Kuantum Fiziğinde Rastgelelik İkilemi
Vložit
- čas přidán 2. 02. 2024
- Rasgeleliğe rağmen kuantum fiziği akılalmaz hassas tahminler yaparken kullanılabiliyor. Elimizdeki en güvenilir teorilerden birisi. Hatta ta kendisi. E bu nasıl oluyor peki? Tahmin edilemez bir evren nasıl bu kadar güvenilir olabiliyor? Gelin bakalım.
“Her zaman olduğu gibi tekrar görüşene dek iyiki varsınız” Bu da ne demek şimdi? Görüşmesek yokmuyuz? Biz schödinger’in kedisi miyiz? 😃😃 Videoların vedası bile süper pozisyon
Şu yorum da video kadar keyifliydi😂
Bu çok iyi 😂😂😂
İyi bir fizikçi olma hedefiyle her gün 12 saatlik çalışma yayınları açıyorum. Bugün 104. gündeyim zinciri kırmadan yıllarca devam etmeyi planlıyorum. Bilimsever arkadaşlar, gelin birbirimize destek olup birlikte çalışalım beraber gelişelim 🪐
Abone oldum neler yapıyorsun mesela ve hangi bölümü okudun
@@Yksbittt YKS ye hazırlanıyorum :)
üniversite hedefiniz nedir
@@bilim.yolcusu bende mezun senem başarılar dilerim 🙏
@@ikiyekatlananparsomen ODTÜ Fizik
Uzun zamandir bekliyordum bu konuyu sizden dinlemek çok zevkliydi tesekkürler
*_Hep denk gelen hiç tesadüf denir mi?_*
Harika bir konuydu Hayat dersi gibiydi gerçekten çok teşekkürler Bu bilgilere nasıl ulaşabildiğinizi merak ettim
Hocam sizi dinlerken hala umut var diyorum abone sayısına ve yorumlara bakınca iyiki varsın saygılar
Çok güzeldi teşekkürler.👍👍👍
Rica etsem kuantum fiziği ve klasik fizik üzerine her gün vide paylaşır mısınız? Doymuyorum da
Yine aydinlandik, teşekkürler
teşekkürler😊😊
Kuantum mekaniği/fiziği üzerine bu tarz daha çok video olsun lütfen (not: bu kanaldaki öncekilerin tamamını izlemiş biri olarak rica ediyorum) :)
Bu kanal video atınca yüzüme hemen bir gülümseme geliyor. Her gün kontrol ediyorum yeni bir video var mı diye. Muhteşem! ❤
Şimdi video ile bunun ne alakası var.
@@mehmetguvenc1426 Evet kardeşim sensin 👍
@@mehmetaliarslan963 internet ağzıyla konuşma. Kendi kişiliğini oturtmanı tavsiye ediyorum
şu havakente aşırı pozitifleştim var ya sırf böyle bilim kanallarına sponsor olanlar kazansın diye havakentten birşey alabilsem alırım vallahi!
Video hızlandırılmış mı? Yoksa bana mı öyle geliyor?
Saygı Değer Administer Cengiz Bey Şahsen Bulutlu Pazar Gününün Hüznü Yerine Güneşli Bilim Yayını Harikulade Etkileyici Olduğunu Belirtmek İsterim ... Şimdiden Emeklerinize Sağlık Her Daim Bilgilendirici Ve Akademik İçerikli Yayınların Devamını Dört Gözle Bekliyoruz ...
Ne işsiz boş adamsın ya. Her videonun altına iki kelime saçmalamak için hazır ol vaziyette bekliyosun.
Tek bildiğimiz aslında hiçbir şey bilmediğimiz, bildiğimizi sandığımız şeyler kadar biliyoruz. Olduğunu bilmek ama neden olduğunu bilmemek insanı delirtiyor. O yüzden çokta şaapmamak lazım. :)
Videoları neden hızlandırıyorsunuz?
Kral Terminatör filmindeki Skynet hakkında gerçekçilik payı varmıdır. Bununla alakalı video beklerizzzzz
Güzel olmuş teşekkürler
Allah hiç bir şeyi ihtimale ve rastgele bir durumda bırakmaz hâşâ..Allah her şeyin hesabına muktedir ve yarattığı her şey sıfır hata ile gerçekleşir..Çünkü O Âlim sıfatı sahibidir..Her şeyi bilendir
Yav bırakın boş yapmayı Allah insanı yaratdiysa ve mükemmel yarattı dersiniz neden sünnet oluyorsunuz yeter bir susun
Bir Pazar Klasiği 👏👍
mükemmel video
"Enerji ve kütle aynıdır."'dan yola çıkarsak kütlenin çoğunun enerjileştiği ve o yüzden etkilerin o alanda tek yer dışında hacimsel olduğu yorumundan devam edersek yaptığımız ölçümle de o taneciği belli duruma indirgediğimizde atomaltı ölçekte sınırsıza yakın bir olasılık denizi elde ettiğimiz yorumunu anlayabiliriz ama tam değil.. işlevi öyle gibi :))
"Tanrı zar atmaz." demiş Einstein hocamız ve evet, bir elektronun hangi orbital üzerinde bulunduğunu fakat bulunduğu orbital üzerindeki kesin konumunu tespit edemeyişimiz bu sözü "geçici" olarak geçersiz kılmış olabilir. Burada "geçici" diyorum çünkü hesap metotlarımız yanlış olabilir. Böyle bir durumda Einstein hocamızın bu sözü geçerliliğini koruyacaktır.
Katılıyorum
Bencede. Kuantum dolanıklığında bile haklı olabilir. Çünkü iki elektron dolanık yapılırken hangi zamanda hangi ters olarak yönde olacakları proglanmış olabilir.
Kuantum mekaniğinin henüz yüzde biri ancak keşfedilmiştir. Daha atom altı parçacıkların sayısı bile tam olarak bilinmiyor: Bilim adamları, yanlış hatırlamıyorsam 40'ın üzerinde daha keşfedilmemiş atom altı parçağın olması gerektiğini tahmin ediyorlar. Dolayısıyla bu çok kısıtlı olan bilgiler ile bir sonuca varmak asla doğru değildir. Yani resmin çok küçük bir pikseline bakarak koskoca resim hakkında "bu böyledir" diye, yorum yapmak tutarlı ve objektif bir yaklaşım olmaz - olamaz. Uçsuz bucaksız okyanusun küçük bir damlasına bakarak okyanus hakkında kesin bilgiye ulaşılmış gibi açıklamalar yapmak derece mantıklıdır ?
Hatta kuantum mekaniğindeki bu çok kısıtlı bilgileye rağmen, bazı kimseler kuantum mekaniğini dayanarak kainatta hiçbir düzen yoktur diyebiliyorlar. Halbuki, güneş hergün saniyesi saniyesine doğudan doğuyor ve saniyesi saniyesine yine batıdan batıyor. Ben bu yazıyı yazarken klavyemdeki atomlar fizik kurallarına tam bir şekilde uyuyor, klavyemdeki atomlar bir dağılıp bir birleşmiyor veya bir anyaya bir Konya'ya giderek benim klavyeyi kullanmama engel olacak bir durum teşkil etmiyor.
Düzensiz denilen şeylerden mucizevi bir şekilde muhteşem bir düzen ve şekilli, simetrik canlılar yaratılıyor ve güneş sistem gibi sistemler var ediliyor..
Yani kısacası, ortaya çıkan sonuç tam ve uyumlu bir düzendir. Ve var olan bu düzenin kanıtıi ise fizik, kimya, astronomi, matematik, jeoloji gibi vs.. bilim dallarıdır. Bir düzen olmasaydı bu bilim dallarıda olmazdı.
