Rica ederim öğretmenim.:) faydası olduysa ne güzel hocam bir de video yapmaya vaktim olmadı ama sınavda çıkabilecek bir kaç bilgi ekleyeyim buraya belik faydası olur. Şinasi, münacaat şiirinde imânın yerine aklını kullanarak Tanrı'nın birliğine ulaşır. Ziya Paşa, Dünyadaki tezatların, karşıtlıkların arasında savrulup durur. Bu huzursuz mizaçlı şair, kâinatın çözemediği bu sırları karşısında Tanrı’ya sığınır; Tanrı'nın işlerini akılla kavramanın imkânsızlığına, insan aklının acizliğine varır. Recâizâde Mahmud Ekrem, ölüm şiirlerini kederli aile maceralarının etkisiyle yazar; bu şiirlerde ölüm acısıyla ağlayan kederli bir bireyin gözyaşları duyulur. Abdülhâk Hâmid Tarhan, ölüm karşısında yer yer isyan eder, Allah'a sorular sorar, tevekkülle isyan arasında gidip gelerek metafizik, trajik sorgulamalara uzanır. Ömer Bedrettin Uşaklı, Anadolu’nun dağ, deniz, ay, güneş, ırmak, ağaç manzaralarını yer yer sembolizme yakın bir duyarlılıkla kaleme alan şair, bir yoruma göre Ahmet Haşim’in tarzını Anadolu’ya ve hece veznine aktarmıştır. Mehmet Kaplan, şairin bu yönünü “memleketçi şiir” ile “saf şiir” arasında bir terkip kurmaya gayreti olarak yorumlamıştır. Kızının ve eşinin ani ölümü şairi derinden sarsmış ve bu kayıplar, bazı şiirlerinde görülen ıstırabın, yalnızlığın, aile özleminin, kederin kaynağı hâline gelmiştir. Attilâ İlhan, "ben"in macerasını toplumcu anlayışla buluşturmuştur. Onun şiirinde büyük şehir yaşantısı içerisindeki ferdin aşkları, isyanları, toplumcu mücadelesi ve bunlardan kaynaklanan gerilimleri söz konusudur. Bu temaları işlerken halk edebiyatı ve divan şiiri kaynaklarından, nazım şekli ve ses açısından, bolca faydalanmıştır. Sabahattin Kudret Aksal, Şarkılı Kahve, Gün Işığı kitaplarında açık, aydınlık, umutlu bir atmosferle; aşk, mutluluk ve avarelik şiirleri yazmış; 1960’lardan itibaren gelen Eşik ve Çizgi gibi kitaplarında daha kapalı bir anlayışla kişinin evrendeki yerini, değerini arayan şiirler kaleme almıştır. İlhan Berk - Saint Antoine Güvercinleri Necatigil tarafından “şiirimizin uç beyi” olarak nitelendirilmiştir. Hisarcılar, gelenekle kurulan bağları yeniden güçlendirmek, “kökü mazide olan âtî” çizgisinde eserler vermek, sosyalist sanat anlayışına kaynağını tamamen bu topraklardan alan bir sanat anlayışı geliştirmek amaçlarıyla çıkardıkları dergide bu ilkeleri sonuna kadar savunmuş ve uygulamışlardır. Nuri Pakdil, Denemecilik anlayışını “İnsan, seni savunuyorum sana karşı.” cümlesiyle sloganlaştırdı. Denemelerinde kendine özgü bazı tanımlarla Kur’an yerine Mutlak Öğreti, peygamber yerine Ulu Önder, namaz yerine Beş Vakit Eylem ifadelerini kullandı. Böylece dönem terminolojisini İslamî kavramlarla bütünleştirmeye çalıştı. Peyami Safa, Romanlarının yapısal şemasını da, bu çatışmayı ortaya koymak için, genellikle şöyle düzenler: Üçü erkek biri kız, başlıca dört kişinin rol aldığı bir aşk öyküsü kurgulanır. Erkeklerden biri Batı, öteki Doğu'dur; ikisi arasında kararsız bir genç kız, bir de yazarı temsil eden, bilgili ve Doğulunun dostu olan bir adam vardır. Sözde Kızlar romanında Mebrure, Fahri ile alafranga Behiç arasında kalmıştır. Şimşek, romanında Pervin, Müfid ile evlenir ama Sacid’le ilişkisini de sürdürür ve roman iki erkeğin de ölümüyle sonuçlanır. Biz İnsanlar, romanında Vedia-Rüştü-Orhan üçlüsünde karşımıza çıkar. Pastiş, başka bir yazarın ya da edebî türün dil ve anlatım özelliklerini taklit etmesiyle oluşan anlatım tekniğidir. Parodi, bir metnin konusunu örnek almasıyla oluşan bir anlatım tekniğidir. Böylece bir metinden yeni bir metin oluşturulur. İroni,bir metnin biçim ve içerik özelliklerini, kurgu tekniklerini alaya almak amacıyla değiştirmesidir. Montaj, başka bir metin ya da mektup, şiir, günlük, deneme, gazete parçası, resim… gibi farklı türlerden aldıklarını hiç değiştirmeden yapıştırmasıdır.
