Beynin Yabancı Dille İmtihanı - Bölüm-3 - Are You Cola
Vložit
- čas přidán 19. 09. 2020
- Tüm eğitim hayatımız boyunca yıllarca bize öğretilmeye çalışılan ama bir türlü öğrenmeyi beceremediğimiz O gizemli olayı ele alıyoruz. Yabancı bir dil öğrenmek gerçekten bu kadar zor mu yoksa biz mi bir şeyleri yanlış yapıyoruz? Bir bebek bile deyim yerindeyse sıfırdan başlayarak birkaç yılda dili ve konuşmayı öğrenirken yıllarca eğitilmiş yetişkin beyinlerimiz neden bu konuda sürekli mavi ekran vermekte. Gelin meseleyi en baştan alalım.
Dil ve konuşma konusunu incelediğimiz üç bölümden oluşan serimizin son bölümünde yabancı dile inceledik.
Beynin Dille İmtihanı - Bölüm-1 - Başlangıç
• Beynin Dille İmtihanı ...
Beynin Dille İmtihanı - Bölüm-2 - Soldan Konuşan Beynim
• Beynin Dille İmtihanı ...
BU VİDEODA TAM 8 KİTAP HEDİYE EDİLMİŞTİR
Sizlerden gelen yorumlardan en çok beğeni alan ilk 4 yorum ve bizim seçtiğimiz 4 yorum sahipleri ve kazandıkları imzalı kitaplar aşağıda yer almaktadır
En çok beğeni alan 4 yorum
1. Melih Arıkan: Arachnoid Mater
2. Editörün Dünyası: Pia Mater
3. AYBÜKE YALÇIN: Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
4. Esma: Kadın Beyni Erkek Beyni
Ortapia’nın seçimi
1. Efe: Arachnoid Mater
2. Delfín Eterno: Pia Mater
3. Ayşenur Yılmaz: Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
4. Hatice B.: Kadın Beyni Erkek Beyni
Sunum: Serkan Karaismailoğlu Serkan Karaismailoğlu kimdir? Kendisi çok küçükken eve gelen kadın komşuların annesine sorduğu “bugün beyin için ne yaptın?” sorusunu tümüyle yanlış anlayıp (meğerse annemin babam için yaptığı yemeği soruyorlarmış) her gün beyin ile ilgili yeni bir bilgi öğrenme çabasıyla büyümüş ama halen çocuk olan bir yetişkindir. Her şeyi yapmaya çalışıp, hiçbir şeyi yapamamış olmanın verdiği hüzün ve hazla yaşamaktadır. Doktorasını Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalında “beyin cinsiyeti” üzerine üzerine yapmış olup halen aynı kurumda çalışmaya devam etmektedir. “Kadın Beyni Erkek Beyni” adlı kitabı 2015 yılında, "Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum" adlı kitabı 2017 yılında, Pia Mater adlı nöro-romanı 2019 yılında, Arachnoid Mater ise 2020 yılında çıkmıştır. Ortapia projesinin kurucusudur. - Věda a technologie
Her bir başlangıç için dün bugün yarın gözetmeksizin "şu ân'da" başlamanın önemi çok büyük. Yeni öğrendiğimiz bilgiler sonrasında zamanı gelince yaparız demekle değil hemen icraate koymakla olur. ✨
Kız kardeşime kendi çabalarımla ingilizce öğretmeye başladım. İngilizce hikayeler okuyarak başladım 4 yaşındayken. Sonra çok sevdiği, sürekli izlediği çizgi filmlerin ingilizce dublajını izlettim. Önceleri izlemek istemezken şimdi zevkle yabancı çizgi filmleri tercih ediyor ve geçen hafta türkçe bilmeyen iki arkadaşımla görüntülü görüştü ve o hafta yaptıklarını anlattı. Şuan 7 yaşında. Bizzat tecrübelerimle ifade edebilirim ki çocukların beyni o kadar muntazam çalışıyor ki hemen her şeyi öğrenebilir.
Yeğenim 2.5 yaşında ve Türkçe'yi bile çat pat konuşuyor. Maşa ile koca ayı çizgi filmini çok seviyor ben de Ingilizcesini açıp verdim kaç kez. Şimdi 1-2 kelime Türkçe konuşuyorsa 1-2 kelimeyi de Ingilizce söylüyor. Ama gelişimi açısından bir engel oluyor mudur diye endişeliyim.
O kadar buyuk bır sevap yapmıssın kı gerccekden helal olsun
Arachnoid Mater ❤
Tam sonda sponsorumuz Cambly demenizi bekliyordum :D Yine bilimsel içeriklerle dolu , dil öğrenmenin sistematiğini anlatan güzel bir video :) Teşekkürler Ortapia
Dil aslında kelime giysisine giydirilmiş düşüncelerden ibaret.Gün içinde herhangi bir kelimeye maruz kaldığımızda aslında yeni bir düşünce ateşleniyor kafamızın içerisinde.Bu yüzden kitap okumak çok önemli bence.Günlük hayatımızda çok fazla kelime işitmeden ya da kullanmadan hayatımızı devam ettirebiliyoruz.Dolayısıyla beynimiz farklı düşüncelere kapı açamıyor.Bunun sonucunda daha dar bir bakış açısı ve yavan bir akıl yürütmeye sahip oluyoruz.Fakat kitaplar,özellikle dili ustaca kullananlar,bize günlük hayatımızın hayli ötesinde bir kelime havuzu sunuyor.Yoğun kitap okuduğum zamanlarda daha derin düşünceler üretebildiğimi gözlemledim.Diğer taraftan kitaplar aktif kullandığımız kelime sayısını da artırıyor.Daha geniş kelime dağarcığına sahip olmak anlattıklarımızın çözünürlüğünü yükseltiyor ki bu da karşımızdaki insana daha detaylı ve berrak bir anlatım sunmamızı sağlıyor.
