bakın kardeşim siz insaflı olduğunuzu söyleyen medya organlarına söylüyorum. hiçbir önyargıda da bulunmak istemeden konuşacağım. arkadaş cok güzel video yapıyorsunuz eyvallah ama içerik iyiyken hedef eksiğinizi gözardı ediyorsunuz. mesela son kısımda peki suçlu kim deyip devlet mi şirketler mi vatandaş mı vs deyip meseleyi havada bırakacağınıza veya bir suçlu arayacağınıza videoya bir hedef belirleyin ve neler yapılması gerektiğine dair de detaylı içerik üretin. sonuçta sizn gibi organlar ve daha çok tvnet organizyoncuları genelde hassasiyet sahibi kişilere yönelik hassasiyet içeren haberler programlar belgeseller üretiyorsunuz. dolayısıyla sizlerin salt haber sunma gibi bir gayeniz olmadığı net olarak anlaşılıyorken neden hedef eksikliğine gidip bu video özelinde ilgili her kesim ve kurumun yapması gerekenleri de ayrıca anlatmıyorsunuz? sonuçta sizi çiftçi de şirket sahipleri de devlet kurumlarındaki irili ufaklı memurlar da izleyip takip ediyorlar. ne diye bu fırsatları tepiyorsunuz. benim gibi konuyla hiç alakasız biri de bunları düşünmek zorunda kalıyor ve kendime dert edinip diyorum ki bu boşluğu doldurmak lazım, tespit edebildiğim kurumsal ve kanuni eksikleri belirleyip cimerden bari şikayet oluşturayım istiyorum. bunun her ne kadar etkisi olduğuna emin olsam da ne kadar etkisi zayıf olabilecek bir yöntem de olabileceğini anlayabiliyorsunuzdur umarım...
28 yaşımda gluten hassasiyetim olduğunu fark ettim. Özellikle çok fazla sivilcelerim oluyordu ve şişkinlik sorunum vardı. Türlü türlü doktora giderek çözüm bulamadığım bir çok şeyi gluteni bıraktığımda çözdüm. Hiç sivilcem çıkmıyor, şişkinliğim yok. Glutensiz ürün kullanmam şeker kullanmamamı da sağladı. Hiç de aramıyorum hayatımda artık
galiba bende de mevcut peki siz tam olarak nasıl besleniyorsunuz? neredeyse her şeyin içinde gluten var ve bırakmaya calıstıgımda rahatlıyorum fakat bu nerdeyse imkansız oluyor benim için. tavsiyelerinizi beklerim
Tıbbi genetik bölümüne git. Gluten hassasiyetine yatkınlığa sebep olan bir gen mevcut o varsa gluten hassasiyeti olma ihtimali var. Ama kesin değil. Psikolojik olabilir durumun.
@@forMuslimsMedeniyet Un ve mamuller dışında gluten yok çoğu gıdada. Pirinç patates sebze meyve et ve süt ürünleri hepsi glutensiz. Abur cubur, hazır gıda, paketli gıdalarda gluten var onları tuketme beslenmeyi ve yiyecekleri çok basit tut. Pirinnç unundan alternatif tarifler yapabilirsin. Ama tıbbı genetik bölümünde genetik testi yaptır . Şişkinliğin tek sebebi gluten değil. Belkide hassasiyetin yok. Çoğu ürün bağımlılık yapıcı gibi geliyordu banada birden bıraktım çünkü hayat kalitemi arttırıyor benim için önemli olan o. Şeker abur cubur ekmek canın çok çekerse. Karabuğday unlu ekmek tüketebilirsin. Bazı abur cuburlar glutensiz snickers mesela tablet çikoaltalrın bi kısmı. Ruffle sade glutensiz. Glutensiz diye özel olarak satılan atıştırmalıklar çok pahalı tatlarıda kötü ama genel olarak sağlıklı beslenemye bak
@@pelyglot yok baya gluten. Hikayemi uzun uzadıya yazmadım. Şeker ve paketli gıdalardan olmuyor. Gluten kullanmadığım ama şeker ve paketli gıdayı fazlasıyla kullandığım bir dönemde de çıkmıyorlar.
dinlediğim 5:40 a kadar, ülkelerin gıda kodeksi yönetmeliklerini hiç konuşmadınız. Güney Afrika ve Güney Amerika ülkelerinkini bilemem ama Türkiye ile Avrupa Birliği arasında gıda kodeksi ve yönetmelikleri farklı. Yani aynı marka ve ürün, AB de yaklaşık %2-3 e kadar Glükoz Şurubu geri kalanı şeker pancarı şekeri ve daha doğal içerikler içerebilirken Türkiye'de yaklaşık %9-10 a kadar Glükoz şurubu kullanılabiliyor. Video nun ilerisinde bu yönetmelik farklılıklarına değinmediyseniz tek taraflı bir eleştiri yapmış olacaksınız.
Burda anlaşılmayan şey şu; insan diye tek bir standart şey yok. İnsanlık çok uzun süre birbiriyle etkileşimde olmadığından, kolay gıda transferi olmadığından yaşadığı bölgeye göre genetik olarak çok farklılıklar göstermiş.Mesela bir afrikalıyı alıp rusyaya koyarsanız d vitamini eksikliği yaşar.Aynı şekilde bir rusu afrikaya koyarsanız cilt kanseri olur.Bir asyalı süt içerse kağıt yemişe döner. Japonlar eskimolar koyu tenlerine rağmen çok güneş almayan yerlerde yaşayabilir çünkü d vitamini en çok tükettikeri balıklardan alırlar.Avrupalılar bol güneş almadığından ama yağmur çok yağdığından selüloz içeren çimen üretimi bol olmuş.tarımdan çok hayvancılık gelişmiş.O yüzden et sütten daha çok yararlanabilcek şekilde evrimleşmişler.Bizim bu taraf da tarım ürünlerinden.Sen burda onlar gibi hayvansal beslenirsen kalp hastalıkları yaşarsın. Burda kullancıların talepleri önemli.Çünkü insan farketmeden bile olsa ihtiyacı olana yönelir. Onun tadı güzel gelir. Toprak yiyen insanları bilirsiniz.Mesela demir eksikliğin var.Sen ıspanakta ne olup olmadığını bil ya da bilme beyin onu yediğinde eksikliğini giderdiğini farkederse seni onu tüketmeye iter.Tabi burda bilinçli davranmak lazım.Senin ıspanağa ihtiyacın varsa ama ıspanaklı börek olarak yemişsen.Beyin sana ıspanaklı börek istetecek.Sen gidip ıspanak yiyeceksin. Gıda şirketlerinin toplumun isteklerine göre içerik düzenlemesi çok normal.Aynı şekilde yerel kurallar da belirleyici oluyor.Birine ilaç gelen doz başka birine zehir gelebilir.
@@busrakjh düştüğünüz durum 'Tencere dibin kara' diyip 'benimki seninkinden daha kara' diyememek. size bu konuda bir şeyler öğretmek benim haddime değil. ama buraya mesaj yazacağınıza, buyrun internetten Türk gıda kodeksini ve diğer ülkelerinkini inceleyin. ve beni yalanlayın lütfen. hesabım burada.... Kolay gelsin
Çok faydalı bir çalışma olmuş. Özellikle İtalya detayı harika olmuş. Keşke bizim ülkemizde de üretimin çoğu, hatta hepsi, atalık buğdaylardan yapılsa ve glifosat kullanılmasa...
20 yaşında çölyak teşhisi almış ve şuan 25 yaşında birisi olarak yazıyorum: önce 2 yıl kadar gluteni kestim çapraz bulaş durumları da oluyor ama öyle bir diyet normal değil, yetersiz beslenme oluyor ve hayır o markette satılan glutensiz ekmekler yenilmiyor daha çok kötü yapıyor. Sonuç olarak geldiğim nokta atalık buğday unlarında glutenli poğaçalar da yapıp yiyorum yani bu videoyu bizzat yaşayan birisi olarak tastikliyorum (alerjiniz varsa doktor kontrolünde lütfen deneyin ve öncesinde emek verin araştırın ve hayat yolunun tadını çıkarın❤
Buğday ekmeği rahatsızlık veriyor çünkü yeterli süre mayalanmıyor. Fırıncılar onun yerine kimyasal stabilizatör kullanıyor. Bu yardımcı maddeler insan saç proteininden tutun, emulgatör ve tartışılır enzimler içeriyor. Gerçek çölyak çok nadir bir hastalık. Çölyak sanılan hastaların çoğu aslında glutene değil, buğdaydaki başka fitojen ve enzimlere sensibile olmuş durumda. Eskiden bu kadar yoktu, çünkü geleneksel ekmek en az 6-7 saat mayalanmaya bırakılıyordu.
İsviçre'de Almanya'da benim gözlemlediğim kadarıyla ekmekleri en az 24 saat mayalandiriyorlar ve un kalitesi çok yüksek. Bizde o kalite buğday ve tahıl üretilmiyor bile, varın gerisini siz düşünün..
@@kevserhac3811 Almanya'da da ekmeklerin 90% fabrikasyon veya yarı fabrikasyon usulü. Geleneksel eşki maya ekmek yapan fırın çok az kaldı. 1.Sebebi maliyet. 2.Geleneksel fırıncı ustalarının soyu tükeniyor.