Cok teşekkür ederim hocam emeğinize sağlık 🙏
Hocam sınava ramak kala çok teşekkür ediyorum. Çok yararlı videolar. Allah razı olsun sizden 🌹
Rica ederim öğretmenim.:) faydası olduysa ne güzel hocam bir de video yapmaya vaktim olmadı ama sınavda çıkabilecek bir kaç bilgi ekleyeyim buraya belik faydası olur.
Şinasi, münacaat şiirinde imânın yerine aklını kullanarak Tanrı'nın birliğine ulaşır.
Ziya Paşa, Dünyadaki tezatların, karşıtlıkların arasında savrulup durur. Bu huzursuz mizaçlı şair, kâinatın çözemediği bu sırları karşısında Tanrı’ya sığınır; Tanrı'nın işlerini akılla kavramanın imkânsızlığına, insan aklının acizliğine varır.
Recâizâde Mahmud Ekrem, ölüm şiirlerini kederli aile maceralarının etkisiyle yazar; bu şiirlerde ölüm acısıyla ağlayan kederli bir bireyin gözyaşları duyulur.
Abdülhâk Hâmid Tarhan, ölüm karşısında yer yer isyan eder, Allah'a sorular sorar, tevekkülle isyan arasında gidip gelerek metafizik, trajik sorgulamalara uzanır.
Ömer Bedrettin Uşaklı, Anadolu’nun dağ, deniz, ay, güneş, ırmak, ağaç manzaralarını yer yer sembolizme yakın bir duyarlılıkla kaleme alan şair, bir yoruma göre Ahmet Haşim’in tarzını Anadolu’ya ve hece veznine aktarmıştır. Mehmet Kaplan, şairin bu yönünü “memleketçi şiir” ile “saf şiir” arasında bir terkip kurmaya gayreti olarak yorumlamıştır. Kızının ve eşinin ani ölümü şairi derinden sarsmış ve bu kayıplar, bazı şiirlerinde görülen ıstırabın, yalnızlığın, aile özleminin, kederin kaynağı hâline gelmiştir.
Attilâ İlhan, "ben"in macerasını toplumcu anlayışla buluşturmuştur. Onun şiirinde büyük şehir yaşantısı içerisindeki ferdin aşkları, isyanları, toplumcu mücadelesi ve bunlardan kaynaklanan gerilimleri söz konusudur. Bu temaları işlerken halk edebiyatı ve divan şiiri kaynaklarından, nazım şekli ve ses açısından, bolca faydalanmıştır.
Sabahattin Kudret Aksal, Şarkılı Kahve, Gün Işığı kitaplarında açık, aydınlık, umutlu bir atmosferle; aşk, mutluluk ve avarelik şiirleri yazmış; 1960’lardan itibaren gelen Eşik ve Çizgi gibi kitaplarında daha kapalı bir anlayışla kişinin evrendeki yerini, değerini arayan şiirler kaleme almıştır.