Hocam bebeklerin dil öğrenirken hiçbir kelimeye sözlükten bakmaması da ilginç bir konu bence.Ailesi tarafından yabancı dile maruz kalarak yetişen birisi kelime anlamlarını pratik temelli kavrıyor.Gençliğinde dil öğrenenler için ise tam tersi söz konusu.Teorikten pratiğe doğru yaklaşım sergiliyor gençlik.Gençlikte dil öğrenenler kelimelere sözlük anlamını atfederken bebeklikte öğrenenler sözlükten bağımsız kendi tanımını atfediyor.Gençken öğrenenler ortak bir anlam yüklüyor fakat bebeklikte öğrenenler kendine özgü bir anlam yüklüyor kelimelere.Bu konunun öğrenim kolaylığıyla bir bağlantısı olabilir mi?
Kesinlikle öğrenim kolaylığı sağlıyor
Bana videodsn daha fazla bahs etdi tesekkur ederim
Çok haklısınız 😃 Bir de fark ederseniz bebekler dil öğrenme konusunda daha cesur davranıyor. Daha doğrusu her şeyi öğrenirken öyle... Biz gençler biraz çekingeniz bu konuda. Dışardan gelen yorumları, dönütleri, sözleri çok takıyoruz kafamıza. Yabancı dil öğrenen birisi olarak bebekler kadar rahat değilim dili kullanırken malesef
Anne dili ispanyolca, baba dili türkçe, aralarindaki anlasma dili de ingilizce olan bir ev ortaminda büyüdüm.. ardindan okulda fransizca geldi.. ilk karisiklik devreleri çok çabuk atlatiliyor, hemen adapte oluyorsunuz ve hangi dili duyarsaniz beyniniz o dilde reaksiyon veriyor, sonra anne baba arasinda tercüman vazifesi bile görebiliyorsunuz.. Naçizane fikrim ne kadar dile açik olursaniz ufkunuz o kadar genisliyor ve sizi sokmak istedikleri kaliplarin disina çikiyorsunuz... Insanlari anlayabilmek, onlarla iletisim kurmak her daim ilgimi çok çekmistir.. Bu nedenle hem diller hem de insan beyni bende en çok merak uyandiran konularin basinda oldu.. Bu yüzden videolariniz - özellikle de bu videonuz - için candan tesekkürler. Güzel çalismalarinizin devamini dilerim.
İşte tam da John Locke’un söylediği gibi “ İnsan zihni boş bir levha gibidir.” işlediğimiz her şey bir tablo oluşturuyor zihnimizde. Beyin muhteşem bir organ. Doğumdan sonra taklitle gelişen yetenekler örnek almaya, büyürken ve olgun bedende ise ruh ile bütünleşmeye dayanıyor bir çok şey. Tıpkı evrensel yapı dil gibi. İstemek, inanmak, başarmak ise uğraşın güzellikleri. Zihin yeter ki istesin ve inansın, üstesinden gelemeyeceği yok gibi görünüyor.
"To have a second language is to have a second soul" -Charlemagne.
Dil öğrenmek için kelimelerin ruhunu anlamak . Fransızcada özlemek fiilini öğrenirken Tu me manques ifadesi ile karşılaştım. Basitçe tercüme edince seni özledim olan bu ifade aslında benden eksinsin anlamına geliyor. Gerçekten de insanlık olarak oluşturduğumuz dillerde düşüncelerimizi farklı şekilde ifade etmişiz. Ve konuştuğumuz dil düşüncelerimize ve yaşantımıza yön veriyor. Belki de bu yüzden her öğrendiğimiz dil bize bir şeyler katıyor. Çünkü her dilde kelimelerin kendine has bir ruhu var.
Bana öyle geliyor ki bebekken kolayca dil öğrenmemizin bir nedeni de çevremizdeki herkesin o dille konuşup anlaşıyor olması. Şu an hiç ingilizce bilmeyen birini alsalar ve İngiltere’ye koysalar bizim senelerdir öğrenemediğimiz dili aylar içinde öğrenir.
Yani rahatız, konforluyuz ve tembeliz. Bizi dil öğrenmeye itecek stresi yaşamıyoruz. Bu nedenle de dili öğrenemiyoruz.
Farklı noktalara değinip farkındalık yarattığınız için teşekkürler hocam. Varolun..
Ben de aynısını düşünüyorum. Bence bebekken öğrenilen dillerin aynı bölümde olmasının sebebi de iki dilin aynı zaman diliminde öğrenilmiş olması ayrıca ben bebekliğinde birden fazla dili birden öğrenen kişilerin hangi dilin hangi dil olduğunu bildikleri ama o dilleri kafalarında 1 dil gibi düşündüklerini ve ikisini karıştırmadan konuşmanın biraz daha zor olduğunu duymuştum belki de 2 dilin beyinde ayrı bölgelerde olması daha iyi bile olabilir. Ben büyüdükçe dil öğrenme yeteneğimizi kaybettiğimizi düşünmüyorum hatta 40 yaşında olan büyüklerimin bile insanlarla konuşurken fark etmeden yeni kelimeler öğrendiklerini görüyorum! Ben kendim İngilizce'yi 11 yaşındayken sıfırdan sadece dinleyerek öğrendim (hayatımda okul ödevleri dışında hiç ingilizce çalışmadım) ve asla diğer insanların İngilizce öğrenirken yaşadıklarını yaşamadım. (İngilizce düşünememek Türkçede olmayıp İngilizcede olan kelimelere ve gramer kurallarına anlam vermekte zorlanmak vb.) Türklere en zor gelen konuları bile hemen hemen fark etmeden sadece dinleyerek öğrendim Eğer bu benim başıma gelmeseydi ben de sadece bebekken bir dili doğru düzgün öğrenebilindiğine inanırdım.
ღ Asude ღ İngilizceyi dinleyerek öğrenmişsiniz. Tebrikler 👏
@@senakoyuncu6491 Teşekkür ederim aslında hiç zor bir şey değil önemli olan nasıl dinleyeceğini bilmek :D
ღ Asude ღ haklısın
*Aklıma Game of Thrones'daki göçebe atlı savaşçılar olan Dothrakiler geldi. Teşekkür kelimesinin dillerinde bir karşılığı yoktu... Bilimsel metinleri derleyip bize sunduğunuz için teşekkürler. Günümün en verimli geçen 14dksıydı.*
İngilizce konuşmaya çalışırken kendimde gözlemlediğim en büyük hata:
Türkçe düşünüp ingilizceye çevirmeye çalışmak. Bunun yerine kulak aşinalığı edinip İngilizce düşünerek konuşma pratikleri yaptığımda ise konuşmamın daha akıcı olduğunu gördüm. Serkan hocam rol modelimsiniz. Bilim hak ettiği değeri görmesi için umarım bir gün benim de bir katkım olur.
