MERYEMANA EVİNİN ESRARI

Sdílet
Vložit
  • čas přidán 5. 09. 2024
  • HZ. MERYEM ANA EVİ
    Meryem Ana Evi, Selçuk’a 9 km. uzaklıktaki Bülbül Dağı üzerinde bulunmaktadır. İsa’nın ölümünden 4 ya da 6 yıl sonra St. John’un Meryem Ana’yı Efes’e getirdiği bilinmektedir. 1891 yılında Lazarist papazlar Alman rahibe A.Katherina Emmerick’in rüyası üzerine Meryem Ana’nın son günlerini geçirdiği evin araştırmalar sonunda bu ev olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Bu olay Hıristyanlık dünyasında yepyeni bir buluş olmuş ve tüm dünya din alemine ışık tutmuştur. Haç planlı ve kubbeli olan bu yapı daha sonra restore edilmiştir. Müslümanlarca da kutsal sayılan evde Papa VI.Paul’un 1967 deki ziyaretinden sonra her yıl Ağustos ayının 15. gününden ayinler düzenlenmekte ve bu ayinler büyük ilgi görmektedir.
    MERYEM ANA’YA AİT EVİN YERİ
    Tarihin ve efsanelerin birbirine bağlı olan eserinde Gregoire de Tours (538-594), Efes yakınındaki bir dağda bulunan küçük kiliseden saygıyla bahseden ilk kilise yazarıdır. “Efes’e yakın bir dağın tepesinde, çatısız dört duvar vardır, Yuhanna bu duvarların iç tarafında oturmuştur” demektedir. Acaba seyahat eden kişilerin raporlarına istinaden mi bu küçük kiliseden bahsedilmeye başlandı?
    Böyle bir durumda ne çok çabuk doğrulayıcı, ne de şüpheci olmalı.
    Kırkıncelilerin (halen Selçuk’ta Şirince köyü) geleneklerine göre Efes’te Bülbül dağında Meryem’in oturduğu Ev’in mevcudiyetine inanırlardı. Bunlar Meryem Ana mevkiinden 17 km. uzaklıkta yerleşmiş ve her sene 15 Ağustos’ta (Meryem Ana’nın ölüm günü) ve Miraç’inin olduğuna inandıkları yerdeki mabedi ziyaret ederler idi. Meryem’in son günlerini Kudüs’te geçirdiğini savunan Ortodoks kilisesi ne bağlı olan bu Ortodoks köylülerinin ağzından, böyle bir doğrulamayı duymak şaşırtıcıdır. Maamafih bu Hıristiyanlar, Efes Hıristiyanlarından gelen kuşaklar olduğu ve çeşitli zulümler sırasında Efes’in doğusundaki dağlarda sığındıkları düşünürsek, ortada şaşırtıcı bir şeyin olmadığını kabul edebiliriz. Türk dilini konuşup, atalarının örf ve adetlerini korumuşlardı.
    Meryem Ana Ev’ini ziyaret günü dağda 5 saat yürüyüşü göze alan bu cesur insanlar, şüphesiz bunu ciddi bir nedene bağlıyorlardı. Bu hususta Mr. Poulin şöyle der: “Bu geleneği onlar icad etmedi. Bu gelenek onlara ne komşularından ne de Ortodoks kilisesinden gelmedi. Peki, ya kimden? Babalarından diye cevap verdiler. Bunu onlardan daha iyi bilen kimse

Komentáře • 10