Ekmeğinizi evde yapın.. ben kendi ürettiğim ekşi maya ile ekmeğimizi yapıyorum.. eski usule uygun şartlarda.. artık fırınlarda satılan ekmekleri yiyemiyoruz.. onlar ekmek değil.. Sorun buğdayda da değil.. Kimyasal mayalar bizi hasta ediyor.. ekmeğin 12 saat buzdolabında beklemesi gerekiyor, mayalandıktan sonra, böylece ekşi maya çoğalırken guluteni yiyor.. zahmetli gibi gelsede, alışınca hiç zorlanmıyorsunuz.. evde fırından çıkan ekmeğin kokusu, dokusu, tadı herşeye değer…
fransada 1 ay kaldim.kahvaltida kruvasan yedim oglen pilav makarna vs. 2 kilo gitmisti siskibligim yoktu Ulkeye donunce su an bile yarim pogaca siskinlik yapiyor unlarimiz sikintili
O kadar haklısınız ki bende Balkanlar’da bol bol çörekle börekle beslendim normalde annemin yaptığı çöreği yiyince çok kötü oluyordum sonra ülkeye dönünce anneme dedim ki unlarda sorun var
@@Mirrimorro Sorun un değil mayalama. Mesela japonlar süt içtiğinde kağıt yemişe döner.Çünkü sindiremez.Ondaki gıdayı senin alabilmen için önce bakterilerin onları işleyip daha basit yoğurt,kefir,peynir gibi bir forma sokmaları gerekir. Eğer bu bakteriler senin karnındaysa bu işlemi orada yaparlar bu işlem sonucunda da bir gaz oluşur.Bu sana şişkinlik yaratır. Bizde de bebek yaşlarda o sütü sindirecek mekanizma bulunur ama yaşlandıkça bunu kaybederiz sütü doğrudan o şekilde tüketmek sorun yaratır.Sen bunu mayalayarak dışarda yaparsan o gaz yine oluşur ama dışarıda.Sen artık doğrudan artık o işlenmiş basit şekeri almş olursun.Ama tavsiyem türkiye gibi sebze cenneti bir ülkede tahıl tüketimini kesmeniz.Eskiden ucuz uzun süre dayanan bir katık maddesi olarak kullanılırmış ama bugün pazardan alacağınız hergangi bir sebzenin kilogram fiyatı ekmekten çok çok daha ucuz. Fakir yiyeceği diye geçen simitin kilosu 120 lira. Pazara gidin kilosu onda biri fiyatına istediinizi bulurusnuz.Bu ekmek simit refine un süt tozu hayatımıza ikinci dünya savaşı sonrası marshall truman yardımlarıyla girdi.Ben yıllardır ağzıma ekmek sürmem hiç hasta olmadım.Çünkü bu tip gıdalar istediğin yerde ye kan şekerini aniden yükseltiyor bu da başta kanser çok fazla hastalığı tetikliyor.
Bu sadece gıda ürünlerinde değil bakım ürünlerinde de aynı şey geçerli iklim farklı diye söylemlerde bulunup içerisine bir sürü farklı madde katıyorlar aynı marka olmasına rağmen
Böyle de olmalı.insan diye standart bir şey yok.Bir afrikalı al rusyaya koy güneş eksikliğinden d vitami eksikliği yaşar hasta olur.Aynı şekidle bir rusu afrikaya koy cilt kanser olur.Bir şeyi ilaç veya zehir yapan şey dozudur.O da insandan insana değişir. Batı ülkeleri sebze meyveden çok hayvancılığa müsait olduğundan ordaki insanlar ona göre evrimleşmiş.Lıkır lıkrı süt içer bir şey olmaz.Sen o sütü japona ver kağıt yemişe döner.
Elektronik eşyalarda da aynı durum söz konusu yurt dışındaki arkadaşımın evinde Beko beyaz eşyalar vardı ve Türkiye iç pazarına verilenler ile kalite olarak alakası yoktu ve teknoloji marketlerinin sitelerinde ucuz ama bir o kadar dayanıklı, güzel Türk malı diye yorumları vardı ki gerçekten Euro'yu TL'ye çevirdiğimizde bile Türkiye'den daha ucuza geliyordu. Bize satılanlar bildiğimiz teneke ve vergiler yüzünden kendi ürünümüzü kendi ülkemizde daha pahalı alıyoruz
Çünkü avrupalının geçirdiği evrim hayvansal ürünler üzreine seninki tahıl üzerine. Afrikalıyı al rusyaya koy kalın derisinden d vitamini eksikliği yaşar.Rusu afrikaya koy cilt kanseri olur.Avrupalının lıkır lıkır içtiği sürü japona ver kağıt yemişe döner. Avrupa bol yağış aldığından ama güneş az olduğunda bizde sevze meyve yetişirken orda daha çok selüloz içeren çimen yetişiyor.Onları hayvanlar yiyiyor onlar da hayvanlar üzerinden dolaylı gıdaya erişiyorlar.Vücudu buna uygun olmayanlar eleniyor.Haliyle binlerce yıl boyunca o yönde bir evrimleşme oluyor.Oysa bizim bu tarafta da yağış az bol güneş var.Büyük baş hayvancılğı neredeyse hiç yapılmamış.Saray murfağı tarifleri var elimizde av hayvanları dışında hiç hayvan yok.Ona göre senin de evrimin başka. Şimdi unlu gıdaların gaz yapmasının nedeni hızlı tüketim alışkanlığına bağlı mayalamak için yeterince beklememiz.Haliyle o sindirim işi karnındaki bakterilern tarafından yapılıyor.Normalde dışarıda oluşacak o gaz senin karnında oluşuyor.
Çiftçiyiz buğday üretip öğütüyor un yapıyoruz ancak hamurda yapışkanlık oranı yani gluten az olunca bunu beğenmiyor unu satıp hazır un alıyor köylüler.
Teşekkür ederim, yayın için. Kur'an, (Maide:5/88) Allah'ın size verdiği helal ve temiz rızıktan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah'tan korkun. وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالاً طَيِّباًۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّـذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ Eat the halal and good things Allah has provided for you, and have taqwa of Allah, Him in Whom you have iman
6.30da kadın çok haklı iş yerinde kahveye şeker atmıyorum diye baskı görüyorum resmen 😂😂 işin şakası bir yana şekerli şeyler tüketmek bizi yavaş yavaş çürütüyor.
Tebrik ederim faydalı bir içerik. Herşey hibrit tohum yasası ve kargil le başladı. Ülkemizdeki ölüm ve hastalık oranları katlanarak artıyor. Umarım bir gün bu kötü gidişe dur diyebiliriz.
Bir şeyi zehir ya da ilaç yapan şey dozudur.Ülkemizde bir etrafına bak herkes daha fazla tüketerek sahip olarak mutlu olmaya çalışıyor.Herkes obez.Yaşlılar ağırlıklarından dolayı ortepedik sorunlar yaşıyorlar. Mesela geçen gün bir pastanede tanesi bilmem kaç lira kurabiye olay oldu.Niye çünkü fransız gidiyor ayda yılda bir o kurabiyeyi kahvesinin yanında tadını ala ala yiyiyor sen bir dalıyorsun bilmem kaç kilo yemeye çalışıyorsun.Yabancılar bizim kahvaltı soframızı görüyorlar bilmem kaç çeşit.Açık büfe falan.Haliyle az miktarda sana zarar vermeyecek şey çok miktarda zehir oluyor.Gıdaların içine uzun ömürlü olmalrı için katkı maddesi koyman gerekiyor.Yoksa sen muzu o dalından koptuğu halinde rafa koyarsa yarısından çoğu çöpe gider.Dünyada kıtlık olur.Başka canlılara ısırp mantar oluşturmasın ürünler çöpe gitmesin salgınlar başlamasın diye ilaçlama yapman lazım.Böceği öldüren düzey sana bir sorun yaratmaz.Tabi bir insanın yiyeceği kadar yediğin sürece.Sen onu aşırı tüketirsen sorun başlar.
Sütten dolayı. Yoksa avrupada kakao yetişmiyor.Türkiye hiç bir zaman hayvancılık ülkesi olmadı.Saray mutfağında av etleri dışında et yok. Çünkü türkiye bol güneş aldığından bir tarım ülkesi.Avrupa güneş almıyor bol bol yağmur var.Haliyle meyve sebze değil bol bol selüloz içeren çimen yetişiyor.Bizde parklarda çimen yetişsin diye deli gibi sulama yapıyoruz orda her yer kendinde yemyeşil.İneği sal çim biçme makiansı gibi doğal beslensin.Aynı zamanda o sütün lezzetli olmasının neden boy yağlı olması.Bu da soğuk havada olur. Bizde o da yok.Mesela niye kars kaşarı meşhur.Çünkü orası soğuk olduğundan orda yetişen hayvanlar bol yağlı oluyorlar.Biz başka ülkelerden hayvan getisek de orada kocaman olan hayvanlar bizde cılız kalıyor.Ama işte daha az yağlı et daha lezzetli oluyor.Almanyada döner var ama içine bin tane şey dolduruyorlar.Burda yağsız etten kebap yiyince dipleri düşüyor. Ama tabi yetiştirmek zor diye pahalı oluyor.Bu yüzden özellike soğuk kuzey avrupanın çukulataları daha lezzetli.Güney avruapya indiğinde ispanyada etten çok deniz ürünleri var. İtalya bize yakın makarna zeytinyağı gibi şeyler.Japonlar ada olduğunda balıkçılıkla ünlü suşileri meşhur.
@@mmsh3800 yok, kakao dan kaynaklı. bayat kakao ları iteliyorlar bize bayat olduklarını tadından anlayabiliyorsun. yoksa sütümüzde pekte bir soru olmadığı kanısındayım
Türkiye'de herşeyin zararlısını, çöpünü tüketiyoruz. Örneğin kendimiz yetiştirici olduğumuz için biliyorum ihracata giden bir şeftali normal şartlarda(sadece doğru budama, ayıklama ve sulama ile) bebek kafası kadar büyüklüğe erişebilir ama hiçbir şekilde iç pazara verilmez ya da bir diğer örnek elma, "kurtlu elma" organik derler ama elma kurdu ilacın doğru düzgün nüfuz etmediği sap/başçık kısmından girer, bir sezonda en az 17-18 defa ilaçlanır ki o ilaçların kokusu bile sık bir bahçede baygınlığa sebep olabilir. Demem o ki Türkiye'de ne kadar hastalıklı, zararlı ve adi gıda varsa hepsini kendi insanımız tüketiyor maalesef...