Konuştuklarımızın günlük hayatımızda iletişimimizi oldukça çarpıcı bir biçimde etkilediğini düşünüyorum. Bu etki; göndericinin bir kelimeyi söylediğinde kast etmek istediği ile alıcıda uyandırdığı anlam arasındaki fark olabileceği gibi özellikle artikel barındıran dillerde kelimelere maskülen/feminen anlamların yüklenmesinin bizde çağrıştırdığı ,özellikle bilinç altımızda, farklılıklar da olabilir. Bu yüzden, ekseriyetle bir konuda açıklama yaparken veya tartışırken karşı tarafla ortak bir terminolojiyi kullandığımızdan emin olmamız gerektiği kanısındayım, aksi takdirde sağlıklı bir iletişimin gerçekleşmesi oldukça zor. Bu noktada büyük filozof Wittgenstein'in "Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarını belirler." sözü, tüm bunları özetliyor sanırım.
Söz konusu yabancı dil ile iletişim olduğunda ise iş daha da çok karışabiliyor, özellikle de öğrenme aşamasında. Bu bağlamda dil öğrenimi; o dilin ve mensubu olduğu dil ailesinin kökeni, genel yapısı araştırılarak gerçekleştirilirse daha kalıcı olabilir.
Bu konular hakkında daha farklı bilgilere ulaşmak ve üzerinde daha da çok araştırma yapmak isteyenler için aşağıya oldukça ilgi çekici olduğunu düşündüğüm birkaç makale linki bırakacağım, dileyenler bakabilir.
evrimagaci.org/yabanci-aksandil-sendromu-travma-geciren-insanlar-nasil-yeni-bir-dil-konusmaya-baslar-4640
evrimagaci.org/dilin-evrimi-uzerine-5461
evrimagaci.org/cokdilli-cevre-cocuklari-iyi-iletisimci-yapiyor-4140
evrimagaci.org/bebeklerin-dil-becerilerini-daha-konusmaya-baslamadan-gelistirebiliriz-3210
medium.com/t%C3%BCrkiye/yabanc%C4%B1-dil-%C3%B6%C4%9Frenirken-beynimizde-neler-oluyor-2f0637351cf7
Son olarak Serkan hocam, dil-beyin arasındaki ilişkiyi irdelediğiniz bu mini seri oldukça öğreticiydi. Teşekkürlerimi sunuyor, serinin farklı içeriklerle devam etmesini umuyorum..
Ve yine aynı yerdeyiz “Eğitim ailede başlar” :)
Ingilizce öğretmeniyim. Bunu duyan herkes aynı konuya değiniyor: "Nasıl öğrenebilirim?" Tavsiyelerde bulunurken bundan böyle bu videoyu izlemelerini söyleyeceğim. Zira önce beynimizin nasıl kodlandığı hususunu çözmemiz gerekiyor.
"Tsundoku" kelimesine değinmeniz ayrıca hoştu. :)
Türkçe konuşmamıza rağmen sınavlardaki türkçe netlerinden anlaşılacağı gibi dili konuşabilmekle gramerinin bilmek aynı şey değildir.Bize okullarda öğretilen İngilizce dili konuşmaya yönelik değil,dil bilgisini öğrenmeye yöneliktir.
En güzel bitiş oldu: Bilimi güzel yapan; kendi sonuçları bile olsa hiçbir sonuca kötü körüne bağlanmamak ve doğruya ulaşana kadar elde edilen bilgiler ışığında tartışabilmek.👏
Yabancı dil öğrenme konusunda bir tavsiye videosu çok isteriz ❤️
3 yaşındaki oğlum ile birlikte yabancı dil öğrenmeye başlıyorum kitaplar ve videolarınız sayesinde teşekkürler
Gel Brokacığım bize bebekken öğretmediler yine iş başa düştü, yabancı dili acilen tanıdıklaştıralım.
Turizm otelcilik lisesi okumuş biri olarak dil anlamında onlarca ders almama rağmen herhangi bir katkısı olmadı. Lakin staja gidip Serkan hocanın dediği gibi onu yaşamam sonrası müthiş şekilde yabancı dile sahip olmuştum.
Beynin cinsiyeti ile ilgili tedx konuşmanızı izledikten beri çevremdeki herkesin parmaklarını inceliyorum...
İçimde insan fizyolojisine olan minicik kıvılcımı aleve dönüştüren nadir insanlardansınız emeğinize sağlık🌸
Dile maruz kalmak gerçekten dil öğrenimindeki en önemli şey. Mesela ingilizce öğrenmek istediğinizde telefonunuzu ingilizce yapabilirsiniz. Biraz geliştikten sonra çocuklara yönelik ingilizce kitaplar okumaya başlayıp onları çevirmeye gayret edebilirsiniz. Gün içinde ingilizce şarkılar dinleyip yine bunların sözlerini çıkartıp çevirmeye gayret edebilirsiniz. Voscreen gibi uygulamalarla da gün içinde ingilizceye maruz kalma seviyenizi arttırabilirsiniz. Kısacası nereden mümkünse oradan ingilizce bir şeyler duyun; anlamaya, konuşmaya çalışın.
Epilepsi ile ilgili veriler ilginçmiş. Ben İngilizce öğrenmeye başladıktan sonra iki kere epilepsi komasına girdim ama öğrendiğim bir kelimeyi bile unutmadım. İlk komada on iki yaşımı doldurmak üzereydim ve İngilizce öğrenmeye başlayalı iki yıl olmuştu, İngilizce bir yana okuyup öğrendiğim diğer şeyleri de unutmadım. On iki yıl sonra ikinci komaya girdiğimde anadolu ticaret lisesi mezunuydum ve üniversite öğrencisiydim. İki komada da bir harf bile unutmadım. Ama dün ne yediğimi sorsanız hatırlamam. Hatta annem babam bana;
''Sen işine geleni unutmuyorsun, işine gelmeyeni unutuyorsun.''
der. Halbuki bilinçli yaptığım bir şey değil.