Mesela, bir kalemi elimizden her bıraktığımızda yere düşer ; eğer kalemi elimizden bıraktığımızda yere düşmeyip te, rastgele bir sağa, bir sola, bir yukarı, bir aşağı, bir sol çapraza vs... gitseydi böyle bir ortamda hangi bilimden, hangi akıldan, hangi mantıktan söz edilebilird ? Aslında böyle bir ortamda hayat bile olmazdı, neyse fazla uzatmayalım
----------------------------
Son olarak bu konuda bir alıntı paylaşayım.
ALINTI
1932 yılında kuantum mekaniğini bulmasıyla Nobel ödülü alan Werner Heinsenberg bu noktayı şöyle dile getiriyor: "Tabiat bilimlerinin tasından ilk içme ateist yapar, ama tasın altında Tanrı hazırdır."
Daha önceleri materyalizmin çıkışıyla birlikte kâinatı madde tabanlı kabul ediyorduk. Kuantum dinamiği bulunduktan sonra materyalizm altüst oldu. Kâinatın madde tabanlı değil, enerji tabanlı olduğu anlaşıldı. Enerji tabanlı olması demek, ilk önce bilgi gerekiyor ondan sonra enerji gerekiyor, ondan sonra da madde gerekiyor yani önce matematik var, sonra fizik var, ondan sonra kimya var ve ondan sonra biyoloji var. Bilimler hiyerarşisi olarak düşündüğümüz zaman böyle sıralamak gerekiyor.
Bu durumda önce bilgi var ama hâlbuki diyalektik materyalizm, “Önce madde var, maddeye tepki olarak diyalektik olarak somut bilgi, somut madde soyut bilgiyi ortaya çıkarmıştır.” diyor, ama kuantumdan sonra görülüyor ki önce bilgi olması gerekiyor. DNA önce bilgi olması gerektiğini gösteriyor.
Önce ilim lazım ondan sonra kudret lazım, irade lazım. Kuantum tezi enerji tabanlı tezi bunu söylüyor, zekâ hesaplamalı nörobilim bizde önce hesap var, daha sonra uygulama var diyor ve eylem var, tarzında söylüyor. Şimdi burada bir çocuğu görüyorsunuz taşa öyle bir dokunuyor ki taşı canlı zannedecek, başını kaldırıp konuşacak gibi bakıyor. Çünkü 2-3 yaşlarında bir çocukta daha soyut düşünce gelişmemiş, somut düşünüyor. Çocuk gerçekliği soyut düşünmeyi 5-6 altı yaşlarında öğrenmeye başlıyor. O yüzden hayvanları konuşturuyor. Soyut kavramları sonradan öğreniyor beynimiz. 0-6 yaş aralığında öğrendiğimiz bilgi, insanın hayatı boyunca öğrendiği bilgilerden daha çok. Biz soyut bilgileri çevreden sosyal yollarla öğreniyoruz.
İnsan, gerçekliği doğuştan değil, doğduktan sonra öğreniyor. Mesela, bir çocuk eline bir bardak su alıyor. Suyu yere döküyor, biz yaramazlık yapıyor zannediyoruz, aslında çocuk yerçekimine karşı kaslarını güçlendiriyor. Yerçekimi olmayan ortamda büyüyen çocuk yürümeyi öğrenemez, yürümeyi bile beyni sonradan öğreniyor.
Kaynak : Sorularla İslamiyet.
Tanrı yok ki zar atsin
30 sene evel bu quantum denen çılgınlıkla ilk karşılaştığımda.. bir şişe rakıyı susuz içmişim gibi bir hisse kapıldım.. hala ayılmaya çalışıyorum.. sonra nemi yaptım.. evrenin en uzak noktasındaki iki fotonun dolanıklığı sağlayan iletkenliğin sadece big-bang anından itibaren özgür kalan evrenin toplam kütle çekiminin uzayın taa kendisi olduğuna karar verdim.. boylece taşlar yerine oturdu ve bende susuz rakının etkisinden kurtuldum..
Kuantum fiziği,herşeyin mümkün olduğu ,sonsuz ihtimaller demektir, yani asla bir bitiş ve yok oluş söz konusu dahi değildir.
O zaman gerçeklik değil ki bu, olasılıklar. Neden anlamıyor insanlar anlamıyorum
Bilim adamlarının bu gizli değişkenleri neden halen tartışıp duruyor anlamış değilim. Değişkenin kendisi de bir dalg fonksiyonudur. Bell'in çizdiği diyagramlarda bu açıkça görünüyor. Praçacıkların başlangıç faz açıları dalga fonksiyonuna göre bir dağılım gösteriyor. Bir anlamda evren kendisi yani evrenin görültüsü doğal bir değişken olarak oluşan her parçacıgın başlangıç faz açısını, polarizasyon açısını ve spin yönünü belirliyor.
Diyelim ki, Kuantum alanı ve parçacıkları simüle edeceğimiz bir yazılım yazıyoruz. Gizli değişken olarak dalga fonksiyonun olasılık dağılımına göre parçacıklara başlangıç değerleri atayacak şekilde onları başlatırsak bu simülasyonun doğru çalışması için yeterli olacaktır. Gizli değişkenin dalğ fonksiyonun olasılık dağılımı olması neden yeterli bir cevap değil. Yada gizli değişkenin dalğa fonksiyonun olasılık dağılımı oldugunu benden başka fark eden mi olmadı?
Nasıl oluyor o
😂😅
@@NataliaEmaova-ws7vbGerçeklik nedir?
Konuşma neden hızlandırılmış ki
Gizli değişken dediğiniz sanırım yaratıcının varlığının kanıtı
rasgelelikler ve tesadüfler...anlamadıklarımızdır
Harika içerikler için çok teşekkürker. Arkadaki müzik sesini kısabilirmisiniz. Sadece anlattıklarınızı anlamaya daha çok odalanmak istiyorum. Müzik dikkati dağıtıyor.
Bir olayı olasılık olarak tanımlamak,oluşumunu açıklayacak bilgim yok demenin başka bir yolu.Rastgele olay oluşmaz,matematik sonucu olayı ortaya çıkar.Biz gerekli formülü şimdilik bilmediğimiz için rastgele adını veriyoruz.Gerekli bilgi ve bilim düzeyine ulaştığımızda olay ufkunu açıklayabileceğiz.
Albert te aynı düşünüp tanrı zar atmaz demişti. Ama yanıldığı ortaya çıktı(2022nobel)
Her şey her an degişebilir biliyorsun.@@dizayndizayn3157
Yanıldığı kesin bile değil, daha hiç bir şey belli değil tamamen@@dizayndizayn3157
Kuantum mekaniğinin henüz yüzde biri ancak keşfedilmiştir. Daha atom altı parçacıkların sayısı bile tam olarak bilinmiyor: Bilim adamları, yanlış hatırlamıyorsam 40'ın üzerinde daha keşfedilmemiş atom altı parçağın olması gerektiğini tahmin ediyorlar. Dolayısıyla bu çok kısıtlı olan bilgiler ile bir sonuca varmak asla doğru değildir. Yani resmin çok küçük bir pikseline bakarak koskoca resim hakkında "bu böyledir" diye, yorum yapmak tutarlı ve objektif bir yaklaşım olmaz - olamaz. Uçsuz bucaksız okyanusun küçük bir damlasına bakarak okyanus hakkında kesin bilgiye ulaşılmış gibi açıklamalar yapmak derece mantıklıdır ?