Sonuç olarak İtalya'ya glutensiz yemek yeme seyahati yapabiliriz :) Ayrıca belirtmem gerekir ki Schar marka ekmekler İtalya'dan gelirken öyle lezzetliydi ki aşık olmuştum adeta.Sonra yerli üretime geçtiler ve aynı ambalajdaki ürünün lezzeti gitti yerine saman gibi bir tat geldi. Allahü Teala dünyayı Monsantocuların elinden kurtarsın inşaallah.
Çok güzel, bilgilendirici bir içerik olmuş. Fakat ister istemez insan soruyor; "Bu ülkede Tarım Bakanlığı yok mu?". Üretimin denetimini sıkı bir şekilde yapsa, caydırıcı ve uygulanan cezalar olsa, üretici bu yanlışları istese de yapabilir mi? Sorun tam da burada.
The name we need to search for is the genetically modified food industry!!! By the way, the main supplier of Italy's durum wheat I,s shocking,y Ukraine!!! We have learnt this with Italians when war breaks down. Yes, Italian drum wheat is good but very expensive to buy, considering other times trees. For example, normal supermarket flour costs €1.20, and Italian high-protein natural flour is € 3.90 per kg. And you should keep in mind that any pasta you have bought is smooth and shiny. This pasta is not real flour but is based on high gluten, and when you boil the pasta, you have white foam on top. This is the reason. The real pasta is Matt, and you feel there is flour on top, and when you eat this pasta, you dont even get hungry. In Italy, barilla is very famous but is not of Italian quality, and Italians do not eat it anymore. Barila's main manufacturers are in 3 Romania, Greece, and Germany. If you have chance try pasta name Molisana or Google it you will understand better what I'm talking about it.
Sigara tüketen bir insan, sağlıklı beslenme konusunda takıntılı. Alkol tüketen bir insan, sağlıklı beslenme konusunda takıntılı. Çalıştığı iş ortamında bir çok kimyasal veya kirliliği umursamaz, sağlıklı beslenme konusunda takıntılı. İstanbul ve benzeri büyük şehirlerde hava berbat ama sağlıklı beslenme konusunda takıntılı olduk. Açlık öldürür ama ulaşılabilir gıda en azından yaşamanı ve tercih edebilmeni sağlar.
@@lykolik Bütün olay dozla alakalı.Bir şeyi ilaç ya da zehir yapan şey dozdur. Bir meyvenin üzerine sıkılan böcek ilacı yararlıdır.Çünkü böcek onu ısırp orada bakteri oluşsa bu geçmişte yaşadığımız salgınlara yol açar. Ayrıca ürünlerin çabuk bozulup tüketemeden çöpe gitmesine yol açar.Bir böceğe zehir gelen doz sana zehir değil.Ta ki bir obez gibi aşırı düzeyde yemediğin sürece.Sigara kanser riskini çok arttırır ama bunun için illa sigara içmeye gerek vücut kendi kendine de kanser hücresini üretir.Sonra da kendi kendine öldürür.Çok daha tehlikeli bir şey var yüksek glisemik endeksli beslenmek.Çünkü kanser hücreleri normal hücrelere göre şekeri gördü mü hemen kullanmaya başlayıp sayısını arttırır.PET testi diye bir kanser testi var. Vücuda radyasyonlu şeker yüklüyorlar.Kanser hücreleri şekeri aldı mı bulunduğ bölgelerde coşuyor.Oradan nerelere yayıldığını görüyorlar.Haliyle senin ani hızlı şeker yüklemelerin bu hücrelerin sayısını atttırıp vücudunun onları öldürmesini engelliyor.Doğada normal şartlerda şekeri yüksek konstrasyonlarda bulabileceğin tatlılar,içecekler,alkol yok.Haliyle bizim evrimimiz de buna karşı korunmayı geliştirmemiş.Haliyle böcek ilacıymış katkı maddesiymişten öte işlenmiş ürünlerden uzak durmak gerek. Al marketten havucunu pırasıanı pişir ye. Yoğun tat yüzünden konsantr hale gellmiş her şey tehlike.istersen dünyanın en organik şeylerinden yap tehlike.
Maalesef ki bizdede var annem ve ben ekmek ozellikle yedigimizde sanki diekn çalı yutmus gibi oluyoruz. Sabaha hatta sonraki günlerde sancilar icinde bagirsak ağrilarimiz var. Sanki bagirsagimda diken li bie çalı var gecerken bagirsaklarimizi yirtarak geciyor. Sancimiz oldugunda dolayi ekmek yemeye çekinir oldukk. Ve gittikce artti malesef bu durum
tüketici şekerli , katkılı ürünlerden ne kadar uzaklaşırsa üretici de ona göre ürün çıkartıp sunuyor ithalat ihracat yapıyor . italya halkı şekerden , glutenden uzak durduğu için ülke üreticisi ve ülkeye gelen ithalata buna göre şekilleniyor. kendi ülkemizde ise insanlar çok bilinçsiz ciddi sağlıksız besleniyolar ve yediği ürünleri inceleme yoluna bile gitmiyolar. üretici de bunu bildiğinden bu ülkeye de bunu ihraç ediyorlar yada bizim üreticiler buna göre üretiyor yani bunun önlememin büyük payı tüketicide bitiyor
Pazara gir herşey. Bir şeyi zehir ya da ilaç yapan şey dozudur.Mesela pazardaki elmanın üstünde böcek ilacı var diyelim.o ilaç bir böcek için ölüdürücü dozda ama senin için değil.En fazla kaç elma yiyebilirsin? 2-3 tane yersin doyarsın.Ama sen onu alıp elmalı pasta yaparsan içindeki suyu pozasını atmış sadece şeker ve tat veren kısmını koyduğundan 10-20 tane elmadaki böcek ilacını da şekeri de almış olursun.Pataten hastanelerde püre olarak verilen sağlıklı bir şeydir.Bir kaç kaşık yiyip doyarsın. Sen ona yağ tuz eklersen bilmem kaç katı dozda yiyip çok zararlı yağı tuzu da bünyene katarsın.Bizim sağlımızı bozan şey nesneleri alıp konsantre şekilde yüksek dozda kullanamya çalışmamız.Oysa bizim evrimimiz buna hiç müsait değil.Yüksek glisemik endeksli şeyler kanserin en büyük gelişme sebebi.Kanserin yayıldığını radyosyonlu şeker vererek anlıyorlar.
Sadece gıdada değil tüm tüketim maddelerinde Almanya yada Fransa'da satılan aynı zamanda Türkiye'de satılan tüm markalar Türkiye'de kaliteyi düşürüyor. Deneyin saht okacaksiniz, mesela en basitinden sigara, marka ayakkabi, çikolata gofret vs.. içerikler hep seyreltilmiş, kaliteden yoksun.
Gıda mühendisi hanımefendi "Elbette müşterilerini kandırmak için yapmıyorlardır, tüketiciler böyle istediği içindir" dedikten sonra söylediği ne kadar doğru varsa sallamadım. Markaların esiri olmaya devam bunun gibiler sayesinde
Aslında bilmediklerinden ötürü. Konuk ettikleri iki kişi de çok yetersiz. Birisi zaten içerik üreticisi 🤦 Gıda mühendisi hanımefendi de sektörde genç ve firmaların yönetim seviyelerinde yer almamış belli ki. O sebeple firmaların stratejilerini değerlendirmesi zor. Nestle gibi firmalar düşük gelirli ülkelerde kalite düşüklüğüne gidiyorlar çünkü Avrupa’da sattıkları ürünlerle buradaki piyasada rekabet edemiyorlar. Ya Lindt gibi insanların anca free shop’tan alacağı ürünler yapacaklar, ya da kalite düşürüp yerel firmalar ile rekabete girecekler. Hepsi en temelinde tüketici farkındalığına dayanıyor. O firmalar da tabii ki Avrupa’da sattıkları kaliteli ürünleri satmak isterler. Sonuçta ellerinde o reçeteler ve üretim teknolojisi var. Züber bunu güzel kırdı. Piyasadaki gittikçe kalitesizleşen rekabet ortamında tersi bir yönde atılım yaparak kalite arttırdı. Burada tabii ki insanların bilinci önemliydi. Artık kimyasal ürünler görmek istemeyen insanlar Züber’i bu özelliğinden ötürü tuttular ve marka çok başarılı oldu.
Ben hassasiyetim olmamasına rağmen gluten diyeti yapmak istiyorum çünkü kardeşimde gördüm etkisini. Çölyaktı gluteni çıkardı hayatından ve şimdi cin gibi. Önceden boş boş Güler saçma davranırdı gazı vardı şimdi çok iyi kavrıyor
Ben onu bunu bilmem..bildiğim bir şey varsa o da oruç tur. Oruç tut sağlıklı ol..
Před 26 dny+4
Suya sabuna dokunmayan bir içerik. Sisteme dair hiçbir eleştiri yok. Sona doğru, devletlerden bilmemnelere kadar falan filan denmiş de, içeriğinde bahsetmemişsin bile. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Ben vatandaş olarak piyasada ne varsa onu alıyorum. Piyasada neyin olacağını kim belirliyor? Bu ülkenin ve diğer ülkelerin tarım bakanlıkları ne yapıyor? Kapalı kapılar ardında devlet kademelerinde alınan büyük rüşvetler, gıda kodeksi değişimleri, düşen kalite... Vatandaş olarak her şeyi bilmem mümkün değil, ancak devlet benim adıma doğru kararlar almak zorunda. Oluyor mu? Olmuyor Bu ülke çok uzun zamandır kendi buğdayını yetiştirmiyor. Yetiştirdiğini söylediği buğday da hibrit buğday. Niye düşük kalite bu buğdayların üretilmesine izin veriliyor? Kimin çıkarına bu? Gıda güvenliği demişsiniz de, nerede gıda güvencesi?