Ne yazık ki 12 yıl boyunca ingilizce eğitimi görüyoruz ve sonuç olarak hiçbir şey ögrenemiyoruz.
Keşke öğrenebilsek.
Ana dili İngilizce olan insanlarla diyalog kuramadan, çabalamadan ne yazık ki öğrenemezsiniz. Yeni bir dil öğrenmek için o dilin ana sahibi olan bir şahısla en azından arkadaş olmalısınız. Yurtdışına çıkıp öğrenci arkadaşlar bulabilir, yeni diller öğrenmek için İngilizce üzerinden pratik yapabilirsiniz.
Bu arada mükemmel olmak zorunda değilsiniz, kem küm etseniz bile kimse sizi yadırgamaz, aksine öğretmek ister. Onun için tabularınız yıkmanız gerekir ve bunun için kesinlikle hiç değilse yılda 1 kere yurtdışına çıkmanız hem psikolojinize hem de yengeç mantelitesine kapılmış ülkemiz aptallarından arınmanızı sağlayacaktır.
@@kst7729 talk4free gibi siteler üzerinden de pratik yapılabilir.
ab ba Evet, ben zaten örneklendirdim. En azından Türkiye'den kısa bir sürede olsa uzaklaşmak psikolojik açıdan rahatlamasına neden olacağından bir öneride bulundum.
Serkan hocam elinize, sesinize, yüreğinize ve kelimelerinizi doğru bir sırayla ortaya çıkaran Broka ve wernike alanlarnıza sağlık.
10 saatlik yaptığım dil üzerine araştırmaların hepsini videonuzda kullanmışsınız. Önerdiğiniz makalelere baktım ve faydasını da gördüm. Bu üç videoluk serinizi iki defa izledim ve henüz sindirebildim. Ufkumun genişlediğine yemin edebilirim.
Topalamda neredeyse 36 dakikalık olan video serinizi Allah bilir ne kadar uzun araştırmalar sonucunda bizlere sunuyorsunuz. Öncelikle vizyonunuzu tebrik ederim. Deselerdi bu izlediğin video ücretli olarak izleniyor, inanın para verip izlerdim.
Şu sonuçları çıkardım; geniş bir ufkunuz var ve ortaya çıkardığınız ürünler de mutlaka incelenmesi lazım. Bu video seriniz ile sempatimi kazandınız. Kitaplarınızı okumak için sabırsızlanıyorum.
20 yaşında 3 dil bilen bir öğrenciyim. Şu anki okuma listeme göre kitaplarınızı en azından 3-4 ay sonra okuyabilirim. Ama imzalı kitaplarınızdan birini bendenize gönderme inceliğinde bulunursanız, sizi temin ederim ki ulaştığı hafta içerisinde bitirmeye çalışacağım.
Kalın sağlıcakla😁
Beynin Yabancı Dille İmtihanı videosuna yorumları ile katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkürler. Sizlerden gelen yorumlardan en çok beğeni alan ilk 4 yorum ve bizim seçtiğimiz 4 yorum sahipleri ve kazandıkları imzalı kitaplar aşağıda yer almaktadır
En çok beğeni alan 3 yorum
1. Melih Arıkan: Arachnoid Mater
2. Editörün Dünyası: Pia Mater
3. AYBÜKE YALÇIN: Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
4. Esma: Kadın Beyni Erkek Beyni
Ortapia’nın seçimi
1. Efe: Arachnoid Mater
2. Delfín Eterno: Pia Mater
3. Ayşenur Yılmaz: Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
4. Hatice B.: Kadın Beyni Erkek Beyni
Sizlerden ricam mail adreslerinizi bu yorumun altına yazmanız.
Lütfen @ işareti yerine X harfi kullanın
Örnek: ortapiaXgmail.com gibi
Çünkü @ işaretini koyduğunuzda youtube yorumunuzu silebiliyor
Çok mutluyum şuann❤
Kerimrl19xgmail.com
@@bilgibahane tebrik ederiim
efebilaloglu2002Xhotmail.com
esmaa_uysalXoutlook.com 🥳
Bu adam doktor/bilim adamı, desteklemek lazım. Ülkemizde bilime, akla, düşünmeye, okumaya araştırmaya önem verilmesi dileği ile..
3 dil biliyorum 3 unude her gun kullaniyorum cok akici seviyede konusuyorum. 3. Cuyu 2 yil once ogrendim ve gercekten seslere karsi asirii hassaslasma basladi onceden hic farketmdigim tonlari daha cok farkeder hale geldim 😂
Ne yaparak yabancı dili kullanıyorsunuz?
Günde ne kadar çalışma ile ne kadar sürede öğrendiniz?
Sizi 2 yıldır takip ediyorum ve hitap ettiğiniz kitle 1 2 kişiye düşse bile hitap etmekten vazgeçmiycek olmanız beni çok gururlandırıyor. İyi ki varsınız
İlk iki bölümü izlemiş, bunu ıskalamışım. İzledim ve hayran kaldım. Bilimsel dayanaklarınız muhteşem. İyi ki varsınız. 🥰
Yorumların çoğunu okudum, genel olarak "öğrenemiyor olmanın sitemi" yapılmış ve "öğrenme metodları ile ilgili video ve tavsiye" istenilmiş. Gözünüzde çok büyütüyorsunuz, İngilizce ders videolarınızı izlediğiniz zaman da göreceksiniz hep aynı tavsiyeler veriliyor . Yapmanız gereken tek şey "zaman ayırmak".