Hatta kuantum mekaniğindeki bu çok kısıtlı bilgileye rağmen, bazı kimseler kuantum mekaniğini dayanarak kainatta hiçbir düzen yoktur diyebiliyorlar. Halbuki, güneş hergün saniyesi saniyesine doğudan doğuyor ve saniyesi saniyesine yine batıdan batıyor. Ben bu yazıyı yazarken klavyemdeki atomlar fizik kurallarına tam bir şekilde uyuyor, klavyemdeki atomlar bir dağılıp bir birleşmiyor veya bir anyaya bir Konya'ya giderek benim klavyeyi kullanmama engel olacak bir durum teşkil etmiyor.
Düzensiz denilen şeylerden mucizevi bir şekilde muhteşem bir düzen ve şekilli, simetrik canlılar yaratılıyor ve güneş sistem gibi sistemler var ediliyor..
Yani kısacası, ortaya çıkan sonuç tam ve uyumlu bir düzendir. Ve var olan bu düzenin kanıtıi ise fizik, kimya, astronomi, matematik, jeoloji gibi vs.. bilim dallarıdır. Bir düzen olmasaydı bu bilim dallarıda olmazdı.
Mesela, bir kalemi elimizden her bıraktığımızda yere düşer ; eğer kalemi elimizden bıraktığımızda yere düşmeyip te, rastgele bir sağa, bir sola, bir yukarı, bir aşağı, bir sol çapraza vs... gitseydi böyle bir ortamda hangi bilimden, hangi akıldan, hangi mantıktan söz edilebilird ? Aslında böyle bir ortamda hayat bile olmazdı, neyse fazla uzatmayalım
----------------------------
Son olarak bu konuda bir alıntı paylaşayım.
ALINTI
1932 yılında kuantum mekaniğini bulmasıyla Nobel ödülü alan Werner Heinsenberg bu noktayı şöyle dile getiriyor: "Tabiat bilimlerinin tasından ilk içme ateist yapar, ama tasın altında Tanrı hazırdır."
Daha önceleri materyalizmin çıkışıyla birlikte kâinatı madde tabanlı kabul ediyorduk. Kuantum dinamiği bulunduktan sonra materyalizm altüst oldu. Kâinatın madde tabanlı değil, enerji tabanlı olduğu anlaşıldı. Enerji tabanlı olması demek, ilk önce bilgi gerekiyor ondan sonra enerji gerekiyor, ondan sonra da madde gerekiyor yani önce matematik var, sonra fizik var, ondan sonra kimya var ve ondan sonra biyoloji var. Bilimler hiyerarşisi olarak düşündüğümüz zaman böyle sıralamak gerekiyor.
Bu durumda önce bilgi var ama hâlbuki diyalektik materyalizm, “Önce madde var, maddeye tepki olarak diyalektik olarak somut bilgi, somut madde soyut bilgiyi ortaya çıkarmıştır.” diyor, ama kuantumdan sonra görülüyor ki önce bilgi olması gerekiyor. DNA önce bilgi olması gerektiğini gösteriyor.
Önce ilim lazım ondan sonra kudret lazım, irade lazım. Kuantum tezi enerji tabanlı tezi bunu söylüyor, zekâ hesaplamalı nörobilim bizde önce hesap var, daha sonra uygulama var diyor ve eylem var, tarzında söylüyor. Şimdi burada bir çocuğu görüyorsunuz taşa öyle bir dokunuyor ki taşı canlı zannedecek, başını kaldırıp konuşacak gibi bakıyor. Çünkü 2-3 yaşlarında bir çocukta daha soyut düşünce gelişmemiş, somut düşünüyor. Çocuk gerçekliği soyut düşünmeyi 5-6 altı yaşlarında öğrenmeye başlıyor. O yüzden hayvanları konuşturuyor. Soyut kavramları sonradan öğreniyor beynimiz. 0-6 yaş aralığında öğrendiğimiz bilgi, insanın hayatı boyunca öğrendiği bilgilerden daha çok. Biz soyut bilgileri çevreden sosyal yollarla öğreniyoruz.
İnsan, gerçekliği doğuştan değil, doğduktan sonra öğreniyor. Mesela, bir çocuk eline bir bardak su alıyor. Suyu yere döküyor, biz yaramazlık yapıyor zannediyoruz, aslında çocuk yerçekimine karşı kaslarını güçlendiriyor. Yerçekimi olmayan ortamda büyüyen çocuk yürümeyi öğrenemez, yürümeyi bile beyni sonradan öğreniyor.
Kaynak : Sorularla İslamiyet.
Einstein yanılmadı asla kabul etmiyorum Sadece bilgisi artık yetersiz kalmaya başladı Yeni ufuklar açılınca bilgiye ulaşacağız Rastgele diye birşey yok yok asla
Bu olasılığı oluşturan şey nedir
Belki bu sonucu gözlemlemek için 4. boyuta ihtiyaç varsa
Aklıma maç sonucu için "ya yeneriz, ya yeniliriz, ya da maç merabere biter" diye yazan taraftar ve ertelenen maç geldi 😆
Peki ya iptal olsa ve hiç oynamayacak olsa buda farklı bir durum
Çpk guzel
👌👏🏻👏🏻👏🏻🍀
Yine haklı çıkarsa şaşırmam
Peki bu kuantum belirsizliği nedensellik ilkesine aykırı değil mi?
👍👏🙏
👍👍👍
04:15 araba öğreniği baya iyi elektrik dersinde akımın geçişi gibi
very good
👍👍💐💐
👍
Sonunda kuantum serisinden video gelmiiş 😊
Abi 2x açık kaldı sandım o nasıl konuşma telefonun ayarlarıyla oynadım
Bu denli (bence) karmaşık konuyu hiçbir kılçık bırakmadan anlattınız.
❤
VOYAGERE ATOM PİL TAKILMIŞ YILLAR ÖNCE NİÇİN ARAÇLARA TAKMIYORLAR ŞU ANKİ TEKNOLOJİYLE ANLIYAMIYORUM
O radyo aktif pil
rastgelelik çok rahatsız edici bir durum. umarım gizli değişken bulunur.
Ben rastgele olduğuna inanmıyorum, kainat gercektende neden sonuç ilişkisine bağlıdır bu determinizm den bahsettiğim bir konu değil çünkü kuantum mekaniğinde kesfedilmemis farklı kanunların olduğunu ve bunlarla bağlantılı olduğunu düşünüyorum
KUANTUM SERİSİNE DEVAMM
Demek ki boşuma dememişim başka bir evrem de seninle olma ihtimalimiz war 😊
❤❤❤❤❤❤
Arayin arayin bulursunuz😂 nafile cabalar
❤❤🎉🎉
Bu bize bütün kainatın ama mekanıyla ama zamanıyla tüm bir bütün olarak "kün de yekün" o ol derse olur. Şeklinde yüce bir yaratıcı (Allah) tarafından kusursuz şekilde yaratıldığının en açık göstergesidir. Kainatın işleyişinin de sadece kendi elinde olduğunun göstergesidir. Amenna ve saddakna
O zaman Zarlar Atılsın...
Emeğinize sağlık 🤗
Üç durum birden yaşanır
Niye dört degil
Çünkü boyutla ilgili
Dördü zamandır
Üç durumu yaşatan zaman olduğu için
Niye üç durum yaşanır sıfır noktası olduğu için mekanda ya var olursun ya yok olursun yada tam sıfırda isen hem var hem yok olursun
Bunu yaşatan zamandır
Çünkü sıfır da üç itimal da durmak zorundadır
O yüzden rast gele ve kesinlik olasılıkları
Üç durumdaki gibi var olma zorundadır
Diye düşünüyorum
Kuantum mekaniği isminin anlamı gibi bütün olasılıkları hesaplıyor. Burdan bu sonuç çıkıyor. Fakat biz insanlara gösterdiği en kesin olası olasılık. Belki kesinlik dediğimiz kavramı biz tam olarak algılayamıyoruz.
