama çalışıyor diyenlerin de ağlamaya hiç hakkı yoktur.
Ve zenginlerden vergi alınmadığını eklemek lazım.
Kısmen doğru olabilir. Ancak enflasyon sadece kamu borcuyla açıklanamaz. Bugün dünya ülkelerin toplamda 100 trilyon dolar üzerinde kamu borcu var. Bu durumda tüm dünyada bir enflasyon patlaması yaşanması gerekirdi. Ama böyle olmuyor. Çünkü kamu borcunu finanse etmenin tek yolu borç kadar para basmak veya ek bütçe talebinde bulunmak değil. Kamu tasarrufu, bono, tahvil ve dış kredi ile yani borç ek borçlar ile döndürebilir. Örneğin Yunanistan kamu borcu kaynaklı ekonomik kriz ile yüzleştiğinde ciddi bir enflasyon dalgası yaşamadı. Zira euro bölgesinde olduğu için para basma şansı da yoktu. Kriz, hibeler, dış borç, tasarruf politikaları ce reformlar ile aşıldı kısmen.
@@sethdavenport5813 üstat bakalım doğru anlamış mıyım? Kamu borcunu belli bir plan çerçevesinde zaman içinde kendi gelirleri ile ödeyebileceği şekilde yayar ve para basmadan bu borcu öderse enflasyon olmuyor değil mi? Ama zaten yıllara yayılmış gelir ve giderler ile işleri yöneten biri, halkın cebindeki paranın yarısını isteyecek biri değildir; doğru mu? Eğer yıllar içindeki gelirlerinden çok daha fazla borçlandıysa ve çevresine kurduğu düzeni sürdürebilmek içinde borçlarına yenileri eklemek zorundaysa; bu borçlar ile yaptığı yatırımlar kar değil zararsa o zaman para basar yada faizleri insanların iç tüketimini neredeyse durduracak kadar yükseltip, ürünlerin dışarı satılması ile döviz gelirini arttırmaya çalışırlar. Dış satışın yüksek olabilmesi içinde eğer imkanları varsa (Yunanistan'ın yoktu) içerideki maliyetler ile dışarıdaki satış fiyatlarını dengeleyecek bir kur politikası izlerler. Böylece sorun çıkmaz anlamış mıyım? Peki kuru yükseltmezse, faizi arttırmazsa ve çılgınca harcamayı kesmezse nasıl borcu öder; daha çok borçlanarak. Peki artık borç bulamazsa ne yapar? Kepengi indirip gidemeyeceğine göre para basar ve alacaklılarına öder. Zira para basmak yaerine vergi çıkartsa halkın ancak küçük bir kısımı öder, buda yetmez. Ama para basınca herkesten aynı anda ve rızaları sorulmaksızın vergi tahsil edilmiş olur. Eğer bizde olan bu ise enflasyona birtür kaçınılamaz vergidir diyebilir mitiz? Tahmin ediyorum diğer kamu borcu olan dünya ülkeleride aynı yöntemi kullanırlarsa onlarında nur top gibi enflasyonları olacaktır.
@@sethdavenport5813 sayın hocam; dünya için kısmen, fakat Türkiye için tamamen doğru gibi gözüküyor. Dediğiniz gibi zamana yayılarak normal vergi gelirleri ile ödenebilecek bir şekilde borçlanarak para kazanarak yatırımlar yapan düzgün hükümetler için dediğiniz doğru. Ancak Zafer havaalanı ve benzeri yağma projeleri üzerinden vergileri hortumlamak için borçlanan hükümetler için aynen dediğim gibi enflasyon vergidir ve böyle hükümetleri destekleyen ahalide seve seve borçları ödemek zorundadır.
Cüneyt Akman'ı uzun bir aradan sonra görmek ve bilgisinden ve deneyimlerinden yararlanmak hoş bir sürpriz oldu. Yayın için teşekkürler.
günlük çalışma 8 saati aşıyor ve haftasonu tatili de neredeyse yok. teşekkürler iyi yayın iyi konuk.
Türk lirası getirisine,enflasyon düştükten sonra ,kalana en yüksekten vergi uygulansın.Enflasyon oranında bile getirisi olmayan bir gelire vergi çok saçma.İnsanların parasını çalmak gibi bir şey.
*_Herifte padişahta olmayan yetkiler var. Daha hâlâ anayasa değişikliği ve referandum sayıklıyor.. Bitmedi gitti bunların talepleri ve sistem ile olan kavgası. Gerçekten bıktık usandık artık._*
İşçi ve insanlarının öldüğü bir üstüne üstlük haklarını alamadığı bir ülkede yaşıyoruz sizlere teşekkürler 🥰
Teşekkürler Cüneyt Akman ve Semih Sakallı 😊
Yıllarca birim maliyeti 5-6 dolar olan bir malzeme üreticicisi 7-8 dolara satılırken iyi para bırakıyordu, içerde artan maliyetlerden dolayı maliyet 7-8 dolara geldi! Yurtdışı ortalama satış fiyatları değiştiremeyeceğimizden dolayı bu üretici nasıl ayakta kalacak?