Sadece tembellik yapıp kolay yoldan öğrenmek istiyoruz tıpkı zayıflamak gibi halbuki her şey "emek" ve "sabır" ister. Bu nedenle basitçe "istikrarlı bir şekilde azmedin" başka bir yolu yok . Have nice day :))
8 yıl İngilizce dersi gördüm, 11. Sınıfta Avusturyalı, Romanyalı ve Litvanyalı arkadaşlar edindim internetten ve İngilizceyi 9 10 ayda anadilim gibi söktüm
aradigim sorulari buldugum en iyi yerlerden biri sizin kanaliniz.Guzel bilgilendirici video ucun tesekkurler:)
Dil ögrenmenin önemini seri halinde anlatip bu konuda reklam almayan tek youtube kanalinisiz! Reklamsiz bilimin destegiyle zaten ikna olmali herkes! Tebrikler hocam!
' Yeni bir dil öğrenmek istiyorsanız onu yaşamak zorundasınız. Çünkü sözcüklerin ruhu bunu gerektirir.'
Ne güzel bir bitiş. Nöronlarınıza sağlık hocam
Anlatılmaz yaşanır adlı bilim kanalısınız.. Tarzınız çok başka ,bilim dinlerken en çok eğlendiğim ve sevdiğim kanallardansınız.. Var olun Serkan hocam
Video içeriğiyle, değinilen konularıyla beklentimi karşıladı. Çok teşekkürler...
‘Yaşınız ne olursa olsun, dil öğrenmenin yolu; bilgi ve kurallardan değil, onu yaşatmaktan geçer.’ Bu cümle bu videodan sonra odaklanmamız gereken noktayı vurguluyor: Hayatımda öğrenmek istediğim dili nasıl yaşatabilirim? Bunu sormamız lazım. Bunun için bir şeyler yapmamız lazım. Bırakın artık, geçmişte ne olduysa oldu veya kaç yaşına kadar ne kadar ders gördüysek gördük ne kadarını öğrendik ne kadarını öğrenemedik.. Sürekli negatife odaklanarak yapamadıklarımızı, yetersizliklerimizi hatırlıyor ve böylece yapamayacağımıza daha çok inanıyoruz. Çünkü mazeretlere dayanarak kaçmak çok kolay. Zor olansa kelimelerin ruhunu hissedip diller arasındaki benzerliği fark etmek, bulmak, keşfetmek. Sonrası zaten çorap söküğü gibi merakla beraber ilerliyor. Yeter ki yapmak, öğrenmek, yaşamak isteyelim..
'Bugün beyin için ne yaptın' gibi bir söz duymasam da benzer anlamı çıkarabilmişim hocam, kendime bir defter kaptım ve 'her güne bir bilgi' adını verip çeşitli kaynaklardan her gün kısa notlar alıyorum.Videolarınız sayesinde yalnızca okuduklarımdan değil izlediklerimden de not alabiliyorum. Üstelik ilgimi çeken konular üzerinde konuşuyorsunuz ve gayet keyifli oluyor izlemesi, devamının gelmesi ümidiyle...
Çok iyiymiş. Ben de yapabilirim
Efsane bir video olmuş. Kesinlikle üniversitelerin Yabancı Diller Yüksek Okulu (Hazırlık Sınıfı)bu videoyu izlemeli. Hocam sonda bahsettiğiniz o tavsiye videosunu büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum. Bize sinirbilimi açısından yeni bir dili nasıl öğreniriz nasıl gerçekleşir anlatın. Lütfen. Saygılarımla...
Dil öğrenimine çok güzel bir açıdan yaklaştınız. Video çok bilgilendiriciydi, teşekkürler.
Farklı bir dille düşünmeye başladığınızda daha güzel cümleler kurduğunuzu, konuya olan bakış açınızın ne kadar farklı ve güzel olduğunu fark edeceksiniz. Mutlaka deneyin 😉
Kesinlikle katılıyorum
Dil öğrenme ile ilgili şu noktaya dikkat çekmek isterim. Biz bebeklikten 8-12 yaşına kadar Türkçeyi çoktan öğrenmişizdir. Onu normal bir şekilde konuşur derdimizi tam anlamıyla anlatırız. Çünkü evdeki herkes türkçe konuşmuştur ve konuştuğu zaman cümleleri bak oğlum-kızım, önce özneyi sonra nesneyi sonra zamiri sonra yüklemi getireceksin ve o şekilde konuşacaksın demedi. Dil öğrenmede sıkıntı yaşamamızın nedeni de budur. Biz İngilizce öğrendiğimiz ilk zaman öğretmen gelir ve biz o zaman henüz bebeğizdir. Nasıl ki bir bebeğe türkçe öğretirken, özne yüklem zamir zarf öğretmezsek, ingilizce için henüz bebek olan birine past tense simple present tense öğretemeyiz :) . Önce dili konuşmayı, sonra yazmayı öğretmeliyiz.
Tıpkı diğer anlamlı işler gibi dil öğrenmek de kolay değildir; planlı ve ısrarlı bir emek süreci gerektirir.
Yine harika bir içerik Serkan hocam:) Hacettepeli değilim ama komşunuz Ankara tıplıyım meslektaşınız olma yolundayım. Videolarınızı , bilgilendirme yazılarınızı ve paylaşımlarınızı yakından takip ediyorum ,emeğinize sağlık, ufkumuz genişliyor bilgimiz sizin ışığınızda katlanarak çoğalıyor sağolun varolun:) Değerli yapıtınız Pia Mater ‘i edindim , sıra Arachnoid Mater’ de :) Onu da hayran olduğum yazarın imzalı kitabı olarak kitaplığımın baş köşesine koyabilirsem ne mutlu bana 😍 kucak dolusu sevgiler, saygılar ..