Abi çok hızlı konuşuyorsun. 0.75 aldım ki anlayabileyim
Bir zamanlar da maddenin en küçük yapı taşı atomdur deniliyordu şimdi daha küçük parçalara inebildik. Bu kesin olarak bilinemez demek yerine bilimsel bir ifadeyle olayı şuan ki bilgilerimizle çözemedik demek daha doğru bir ifade olsa gerek. Gelecekte bu olayın rastgele değil de bir formüle bağlı olduğunun söylenebilmesi her zaman olasılık dahilinde bir konudur.
Aynen kardeşim elinize sağlık, size katılıyorum.Kuantum mekaniğinin henüz yüzde biri ancak keşfedilmiştir. Daha atom altı parçacıkların sayısı bile tam olarak bilinmiyor: Bilim adamları, yanlış hatırlamıyorsam 40'ın üzerinde daha keşfedilmemiş atom altı parçağın olması gerektiğini tahmin ediyorlar. Dolayısıyla bu çok kısıtlı olan bilgiler ile bir sonuca varmak asla doğru değildir. Yani resmin çok küçük bir pikseline bakarak koskoca resim hakkında "bu böyledir" diye, yorum yapmak tutarlı ve objektif bir yaklaşım olmaz - olamaz. Uçsuz bucaksız okyanusun küçük bir damlasına bakarak okyanus hakkında kesin bilgiye ulaşılmış gibi açıklamalar yapmak ne derece mantıklıdır ?
Hatta kuantum mekaniğindeki bu çok kısıtlı bilgileye rağmen, bazı kimseler kuantum mekaniğini dayanarak kainatta hiçbir düzen yoktur diyebiliyorlar. Halbuki, güneş hergün saniyesi saniyesine doğudan doğuyor ve saniyesi saniyesine yine batıdan batıyor. Ben bu yazıyı yazarken klavyemdeki atomlar fizik kurallarına tam bir şekilde uyuyor, klavyemdeki atomlar bir dağılıp bir birleşmiyor veya bir anyaya bir Konya'ya giderek benim klavyeyi kullanmama engel olacak bir durum teşkil etmiyor.
Düzensiz denilen şeylerden mucizevi bir şekilde muhteşem bir düzen ve şekilli, simetrik canlılar yaratılıyor ve güneş sistem gibi sistemler var ediliyor..
Yani kısacası, ortaya çıkan sonuç tam ve uyumlu bir düzendir. Ve var olan bu düzenin kanıtıi ise fizik, kimya, astronomi, matematik, jeoloji gibi vs.. bilim dallarıdır. Bir düzen olmasaydı bu bilim dallarıda olmazdı.
Mesela, bir kalemi elimizden her bıraktığımızda yere düşer ; eğer kalemi elimizden bıraktığımızda yere düşmeyip te, rastgele bir sağa, bir sola, bir yukarı, bir aşağı, bir sol çapraza vs... gitseydi böyle bir ortamda hangi bilimden, hangi akıldan, hangi mantıktan söz edilebilird ? Aslında böyle bir ortamda hayat bile olmazdı, neyse fazla uzatmayalım
----------------------------
Son olarak bu konuda bir alıntı paylaşayım.
ALINTI
1932 yılında kuantum mekaniğini bulmasıyla Nobel ödülü alan Werner Heinsenberg bu noktayı şöyle dile getiriyor: "Tabiat bilimlerinin tasından ilk içme ateist yapar, ama tasın altında Tanrı hazırdır."
Daha önceleri materyalizmin çıkışıyla birlikte kâinatı madde tabanlı kabul ediyorduk. Kuantum dinamiği bulunduktan sonra materyalizm altüst oldu. Kâinatın madde tabanlı değil, enerji tabanlı olduğu anlaşıldı. Enerji tabanlı olması demek, ilk önce bilgi gerekiyor ondan sonra enerji gerekiyor, ondan sonra da madde gerekiyor yani önce matematik var, sonra fizik var, ondan sonra kimya var ve ondan sonra biyoloji var. Bilimler hiyerarşisi olarak düşündüğümüz zaman böyle sıralamak gerekiyor.
Bu durumda önce bilgi var ama hâlbuki diyalektik materyalizm, “Önce madde var, maddeye tepki olarak diyalektik olarak somut bilgi, somut madde soyut bilgiyi ortaya çıkarmıştır.” diyor, ama kuantumdan sonra görülüyor ki önce bilgi olması gerekiyor. DNA önce bilgi olması gerektiğini gösteriyor.
Önce ilim lazım ondan sonra kudret lazım, irade lazım. Kuantum tezi enerji tabanlı tezi bunu söylüyor, zekâ hesaplamalı nörobilim bizde önce hesap var, daha sonra uygulama var diyor ve eylem var, tarzında söylüyor. Şimdi burada bir çocuğu görüyorsunuz taşa öyle bir dokunuyor ki taşı canlı zannedecek, başını kaldırıp konuşacak gibi bakıyor. Çünkü 2-3 yaşlarında bir çocukta daha soyut düşünce gelişmemiş, somut düşünüyor. Çocuk gerçekliği soyut düşünmeyi 5-6 altı yaşlarında öğrenmeye başlıyor. O yüzden hayvanları konuşturuyor. Soyut kavramları sonradan öğreniyor beynimiz. 0-6 yaş aralığında öğrendiğimiz bilgi, insanın hayatı boyunca öğrendiği bilgilerden daha çok. Biz soyut bilgileri çevreden sosyal yollarla öğreniyoruz.
İnsan, gerçekliği doğuştan değil, doğduktan sonra öğreniyor. Mesela, bir çocuk eline bir bardak su alıyor. Suyu yere döküyor, biz yaramazlık yapıyor zannediyoruz, aslında çocuk yerçekimine karşı kaslarını güçlendiriyor. Yerçekimi olmayan ortamda büyüyen çocuk yürümeyi öğrenemez, yürümeyi bile beyni sonradan öğreniyor.
Kaynak : Sorularla İslamiyet.
Barış özcan
Evrim ağacı
Bebar bilim her pazar ortak söyleşi gibi yayın yapsanız keşke
Evet bilim aşıkları söyleyin bakalım ışıktan hızlı 3 şey nedir?
Algoritma için 👋
Bence gizli deisken kesinlikle olmali , sorun onu daha kesfedemedik .
Rastgele değilse asıl gözlemci mi yönetiyor acaba. Sonuç ne çıkacak çok merak ediyorum. Elektronlar kadar akıllı olamadık ya....Emeğinize sağlık 🙏
Uçuk bir fikir olabilir ama bilim durağan ve bağnazı pek sevmez. Kanımca “belirsizlik” var olan bilgilerimiz ve tahmin yeteneğimiz ölçüsünde bir karmaşa yaratıyor ama önümüzdeki yüzyıllarda araştırmalar ve zihniyet; kuantum evrenine yönelik, alışılmışın dışında yorumlar geliştirdikçe modern fizik modern çağdaki insanlar için şimdiki klasik fizikle eşdeğer olacaktır.
Einstein haklı çıkarsa hiç şaşırmam. Bence de tanrı zar atmaz. Kuantumun gizemini çözemediğimiz için illüzyonuna kapılıyoruz ama bir gün bu illüzyonun hilesini anlayacağımızı ümit ediyorum. Bunun bize bir faydası olur mu bilmem ama merak duygusu çıkarlara uymak zorunda değil.