İlhan Berk - Saint Antoine Güvercinleri Necatigil tarafından “şiirimizin uç beyi” olarak nitelendirilmiştir.
Hisarcılar, gelenekle kurulan bağları yeniden güçlendirmek, “kökü mazide olan âtî” çizgisinde eserler vermek, sosyalist sanat anlayışına kaynağını tamamen bu topraklardan alan bir sanat anlayışı geliştirmek amaçlarıyla çıkardıkları dergide bu ilkeleri sonuna kadar savunmuş ve uygulamışlardır.
Nuri Pakdil, Denemecilik anlayışını “İnsan, seni savunuyorum sana karşı.” cümlesiyle sloganlaştırdı. Denemelerinde kendine özgü bazı tanımlarla Kur’an yerine Mutlak Öğreti, peygamber yerine Ulu Önder, namaz yerine Beş Vakit Eylem ifadelerini kullandı. Böylece dönem terminolojisini İslamî kavramlarla bütünleştirmeye çalıştı.
Peyami Safa, Romanlarının yapısal şemasını da, bu çatışmayı ortaya koymak için, genellikle şöyle düzenler: Üçü erkek biri kız, başlıca dört kişinin rol aldığı bir aşk öyküsü kurgulanır. Erkeklerden biri Batı, öteki Doğu'dur; ikisi arasında kararsız bir genç kız, bir de yazarı temsil eden, bilgili ve Doğulunun dostu olan bir adam vardır.
Sözde Kızlar romanında Mebrure, Fahri ile alafranga Behiç arasında kalmıştır.
Şimşek, romanında Pervin, Müfid ile evlenir ama Sacid’le ilişkisini de sürdürür ve roman iki erkeğin de ölümüyle sonuçlanır.
Biz İnsanlar, romanında Vedia-Rüştü-Orhan üçlüsünde karşımıza çıkar.
Pastiş, başka bir yazarın ya da edebî türün dil ve anlatım özelliklerini taklit etmesiyle oluşan anlatım tekniğidir.
Parodi, bir metnin konusunu örnek almasıyla oluşan bir anlatım tekniğidir. Böylece bir metinden yeni bir metin oluşturulur.
İroni,bir metnin biçim ve içerik özelliklerini, kurgu tekniklerini alaya almak amacıyla değiştirmesidir.
Montaj, başka bir metin ya da mektup, şiir, günlük, deneme, gazete parçası, resim… gibi farklı türlerden aldıklarını hiç değiştirmeden yapıştırmasıdır.
@@Kemalozdemir çok teşekkürler🙏🙏🙏
Diksiyondan kulaklarım kanadı teşekkürler.
Kirman ismi taşıyan olarak mutlu oldum
hocam merhaba emeğinize sağlık ancak fon müziği çok baskın sesiniz çok geride kalmış. Teşekkürler :)
+1
Evet youtube ile ilgili bir durum. Anlayışınız için teşekkürler faydası olması temennisiyle 🙂👍
@@Kemalozdemir çok güzeldi hepsini dinledim hocam. Çok teşekkür ederiz
@@aysukank2043 rica ediyorum. Çok teşekkür ederim. 🙏🤗
Fikir güzel ama çok havada kalıyor sözleriniz, masal gibi anlatmışsınız.
Yorum için teşekkürler dikkate alacağım.👍
@@Kemalozdemir rica ederim, yaptığınız içerik başka bir yerde yok tek, bu yüzden de daha iyisi size ve bize yakışır
@@be-life280 ince düşünceniz için çok teşekkür ederim. 🙂🙏
Çok hızlı konuşuyor
@@serdarcelik7768 yavaşlatılmış şekliyle dinle
Hocam hikâyenin kaynağı nedir, nereden bulabiliriz?
Halk hikayelerinin motif ve yapısı Ali Berat Alptekin ve diğer kaynaklar.🙂👍
hocam bu hikayelerin yazılı hali var mı
Fon sesi çok baskın.