Bence buğdayda kullanılan ilaç ve zehirlerden kaynaklı bu hassasiyetler birde unun içine eklenen değişik maddelerden kaynaklanıyor ,ben artan nufusu doyurmak için kullanıldığı fikrine karşıyım çünkü okadar israf var ki çoğu çöpe gidiyor
çok daha geniş ele alınabilecek bir içerik. bu aşamada marka günahları serisi yapan gzt geliyor aklıma. keske içeriği daha kapsamlı olarak ve iki ayrı başlıkla açsaydınız. 1. ülkeler arası farklı içerikler 2 gdo adı altında üretilip insanlara dayatılan zehir ve hatta 3 zorunlu tarım politikalari
Senin ülkenin yasaları berbat olduğu için Almanya’daki kahveyle Türkiye’deki kahve arasında dağlar kadar fark var. Bunu halk, insanlar belirlemiyor. Çocuk mu kandırıyorsun? 6:33
İçeriği kaliteli olan ürünleri olan ülkeler araştıran insanlardan oluşuyor.. Malesef ki kendi ülkemizde helal haram kavramı yok denecek azken sağlık nerede kaldı
Ben artık organik sertifikalı ata tohumu dan un ve ekşi mayalı ekmek yapıyorum hiç rahatsızlık hissetmiyoruz bizdede şişkinlik VS. şikayetleri oluyordu artık hiç sorunumuz kalmadı😊
videoya belgesel demişsiniz ama verilen bilgilerle veya çalışmalarla ilgili hiç bir kaynak paylaşılmamış uzman konuşmacılardan biri süt teknolojisi üzerine çalışan bir gıda mühendisi diğeri içerik üreticisi video konusuyla ilgili herhangi bir uzmanlıkları yok ayıp olmasın diye bir ziraat mühendisi çağırabilirdiniz en azından ben birkaç mühendis arkadaşımla sohbet edip videoya çeksem bundan çok daha belgesel niteliğinde olurdu
@@nefertiti6499 siyonizm yaz bu mecraya izle ama fazla kapılma insanı insanlıktan çıkarıyor delirtme noktasına getiriyor. Illiminatü yazınca çıkar zaten ama dediğim gibi fazla kapılma dozunda al ne alacaksan insanda psikoloji falan bırakmıyor
Konu çok güzel faydalı bir çalışma gerçekten bunun üzerine daha çok konuşmalıyız ama neden şakşakçı bir akademisyenden dinliyoruz bu konuyu neden şeffaf bir anlatım yapılmıyor her şey ortada yani
bakın kardeşim siz insaflı olduğunuzu söyleyen medya organlarına söylüyorum. hiçbir önyargıda da bulunmak istemeden konuşacağım. arkadaş cok güzel video yapıyorsunuz eyvallah ama içerik iyiyken hedef eksiğinizi gözardı ediyorsunuz. mesela son kısımda peki suçlu kim deyip devlet mi şirketler mi vatandaş mı vs deyip meseleyi havada bırakacağınıza veya bir suçlu arayacağınıza videoya bir hedef belirleyin ve neler yapılması gerektiğine dair de detaylı içerik üretin. sonuçta sizn gibi organlar ve daha çok tvnet organizyoncuları genelde hassasiyet sahibi kişilere yönelik hassasiyet içeren haberler programlar belgeseller üretiyorsunuz. dolayısıyla sizlerin salt haber sunma gibi bir gayeniz olmadığı net olarak anlaşılıyorken neden hedef eksikliğine gidip bu video özelinde ilgili her kesim ve kurumun yapması gerekenleri de ayrıca anlatmıyorsunuz? sonuçta sizi çiftçi de şirket sahipleri de devlet kurumlarındaki irili ufaklı memurlar da izleyip takip ediyorlar. ne diye bu fırsatları tepiyorsunuz. benim gibi konuyla hiç alakasız biri de bunları düşünmek zorunda kalıyor ve kendime dert edinip diyorum ki bu boşluğu doldurmak lazım, tespit edebildiğim kurumsal ve kanuni eksikleri belirleyip cimerden bari şikayet oluşturayım istiyorum. bunun her ne kadar etkisi olduğuna emin olsam da ne kadar etkisi zayıf olabilecek bir yöntem de olabileceğini anlayabiliyorsunuzdur umarım...
Hedef güzel ancak çok kötü bir habercilik. Bahsettiğiniz konuyu detayları ile birlikte bilen kişilere sormak gerekir. Davet ettiğiniz iki kişi de çok yetersiz. İçerik üreticisi arkadaş zaten sadece sağda solda duyduğu muhabbetleri anlatmış. Gıda mühendisi hanımefendi de sektörde genç ve belli ki firmaların yönetim seviyelerinde yer almamış. O sebeple firmaların stratejilerini değerlendirmesi zor. Nestle gibi firmalar düşük gelirli ülkelerde kalite düşüklüğüne gidiyorlar çünkü Avrupa’da sattıkları ürünlerle buradaki piyasada rekabet edemiyorlar. Ya Lindt gibi insanların anca free shop’tan alacağı ürünler yapacaklar, ya da kalite düşürüp yerel firmalar ile rekabete girecekler. Bütün konu en temelinde tüketici farkındalığına dayanıyor. O firmalar da tabii ki Avrupa’da sattıkları kaliteli ürünleri satmak isterler. Ancak bu kalite farkını insanların ayırt edip, pahalı olsa bile kaliteli ürün almak istemesi gerekiyor. Yoksa hepsi ekmek diyip ucuz ürüne gidildiği sürece o kaliteli firmalar da rekabet edebilmek için kalite düşürür.
Bütün çocuklar eşitse; Nestle ve bünyesindeki alt markaları, bebek mamalarının içeriklerini ülkelere göre neden değiştirir ki? 🤔
bakın kardeşim siz insaflı olduğunuzu söyleyen medya organlarına söylüyorum. hiçbir önyargıda da bulunmak istemeden konuşacağım. arkadaş cok güzel video yapıyorsunuz eyvallah ama içerik iyiyken hedef eksiğinizi gözardı ediyorsunuz. mesela son kısımda peki suçlu kim deyip devlet mi şirketler mi vatandaş mı vs deyip meseleyi havada bırakacağınıza veya bir suçlu arayacağınıza videoya bir hedef belirleyin ve neler yapılması gerektiğine dair de detaylı içerik üretin. sonuçta sizn gibi organlar ve daha çok tvnet organizyoncuları genelde hassasiyet sahibi kişilere yönelik hassasiyet içeren haberler programlar belgeseller üretiyorsunuz. dolayısıyla sizlerin salt haber sunma gibi bir gayeniz olmadığı net olarak anlaşılıyorken neden hedef eksikliğine gidip bu video özelinde ilgili her kesim ve kurumun yapması gerekenleri de ayrıca anlatmıyorsunuz? sonuçta sizi çiftçi de şirket sahipleri de devlet kurumlarındaki irili ufaklı memurlar da izleyip takip ediyorlar. ne diye bu fırsatları tepiyorsunuz. benim gibi konuyla hiç alakasız biri de bunları düşünmek zorunda kalıyor ve kendime dert edinip diyorum ki bu boşluğu doldurmak lazım, tespit edebildiğim kurumsal ve kanuni eksikleri belirleyip cimerden bari şikayet oluşturayım istiyorum. bunun her ne kadar etkisi olduğuna emin olsam da ne kadar etkisi zayıf olabilecek bir yöntem de olabileceğini anlayabiliyorsunuzdur umarım...
sınıfsal fark burada da ortaya çıkıyor işte maalesef,zenginin çocuğu daha değerli😬
Kendi glutenlerini o fakir ulkelere satabilecegi potansiyel bir tuketici olusturmak ve sonrasinda yine kendi ürettikleri ilaclara mahkum etmek icin
28 yaşımda gluten hassasiyetim olduğunu fark ettim. Özellikle çok fazla sivilcelerim oluyordu ve şişkinlik sorunum vardı. Türlü türlü doktora giderek çözüm bulamadığım bir çok şeyi gluteni bıraktığımda çözdüm. Hiç sivilcem çıkmıyor, şişkinliğim yok. Glutensiz ürün kullanmam şeker kullanmamamı da sağladı. Hiç de aramıyorum hayatımda artık
Büyük ihtimalle şeker ve paketsiz gıda tüketimi sivilcelerinizi bitirdi😅
galiba bende de mevcut peki siz tam olarak nasıl besleniyorsunuz? neredeyse her şeyin içinde gluten var ve bırakmaya calıstıgımda rahatlıyorum fakat bu nerdeyse imkansız oluyor benim için. tavsiyelerinizi beklerim
Tıbbi genetik bölümüne git. Gluten hassasiyetine yatkınlığa sebep olan bir gen mevcut o varsa gluten hassasiyeti olma ihtimali var. Ama kesin değil. Psikolojik olabilir durumun.