Aklın olduğu yerde her şey susar ve sanatkarı arar .
öfff bir bitmediniz amk
Einstein her halükarda haklı çıkıyor. Çünkü ortada bir zar atma varsa, bu insanlar için (kesinliğe) belirsizlik ya da sınırlı olasılık anlamı içerir. Ancak Tanrı kavramı, geleceği de, geçmişi de yaratan bir kavramdır. Bu durumda olasılıklar içinde bize göz kırpan Einstein değil, Tanrı'nın kendisidir! Sevgiler Bebar Bilim :(
Admin İbni Arabi okusan çarpılırsın net, bir fizik var bir de metafizik.. Kurandaki Musa/Hızır kıssası mesela... Biraz da İslam alimlerini/bilim adamlarını incelesen puzzle tamamlanacak
Ne alaka?
@@harunkucuk_ adınızın başındaki psk eğer psikoloji ile ilgili olduğunuzu işaret ediyorsa Mustafa Merter 900 katlı insan kitabını okuyun... Bu herkesin kuramadığı alaka...
Einstein Newtonu alt ettiğinde Newton yanıldı demedi kimse
Bilgilere erişim kısıtlı olduğu için ulaşmak çok uzun sürüyor mevzu bu Einstein yanıldı diye birşey yok
Rastgele diye bir şey yok
Teknolojimiz henüz çözmeye yetmiyor
Hiçbirşey rastgele meydana gelmez, reaksiyon göstermez. Zira sonuçların hiçbirisi rastgele değildir.
Aslında kuantum fiziği determinizmin en büyük destekcisi. Sadece, bunu çok az kişi anlıyor. Bir şeyin sağa mı sola mı düşüceğini bilmiyor ama ne oranlarla düşeceğini biliyor ki bu çok daha kesin bir yargıdır.
Albert Einstein nın tanrı zar atmaz sözü tamamen yanlış değil bence . Evrende kuantum boyutunda belirsizlik hakimse ve bu ancak gözlemci olduğunda kesinleşiyorsa ve eğer tanrı varsa bu evrenin gözlemcisi var demek değil midir?
Tesadüfe inanan insanların bilimden akıldan dem vurması da çok komik
Bebar bilim, seni 2020 pandemi oncesinden takip ediyorum o zamanlar galiba* hatirladigim kadariyla 50-100 K takipcin vardi bir ara cok zipladi suan 1.14m cok iyi allah daha cok versin de... galiba abi bunlarin %80i BOT hesap. yani statistiklere baktigimda 1.14 milyon icin izlenmen kritik seviyede dusuk...Yani organik hesaplarda 150-200K aboneli benzer kanallarin 1 saatte 20-25 bin izlendigini goruyorum . Buna bir yorumun olur mu acaba :)
NOluyo ayol noluyo ayoll bebar bilimin hızını kim 1.5 x yaptı vela vellaaa vell velaa yavaş yavaşş abe haytrann
Evren gelişmelerini pozitif sonuçlarla oluşan kurallarını koyarak yaşamını göstererek varlığını sürdürmekte
Tanrı zar atmaz O tüm olasılıkları yaratma gücüne sahiptir ve o pozisyona sizin dar bakış açınızla baktığınızda rastgele gibi görünebilir.
Evet, size katılıyorum.Kuantum mekaniğinin henüz yüzde biri ancak keşfedilmiştir. Daha atom altı parçacıkların sayısı bile tam olarak bilinmiyor: Bilim adamları, yanlış hatırlamıyorsam 40'ın üzerinde daha keşfedilmemiş atom altı parçağın olması gerektiğini tahmin ediyorlar. Dolayısıyla bu çok kısıtlı olan bilgiler ile bir sonuca varmak asla doğru değildir. Yani resmin çok küçük bir pikseline bakarak koskoca resim hakkında "bu böyledir" diye, yorum yapmak tutarlı ve objektif bir yaklaşım olmaz - olamaz. Uçsuz bucaksız okyanusun küçük bir damlasına bakarak okyanus hakkında kesin bilgiye ulaşılmış gibi açıklamalar yapmak derece mantıklıdır ?
Hatta kuantum mekaniğindeki bu çok kısıtlı bilgileye rağmen, bazı kimseler kuantum mekaniğini dayanarak kainatta hiçbir düzen yoktur diyebiliyorlar. Halbuki, güneş hergün saniyesi saniyesine doğudan doğuyor ve saniyesi saniyesine yine batıdan batıyor. Ben bu yazıyı yazarken klavyemdeki atomlar fizik kurallarına tam bir şekilde uyuyor, klavyemdeki atomlar bir dağılıp bir birleşmiyor veya bir anyaya bir Konya'ya giderek benim klavyeyi kullanmama engel olacak bir durum teşkil etmiyor.
Düzensiz denilen şeylerden mucizevi bir şekilde muhteşem bir düzen ve şekilli, simetrik canlılar yaratılıyor ve güneş sistem gibi sistemler var ediliyor..
Yani kısacası, ortaya çıkan sonuç tam ve uyumlu bir düzendir. Ve var olan bu düzenin kanıtıi ise fizik, kimya, astronomi, matematik, jeoloji gibi vs.. bilim dallarıdır. Bir düzen olmasaydı bu bilim dallarıda olmazdı.
Mesela, bir kalemi elimizden her bıraktığımızda yere düşer ; eğer kalemi elimizden bıraktığımızda yere düşmeyip te, rastgele bir sağa, bir sola, bir yukarı, bir aşağı, bir sol çapraza vs... gitseydi böyle bir ortamda hangi bilimden, hangi akıldan, hangi mantıktan söz edilebilird ? Aslında böyle bir ortamda hayat bile olmazdı, neyse fazla uzatmayalım
----------------------------
Son olarak bu konuda bir alıntı paylaşayım.
ALINTI
1932 yılında kuantum mekaniğini bulmasıyla Nobel ödülü alan Werner Heinsenberg bu noktayı şöyle dile getiriyor: "Tabiat bilimlerinin tasından ilk içme ateist yapar, ama tasın altında Tanrı hazırdır."
Daha önceleri materyalizmin çıkışıyla birlikte kâinatı madde tabanlı kabul ediyorduk. Kuantum dinamiği bulunduktan sonra materyalizm altüst oldu. Kâinatın madde tabanlı değil, enerji tabanlı olduğu anlaşıldı. Enerji tabanlı olması demek, ilk önce bilgi gerekiyor ondan sonra enerji gerekiyor, ondan sonra da madde gerekiyor yani önce matematik var, sonra fizik var, ondan sonra kimya var ve ondan sonra biyoloji var. Bilimler hiyerarşisi olarak düşündüğümüz zaman böyle sıralamak gerekiyor.
Bu durumda önce bilgi var ama hâlbuki diyalektik materyalizm, “Önce madde var, maddeye tepki olarak diyalektik olarak somut bilgi, somut madde soyut bilgiyi ortaya çıkarmıştır.” diyor, ama kuantumdan sonra görülüyor ki önce bilgi olması gerekiyor. DNA önce bilgi olması gerektiğini gösteriyor.