Iyi ki varsın serkan hocam sizden neler neler öğrendik bu yol hiç bitmicekmis gibi hissediyorum
Videonun tamamını pür dikkatle izledim ama en çok hoşuma giden kısımlardan birisi '' Zaten bilimi güzel yapan da bu: Kendi sonuçları bile olsa hiçbir sonuca körü körüne bağlanmamak ve doğruya ulaşana kadar elde edilen bilgiler ışığında tartışabilmek '' idi. Teşekkürler Emeğinize sağlık :)
Bir işi yaparken, severek ve zevk almadan yapıyorsak o işte başarılı olma ihtimalimiz çok düşük. Dil öğrenme de aynı. Bu işi severek yaptığımız sürece hem başarılı oluruz hem de limbik sistemimiz ve nöronlarımız bayram eder. 😇😇🍃
Sanırım olmama diyecektiniz 🙂
Dil öğrenimindeki en önemli unsurun yaşamak olmasına bir örnek de ben vermek istiyorum: Bebeğin bir durumu tanımlamak için (iyi-kötü ya da yenilebilir vs.) ebeveynlerinin şefkatli ya da uyarı verici ses tonları da örnek verilebilir. Hatta bir bardağın ingilizce ya da herhangi bir tercümesini öğrenmek için o bardağı gösterip temas ettirerek daha da rahat öğrenmesi sağlanabilir. İşte yaşamak da burada bağlantılı oluyor, aynı terimi konuşarak dokunarak ve görerek tanımlamak. :)
Gençlik zamanlarımızda gördüğümüz dil dersleri bize bu kadar yakından tanımlama imkanı sunmuyor. En büyük fark da burada olabilir hatta öğrendiklerimizi tekrarlayamamamız ve paylaşamamız...
- İngilizce biliyor musun?
- Derdimi anlatacak kadar.
- Derdin ne?
- İngilizce bilmiyorum.
Yine çok değerli bilgiler.. Lütfen çok ara vermeyin.. Münihten selamlar
eğitim sistemimizde pek çok derste ya da alanda olduğu gibi teorisinde boğulmadan dolayı pratik ve sosyal hayata etkilerini veremediğimiz bir konu "yabancı dil". zaten terim olarak da yabancı dil diyoruz :) gramerini matematik formülü gibi ezberleyip, ezber olan pek çok şey gibi 3 gün sonra unutuyoruz. Çünkü temelde sadece o günü o sınavı o sınıfı geçme halletme üzerine planlar yapıyoruz. tümevarım yapmadan... inşallah bizim gibi kayıp bir "İngilizce öğrenmem gerek" neslinden, "ikinci bir dil öğrenmek için" çabalayan güzelliklere.... gökte ararken ortopia beyinlerinde buldum yine :)
Yine harika bilgiler enerji ve emeğinize sağlık
Dil ve konuşma terapisi bölümünü okuyorum, dil ve beyin ilişkisine karşı da hep merak içindeyim dolayısıyla son 3 videonuzu zevkle izledim devamının gelmesini çok isterim bu güzel videolar için çok teşekkürler😊
Abi harikasın, zevk alarak izledim videoyu.
Seviyorsanız gidin konuşun:)
hayat kısa anlaşmak zor, ne kadar farklı dil o kadar kolaylık demek, her açıdan...
İyi ki varsınız Serkan hocam.
Milletçe merak ve öğrenme duygularımız daha küçük yaşlardan köreltiliyor. Tembelliğe, her şeyin hazır önümüze sunulmasını istiyoruz. 90'larda çocuk olanlar bilgisayar oyunları, chat ortamları falan derken mecburiyetten de olsa bir nebze ingilizce öğrendi ama şimdilerde uygulama mağazalarında gördüğümüz tek yorum "oyuna türkçe gelsin, hemen türkçe dil desteği gelsin" oluyor. dünyanın daha globalleştiği bir dönemde dizileri, filmleri çoğunlukla kötü çevrilmiş alt yazılarla, belki birçok önemli noktayı kaçırarak izlemek kimseyi rahatsız etmiyor.
Çok haklısınız
Seneler önce bir Portekiz seyahatimiz sirasinda bindigimiz döküntü bir Lizbon otobüs soförüyle çok güzel ingilizce anlasinca ingilzce hocasi arkadasim ona nasil bu kadar iyi oldugunu sormustu. Bize söyledigi, televizyonlarda vb. izlediklerin yabanci filmlere, dizilere hiç dublaj yapilmadigi ve herkesin küçük yaslardan itibaren bu dile maruz kaldigi olmustu. Bana çok ilginç gelmisti bu cevap...
Konuşurken ya da düşünürken bile çeviri yapıyoruz çoğumuz zihnimizde. Bu en kötü şey olsa gerek . Bir dili öğrenmek yeterli değil aslında iki dildede düşünebilmek gerekiyor . Aslında iki dilde düşünebilmek mükemmel bir fark...
Bence çeviri yapmadan konuşmak ana dili ingilizce olmayan biri için mümkün değil. Sonradan ingilizce öğrenen birisi hızlı konuşabilir tabiki, yine de beyin kendini en iyi ifade edeceği şekilde düşünmeyi sürdürür.
Sonradan ogrenerekte düşünülebileceğini düşünüyorum çünkü çok fazla yabnaci vir dile maruz kalirsan yani ana dilinden fazla o dilde düşünmeye baslayabilirsin. Yani mümkün ama zor..
@@anlozdemir8404 Hiç sanmıyorum anadilim İngilizce değil ve anadili İngilizce olmayan kişilerin çeviri yaptığını duyunca şaşırmıştım. (İngilizceyi sadece dinleyerek öğrendim ne gramer ne de kelime bilgisi çalıştım)
Yine muhteşem bir içerik🌼
Merhaba İngilizce mağdurları. 🙂 Size söyleyeceğim tek şey şu: Aksanlı konuşacağım diye kasmayın kendinizi. İngilizceyi; Rus rus aksanıyla konuşuyor, İtalyan italyan aksanıyla, Hintli hint aksanıyla, Fransız fransız aksanıyla, İngiliz ingiliz aksanıyla, Amerikan amerikan aksanıyla konuşuyor. Biz de Türk olduğumuza göre Türk aksanıyla konuşacağız doğal olarak. Sözün özü kendinize güvenin, kasmayın aksan yapacağım diye. Sadece konuşun. 😍
İşte bu be.👍
👏🏻👏🏻
Kanka sana yarı katılıyorum yarı katılmıyorum. Faydacı açıdan bakarsak evet aksan "gereksizdir". Kendini açıkça ifade edebiliyorsan olay bitmiştir. Başka bir açıdan daha bakarsak eğer daha kelime ve ifade hazinen dar ise o dilin yerlisi gibi konuşmak istemek "erkendir".
