Az Ötede Doğmamış Gibi Oyna! *Zeynn*

Sdílet
Vložit
  • čas přidán 15. 05. 2024
  • Yorum: @tulayaslancancersoldiers
    Şair ve Yazar Linki: www.edebiyatdefteri.com/siir/...
    Video: app.clipchamp.com
    Az ötede doğmamış gibi oyna!
    "Geceye bakınca
    gündüzün hiç şansı yok.
    Yavrusunu toprağa veren annenin, taşlaşmayan yüreğinden istiyorum."demiş biri
    her akşam sekizde söner ışıklar
    dokuzuncu yaşını henüz göremeyecek olanlar için
    şerefine müberra kılar
    kursaklar heves mezarlığı
    elini sise sokup sisle bir olan
    yağmur çağrısında yeni harfler öğrenir
    böyle bir günde yağmur kim ister ki
    rüzgar çeşitli kahramanlıklarla çıksın
    ruhu sekteye uğrasın kesretli düşlerin
    gülüşünü kanlı bezle silen
    esmer yüzlü bir çocuğun masumiyetini çalmak
    hamakattir ve dehşettir
    "küçükte olsa kötülük kötülüktür, rivayettir, vesvesedir, yalandır." demiş biri de
    "Şairane bir mübalağada bulunuyor, yarının yolunu boyle bulduk."demiş biri
    bulutları yirmi metre pamuk sanan çocuklar
    kırmızıyı taklit eden al’a
    gülüşlerini serdiler..
    cebinde kutsal anahtarı sarı kubbenin
    önce bir demirciyi sekerek ilişti kaderin mertlik kederi
    sonra kuru çubuk iftirasını kabul edip
    kırlangıç üşüten dağ yamaçlarına
    ömür körü insanlık için
    ekmek kırıntıları serptiler
    menfi ideolojilerini, sahte sözlerini
    insanlığın nazarına sunanlar
    ölmeden önce babasını görmek için yalvarana
    "az ötede doğmamış gibi oyna!" diye yaftaladılar
    ateş kızılı kavururken yeri-göğü
    serefraz fedakârlığın yetişmesini umdular
    rüyalarında türlü harikalar doğuranlara
    mevsim, bütün ömrünce ılık gölgeli bir yaz
    "küçükte olsa hiçbir hatırlama da bulunmayan unutulanın yerini tutmaz." demiş biri de
    "kormuyor musun?
    Cennet kafilesine
    iltihak etmenin elzem olduğunu duyurmaya." demiş biri
    sokakları mahşer kokan şehrin
    en sarp uçurumlarına dahi
    genişce tarih yazdılar
    tüm vakitler, tüm zamanlar
    aydınlanması zor sabahlara inkilab etmiş
    için de varmış ya da yokmuş gibi bir müddet
    bu tatlı visal ve bu emsalsiz haz
    kalbini deşip yerine geçen ağrı
    tek bir kelimeye istiğrak ederken
    fikri ateş parçası imiş
    tebellür renklerin sıcaklığında
    sessizlik bile alıp başını gitmiş
    bugün salı mı sığlara çekildi günler
    umuduna yıldız koyan çocuklar
    cesim bir ormanda tek tek sarılmış sevdiklerine
    "karanlık gece dalgalarını andıran
    gözlerin, korkunç duruyor değdiği boşlukta." demiş biri de
    yemek için yaşamak, belki yaşamak için yemeye yetmiyordu.
    "Şimdi müphem bu ahvâlinle
    yüz defa ölmeyi bir ömre sığdırmak kabil midir?"demiş biri
    balığın denizle meşguliyetinden istediler
    öğlen yemeğini erken tüketen çocuklar zahib
    gözlerinin nemine intikal eden teselli de buldular kendilerini
    uzun ve müselsel bekleyişler için
    yığıntı nefesler soluyor ciğerleri
    ezelden ebede değişmeyen
    veda ve endişe saçan ufuklar’ımız Hizan’a döndü
    "küçükte olsa sabır, sıraat köprüsünün başına gidip orada beklerim diyenlerin sırrıdır."demiş biri de
    Velhasıl, abartmamak ifadesi
    olmalı yaşananların.
    Bu bağlamda sus’tuk!
    İyi ’he ce le’(r).
    Zeynn

Komentáře • 1