Önce ilim lazım ondan sonra kudret lazım, irade lazım. Kuantum tezi enerji tabanlı tezi bunu söylüyor, zekâ hesaplamalı nörobilim bizde önce hesap var, daha sonra uygulama var diyor ve eylem var, tarzında söylüyor. Şimdi burada bir çocuğu görüyorsunuz taşa öyle bir dokunuyor ki taşı canlı zannedecek, başını kaldırıp konuşacak gibi bakıyor. Çünkü 2-3 yaşlarında bir çocukta daha soyut düşünce gelişmemiş, somut düşünüyor. Çocuk gerçekliği soyut düşünmeyi 5-6 altı yaşlarında öğrenmeye başlıyor. O yüzden hayvanları konuşturuyor. Soyut kavramları sonradan öğreniyor beynimiz. 0-6 yaş aralığında öğrendiğimiz bilgi, insanın hayatı boyunca öğrendiği bilgilerden daha çok. Biz soyut bilgileri çevreden sosyal yollarla öğreniyoruz.
İnsan, gerçekliği doğuştan değil, doğduktan sonra öğreniyor. Mesela, bir çocuk eline bir bardak su alıyor. Suyu yere döküyor, biz yaramazlık yapıyor zannediyoruz, aslında çocuk yerçekimine karşı kaslarını güçlendiriyor. Yerçekimi olmayan ortamda büyüyen çocuk yürümeyi öğrenemez, yürümeyi bile beyni sonradan öğreniyor.
Kaynak : Sorularla İslamiyet.
Bu videodada dinden çıkmadım çok şükür.
Bize göre belirsizdir ama ordaki tanrı için olmayabilir.
Evet size katılıyorum. Kuantum mekaniğinin henüz yüzde biri ancak keşfedilmiştir. Dolayısıyla bu çok kısıtlı olan bilgi ile bir sonuca varmak asla doğru değildir. Yani resmin çok küçük bir pikseline bakarak koskoca resim hakkında "bu böyledir" diye, yorum yapmak tutarlı ve objektif bir yaklaşım olmaz - olamaz. Uçsuz bucaksız okyanusun küçük bir damlasına bakarak okyanus hakkında kesin bilgiye ulaşılmış gibi açıklamalar yapmak ne kadar mantıklıdır ?
Bazı kimseler kuantum mekaniğini kendi ideolojilerine uygun bir kalıba sokarak, kuantum mekaniğindeki çok kısıtlı olan bilgiden işine gelenleri alıp, "kainatta hiçbir düzen yok" cümlesini kurabiliyorlar. Halbuki, güneş hergün saniyesi saniyesine doğudan doğuyor ve saniyesi saniyesine yine batıdan batıyor. Ben bu yazıyı yazarken klavyemdeki atomlar fizik kurallarına tam bir şekilde uyuyor, klavyemdeki atomlar bir dağılıp bir birleşmiyor veya bir anyaya bir Konya'ya giderek benim klavyeyi kullanmama engel olacak bir durum teşkil etmiyor.
Düzensiz denilen şeylerden mucizevi bir şekilde muhteşem bir düzen ve şekilli, simetrik canlılar yaratılıyor.
Yani kısacası, ortaya çıkan sonuç tam bir düzendir. Ve var olan bu düzenin kanıtı; fizik, kimya, astronomi, matematik, jeoloji gibi vs.. bilim dallarıdır. Bir düzen olmasaydı bu bilim dalları olmazdı.
Mesela, bir kalemi elimizden her bıraktığımızda yere düşer ; eğer kalemi elimizden bıraktığımızda rastgele bir sağa, bir sola, bir yukarı, bir aşağı, bir sol çapraza vs... gitseydi böyle bir ortamda hangi bilimden hangi mantıktan söz edilebilirdi. Aslında böyle bir ortamda hayat bile olmazdı, neyse fazla uzatmamayım
----------------------------
Son olarak bu konuda bir alıntı paylaşayım.
ALINTI
1932 yılında kuantum mekaniğini bulmasıyla Nobel ödülü alan Werner Heinsenberg bu noktayı şöyle dile getiriyor: "Tabiat bilimlerinin tasından ilk içme ateist yapar, ama tasın altında Tanrı hazırdır."
Daha önceleri materyalizmin çıkışıyla birlikte kâinatı madde tabanlı kabul ediyorduk. Kuantum dinamiği bulunduktan sonra materyalizm altüst oldu. Kâinatın madde tabanlı değil, enerji tabanlı olduğu anlaşıldı. Enerji tabanlı olması demek, ilk önce bilgi gerekiyor ondan sonra enerji gerekiyor, ondan sonra da madde gerekiyor yani önce matematik var, sonra fizik var, ondan sonra kimya var ve ondan sonra biyoloji var. Bilimler hiyerarşisi olarak düşündüğümüz zaman böyle sıralamak gerekiyor.
Bu durumda önce bilgi var ama hâlbuki diyalektik materyalizm, “Önce madde var, maddeye tepki olarak diyalektik olarak somut bilgi, somut madde soyut bilgiyi ortaya çıkarmıştır.” diyor, ama kuantumdan sonra görülüyor ki önce bilgi olması gerekiyor. DNA önce bilgi olması gerektiğini gösteriyor.
Önce ilim lazım ondan sonra kudret lazım, irade lazım. Kuantum tezi enerji tabanlı tezi bunu söylüyor, zekâ hesaplamalı nörobilim bizde önce hesap var, daha sonra uygulama var diyor ve eylem var, tarzında söylüyor. Şimdi burada bir çocuğu görüyorsunuz taşa öyle bir dokunuyor ki taşı canlı zannedecek, başını kaldırıp konuşacak gibi bakıyor. Çünkü 2-3 yaşlarında bir çocukta daha soyut düşünce gelişmemiş, somut düşünüyor. Çocuk gerçekliği soyut düşünmeyi 5-6 altı yaşlarında öğrenmeye başlıyor. O yüzden hayvanları konuşturuyor. Soyut kavramları sonradan öğreniyor beynimiz. 0-6 yaş aralığında öğrendiğimiz bilgi, insanın hayatı boyunca öğrendiği bilgilerden daha çok. Biz soyut bilgileri çevreden sosyal yollarla öğreniyoruz.
İnsan, gerçekliği doğuştan değil, doğduktan sonra öğreniyor. Mesela, bir çocuk eline bir bardak su alıyor. Suyu yere döküyor, biz yaramazlık yapıyor zannediyoruz, aslında çocuk yerçekimine karşı kaslarını güçlendiriyor. Yerçekimi olmayan ortamda büyüyen çocuk yürümeyi öğrenemez, yürümeyi bile beyni sonradan öğreniyor.
Kaynak : Sorularla İslamiyet.
Düzensizliğin düzeni olduğuna inanlardanım :)
ilk
İlk ve son yanıt.
Kesin olan ölümün rastgeleliği…
Bence sicim teorisinde ki üst boyutlardan bizim göremediğimiz bir etki var. Bunu tespit edemediğimiz için rastgele oldu diyoruz. Eminim gelecekte bu da çözülecek. Aynı newtonun açıklayamadıklarını einstein'ın açıkladığı gibi.
(Evrenin bir bütünden parçalanarak yaratıldığını, yarattığı evrenin sürekli genişlemekte olduğunu, güneşin, ay'ın ve tüm gezegenlerin belli bir yörüngede akıp gittiğini, Güneşi parlak bir ışık kaynağı, ayı ise bir nûr yapan, yılların sayısını ve vakitlerin hesâbını bilmeniz için aya menziller takdir eden O’dur. Allah, bütün bunları boş yere değil gerçek bir gaye, sebep ve hikmete dayalı olarak yaratmıştır. O, bilip anlayacak kimseler için âyetlerini bu şekilde detaylarıyla açıklamaktadır.) İşte bu düzeni araştırıp anlayacak olan sizin gibi değerli bilim insanlarıdır. 1400 yıl önce okuma yazması olmayan Elçi bunları nereden bilebilirdiki. TANRI ZAR ATMAZ.