çok güzel bir söyleşi olmuş. teşekkürler.
Muhteşem konuk, teşekkürler Semih.Cüneyt Akman'ı uzun bir aradan sonra görmek ve bilgisinden ve deneyimlerinden yararlanmak hoş bir sürpriz oldu. Yayın için teşekkürler.
Hocam çok düzgün bir insan. Sevgiler 🖐
Teşekkürler
Ekime kadar devam kur tutmaya sonrasi duruma gore gene devam degismez
tesekkur ederim
Çok çok teşekkürler
Muhteşem program..... Çok teşekkürler.....
Emeklerinize sağlık 🩶
Cüneyt hocam çok net ve gerçekçi teşhisler✅
Cüneyt Bey dümdüz açık seçik anlatan bir kaç ekonomistlerden birisidir. Daha sık görmek istiyoruz kendisini ❤
Cüneyt hocamızı daha sık görmek isterdim
Halki kaz gibi yol babam yol
Cüneyt Hocamızı daha sık dinlemek isterim.
Selam
Döviz bedava bence buldukça alirim
Vergiler ne verenin ne de genelin yararına olmayabilir, vergi vergi vermeyene yarayabilir .
İyi de fon yönetiminin aldığı komisyonlardan vergi kesilmiyor mu zaten?
Moratoryum a merhaba😅😅😅ampulıxım
Teşekkürler geçen hafta binde 3.50 TL olan gofret 4.5 TL olmuş dolar yerinde sayıyor biz bu apdesle daha çok namaz kılarız
Semih kardeşim Hocayı konusturmadan apar topar kapattın programı?? Hocamızi daha fazla dinlemek isterdik.
👍👍
malum 3 harflileri (f.ş) yayına çıkaracağınıza duayen konuğunuzu daha sık misafir edin lütfen, en azından tespit ve öngörüleri 3 harflilere göre bariz daha iyi...
Cds 293 program basit e başarılı para arzı artış oranını kur artış oranından düşük tutarsak sorun yok
Finansal risklerden dolayı reel kayıplar da vergi iadesi olsun o durumda.
Aradığım yorum :))))
şu watsabunu kapataydınız iki de bir bana mı mesaj geliyor diye baktım
Belediyeleri bile batırmışlar..
❤️❤️❤️❤️👍👏👏👏👏
Sömürü demisken!
Ne yazık ki savaş, soykırım ve kitlesel öldürmeler “normal insan davranışı”dır; çünkü hepsi de düzenli bir şekilde meydana gelir. Tarihe ister savaş, çekişme ve şiddet ile ara verilen barış dönemleri ya da barışla ara verilen savaş, çekişme, şiddet dönemleri olarak bakabilirsiniz. Bir tarihçi olarak, insan agresyonunu, kabalığını, şiddeti ve çekişmelerini insan tarihinin tam da merkezinde olduğunu düşünüyorum. Çoğumuzun kabul etmek isteyebileceğinden daha fazla “normal”lik söz konusu; çünkü biz insanlar kendimizle alakalı bazı ilüzyonlardan vazgeçmekte zorlanıyoruz. Kim olduğumuz ve ne yaptığımız gerçeğini doğrudan görmekten çekiniyoruz; çünkü gerçeğin bizi üzmesinden korkuyoruz.[1]
Tarihin bize verdiği kanıt, insanların zalim ve canavarca eylemleri yapabilme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor, hem bireysel olarak hem de bir gruba dahil olarak. Soykırımı “bir grup güçlü bireyin akıldışı bir davranışı” olarak göremememin sebebi bu. Tam tersine soykırım, bizim neleri yapabileceğimizin çok net bir ispatıdır. Soykırımsal boyutlardaki mega suçlar, insan tarihinin görünen yüzünün hemen arkasında meydana gelmeyi bekliyor; çünkü kurbanlaştırdığımız hayvanların başına daima bu olay geliyor. Yahudi yazar Isaac Bashevis Singer söz konusu hayvanlar olunca bütün insanların birer Nazi olduğunu söylemiştir. Hayvanların yaşadığı şey, “Sonsuz Treblinka”’dır.
Masum canlıların kitlesel olarak öldürülmesine 1945’te son verilmedi ki; sadece hayvanların “sonsuza dek” sömürülmesi ve katledilmesine doğru bir rota değişikliği yaşandı; bu da insan baskısı ve şiddetinin bir modeli ve itici gücü olmaya yaradı. Mezbahalar olduğu sürece Treblinka ve Auschwitz daima var olacak. Yahudi Alman düşünür Theodor Adorno’nun söylediği gibi, “ Auschwitz, birisi bir mezbahaya bakıp, “ama onlar hayvan” diye düşündüğünde başlar”.[1]
Hayvanların katledilmesini güçlünün güçsüzleri sömürmeye hakkı olduğu şeklinde onayladığımız sürece birbirimize karşı şiddet uygulamaya ve yıkıcı davranışlarda bulunmaya devam edeceğiz. Adolf Hitler, “gücü olmayan, hayatta kalmış şansını hakkını kaybeder” diyor. Savaşı kaybettiyse de onun faşist görüşü başarılı oldu, ne kadar ironik. İnsan uygarlığı da bu faşist görüşle yapıyor yapacağını; inekler, domuzlar, koyunlar, tavuklar ve diğer hayvanlar kendilerini savunamadığı için, hayatta kalma haklarını kaybediyorlar. Bundan dolayı onlara ne istersek yapmakta özgürüz sanıyoruz. Elbette hayvanlara yardım etmenin en önemli yolu, onları yememektir. Herkes en azından bunu yapabilir: Mezbahaları ağzınızdan uzak tutun.