Gelelim "on the other hand" e. Dil öğrenme süreci zevk alırsanız güzel gider. Eğer bir İngiliz aksanına sahip olmak istiyorsanız (RP) buyrun çalışın. Zevk almaya bakın, rimembır değil rimembaa deyin.
Yani in conclusion, eğer o dilde yerel bir aksan istiyorsanız ve orta seviyeye gelmişseniz aksan çalışabilirsiniz. Aslında her öğrendiğiniz ifadeyi "istikrarlı" biçimde "taklit ederseniz" başlangıç seviyesinden itibaren aksan kazanabilirsiniz. Lakin dediğim gibi başlangıç seviyesinde asıl konu kelime bilgisidir ve daha başka kabiliyet çalışması var.
Son paragraf biraz kafa karıştırmış olabilir ama sorunuz olursa memnuniyetle cevap veririm.
@@berdancifci698 Haklısınız. Ülkemizde İngilizce'yi perfect konuşamayanlarla dalga geçme eğilimi var. Bu da bilinç altımızda mükemmel konuşmadıktan sonra hiç konuşmayayım düşüncesi oluşturuyor. Bunun sonucunda birçok insanımız daha yolun başında İngilizce'ye küsüyor. Bu yüzden ben faydacılık taraftarıyım. Hee her şeyi çözdüyseniz bir telaffuz kaldıysa o zaman öğrenin. O benim gözümde bir lüks yani. 😉
@@anlozdemir8404 telaffuz demeyelim de aksan diyelim. İkisi arasındaki farkı tam olarak ben de tanımlayamam ama mesela Elif Bereketli hanımı araştırın derim. Türk aksanı vardır ama telaffuzu iyidir. Evet yanıtınıza alakasız bir cevap verdim ama sorun yok bence.
Dil öğrenmek kaç yaşında olursak olalım mümkün beynimize bir şeyi doğru öğretmeye çalışırsak ama zor ama kolay öğrenecektir ancak ana dilimi kısıtlayacak olduğunu söylemenize rağmen iki dilin kullanıldığı bir evde büyümüş olmak güzel olurdu diye düşünüyorum
Güzel bir seri oldu hocam teşekkürler
Bilgiye doyduk be hocam :) uzun zamandır böyle etkilenmedim :) teşekkürler
Dili yaşatmak demişken aslında onu hayat tarzımız haline getirmemiz ve boşlamamamız gerekiyor.Kısacası çözüm basit,biz de bebekler gibiyiz ve çabalayarak yeni dile olabildiğince maruz kalmamız lazım.Çünkü ancak yeterince maruz kalabilirsek o dili özümseyebiliyor ve broca'da ilgili yerleri birleştirebiliyoruz. :) Video iyi geldi,motive etti.Teşekkürler hocam.
Sonuna kadar bekledim tavsiye verir diye ama yok. Daha sonraki videolarda olabilirmiş.
Sonunda tavsiye vermiş dili yaşatman gerekir
Teşekkür ediyorum
Yayınınızı Dil Bayramı'nda izlemek ne hoş rastlantı. 26 Eylül.
Serkan Bey'in kullanabileceği onca Latince sözcük yerine, Türkçe'yi seçmesini, Türkçe içerikler üretmesini takdir ediyorum.
Çünkü anlıyorum, anlatabiliyorum. Var olun!
Hocam yapılan araştırmalarla dil öğrenmenin bebeklikten itibaren başladığını anlatırken aklıma Hz İsa'nın bebekken konuşması mucizesi geldi.Bizimde bunla hareketle yapılan bilimsel araştırmaları dikkate alarak yenilerini araştırılıp ortaya koyarak,erken yaşlarda ana dil dışında birden fazla dil öğrenmenin yollarını öğrenebilir ve bunu eğitim sistemimize entegre edebileceğimizin kanısı doğdu.
Bilgiler yine çok güzel, teşekkürlerr
Erkek dişi ayrımı sadece Arapça'da var zannediyordum. Almanca'da da varmış. Ayrıca beynin hayran olunası çalışma sistemi bu konuda da muhteşemmiş. Teşekkürler kısa ve öz bilgilendirme için...
Harika bir video olmuş ,kızımın en çok merak ettiği konuydu çok iyi oldu ❤️
Ne kadar değişik bir konu,
Muhakeme yeteneğimizin gelişmesine uygun bir yetiştirilme tarzımız olmaması daha küçücükken bizi ablukaya alan ebeveyn koruması, yeniliğe olan merakımızın ve öğrenme hevesimizin de önüne geçiyor. Ürkekleşiyor ve kendimizi geri çekiyoruz.
Harikasınız👏👏👏
Sosyâl medyada gezinirken şarjım anında su gibi akıp gidiyor, Serkan Karaismailoğlu videosu izlediğimde değişmeden kalıyor, evren bile bilimin, doğrunun yanında 🖤
Hocam belki daha önceki yorumlarımdan hatırlarsınız lise son sınıf olduğumu ve sizin peşinizden ilerlemek istediğimi söylemiştim. Hayalim tıp kazanıp ülkemin donanımlı doktor adaylarından biri olmaktı. Evettt tıp kazandım🎉🙈 bununla birlikte ilk olarak bir dil kursuna mı yoksa piyano kursuna mı başlasam diye düşünürken geçen perşembe Instagram canlı yayınınızda müzik ve bu videoda dil üzerine yapılan çalışmalardan bahsetmeniz hem çok bilgilendirici hem de benim için teşvik edici oldu. Yine ve her zamanki gibi harika konuşmalarınız için çok teşekkürleer🤗
"Yeni bir dil öğrenmek için onu yaşamak zorundasınız. Çünkü sözcüklerin ruhu bunu gerektirir."
Tüm videodaki şahane bilgilerin yanında şu son ifadeleriniz tüm alışkanlıkları kazanmak için olması gereken durumu özetlemiş hocam. Nöronlarınıza sağlık.