Çok basit çözümü var. Parçacık boyutunu anlamak için bizde olan değişkeni çıkarmamız lazım. ZAMAN
rastgele tesadüf diye bir şey yok moruk bilime tapınmayı bırakınca belki anlarsınız
Her şeye Kuranda açıklama var. Məryəm s. 94 ayə. Tanrı zar atmaz.
?
Evren de her şey kaotiktir yani mükemmel değildir. "dünya mükemmeldir o yüzden tanrı vardır." düşüncesi o yüzden çok saçmadır.
Aslında bu kaotiklik mükemmel olandır. Bu kaotizm olmasaydı bu mükemmellik mümkün olmazdı. Bu yüzden tanrıyı anlayamadığımız için ona inanmakta güçlük çekiyoruz. Çok karmaşık geldiği için bize mümkün değilmiş gibi geliyor.
@@umityldrm6355 Ateist profesörler o kadar uyanık ki..kurdukları 5..10 cümle var peşinden gidenler aynı şeyleri söyleyip duruyorlar. ( Bir canlının diğer canlıyı yemesi ) kaos olarak gösteriliyor. Alakası yok çünkü bu bakış açısı sadece ahlaki boyuttur. Madde ..enerji...fizik...kimya...elektromanyetizma....radyasyon...vs. gibi kuramlarla yukarıda yazdığımı açıklayamazsınız. Çok basit fizik yasaları neden var neden bir anda değişmiyorlar. Normal hava basıncında su 100 derecede kaynıyor bu basınç neden milyonlarca yıldır aynı ( havadaki azot...oksijen miktarı vs. ). Atıyorum dna. Diziliminde ufak bi değişim 3 kollu insan yada kulağı olmayan insan😮 yada tuhaf hayvanlar oluyor. Ama işte kritik soru geliyor bu gibi tuhaf olaylar %0.1 ancadır. (( Bunlara kaos diyor ateistler )) geri kalan sistematik şekilde neden düzgün. Neden saç uzayıp duruyor..kaş ..kirpik bi ayarda duruyor. Neden hayatı boyunca uzayan biblerce 10..20 metre insan yok...neden devamlı fırtınalar. ..depremler olmuyor...dünya yüzölçümüne baktığında yine %0.01 yani şunu anlatmaya çalışıyorum, devam eden ve değişimi milyonlarca yıl alan bi DÜZEN VAR demekki kaos değil bir yazılım var sistem var ki milyonlarca yıldır EVREN aynı genel olarak. Demekki bir güç var sistemi çeviren. İster allah de ister matrix de. Ama tesadüflere bağlamak ne kadar doğru. Görmüyormusunuz şimdide karanlık madde peşinde koşuyorlar (((( ÇÜNKÜ BI ETKİ GÜÇ VAR ))) BULAMIYORLAR . adı karanlık madde değil bence Yaratıcı bi güç var ve biz ne kadarını çözdük bulduk bilemiyorum. İllaki dinlerin anlattığı gibi olmayabilir. Ama Y A R A T I C I ...V A R
@@umityldrm6355insandan örnek vercem. 8 milyar insan var ve ne gariptir DNA. lar nası çalışıyorda 8 milyar farklı parmak izi oluşturuyor ve birbirini tutmuyor. DNA. Lar parmak izine gelince farklı çalışıyor da. Geri kalanlarda neden bir düzene tabiii....bugün hastanede 20 kişş doğdu diyelim biri 50 ayda neden doğmuyor..birinin dişleri neden kıçında çıkmıyor ...birinin 6 kol bacağı neden yok..birinin kuyruğu neden yok...birinin dili neden 1 metre değil....çoğalt çoğaltabildiğin kadar neden aynı tip aynı düzende bi gidişat var kaos neresinde bu işin. Dikkat et ateistlerin söylemleri çoğu felsefik...bilimsel ve mantıksal değil
Belirsizlik kime göre?
Tanrıya göre belirsizlik söz konusu değildir.
O, yarattığı herşeye hükmeder yani zar atmaz!
- belirsizlik deney ve gözleme göre çünkü deney ve gözlem bir bütün halinde göreceli değildir.
- tanrının hangi konuda neye sahip olup olmadığı belirsizdir; tıpkı hangi tanrı modelinin doğru ya da yanlış olduğunun belirsizliği gibi..
- günümüzdeki tüm veriler zar atıldığını göstermektedir. ve bu veriler, cümlelerin sonuna konulan ünlemlerden pek etkilenmezler.
Katılıyorum ahbap , biz insan aklı ile günümüz bilgilerini kesinmiş gibi yorumluyoruz. Bu tıpkı cinayet mahalindeki bir delili , ispat sanmak gibi. Yani günümüz verileri günümüzü şekillendirir ama yarını asla.İnsan hayatlarında ,sosyolojide , doğada ve kainatta her şeyde bir düzen ve ayr var tıpkı ışık hızı gibi ne çok hızlı ne çok yavaş. Yada kuvvetler gibi çok güçlü ne çok zayıf ,ne çok sıcak ne çok soğuk , evrenin genişlemesi ne çok hızlı ne çok yavaş her şey olması gerektiği gibi.
Tanrı zar atmaz. Məryəm s. 94 ayə
Kuantum mekaniğinin henüz yüzde biri ancak keşfedilmiştir. Daha atom altı parçacıkların sayısı bile tam olarak bilinmiyor: Bilim adamları, yanlış hatırlamıyorsam 40'ın üzerinde daha keşfedilmemiş atom altı parçağın olması gerektiğini tahmin ediyorlar. Dolayısıyla bu çok kısıtlı olan bilgiler ile bir sonuca varmak asla doğru değildir. Yani resmin çok küçük bir pikseline bakarak koskoca resim hakkında "bu böyledir" diye, yorum yapmak tutarlı ve objektif bir yaklaşım olmaz - olamaz. Uçsuz bucaksız okyanusun küçük bir damlasına bakarak okyanus hakkında kesin bilgiye ulaşılmış gibi açıklamalar yapmak ne derece mantıklıdır ?
Hatta kuantum mekaniğindeki bu çok kısıtlı bilgileye rağmen, bazı kimseler kuantum mekaniğini dayanarak kainatta hiçbir düzen yoktur diyebiliyorlar. Halbuki, güneş hergün saniyesi saniyesine doğudan doğuyor ve saniyesi saniyesine yine batıdan batıyor. Ben bu yazıyı yazarken klavyemdeki atomlar fizik kurallarına tam bir şekilde uyuyor, klavyemdeki atomlar bir dağılıp bir birleşmiyor veya bir anyaya bir Konya'ya giderek benim klavyeyi kullanmama engel olacak bir durum teşkil etmiyor.
Düzensiz denilen şeylerden mucizevi bir şekilde muhteşem bir düzen ve şekilli, simetrik canlılar yaratılıyor ve güneş sistem gibi sistemler var ediliyor..
Yani kısacası, ortaya çıkan sonuç tam ve uyumlu bir düzendir. Ve var olan bu düzenin kanıtıi ise fizik, kimya, astronomi, matematik, jeoloji gibi vs.. bilim dallarıdır. Bir düzen olmasaydı bu bilim dallarıda olmazdı.
Mesela, bir kalemi elimizden her bıraktığımızda yere düşer ; eğer kalemi elimizden bıraktığımızda yere düşmeyip te, rastgele bir sağa, bir sola, bir yukarı, bir aşağı, bir sol çapraza vs... gitseydi böyle bir ortamda hangi bilimden, hangi akıldan, hangi mantıktan söz edilebilird ? Aslında böyle bir ortamda hayat bile olmazdı, neyse fazla uzatmayalım
----------------------------
Son olarak bu konuda bir alıntı paylaşayım.