@@forMuslimsMedeniyet Un ve mamuller dışında gluten yok çoğu gıdada. Pirinç patates sebze meyve et ve süt ürünleri hepsi glutensiz. Abur cubur, hazır gıda, paketli gıdalarda gluten var onları tuketme beslenmeyi ve yiyecekleri çok basit tut. Pirinnç unundan alternatif tarifler yapabilirsin. Ama tıbbı genetik bölümünde genetik testi yaptır . Şişkinliğin tek sebebi gluten değil. Belkide hassasiyetin yok. Çoğu ürün bağımlılık yapıcı gibi geliyordu banada birden bıraktım çünkü hayat kalitemi arttırıyor benim için önemli olan o. Şeker abur cubur ekmek canın çok çekerse. Karabuğday unlu ekmek tüketebilirsin. Bazı abur cuburlar glutensiz snickers mesela tablet çikoaltalrın bi kısmı. Ruffle sade glutensiz. Glutensiz diye özel olarak satılan atıştırmalıklar çok pahalı tatlarıda kötü ama genel olarak sağlıklı beslenemye bak
@@pelyglot yok baya gluten. Hikayemi uzun uzadıya yazmadım. Şeker ve paketli gıdalardan olmuyor. Gluten kullanmadığım ama şeker ve paketli gıdayı fazlasıyla kullandığım bir dönemde de çıkmıyorlar.
dinlediğim 5:40 a kadar, ülkelerin gıda kodeksi yönetmeliklerini hiç konuşmadınız. Güney Afrika ve Güney Amerika ülkelerinkini bilemem ama Türkiye ile Avrupa Birliği arasında gıda kodeksi ve yönetmelikleri farklı. Yani aynı marka ve ürün, AB de yaklaşık %2-3 e kadar Glükoz Şurubu geri kalanı şeker pancarı şekeri ve daha doğal içerikler içerebilirken Türkiye'de yaklaşık %9-10 a kadar Glükoz şurubu kullanılabiliyor. Video nun ilerisinde bu yönetmelik farklılıklarına değinmediyseniz tek taraflı bir eleştiri yapmış olacaksınız.
Haklısınız bunun kapısını açarsanız onlar da girmekten çekinmezler
Burda anlaşılmayan şey şu; insan diye tek bir standart şey yok. İnsanlık çok uzun süre birbiriyle etkileşimde olmadığından, kolay gıda transferi olmadığından yaşadığı bölgeye göre genetik olarak çok farklılıklar göstermiş.Mesela bir afrikalıyı alıp rusyaya koyarsanız d vitamini eksikliği yaşar.Aynı şekilde bir rusu afrikaya koyarsanız cilt kanseri olur.Bir asyalı süt içerse kağıt yemişe döner. Japonlar eskimolar koyu tenlerine rağmen çok güneş almayan yerlerde yaşayabilir çünkü d vitamini en çok tükettikeri balıklardan alırlar.Avrupalılar bol güneş almadığından ama yağmur çok yağdığından selüloz içeren çimen üretimi bol olmuş.tarımdan çok hayvancılık gelişmiş.O yüzden et sütten daha çok yararlanabilcek şekilde evrimleşmişler.Bizim bu taraf da tarım ürünlerinden.Sen burda onlar gibi hayvansal beslenirsen kalp hastalıkları yaşarsın. Burda kullancıların talepleri önemli.Çünkü insan farketmeden bile olsa ihtiyacı olana yönelir. Onun tadı güzel gelir. Toprak yiyen insanları bilirsiniz.Mesela demir eksikliğin var.Sen ıspanakta ne olup olmadığını bil ya da bilme beyin onu yediğinde eksikliğini giderdiğini farkederse seni onu tüketmeye iter.Tabi burda bilinçli davranmak lazım.Senin ıspanağa ihtiyacın varsa ama ıspanaklı börek olarak yemişsen.Beyin sana ıspanaklı börek istetecek.Sen gidip ıspanak yiyeceksin. Gıda şirketlerinin toplumun isteklerine göre içerik düzenlemesi çok normal.Aynı şekilde yerel kurallar da belirleyici oluyor.Birine ilaç gelen doz başka birine zehir gelebilir.
Bende bunu düşünmüştüm videoyu izlerkeb
Söylediğiniz doğru olabilir. Ama biraz Nestle savunuculuğu hissettim. bu markalar saf değil bunu biliyoruz
@@busrakjh düştüğünüz durum 'Tencere dibin kara' diyip 'benimki seninkinden daha kara' diyememek. size bu konuda bir şeyler öğretmek benim haddime değil. ama buraya mesaj yazacağınıza, buyrun internetten Türk gıda kodeksini ve diğer ülkelerinkini inceleyin. ve beni yalanlayın lütfen. hesabım burada.... Kolay gelsin
Çok faydalı bir çalışma olmuş. Özellikle İtalya detayı harika olmuş. Keşke bizim ülkemizde de üretimin çoğu, hatta hepsi, atalık buğdaylardan yapılsa ve glifosat kullanılmasa...
Aklımdan geçen italyadan pizza unu sipariş etmek 🙃
@@lykolik Benim aklıma gelmemişti. Ama çok tutar :)
20 yaşında çölyak teşhisi almış ve şuan 25 yaşında birisi olarak yazıyorum: önce 2 yıl kadar gluteni kestim çapraz bulaş durumları da oluyor ama öyle bir diyet normal değil, yetersiz beslenme oluyor ve hayır o markette satılan glutensiz ekmekler yenilmiyor daha çok kötü yapıyor. Sonuç olarak geldiğim nokta atalık buğday unlarında glutenli poğaçalar da yapıp yiyorum yani bu videoyu bizzat yaşayan birisi olarak tastikliyorum (alerjiniz varsa doktor kontrolünde lütfen deneyin ve öncesinde emek verin araştırın ve hayat yolunun tadını çıkarın❤
Merhaba atalık buğday ununu nereden temin ediyorsunuz acaba ?
Benim de gluten alerjisi teşhisim var ama çok tuhaftır köyden gelen unlarla ekmek yaptığımda sorun yaşamadım
nasıl yapıorsunuz analtabilir misiniz
Atalık buğday unu önerebilir misiniz? Şu an öyle bir sorunum yok ama belki de ilerde olacak
Arkadaşlar köyünüz veya tanıdığınız insanların köyü varsa onlardan isteyin getirmelerini, ne internete ne bi yere güvenmeyin zaten daha ucuza gelir
Buğday ekmeği rahatsızlık veriyor çünkü yeterli süre mayalanmıyor.
Fırıncılar onun yerine kimyasal stabilizatör kullanıyor. Bu yardımcı maddeler insan saç proteininden tutun, emulgatör ve tartışılır enzimler içeriyor.
Gerçek çölyak çok nadir bir hastalık. Çölyak sanılan hastaların çoğu aslında glutene değil, buğdaydaki başka fitojen ve enzimlere sensibile olmuş durumda.
Eskiden bu kadar yoktu, çünkü geleneksel ekmek en az 6-7 saat mayalanmaya bırakılıyordu.
İsviçre'de Almanya'da benim gözlemlediğim kadarıyla ekmekleri en az 24 saat mayalandiriyorlar ve un kalitesi çok yüksek. Bizde o kalite buğday ve tahıl üretilmiyor bile, varın gerisini siz düşünün..
@@kevserhac3811 Almanya'da da ekmeklerin 90% fabrikasyon veya yarı fabrikasyon usulü.
Geleneksel eşki maya ekmek yapan fırın çok az kaldı. 1.Sebebi maliyet. 2.Geleneksel fırıncı ustalarının soyu tükeniyor.
@@TheAnatoli66 evet
Ekmeğinizi evde yapın.. ben kendi ürettiğim ekşi maya ile ekmeğimizi yapıyorum.. eski usule uygun şartlarda.. artık fırınlarda satılan ekmekleri yiyemiyoruz.. onlar ekmek değil..
Sorun buğdayda da değil.. Kimyasal mayalar bizi hasta ediyor..
ekmeğin 12 saat buzdolabında beklemesi gerekiyor, mayalandıktan sonra, böylece ekşi maya çoğalırken guluteni yiyor.. zahmetli gibi gelsede, alışınca hiç zorlanmıyorsunuz.. evde fırından çıkan ekmeğin kokusu, dokusu, tadı herşeye değer…
@@aysegulsulaiman7146 Gayet doğru. 👍
fransada 1 ay kaldim.kahvaltida kruvasan yedim oglen pilav makarna vs. 2 kilo gitmisti siskibligim yoktu Ulkeye donunce su an bile yarim pogaca siskinlik yapiyor unlarimiz sikintili
O kadar haklısınız ki bende Balkanlar’da bol bol çörekle börekle beslendim normalde annemin yaptığı çöreği yiyince çok kötü oluyordum sonra ülkeye dönünce anneme dedim ki unlarda sorun var
@@Mirrimorro Sorun un değil mayalama. Mesela japonlar süt içtiğinde kağıt yemişe döner.Çünkü sindiremez.Ondaki gıdayı senin alabilmen için önce bakterilerin onları işleyip daha basit yoğurt,kefir,peynir gibi bir forma sokmaları gerekir. Eğer bu bakteriler senin karnındaysa bu işlemi orada yaparlar bu işlem sonucunda da bir gaz oluşur.Bu sana şişkinlik yaratır. Bizde de bebek yaşlarda o sütü sindirecek mekanizma bulunur ama yaşlandıkça bunu kaybederiz sütü doğrudan o şekilde tüketmek sorun yaratır.Sen bunu mayalayarak dışarda yaparsan o gaz yine oluşur ama dışarıda.Sen artık doğrudan artık o işlenmiş basit şekeri almş olursun.Ama tavsiyem türkiye gibi sebze cenneti bir ülkede tahıl tüketimini kesmeniz.Eskiden ucuz uzun süre dayanan bir katık maddesi olarak kullanılırmış ama bugün pazardan alacağınız hergangi bir sebzenin kilogram fiyatı ekmekten çok çok daha ucuz. Fakir yiyeceği diye geçen simitin kilosu 120 lira. Pazara gidin kilosu onda biri fiyatına istediinizi bulurusnuz.Bu ekmek simit refine un süt tozu hayatımıza ikinci dünya savaşı sonrası marshall truman yardımlarıyla girdi.Ben yıllardır ağzıma ekmek sürmem hiç hasta olmadım.Çünkü bu tip gıdalar istediğin yerde ye kan şekerini aniden yükseltiyor bu da başta kanser çok fazla hastalığı tetikliyor.