Videoların kitap dostu oluşu o kadar etkileyici ki umarim bir gün bütün eylemlerimiz kitap dostu olur😊
çok güzel bir video olmuş
Mükemmel ❤️
Abi senin bazı videolarını bir çırpıda dinleyemiyorum; anlayamadığım yerleri başa sara sara izliyorum
“Yeni bir dil öğrenmek için onu yaşamak gerekir”bir İngilizce öğretmeni olarak dil öğrenme sıkıntısı sadece sınıf ortamında sınırlı kaldığı için malesef dili yaşayamadıkları için pratik yapacakları ortam olmadığı için yeterli düzeyde olmuyor diye düşünüyorum.Demek ki okulda değil anne karnında başlarsak daha başarılı olacağız☺️
Öğrencilerinize yabancı bir filmi ingilizce altyazıyla izleme ödevi verin 😁
selman bağrıyanık tabiki yaş grubuna göre uygun çizgi film ve ya film önerilerinde bulunuyorum☺️
Peki Türkiye'de öğrenmek imkansız . Neden herkes İngilizceyi istiyor hayır bunları halledemedik birde bu mu var yani ?
@@yagmur5968 çünkü ingilizcen olursa anca diğerlerini halledebiliyorsun doğru ve güvenilir kaynak bulman kolaylaşıyor dünya vatandaşı oluyorsun
@@thereisnospoon1678 Selman dershane mi peki neyi tavsiye ediyorsun ?
İlk öğrenilmesi gereken dil tatlı dildir. Bu dili öğrendikten sonra her dili öğrenmek kolaydır..
Deli Psikolog güzel tespit:))
Yabancı dil öğrenmek isteyip de çekinceleri olanlara bir tavsiyem olabilir: Kursa giderek İspanyolca öğrendim ve şu an yaptığım iş bu dil ile ilgili. Ancak, gerçekten dili yaşamak gerekir, yabancı dil öğrenilip biten bir şey değil, ama “yaşım geçti öğrenemem” gibi bir durum da kesinlikle söz konusu değil, keyifle odaklanılınca, kitaplarla, şarkılarla ve sürekli sözlük karıştırarak yeni bir dil öğrenmek mümkün.
Kizim 11 yasinda, Amerika’da dogdu. Biz orda yasarken... 2 yasinda da donduk Turkiye’ye. Ben orda yasarken bir kisim Turk ailelerin cocuklarinin evde cok da ingilizce konusulmamasina ragmen, ingilizceyi ana dili gibi konusmasina dikkat etmistim.(okula henuz baslamamis cocuklardan bahsediyorum). Nedeni de TV idi. Cocuklar TV den ingilizceyi ediniyorlardi. Neyse biz de bunu yapmaya karar verdik. Tek bir farkla, sadece TV ile yetinmeyip, biz de evde olabildigince ingilizce konustuk. Birkac yil ingilizce agir basti. Sonra ikisini de dengeledi. Cift dilli oldu. AksansIz, Amerikali gibi konusuyor. Ebeveynler olarak ne kadar denesek de bizim aksanimiz var ve Amerikali gibi olmuyor. O yuzden butun anne babalara onerim cocugunuza ingilizce TV izletin. Turkceye izin vermeyin. Hayati boyunca bu sekilde maruz kalsin. Inanin dadidan daha yararli bir yontem. Zaten Filipinli dadilar kendileri ne kadar biliyor ki bir de cocugu maruz birakiyorlar:)
Harika bir anlatım.
teşekkürler
Yeni bir dil için beynimiz yeni bir broca alanı oluşturmaya hazır, sanırım ciddiye alıp, disiplinli bir şekilde zaman ayırmakla beynimizin işini kolaylaştıracağız.... Teşekkürler Serkan Hocam.
Harika 👏🏻
Anladım ki tek bir dil ve tek bir alanın aktive olması seni anlatabilmeme yetmeyecek. Yeni aktivasyonlar aracılığıyla yeni kelimeler söyleyip seni daha iyi anlatabilmek için yabancı dil öğrenmeye karar vermeyi de sevgiyi besleyen emeklerden sayıp takdir etmeli.
Yaşasın uzun video 👏🏼 ama yine bitti :(
Bugün beyin için ne yaptın Emel 😂😂😂
Güzel bir sesten dinlenen şarkı neden tüylerimizi diken diken eder?
Tavsiye videosunu merakla bekliyorum.
Biz mi beynimizi yönetiyoruz, beynimiz mi bizi yönetiyor?
Bize öğrenmeyi öğretmemişler. Hep birilerini bekleyip durmuşuz. Bir bebeğin yaptığını yapmamız yeterli. Dur dinle. Anlamaya çalış. Biraz büyütüp o çocuğa bak. Nasıl kolay öğreniyor. Tekrar ede ede, sora sora.. O çocuklar anlamak ve anlaşılmak için her şeyi yapıyor. Biz hep anlaşılmak istiyoruz, acaba bizi anlamaları için yeterli çabamız var mı?
Anlaşmak için aynı dili kullanmak yeterli değildir. Bazen farklı dillerde anlaşmak gerekir. Bakın etrafınıza göreceksiniz. Aynı dili konuşan bu kadar insan nasıl oluyor da bu kadar anlaşamıyor...
İşin felsefesi olmazsa olmaz:) Bu da farklı bir yorum olsun.
Gözümüz yolda kaldı. Şükür
Hocam merhaba, bilinçaltı hakkında bir video hazırlayabilir misiniz? Ya da böyle bir videonuz var mı? :)
6:26 hiç dilini bilmediği bir yerde yaşamaya çalışan, zorunlu olarak o dile maruz kalan kimse de anlam/mana ile kelimeyi değil de görüntü ya da hissi zihnine kodlamak zorunda kalacağından belki bebeklikte öğrenenler gibi olabilir
Evet ben öyle düşünüyorum
Aydınlatıcı bilgiler için teşekkür ederim. Orta yaşı geçtikten sonra dil öğrenmek isteyenler için, bu bilgiler ışığında, önerileriniz ve/veya çalışma yöntemleri var mıdır acaba?