Her Evladı Resul pirmidir mürşitmidir..Baki Güngör Seyit Nurdedeoğlu

Sdílet
Vložit
  • čas přidán 22. 08. 2024
  • Ya Allah Ya Muhammed Ya ALİ.
    💗~#YOLcümledenULUDUR~💗
    HER EVLADI RESUL PİRMİDİR MÜRŞİTMİDİR?
    Ben Evladı Resul soyundanım demekle kutsalmıdır.?
    Kutsallarımız, Hz. Muhammed Hz.Ali Hz.fatıma ana Hz.Hasan Hz.Hüseyin on iki imamlar ve ermişler evliyalar olduğunu biliyoruz, Ben ve bir çok Alevi canlarımız Anadolu ermişlerin evliyaların soyundanız, Bizde onlar gibi kutsalmıyız.? ve Her evladı Resul pirmidir mürşitmidir.?.Video
    Baki Güngör Seyit Nurdedeoğlu.
    İMAM CAFER-İ SADIK BUYRUĞU'ndan.
    Şimdi zamanımızın (kimi) pirleri: “Ben falan post sahibinin oğluyum” diyerek övünürler. Oysa bir kimse öldüğünde öbür dünyada “kimin oğlusun” demezler. “Dünyada ne yaptın ne işledin?” diye sorarlar. Hazreti İmam Zeynel Abidin’i Yezit melun zindana atınca, (İmam Zeynel Abidin) ağladı. (Zindandaki) muhipler: “Ey İmam niçin ağlıyorsun?” diye sordular. Hazreti İmam şöyle karşılık verdi: “Dünyada bu duruma düştük. Dünyada durumumuz bu olunca, gör ahirette sonumuz ne olur?” Muhipler: “Ey İmam Muhammed Ali deden olduğuna göre daha sen niçin korkarsın?” dediler. İmam Zeynel Abidin: “Kabre vardığımda dedemi sormazlar. ‘Kimin oğlusun’ diye sorulsaydı, ‘İmam Hüseyin’in oğluyum’ demek bana yeterdi. Ancak (divanda) atamı dedemi sormazlar. Yalnız yapılan işleri sorarlar. Ne mutlu (divana vardığında) defterinde yanlış bulunmayan kula. Ve, vay o kula ki defterinde yanlış buluna!” (Pirin günahı mı olur? gibi bir düşünce olmaz.) Son dönemlerde kimi talipler: “Pirin, rehberin günahı mı olur? Onlar ocakzâdedirler. Onların küfürü iman olur.” derler. Oysa gerçek onların düşündükleri gibi değildir. Nedeni, pir bir
    günah etse beş günah yazılır. Talip bir günah etse bir günah yazılır. Çünkü ummadığın yerden sana bir söz gelse ona çok incinirsin. Ancak cahilden, düşmandan gelse “cahil bilmez, düşman düşmanlık etti” dersin. Sonuçta, ocakzâde Tanrı’nın sevgili dostlarının soyundandır Pir kendi konumunu düşünmeyip Tanrı’nın yasakladığı bir işi yaparsa Tanrı mahşerde ona: “Ey zalim sen, talibe örnek olup hayır işleyeceğine kitapsız oldun. Talip sana bakıp azdı. (Gerçekte) azdıran Şeytan’dır. Ancak sen neden oldun. Gel, imdi yaptıklarının hesabını ver!” deyip tamuya yollar. Bir pirin karısından ayrılması, Yezit’e kuşak çözmesi, kan dökmesi, ya da Tanrı korusun, livata yapması büyük günahtır 85. Bunları yapan pirin derdine derman olmaz. O, yol düşkünüdür. Böyle bir pirin yüzüne bakılmaz, ocağına varılmaz. Ve hiç bir şekilde ocağın eşiğinden içeri sokulmaz, konuk edilmez. Onun ayağının bastığı toprakta kırk yıl bet bereket olmaz. Böyle bir pirin yanına varılmaz. Uçsa bile ‘cazıdar’ denir inanılmaz. O pir, dergâhımızdan kovulmuştur. Aramızdan dışlanmıştır . Bir pir ocağında birkaç tane genç türese, onların içlerinden birini ulu bilip pir saymaları gerekir. Talipleri görüp soracak o pir olur. Ancak, pirin de başka ocaktan el alması gerekir. Kimileri (‘veliler birbirlerini) göremez’ gibi bir düşünce ileri sürmüşlerdir. Ancak velilerin kökü, atası birdir. Dolanıp bir yere gelinir. (Kökende) kişinin kendi kendini arıtması gerekir. Kişi kendi
    kendine sahip olmayınca pir rehber doğru yola sokamaz Bir pirin soyu tükenirse, talipler hangi pire özleri yatarsa ondan et tutarlar. Ancak pirin Resul soyundan olması gerekir. Bir pir bir talibe “gel bana talip ol, tekkenişinim ol” derse onu azdırmış olur Pir olan kimsenin âlim ve kâmil olması gerekir . Pir ve rehberin okur-yazar olması gerekir. Şeriatta okur-yazar olmayan müftü görülür mü? Ya da okur-yazar olmayan molla olur mu? Okur-yazar olup anlamı anlamak gerek. (Pir) sorunu çözecek Tanrı’nın vekilidir. Tanrı’nın gönderdiği kitabı bilmeyen, hakkı nasıl bilebilir? İnsanlar doğuştan bilgi sahibi olsalardı, Tanrı peygamberlere kitap göndermezdi. Kitapsız pir Şeytan’dır. Talipler ise pire bağlıdır. (Kitapsız pirin) izinden yürünmez, sözüne uyulmaz Kimi yaratıklar “aktan okurum, karayı bilmem” derler. Kutsal Kur’an’ı inkâr ederler. Aktan okumak aşıklara özgüdür. Ancak onlarda kutsal Kur’an’ı överler. Onun buyruklarına göre davranırlar. Sözleri Kur’an’a uymayan aşığın sözüne itibar edilmez. Bilge kişi ham ile hası birbirinden ayırır, doğru yolu bulur Talip, pir rehber ve aşığın söylediklerini anlamazsa mürşid ve üstaddan öğrenip doğru yola gitmelidir. Ayetsiz, kitapsız söz söyleyip, nasihat eden pirin söylediği sözler geçerli değildir. Türkçe söz söylerse bir mürşitten alıp söylemesi gerekir. Söylenene sözün kesinlikle Kur’an’a uyması gerekir . Aşığın serveti altın ise Kur’an mihenk taşıdır, ustatlar sarraftır. Bir sarrafa altın getirildiğinde önce mihenk taşına vurur. Altınsa alır, değilse geri çevirir….İmam Cafer-i sadık buyruğundan...Alıntıdır....

Komentáře • 2