Sinangil un kullanabilirsin, hayvansal katkı, insan saçı yok. Helal sertifikalı.
Ekmekle yukselen kan sekerine gelene kadaaaar.... paketli gida tuketiminde dibi siyiran insanlara ekmek yine kaliteli bir besin bile 😅 @@mmsh3800
@@mmsh3800 teşekkürler çok değerli bilginiz için 🙏🏻
Bu sadece gıda ürünlerinde değil bakım ürünlerinde de aynı şey geçerli iklim farklı diye söylemlerde bulunup içerisine bir sürü farklı madde katıyorlar aynı marka olmasına rağmen
Böyle de olmalı.insan diye standart bir şey yok.Bir afrikalı al rusyaya koy güneş eksikliğinden d vitami eksikliği yaşar hasta olur.Aynı şekidle bir rusu afrikaya koy cilt kanser olur.Bir şeyi ilaç veya zehir yapan şey dozudur.O da insandan insana değişir. Batı ülkeleri sebze meyveden çok hayvancılığa müsait olduğundan ordaki insanlar ona göre evrimleşmiş.Lıkır lıkrı süt içer bir şey olmaz.Sen o sütü japona ver kağıt yemişe döner.
Elektronik eşyalarda da aynı durum söz konusu yurt dışındaki arkadaşımın evinde Beko beyaz eşyalar vardı ve Türkiye iç pazarına verilenler ile kalite olarak alakası yoktu ve teknoloji marketlerinin sitelerinde ucuz ama bir o kadar dayanıklı, güzel Türk malı diye yorumları vardı ki gerçekten Euro'yu TL'ye çevirdiğimizde bile Türkiye'den daha ucuza geliyordu. Bize satılanlar bildiğimiz teneke ve vergiler yüzünden kendi ürünümüzü kendi ülkemizde daha pahalı alıyoruz
Bizim ulkemizdede bir çok ürünün içeriği Avrupaya göre farklilik gösteriyor ama tüketmekten de kimse kacinmiyor
Çünkü avrupalının geçirdiği evrim hayvansal ürünler üzreine seninki tahıl üzerine. Afrikalıyı al rusyaya koy kalın derisinden d vitamini eksikliği yaşar.Rusu afrikaya koy cilt kanseri olur.Avrupalının lıkır lıkır içtiği sürü japona ver kağıt yemişe döner. Avrupa bol yağış aldığından ama güneş az olduğunda bizde sevze meyve yetişirken orda daha çok selüloz içeren çimen yetişiyor.Onları hayvanlar yiyiyor onlar da hayvanlar üzerinden dolaylı gıdaya erişiyorlar.Vücudu buna uygun olmayanlar eleniyor.Haliyle binlerce yıl boyunca o yönde bir evrimleşme oluyor.Oysa bizim bu tarafta da yağış az bol güneş var.Büyük baş hayvancılğı neredeyse hiç yapılmamış.Saray murfağı tarifleri var elimizde av hayvanları dışında hiç hayvan yok.Ona göre senin de evrimin başka. Şimdi unlu gıdaların gaz yapmasının nedeni hızlı tüketim alışkanlığına bağlı mayalamak için yeterince beklememiz.Haliyle o sindirim işi karnındaki bakterilern tarafından yapılıyor.Normalde dışarıda oluşacak o gaz senin karnında oluşuyor.
Böyle bir video paylaşmanız gerçekten büyük bir farkındalık..şaşırdım doğrusu tebrik ederim
Çiftçiyiz buğday üretip öğütüyor un yapıyoruz ancak hamurda yapışkanlık oranı yani gluten az olunca bunu beğenmiyor unu satıp hazır un alıyor köylüler.
Teşekkür ederim, yayın için.
Kur'an, (Maide:5/88)
Allah'ın size verdiği helal ve temiz rızıktan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah'tan korkun.
وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالاً طَيِّباًۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّـذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ
Eat the halal and good things Allah has provided for you, and have taqwa of Allah, Him in Whom you have iman
6.30da kadın çok haklı iş yerinde kahveye şeker atmıyorum diye baskı görüyorum resmen 😂😂 işin şakası bir yana şekerli şeyler tüketmek bizi yavaş yavaş çürütüyor.
Tebrik ederim faydalı bir içerik. Herşey hibrit tohum yasası ve kargil le başladı. Ülkemizdeki ölüm ve hastalık oranları katlanarak artıyor. Umarım bir gün bu kötü gidişe dur diyebiliriz.
Bir şeyi zehir ya da ilaç yapan şey dozudur.Ülkemizde bir etrafına bak herkes daha fazla tüketerek sahip olarak mutlu olmaya çalışıyor.Herkes obez.Yaşlılar ağırlıklarından dolayı ortepedik sorunlar yaşıyorlar. Mesela geçen gün bir pastanede tanesi bilmem kaç lira kurabiye olay oldu.Niye çünkü fransız gidiyor ayda yılda bir o kurabiyeyi kahvesinin yanında tadını ala ala yiyiyor sen bir dalıyorsun bilmem kaç kilo yemeye çalışıyorsun.Yabancılar bizim kahvaltı soframızı görüyorlar bilmem kaç çeşit.Açık büfe falan.Haliyle az miktarda sana zarar vermeyecek şey çok miktarda zehir oluyor.Gıdaların içine uzun ömürlü olmalrı için katkı maddesi koyman gerekiyor.Yoksa sen muzu o dalından koptuğu halinde rafa koyarsa yarısından çoğu çöpe gider.Dünyada kıtlık olur.Başka canlılara ısırp mantar oluşturmasın ürünler çöpe gitmesin salgınlar başlamasın diye ilaçlama yapman lazım.Böceği öldüren düzey sana bir sorun yaratmaz.Tabi bir insanın yiyeceği kadar yediğin sürece.Sen onu aşırı tüketirsen sorun başlar.
çikolatalar bile burda saman gibi avrupadakiler çok lezzetli
Sütten dolayı. Yoksa avrupada kakao yetişmiyor.Türkiye hiç bir zaman hayvancılık ülkesi olmadı.Saray mutfağında av etleri dışında et yok. Çünkü türkiye bol güneş aldığından bir tarım ülkesi.Avrupa güneş almıyor bol bol yağmur var.Haliyle meyve sebze değil bol bol selüloz içeren çimen yetişiyor.Bizde parklarda çimen yetişsin diye deli gibi sulama yapıyoruz orda her yer kendinde yemyeşil.İneği sal çim biçme makiansı gibi doğal beslensin.Aynı zamanda o sütün lezzetli olmasının neden boy yağlı olması.Bu da soğuk havada olur. Bizde o da yok.Mesela niye kars kaşarı meşhur.Çünkü orası soğuk olduğundan orda yetişen hayvanlar bol yağlı oluyorlar.Biz başka ülkelerden hayvan getisek de orada kocaman olan hayvanlar bizde cılız kalıyor.Ama işte daha az yağlı et daha lezzetli oluyor.Almanyada döner var ama içine bin tane şey dolduruyorlar.Burda yağsız etten kebap yiyince dipleri düşüyor. Ama tabi yetiştirmek zor diye pahalı oluyor.Bu yüzden özellike soğuk kuzey avrupanın çukulataları daha lezzetli.Güney avruapya indiğinde ispanyada etten çok deniz ürünleri var. İtalya bize yakın makarna zeytinyağı gibi şeyler.Japonlar ada olduğunda balıkçılıkla ünlü suşileri meşhur.
@@mmsh3800 yok, kakao dan kaynaklı. bayat kakao ları iteliyorlar bize bayat olduklarını tadından anlayabiliyorsun. yoksa sütümüzde pekte bir soru olmadığı kanısındayım
Türkiye'de herşeyin zararlısını, çöpünü tüketiyoruz. Örneğin kendimiz yetiştirici olduğumuz için biliyorum ihracata giden bir şeftali normal şartlarda(sadece doğru budama, ayıklama ve sulama ile) bebek kafası kadar büyüklüğe erişebilir ama hiçbir şekilde iç pazara verilmez ya da bir diğer örnek elma, "kurtlu elma" organik derler ama elma kurdu ilacın doğru düzgün nüfuz etmediği sap/başçık kısmından girer, bir sezonda en az 17-18 defa ilaçlanır ki o ilaçların kokusu bile sık bir bahçede baygınlığa sebep olabilir. Demem o ki Türkiye'de ne kadar hastalıklı, zararlı ve adi gıda varsa hepsini kendi insanımız tüketiyor maalesef...
@@mmsh3800hayir bizim üretici icerik olarak iyi malzeme kullanmiyoe ondan. Kakao orani yüksek şekeri az kullanirlarsa daha lezzetli olur
İtalyada olan burada da olur. Dış tehditlere karşı bilgili ve bilinçli olsaydık bu hale gelmezdik
Türkiye de beğenmediğimiz her şeyi dış güçlere bağlamak? Aklımızı kullanacağız biz dış güçlere izin vermeyeceğiz salak mıyız biz
Sonuç olarak İtalya'ya glutensiz yemek yeme seyahati yapabiliriz :)
Ayrıca belirtmem gerekir ki Schar marka ekmekler İtalya'dan gelirken öyle lezzetliydi ki aşık olmuştum adeta.Sonra yerli üretime geçtiler ve aynı ambalajdaki ürünün lezzeti gitti yerine saman gibi bir tat geldi.
Allahü Teala dünyayı Monsantocuların elinden kurtarsın inşaallah.
bizim ülkede insana değer verilmiyor özeti bu
değer verilen tek şey PARA
işin üzücü yanı kimse bir şey yapmıyor sonumuz hayrolsun
Sen dikkat etmelisin.Ben aradığımda temiz gıda bulabiliyorum.Genelleme yanlış....