ALINTI
1932 yılında kuantum mekaniğini bulmasıyla Nobel ödülü alan Werner Heinsenberg bu noktayı şöyle dile getiriyor: "Tabiat bilimlerinin tasından ilk içme ateist yapar, ama tasın altında Tanrı hazırdır."
Daha önceleri materyalizmin çıkışıyla birlikte kâinatı madde tabanlı kabul ediyorduk. Kuantum dinamiği bulunduktan sonra materyalizm altüst oldu. Kâinatın madde tabanlı değil, enerji tabanlı olduğu anlaşıldı. Enerji tabanlı olması demek, ilk önce bilgi gerekiyor ondan sonra enerji gerekiyor, ondan sonra da madde gerekiyor yani önce matematik var, sonra fizik var, ondan sonra kimya var ve ondan sonra biyoloji var. Bilimler hiyerarşisi olarak düşündüğümüz zaman böyle sıralamak gerekiyor.
Bu durumda önce bilgi var ama hâlbuki diyalektik materyalizm, “Önce madde var, maddeye tepki olarak diyalektik olarak somut bilgi, somut madde soyut bilgiyi ortaya çıkarmıştır.” diyor, ama kuantumdan sonra görülüyor ki önce bilgi olması gerekiyor. DNA önce bilgi olması gerektiğini gösteriyor.
Önce ilim lazım ondan sonra kudret lazım, irade lazım. Kuantum tezi enerji tabanlı tezi bunu söylüyor, zekâ hesaplamalı nörobilim bizde önce hesap var, daha sonra uygulama var diyor ve eylem var, tarzında söylüyor. Şimdi burada bir çocuğu görüyorsunuz taşa öyle bir dokunuyor ki taşı canlı zannedecek, başını kaldırıp konuşacak gibi bakıyor. Çünkü 2-3 yaşlarında bir çocukta daha soyut düşünce gelişmemiş, somut düşünüyor. Çocuk gerçekliği soyut düşünmeyi 5-6 altı yaşlarında öğrenmeye başlıyor. O yüzden hayvanları konuşturuyor. Soyut kavramları sonradan öğreniyor beynimiz. 0-6 yaş aralığında öğrendiğimiz bilgi, insanın hayatı boyunca öğrendiği bilgilerden daha çok. Biz soyut bilgileri çevreden sosyal yollarla öğreniyoruz.
İnsan, gerçekliği doğuştan değil, doğduktan sonra öğreniyor. Mesela, bir çocuk eline bir bardak su alıyor. Suyu yere döküyor, biz yaramazlık yapıyor zannediyoruz, aslında çocuk yerçekimine karşı kaslarını güçlendiriyor. Yerçekimi olmayan ortamda büyüyen çocuk yürümeyi öğrenemez, yürümeyi bile beyni sonradan öğreniyor.
Kaynak : Sorularla İslamiyet.
Bence Einstain bir gün haklı çıkacak. Ben kuantum evreninde rastgeleliliği pek mantıklı bulmuyorum...
Hiç de öyle değil! Çorba ediyorsunuz.
Bir futbol topunun sahanın nerede olacağına ilişkin tahmin edilemeyen çok geniş bir olasılık vardır ama bir futbol topunun o an sahanın nerede olduğu rastgele değildir. Açıklanabilir değişkenlere bağlıdır. Bu nedenle hiç bir oyuncu dur bakalım belki bu noktaya gelir diye sahada rastgele oynamaz. Gözlem yapamadığımızda sonsuz olasılık var, bu sonucun ortaya çıkmasına ilişkin değişkenleri göremiyoruz demek esasında bilimsel seviyemizin o noktadaki yetersizliği demektir. Matematik yapabildiğinize göre bir ilişki vardır. Tanrı kim? Zar atar mı bilmem ama Allah abes iş yapmaz.
Arkadaşım; bir şey bulacaksınız o da yeterli olmayacak, onun altında başka bir şey bulacaksınız o da yeterli olmayacak, onun altında başka bir şey bulacaksınız yine yeterli olmayacak, bu sonsuzluğu çözemeyeceksiniz anca ALLAH'ın nasıl mükemmel bir sistem dizayn ettiğini anlamak için vaktiniz olacak, yoksa insanoğlunun ömrü yetmeyecek zaten kainatın komple yok edileceğini de düşünürsek çok da çırpınmaya gerek yok bence. Sonuçta bu kainat ve içinde ki herşey insan için özel yaratılmış. Yani değerli olan sadece insan.
Kainatın bir düzen içerisinde olduğu falan yok. Hatta tam tersine inanılmaz bir kaos var ve sizler bunu mükemmel bir düzen olarak yorumlayıp bir yaratıcıya bağlıyorsunuz.
93 milyar ışık yılı genişliğinde olan Evrenin insanoğlu için yaratıldığına inanmak, hem kibirlilik hem bilgisizlik hem salaklıktır hemde İSRAFTIR.
Evren o kadar büyükki Dünyandan söz etmenin anlamı bile olmaz
En yakın yıldız sistemine gidebilsek ve oradan Dünyaya bakabilseydik, Dünya belli belirsiz silik bir nokta olarak bile göremezdik.
Evrenin kendisi için yaratıldığına inanan AKIL,
sadece 30000 yıl önce modern insan olabildiğimizden habersiz , eğitimsiz olan akıldır.
30bin yıldır dünyada baskın tür olan insan,
100milyon baskın tür olan Dinazorlar için ne düşünüyor.
100milyon yıl ile 30bin yılı karşılaştırbilmek dahi eğitimle oluyor. <
Eğitim yoksa ALLAH bizim için yarattı deyip , kolay ve ispatsız yöntemi seçiyorsun.
Madem insan oğlu için yaratıldı 13.8 milyar insansız olan için EVREN neden var.
@@duckworth99
93 milyar ışık yılı genişliğinde olan Evrenin insanoğlu için yaratıldığına inanmak, hem kibirlilik hem bilgisizlik hem salaklıktır hemde İSRAFTIR. Evren o kadar büyükki Dünyandan söz etmenin anlamı bile olmaz En yakın yıldız sistemine gidebilsek ve oradan Dünyaya bakabilseydik, Dünya belli belirsiz silik bir nokta olarak bile göremezdik. Evrenin kendisi için yaratıldığına inanan AKIL, sadece 30000 yıl önce modern insan olabildiğimizden habersiz , eğitimsiz olan akıldır. 30bin yıldır dünyada baskın tür olan insan, 100milyon baskın tür olan Dinazorlar için ne düşünüyor. 100milyon yıl ile 30bin yılı karşılaştırbilmek dahi eğitimle oluyor. < Eğitim yoksa ALLAH bizim için yarattı deyip , kolay ve ispatsız yöntemi seçiyorsun. Madem insan oğlu için yaratıldı 13.8 milyar insansız olan için EVREN neden var.
@@duckworth99 Hocam ister inan ister inanma herkes aynı trende ahiret durağına doğru gidiyor. O dediğin kaos olsa dünya insanlar için yaşanılabilir olmaz. Bak etrafına dağlar denizler nehirler ağaçlar ormanlar envayi çeşit bitki ve hayvan hepsi biz insanlar için. Aslında tüm detaylar kuranı kerim de yazılı. Mesela : Zariyat 56 Ben cinleri ve insanları yanlış bana kulluk etsinler diye yarattım , diyor yüce ALLAH. bu kadar imkanı veren bunun da hesabını elbet soracak.
Kanser bir zihniyet bu. Bilim ve teknikde geri olmamızın sebebi senin gibi kişiler