Serbest Piyasanın Ustaları: Adam Smith

Sdílet
Vložit
  • čas přidán 16. 05. 2024
  • Bu yıl da liberal değerleri tanıtmaya ve yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. FNF Türkiye Ofisi, Institute of Economic Affairs ve Learn Liberty işbirliğiyle hazırladığımız 50 videoluk "Liberalizm Atlası" projemizin ilk videosunu Türkçe dublajlı olarak sunuyoruz.
    Çeviri: Yaman Yıldırım
    Seslendirme: Prof. Dr. Bican Şahin
    Editör: Dr. Seval Yaman
    -------------------
    Serbest Piyasanın Ustaları: Adam Smith
    Adam Smith ekonominin babası olarak tanınıyor, ama çoğu insan bunun neden söylendiğini ve onun neden ünlü olduğunu bilmiyor. Bu biraz üzücü, çünkü Smith 250 yıl önce İskoçya’da yaşasa da fikirleri günümüzde hâlâ eşit derecede önemli ve güncel.
    Smith’in en önemli kitabı “Ulusların Zenginliğinin Doğası ve Sebepleri Üzerine Bir İnceleme”. Kitabın başlığına bir bakın. Smith devletlerin zenginliğinin ne olduğu ve bu zenginliğin nereden geldiği ile ilgileniyordu. Smith’in kitabı radikaldi. O, bir devletin servetinin bahsedilen devletin nüfusuna kayıtlı herkesin mal varlığına bağlı olduğunu savunan ilk kişilerden biriydi. Servet, ülkedeki tüm insanların hayat kalitesini arttırdığı için iyi bir şeydir. Ama belki de servetin en önemli özelliği, fakirlerin yoksulluktan kurtulmalarına yardım etmesidir.
    Adam Smith ekonomik ve sosyal değişimin çok hızlı olduğu zamanlarda yaşadı. Smith, bu değişimi iş bölümü ve ticaretin rolünü inceleyerek açıklamaya çalıştı. Ünlü bir örneğinde Smith, tek başına çalışan bir kişinin günde yirmi tane toplu iğne üretebilirken, 10 kişinin birlikte çalışarak tek günde 48 bin toplu iğne üretebileceğini söylüyordu. Bu, modern fabrika tekniklerinin kullanımıyla işçilerin yaptıklarında ustalaşmasını ve makinelerin kullanım alanlarının artmasını sağlıyordu.
    Belki daha önemlisi bilginin ayrışmasıydı. Bir konuda uzman olursak başka konulardaki uzmanlara da güvenebiliriz. Telefon gibi günlük kullandığınız bir nesneyi düşünün. Hiçbirimiz sıfırdan bir telefon üretemeyiz. Ama iş bölümü olan bir toplumda yaşadığımız için, birbirimizin uzmanlığına güvenerek benzer ürünlerin tadını çıkarabiliriz.
    Smith bu uzmanlık ağının hayatımızı nasıl iyileştirdiğini tarif etmek için bize telefon gibi aletlerin binlerce kişinin ortak çalışmasıyla hayata nasıl geçirildiğini resmediyor. Ürünü satan mağaza elemanını, telefonu birleştiren fabrika işçisini, plastik ve elektronik parçaların tedarikçilerini ve ham maddeleri taşıyıp markete getiren gemi mürettebatını anlatıyor. Yani tanıdığımız birkaç kişiyi telefonla aramak istediğimizde, bunu basitleştirerek mümkün kılan sayısız binlerce kişiye ihtiyacımız var.
    İş bölümü, insanın yeteneklerini ortaya çıkarır. Zenginliği arttırmanın yanında, bizi diğer insanlara da bağımlı kılar ancak iş bölümü piyasanın ne kadar geliştiğine bağlıdır. Mesela, doğada tek başıma yaşasaydım, kasap, fırıncı ve içki üreticisi olmak zorunda kalırdım. Piyasa ne kadar büyük olursa, uzmanlaşma kapsamı da o kadar geniş olur ve bireysel yeteneklerimizden ve elimizdeki kaynaklardan o kadar çok yararlanabiliriz. Smith aşina olduğumuz bir olguyu açıklıyor. Tüm insanlar daha iyi bir yaşam arayışıyla şehirlere taşınıyor. Ayrıca uluslararası bir iş bölümü de var. Smith bize, İskoçya'da şarap üretimine çaba harcayabileceğimizi, ancak bunun etkinsiz olacağını söylüyor. Viski ve yün gibi şeyleri üretmeye odaklanmanın çok daha verimli olacağını söylüyor. Neden yurtdışında daha ucuza alabileceğinizi kendiniz evde yapıyorsunuz ki bu, çabanın yanlış yönlendirilmesidir.
    Ticaret insanların başka bir özelliği ile de anlatılır: Refahımızı iyileştirme arzusu. Smith insanların doğasında açgözlülük olduğunu anlatmaya çalışmıyordu. İnsanların mevcut koşullarından hoşnut olmadıklarını, kendileri ve aileleri için her zaman daha iyi olanı yapmak istediklerini anlatıyordu. Smith istikrarlı bir yasal sistem altında kendi başlarına bırakılsalardı, insanların piyasada diğerleri ile rekabet ederek kendi koşullarındaki en üretken seçeneğe yönleneceklerini, piyasada birbirleriyle rekabet ederek daha etkili üretim yapabilecekleri alanları yaratacaklarını söylüyordu. Smith bunu, anlaşılması basit ve kolay olan doğal özgürlük sistemi olarak adlandırdı. Ama doğal özgürlük bazen politikacılar ve güçlü iş insanları tarafından engellenebilecek bir kavram. İş insanları kendilerini rekabetten korumak isterler ve bu korunmanın toplumsal çıkara hizmet ettiğine politikacıları ikna edebilirler. Ama çoğu zaman kararlar, uygulayanların aleyhine olur çünkü yapılanlar ticaretle uğraşan asıl kişilerin tercihlerinden asla daha iyi olamaz.
    Günümüzün küresel dünyasında Adam Smith’in iç ve dış ticaret üstüne olan çalışmaları, hayatlarımızı şekillendiren güçleri belirgin bir şekilde açığa vuruyor. Dünyaya baktığımızda yoksulluktan kurtulan milyonlarca Hindistanlı ve Çinli görebiliriz. Bu örneklerde Smith’in anlatmaya çalıştığı güçleri görebiliriz. Adam Smith içinde yaşadığımız dünyayı şekillendirdi. Bu dünyayı anlamaya başlamamızın en iyi yolu bu mütevazı İskoç felsefecinin yazılarını okumaktan geçer.
    Özgürlük Araştırmaları Derneği
  • Zábava

Komentáře • 1

  • @medrose13
    @medrose13 Před 21 dnem

    Çok güzel bir video olmuş, ellerinize ve ağzınıza sağlık