Yirminci yüzyılın kanıtlayacağı gibi Amerika’daki mezbahaların endüstriyel itlafı ile Nazi Almanyası’nın montaj hattı seri itlafı arasında sadece bir adım vardı.[2]
Her şeye hükmeden tür olma yolunda yükselişimizin tarihi boyunca hayvanları kurban etmemiz birbirimizi kurban haline getirmemizin hem temelini atmış hem de bir modelini oluşturmuştur. İnsan tarihinin incelenmesi buradaki örüntüyü açıkça ortaya koyar: öncelikle insanlar hayvanları sömürür ve katleder; ardından insanlar diğer insanlara hayvan gibi davranır ve onlara da aynısını yaparlar.[2]
İnsanların kendi kontrolü altına giren hayvanlara davranış biçimini nitelendiren baskı, kontrol ve manipülasyon, aynı zamanda insanların birbirine davranma biçimi anlamında bir model oluşturdu. Hayvanların köleleştirilmesi/evcilleştirilmesi insan köleliğine giden yolu araladı. Karl Jacoby’nin söylediği gibi, kölelik “evcilleştirme sürecinin insanlara doğru genişletilmesi” idi.
Avustralya’daki Hartheim ötenazi merkezinde 2 sene geçirmeden önce Bruno Bruckner, Linz mezbahasında kapı görevlisi olarak çalışmıştı. Treblinka’daki sadist gardiyan Willi Mentz iki T4 imha merkezi olan Grafeneck ve Hadamar’daki ineklerden ve domuzlardan sorumluydu. Treblinka’nın son kumandanı Kurt Franz, SS’e katılmadan önce kasap olarak eğitim almıştı. Sobibor ölüm kampında görevlendirilmeden önce Hadamar’da imha fırınında çalışan Karl Frenzel de aslında kasaptı. Polanya’ya Yahudileri imha etmek için gönderilen Alman personel için hayvan sömürüsü ve hayvan öldürmede tecrübe sahibi olmanın mükemmel bir eğitim anlamına geldiği ortaya çıkıyordu.
Hayvan sömürüsü ve hayvanların öldürülmesi insanların kitlesel olarak öldürülmesi için bir emsâl oluşturuyor, ve bunu daha mümkün kılıyor; çünkü bizi bizden farklı olan ötekilere empati, şefkat ve hürmetle yaklaşmamaya şartlandırıyor.[3]
Yemek seçimleri ne olursa olsun Hitler, Almanya'daki vejetaryen akımına karşı az bir sempati duymuştu. 1933'te iktidara geldiğinde Almanya'daki tüm vejetaryen derneklerini yasaklamış, önde gelen isimlerini tutuklamış ve Frankfurt'ta basımı yapılan ana vejetaryen dergisini kapatmıştı. Nazi zulmü, karnivor bir ulus içerisinde sadece küçük bir azınlık olan Alman vejetaryenlerini ya ülkeden kaçmaya ya da kendilerini saklamaya zorlamıştı. Almanyalı barış yanlısı ve vejetaryen Edgar Kupfer-Koberwitz önce Paris'e, sonra da Gestapo'nun kendisi yakalayıp oradan da Dachau Nazi kampına geri gönderdiği İtalya'ya kaçmıştı. Vejetaryen beslenmenin savaş zamanında yaşanan gıda kıtlığı sorununu hafifletmede yardımcı olacak olmasına rağmen Nazi Almanyası savaş süresince işgal ettiği tüm bölgelerdeki vejetaryen derneklerini yasaklamıştı.
Charles Patterson
BUNLAR KORKAK STOPAJI NORMAL YAPMAK YEMEDİ....GÖSTERMELİK YAPTILAR.....
Miniş zam yaptilar sropaja yoksa zengin kaçingennn
Biraz ezberden konusuluyor sanki. Gecen hafta cuma gunu MB rezervleri 3 milyar dolar artmisken kurun baskilandigini dusunduren nedir size?
Calisma saatleri ile ilgili söylediklerinizi duyunca videoyu kapattim
Maalesef ekonomiyi bilmediginizi dusunuyorum
Hocam siyasi görüşünü paylaşmadan bilimsel görüşlerini paylaşsan daha iyi olmaz mı 2026 falan filan olmadı şimdi
🔴Boşuna zaman kaybı. İzlemenizi tavsiye etmem
Teşekkürler
Teşekkürler