Ormancı Türküsünün Hikayesi

Ormancı Türküsünün acıklı hikayesi...
Tüm hikaye 1946 yılında muğla yatağanda geçmiştir. Bu hikaye Ağanın oğlu Mustafa, Ormancı ve
Köy Mustarı teyfiğin acı hikayesidir. Köyün en büyük eğlencelerinden biri mustafa ve Teyfiğin dama
oynamaları esnasında şakalaşmaları ve dalaşmalarıdır. Onlar dama oynamak için kahveye geldiğinde
tüm köy ahalisi kahve önünde onları izlemeye koyulur.
Yine günlerden bir gün Mustafa ve can dostu teyfik dama oynamak için köy kahvesinde buluşur.
İki arkadaş oyunlarına ve sohbetlerine devam ederken o sırada ormancı onlara doğru kör kütük sarhoş biçimde yaklaşır.
Olaydan bir gün önce Ormancı ve Muhtar tevfik arasında evrak işleri ile ilgili bir anlaşmazlık çıkmıştır.
Ormancı gelir gelmez Muhtar Teyfiğin tepesine dikilir ve hakaret etmeye başlar.
Teyfik her ne kadar yapma etme keyfimizi bozma dese ve tatlı dille de konuşsa da kör kütük sarhoş Ormancı laftan anlamaz ve dama masasına bir yumruk atar.
Bu duruma dayanamayan Mustafa ormancıya tokat atar ve ortalık iyice gerilir.
Gerginlik esnasında Ormancı çıkardığı kaması ile Mustafayı sol pazısından yaralar. Mustafa belinden çıkardığı silahı ormancı Mehmete doğrultur.
Araya girmek isteyen diyen teyfik silahın önüne geçer ve kasığından yaralanır. Teyfik kan bir anda kanlar içinde kalmıştır.
Bu sırada ormancı kaçar, mustafa peşinden birkaç el ateş eder. Ancak Ormancı Yaralanmış olsa da arka cebindeki
tabaka onun hayatını kurtarır.
Saat akşam 8 sularında yaralanan teyfik imkansızlıklardan dolayı muğla devlet hastanesine ancak saat gece 1 sularında yetiştirilmiştir.
Çok kan kaybetmiş olan Tevfik, hakkını bay mustafaya helal edip hayata gözlerini yummuştur.
Mustafa cezaevine, Teyvik mezara girmiştir. Ormancı ise başka bir yere tayin isteyip o köyden ayrılmıştır.
Bu acıklı hikayeyi Değirmenci tahir usta adlı kemancı bestelemiş ve bugün bizlere ulaşmasını
sağlamıştır.