@@niluferhardal7887haklısın 🤦♂️
Çok güzel, bilgilendirici bir içerik olmuş. Fakat ister istemez insan soruyor; "Bu ülkede Tarım Bakanlığı yok mu?". Üretimin denetimini sıkı bir şekilde yapsa, caydırıcı ve uygulanan cezalar olsa, üretici bu yanlışları istese de yapabilir mi? Sorun tam da burada.
Kesinlikle. Bazı yönetmelikler yetersiz. Yeterlii olanların da denetlemesi yapılmıyor. Böyle bir ülke işte burası
The name we need to search for is the genetically modified food industry!!!
By the way, the main supplier of Italy's durum wheat I,s shocking,y Ukraine!!! We have learnt this with Italians when war breaks down.
Yes, Italian drum wheat is good but very expensive to buy, considering other times trees. For example, normal supermarket flour costs €1.20, and Italian high-protein natural flour is € 3.90 per kg.
And you should keep in mind that any pasta you have bought is smooth and shiny. This pasta is not real flour but is based on high gluten, and when you boil the pasta, you have white foam on top. This is the reason. The real pasta is Matt, and you feel there is flour on top, and when you eat this pasta, you dont even get hungry. In Italy, barilla is very famous but is not of Italian quality, and Italians do not eat it anymore. Barila's main manufacturers are in 3 Romania, Greece, and Germany.
If you have chance try pasta name Molisana or Google it you will understand better what I'm talking about it.
Teşekkürler
For US, you are right. But for Turkey, GMOs are not the issue, yet. Our seeds are hybrid and the seed companies are mostly from Holand and Israel.
Teşekkür ederiz . Thank you ☘️
ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM..BAŞARILAR DİLİYORUM
Saygılar , sevgiler güzel ve mutlu günler dilerim herkese.
Hazır gıda tüketmeyin. Sekeri azaltın. Özellikle siz tuketmeyerek çocuklariniza ornek olun. Cips kola vs ıvır zıvıra hayır.
Sigara tüketen bir insan, sağlıklı beslenme konusunda takıntılı. Alkol tüketen bir insan, sağlıklı beslenme konusunda takıntılı. Çalıştığı iş ortamında bir çok kimyasal veya kirliliği umursamaz, sağlıklı beslenme konusunda takıntılı. İstanbul ve benzeri büyük şehirlerde hava berbat ama sağlıklı beslenme konusunda takıntılı olduk. Açlık öldürür ama ulaşılabilir gıda en azından yaşamanı ve tercih edebilmeni sağlar.
Biraz çarpıtma olmuş sanki, sağlıklı gıda ile beslenmek istemek aç bırakmaz. Sadece biraz daha az yemek zorunda kalmana sebep olur. O da öldürmez 🙂
@@lykolik Bütün olay dozla alakalı.Bir şeyi ilaç ya da zehir yapan şey dozdur. Bir meyvenin üzerine sıkılan böcek ilacı yararlıdır.Çünkü böcek onu ısırp orada bakteri oluşsa bu geçmişte yaşadığımız salgınlara yol açar. Ayrıca ürünlerin çabuk bozulup tüketemeden çöpe gitmesine yol açar.Bir böceğe zehir gelen doz sana zehir değil.Ta ki bir obez gibi aşırı düzeyde yemediğin sürece.Sigara kanser riskini çok arttırır ama bunun için illa sigara içmeye gerek vücut kendi kendine de kanser hücresini üretir.Sonra da kendi kendine öldürür.Çok daha tehlikeli bir şey var yüksek glisemik endeksli beslenmek.Çünkü kanser hücreleri normal hücrelere göre şekeri gördü mü hemen kullanmaya başlayıp sayısını arttırır.PET testi diye bir kanser testi var. Vücuda radyasyonlu şeker yüklüyorlar.Kanser hücreleri şekeri aldı mı bulunduğ bölgelerde coşuyor.Oradan nerelere yayıldığını görüyorlar.Haliyle senin ani hızlı şeker yüklemelerin bu hücrelerin sayısını atttırıp vücudunun onları öldürmesini engelliyor.Doğada normal şartlerda şekeri yüksek konstrasyonlarda bulabileceğin tatlılar,içecekler,alkol yok.Haliyle bizim evrimimiz de buna karşı korunmayı geliştirmemiş.Haliyle böcek ilacıymış katkı maddesiymişten öte işlenmiş ürünlerden uzak durmak gerek. Al marketten havucunu pırasıanı pişir ye. Yoğun tat yüzünden konsantr hale gellmiş her şey tehlike.istersen dünyanın en organik şeylerinden yap tehlike.
Sigara içiyoruz diye herşeyi salalım madem eroin esrar fastfood ne varsa gömelim?
Doğuya gidildikçe şeker oranı artıyor.20 yıl öncesinde Bunu şahsen deneyerek biliyorum. Bu çok feci.
Maalesef ki bizdede var annem ve ben ekmek ozellikle yedigimizde sanki diekn çalı yutmus gibi oluyoruz. Sabaha hatta sonraki günlerde sancilar icinde bagirsak ağrilarimiz var. Sanki bagirsagimda diken li bie çalı var gecerken bagirsaklarimizi yirtarak geciyor. Sancimiz oldugunda dolayi ekmek yemeye çekinir oldukk. Ve gittikce artti malesef bu durum
İçerikleriniz çok güzel
Allah razı olsun
tüketici şekerli , katkılı ürünlerden ne kadar uzaklaşırsa üretici de ona göre ürün çıkartıp sunuyor ithalat ihracat yapıyor . italya halkı şekerden , glutenden uzak durduğu için ülke üreticisi ve ülkeye gelen ithalata buna göre şekilleniyor. kendi ülkemizde ise insanlar çok bilinçsiz ciddi sağlıksız besleniyolar ve yediği ürünleri inceleme yoluna bile gitmiyolar. üretici de bunu bildiğinden bu ülkeye de bunu ihraç ediyorlar yada bizim üreticiler buna göre üretiyor yani bunun önlememin büyük payı tüketicide bitiyor
Bilinçsiz mi? Ben yıllardır sağlıklı beslenebiliyorum.Sükür.Az ye...Ev üretimi yap...Yemek icn yaşama yaşamak için ye...
@@niluferhardal7887 ablacım sen bilinçli olabilirsin ben genelden bahsediyorum
@@elif7461 genelleme yok ülkemizde insanlar demişsin.
Ekonomi o kadar süper ki, küçük bir azınlığın dışında insanların çoğu elindeki paraya göre karnını doyuruyor. Bunu da unutmamak lazım
@@niluferhardal7887 ülkemizde insanlar demişim işte bunda nasıl genelleme yok diyosun
Ben sadece yeşillik ve et tüketmeye başladım, hem şişkinlik artık yok, hem de damarlarımda sertleşme ve kireçlenme azaldı.
Keşke bu videoyu herkes izlese
calismalarinizda. basarilar dilerimmm
Peki Türkiyede özgün olarak hiçbir zarar vermeyen ne üretiliyor merak ediyorum
Pazara gir herşey. Bir şeyi zehir ya da ilaç yapan şey dozudur.Mesela pazardaki elmanın üstünde böcek ilacı var diyelim.o ilaç bir böcek için ölüdürücü dozda ama senin için değil.En fazla kaç elma yiyebilirsin? 2-3 tane yersin doyarsın.Ama sen onu alıp elmalı pasta yaparsan içindeki suyu pozasını atmış sadece şeker ve tat veren kısmını koyduğundan 10-20 tane elmadaki böcek ilacını da şekeri de almış olursun.Pataten hastanelerde püre olarak verilen sağlıklı bir şeydir.Bir kaç kaşık yiyip doyarsın. Sen ona yağ tuz eklersen bilmem kaç katı dozda yiyip çok zararlı yağı tuzu da bünyene katarsın.Bizim sağlımızı bozan şey nesneleri alıp konsantre şekilde yüksek dozda kullanamya çalışmamız.Oysa bizim evrimimiz buna hiç müsait değil.Yüksek glisemik endeksli şeyler kanserin en büyük gelişme sebebi.Kanserin yayıldığını radyosyonlu şeker vererek anlıyorlar.
Allah razı olsun teşekkürler çok
Sadece gıdada değil tüm tüketim maddelerinde Almanya yada Fransa'da satılan aynı zamanda Türkiye'de satılan tüm markalar Türkiye'de kaliteyi düşürüyor. Deneyin saht okacaksiniz, mesela en basitinden sigara, marka ayakkabi, çikolata gofret vs.. içerikler hep seyreltilmiş, kaliteden yoksun.
Almayın kullanmayın
Kanal süper ❤
Gıda mühendisi hanımefendi "Elbette müşterilerini kandırmak için yapmıyorlardır, tüketiciler böyle istediği içindir" dedikten sonra söylediği ne kadar doğru varsa sallamadım. Markaların esiri olmaya devam bunun gibiler sayesinde
Aslında bilmediklerinden ötürü. Konuk ettikleri iki kişi de çok yetersiz. Birisi zaten içerik üreticisi 🤦 Gıda mühendisi hanımefendi de sektörde genç ve firmaların yönetim seviyelerinde yer almamış belli ki. O sebeple firmaların stratejilerini değerlendirmesi zor. Nestle gibi firmalar düşük gelirli ülkelerde kalite düşüklüğüne gidiyorlar çünkü Avrupa’da sattıkları ürünlerle buradaki piyasada rekabet edemiyorlar. Ya Lindt gibi insanların anca free shop’tan alacağı ürünler yapacaklar, ya da kalite düşürüp yerel firmalar ile rekabete girecekler. Hepsi en temelinde tüketici farkındalığına dayanıyor. O firmalar da tabii ki Avrupa’da sattıkları kaliteli ürünleri satmak isterler. Sonuçta ellerinde o reçeteler ve üretim teknolojisi var.
