Video není dostupné.
Omlouváme se.

Bireyin Kitlesel Baskıya Direnme İmkanı Birey ve Toplum Üzerine

Sdílet
Vložit
  • čas přidán 15. 03. 2024
  • Bireyin Kitlesel Baskıya Direnme İmkanı Birey ve Toplum Üzerine
    Müzakere Soruları:
    Ahlak sahasında insanın iradi eylemlerinin önemi nedir? Akletme süreci kötürüm hale getirilmiş insanlar ne tür sorunlar yaşarlar? Akademik ve analitik bir eğitimin insan hayatındaki yeri nedir? İnsanlar niçin diğer insanların yaşam biçimine karışırlar? Bir başkasının yaşam biçimine karışma girişimine kimi insanlar niçin karşı çıkmaz? İnsanlar bazı isteklerini niçin dinin arkasına sığınarak gerçekleştirmek isterler? Bireyin bir hakikat tasavvuruna sahip olmasının önemi nedir? Arap kültürünü din zannetmenin sonuçları nedir? Ahlak ve değerler sahasında baskı ve tahakküm yerine, irade ve özgürlüğü merkeze almanın önemi nedir? Akıl ve iradesini kullanma biçimlerine göre insanlar Farabi tarafından kaç gruba ayrılır?
    İnsan, tefekkür gücü sayesinde eylemlerinin arasında ilişki kurar ve bunun neticesinde iradi eylemlerde bulunur. İradi eylemler de yapılış amacına göre behimi ya da ilahi olabilir. İnsanın bu noktadaki görevi, elde ettiği suretleri doğru ve tutarlı bir akletme sürecinden geçirerek anlamlı hale getirmesidir. Bunu sağladığı takdirde eylemler arasında bir bütünlük ve insicam olacaktır, bu durumda kişi ilahi olana yönelecektir. Eğer kişi bu suretler arasındaki ilişkiyi anlamlandırmaz ve akletme ameliyesini geliştirmez ise bu durumda behimi eylemleri yapma arzusu kendisinde hâkim olacak ve insani erdemlerden uzaklaşarak hayvani mertebeye, hatta onun da aşağısına inebilecektir. Bu nedenle İslam filozofları bireysel olarak insanın gelişimini onun akıl ve ruh dengesini kurmasına bağlamıştır.
    Akletme süreci kötürüm hale getirilen insanların verdiği kararlar ise daha büyük sorunlara neden olacaktır. Bu noktada eğitim ve öğretimde bilgiye dayalı bir yöntemden bilginin nasıl kullanılacağına dayalı bir yöntemi benimsemek daha uygun olacaktır. Dil, düşünce ve mantık ilişkisini doğru temeller üzerinde kuramamış insanların yapacağı tercihler ve kararlar bireysel ve toplumsal hayatımızdaki düzeni bozacak ve telafisi çok daha zor süreçlere götürebilecektir. Bireyin inşası noktasında yapmamız gereken en önemli husus, bütün eğitim sürecimizin rasyonel temel üzerine, yani tefekkür gücüne dayalı olarak bina etmektir. Bu nedenle hayatın içerisinde eğitim ve öğretim yoluyla olgunlaştırılan akletme ameliyesi, bir bütünlük içerisinde değerlendirilip, tutarlılık ve tutarsızlık noktasından incelenmelidir.
    Düşünme ve sorgulamadan uzak bir ahlak tasavvuru bina ederek bir takım insanların başkalarının yaşam alanlarına müdahil olmak, onları yönlendirmek, kendi istediği düzlemde hareket ettirmek gibi bir takım gayelerinin olduğunu görebiliyoruz. Bu gayeler, kimi zaman cehaletten, kimi zaman da kişiyi kullanma amaçlı ortaya çıkmaktadır. Bu talepte bulunanlar, ister aileden olsun ister çevreden olsun insanların kendileri olmalarına müsaade etmeyen, dayatmacı ve baskın karakterli kişilerdir. Bunların karşısındakine olan tahakküm isteği karşıdaki insanın kişilik ve karakter gelişimini felce uğratmakta, sağlıklı kararlar alamamasına sebebiyet vermektedir. Bunu yaparken de iyilik adına ve dini kisve ile yaklaştığı için karşıdaki insan buna direnememekte ve boyun eğmektedir.
    Bu noktada yapılan haksız ve hukuksuz müdahalelere karşı durabilmek için bir hakikat tasavvurunun ortaya çıkması gerekmektedir. İslam ahlak felsefesinin ve İslam filozoflarının ahlak ve değerler sahası ile amaçladıkları da bu bilinç halidir. Bu nedenle İslam ahlak ve değerler sistematiğinden haberdar ve bu ilkeleri benimsemiş birisinin haksız ve hukuksuz işlere hayır diyebilmeyi öğrenmesi gerekmektedir. Çünkü insanlar iyilik yapamayabilir, ancak kötülükten uzak durmayı başarmak zorundadır. Onun için haksız ve hukuksuz işlere karşı hayır diyebilmeyi başarabilen insanlar hayatta daha mutlu ve daha kararlı olurlar. Bu insanlar etrafındaki insanlar tarafından kimi zaman tehdit olarak da algılanabilir. Hayır demek, toplum tarafından bir ukalalık, bir kendini bilmezlik ve her şeye muhalefet şeklinde anlaşılabilir. Ancak bizim burada kastettiğimiz hayır diyebilme becerisi, kişinin karakterinin, ahlakının ve aklının olgunluğunun derecesiyle alakalı bir durumdur. Yoksa bu akli ve iradi süreçten geçmemiş her şeye itiraz eden alt yapısı bozuk bir itiraz değildir.
    Kişinin ahlak ilkelerini bütüncül olarak kavraması “sakınanlar için bir öğüt” olan Kur’an ilkelerini ve Hz. Peygamberin bu ilkeleri hayata aktarımından oluşan rol modelliğini/üsvetün hasene olmasını da doğru anlamasına ve anlamlandırmasına yardımcı olacaktır. Bugün İslam ahlakının bir unsuru olarak sunulan pek çok husus Kur’an ve peygamber tasavvurundan uzak Arap kültürünün ve aklının şekli unsurlarına dayanmakta; Kur’an’ın ve Allah Rasulünün bu noktadaki örnekliği göz ardı edilmektedir.
    #seslimakale #kitap #islam #ahlak

Komentáře •