Züber bunu güzel kırdı. Piyasadaki gittikçe kalitesizleşen rekabet ortamında tersi bir yönde atılım yaparak kalite arttırdı. Burada tabii ki insanların bilinci önemliydi. Artık kimyasal ürünler görmek istemeyen insanlar Züber’i bu özelliğinden ötürü tuttular ve marka çok başarılı oldu.
Ben hassasiyetim olmamasına rağmen gluten diyeti yapmak istiyorum çünkü kardeşimde gördüm etkisini. Çölyaktı gluteni çıkardı hayatından ve şimdi cin gibi. Önceden boş boş Güler saçma davranırdı gazı vardı şimdi çok iyi kavrıyor
😮😮😮😮😮
Ben onu bunu bilmem..bildiğim bir şey varsa o da oruç tur. Oruç tut sağlıklı ol..
Suya sabuna dokunmayan bir içerik. Sisteme dair hiçbir eleştiri yok. Sona doğru, devletlerden bilmemnelere kadar falan filan denmiş de, içeriğinde bahsetmemişsin bile. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Ben vatandaş olarak piyasada ne varsa onu alıyorum. Piyasada neyin olacağını kim belirliyor? Bu ülkenin ve diğer ülkelerin tarım bakanlıkları ne yapıyor? Kapalı kapılar ardında devlet kademelerinde alınan büyük rüşvetler, gıda kodeksi değişimleri, düşen kalite... Vatandaş olarak her şeyi bilmem mümkün değil, ancak devlet benim adıma doğru kararlar almak zorunda. Oluyor mu? Olmuyor
Bu ülke çok uzun zamandır kendi buğdayını yetiştirmiyor. Yetiştirdiğini söylediği buğday da hibrit buğday. Niye düşük kalite bu buğdayların üretilmesine izin veriliyor? Kimin çıkarına bu?
Gıda güvenliği demişsiniz de, nerede gıda güvencesi?
Bence buğdayda kullanılan ilaç ve zehirlerden kaynaklı bu hassasiyetler birde unun içine eklenen değişik maddelerden kaynaklanıyor ,ben artan nufusu doyurmak için kullanıldığı fikrine karşıyım çünkü okadar israf var ki çoğu çöpe gidiyor
çok daha geniş ele alınabilecek bir içerik. bu aşamada marka günahları serisi yapan gzt geliyor aklıma. keske içeriği daha kapsamlı olarak ve iki ayrı başlıkla açsaydınız. 1. ülkeler arası farklı içerikler 2 gdo adı altında üretilip insanlara dayatılan zehir ve hatta 3 zorunlu tarım politikalari
teşekkürler
Senin ülkenin yasaları berbat olduğu için Almanya’daki kahveyle Türkiye’deki kahve arasında dağlar kadar fark var. Bunu halk, insanlar belirlemiyor. Çocuk mu kandırıyorsun? 6:33
İçeriği kaliteli olan ürünleri olan ülkeler araştıran insanlardan oluşuyor..
Malesef ki kendi ülkemizde helal haram kavramı yok denecek azken sağlık nerede kaldı
Nestle hem Insanlik Düsmani hemde Müslüman düsmaki.
Zaten Babasi Yahudi........ ondan.
ülkemizde gıda terörü dünyada en yüksek uygulanan ülkeyiz denetim 0
Istatistik bir bilgi mi.nerede yapılmış çalışma...😂😂😂
Ben artık organik sertifikalı ata tohumu dan un ve ekşi mayalı ekmek yapıyorum hiç rahatsızlık hissetmiyoruz bizdede şişkinlik VS. şikayetleri oluyordu artık hiç sorunumuz kalmadı😊
Nerden buldunuz ata tohumunu
Satilan marka giysi sektorundede var bu tutum gozlemledigim kadariyla...sanirim somurge sistemi yeraltina inmiş
Gimdes sertifikalı ürünleri kullanıyorum.İçerikleri daha temiz.
videoya belgesel demişsiniz ama verilen bilgilerle veya çalışmalarla ilgili hiç bir kaynak paylaşılmamış uzman konuşmacılardan biri süt teknolojisi üzerine çalışan bir gıda mühendisi diğeri içerik üreticisi video konusuyla ilgili herhangi bir uzmanlıkları yok ayıp olmasın diye bir ziraat mühendisi çağırabilirdiniz en azından ben birkaç mühendis arkadaşımla sohbet edip videoya çeksem bundan çok daha belgesel niteliğinde olurdu
Gülten zararlıdır...
Para düskürü rifki aga degil devlet gozetimli ata tohumu kullansak hastane acmak yerine okul egitim düzgün sanat. Mimari yapariz
Ulan kafayi yiyicem bu nedir yaa
Daha neler var neler aklın durur bir ara kafayı yiyordum bu planları öğrenince
@@sakindeniz 🤎
@@sakindenizbaşka neler var
@@nefertiti6499 siyonizm yaz bu mecraya izle ama fazla kapılma insanı insanlıktan çıkarıyor delirtme noktasına getiriyor. Illiminatü yazınca çıkar zaten ama dediğim gibi fazla kapılma dozunda al ne alacaksan insanda psikoloji falan bırakmıyor
Konu çok güzel faydalı bir çalışma gerçekten bunun üzerine daha çok konuşmalıyız ama neden şakşakçı bir akademisyenden dinliyoruz bu konuyu neden şeffaf bir anlatım yapılmıyor her şey ortada yani
Çölyak nedir
Beyaz undaki bulunan gluten hassasiyeti . Ekmek pogaca kurabiye hatta makarna gibi hersey dokunuyor
İnce bağırsakta bulunan virüsler mi (?)
Villus
Akademisyen neden lobileri destekler gibi anlatiyor
Dava edilmemek için😂😂
bakın kardeşim siz insaflı olduğunuzu söyleyen medya organlarına söylüyorum. hiçbir önyargıda da bulunmak istemeden konuşacağım. arkadaş cok güzel video yapıyorsunuz eyvallah ama içerik iyiyken hedef eksiğinizi gözardı ediyorsunuz. mesela son kısımda peki suçlu kim deyip devlet mi şirketler mi vatandaş mı vs deyip meseleyi havada bırakacağınıza veya bir suçlu arayacağınıza videoya bir hedef belirleyin ve neler yapılması gerektiğine dair de detaylı içerik üretin. sonuçta sizn gibi organlar ve daha çok tvnet organizyoncuları genelde hassasiyet sahibi kişilere yönelik hassasiyet içeren haberler programlar belgeseller üretiyorsunuz. dolayısıyla sizlerin salt haber sunma gibi bir gayeniz olmadığı net olarak anlaşılıyorken neden hedef eksikliğine gidip bu video özelinde ilgili her kesim ve kurumun yapması gerekenleri de ayrıca anlatmıyorsunuz? sonuçta sizi çiftçi de şirket sahipleri de devlet kurumlarındaki irili ufaklı memurlar da izleyip takip ediyorlar. ne diye bu fırsatları tepiyorsunuz. benim gibi konuyla hiç alakasız biri de bunları düşünmek zorunda kalıyor ve kendime dert edinip diyorum ki bu boşluğu doldurmak lazım, tespit edebildiğim kurumsal ve kanuni eksikleri belirleyip cimerden bari şikayet oluşturayım istiyorum. bunun her ne kadar etkisi olduğuna emin olsam da ne kadar etkisi zayıf olabilecek bir yöntem de olabileceğini anlayabiliyorsunuzdur umarım...
26 yasinda colyak oldugumi ogrendim
Algida ürünleri buna bir örnek
Free palestine free gaza 🇹🇷🇵🇸
…..
Demekki hükümet yanlısı ve Arap sevdalısı olmadan gerçek habercilik yapılabiliyor değil mi😂😂😂
Ayrımcılık her yerde
Hedef güzel ancak çok kötü bir habercilik. Bahsettiğiniz konuyu detayları ile birlikte bilen kişilere sormak gerekir.
Davet ettiğiniz iki kişi de çok yetersiz. İçerik üreticisi arkadaş zaten sadece sağda solda duyduğu muhabbetleri anlatmış. Gıda mühendisi hanımefendi de sektörde genç ve belli ki firmaların yönetim seviyelerinde yer almamış. O sebeple firmaların stratejilerini değerlendirmesi zor.
Nestle gibi firmalar düşük gelirli ülkelerde kalite düşüklüğüne gidiyorlar çünkü Avrupa’da sattıkları ürünlerle buradaki piyasada rekabet edemiyorlar. Ya Lindt gibi insanların anca free shop’tan alacağı ürünler yapacaklar, ya da kalite düşürüp yerel firmalar ile rekabete girecekler. Bütün konu en temelinde tüketici farkındalığına dayanıyor. O firmalar da tabii ki Avrupa’da sattıkları kaliteli ürünleri satmak isterler. Ancak bu kalite farkını insanların ayırt edip, pahalı olsa bile kaliteli ürün almak istemesi gerekiyor. Yoksa hepsi ekmek diyip ucuz ürüne gidildiği sürece o kaliteli firmalar da rekabet edebilmek için kalite düşürür.
Cumhurbaşkanımız Recep tayyip erdoğanını nişasta bazlı mısır şekerinin artık bi dur demeli. Nesillerimiz ölüyor. Pancar şekeri zorunlu olmalı.
Sen kendinden başlamalısın.Temiz gıdalar da var.
Pancar üreten kaldıysa 🤔
@@sevincsafak9945 siz galiba ıstatistik okuyorsunuz.Bu yılın pancar üretim istatik sonuçlarını gönderirseniz sevinirim sevinç hanim
Yav canım benim adamın görevi bu mu bir kişi her işi yapmamalı herkes kendi işini yapmalı
Tacirler artık eskisinden de ac gözlü
👍
Allah razı olsun teşekkürler