Geçen sene Kasım ayında İzmir şehir merkezindeki evimi, deprem ihtimalleri nedeniyle satarak bir köy evi almaya karar verdim. Asıl istediğim daha geniş bir bahçe icine ev yaptirabilmekti. Ama işin içine girince imar, elektrik ve su konulari nedeniyle bu isteğimden vazgecip imarlı köy içinde bir ev arayışi içine girdim.
Amacım şehirden zaman zaman uzaklaşıp daha sakin ve doğal bir alanda yasayabilmekti. Aslında bahçe alıp bir şeyler de ekip bicebilmek istiyordum. Daha çok Bergama taraflarına odaklandım, iklim şartlarını ve bütçe konusunu düşünerek.
Bir gün yine ‎@sahibindencom dehlizlerinde kaybolmusken, Karaburun Parlak Köyü'nde bu ev gözüme ilisti, fav'a attım ve durup durup bakmaya başladım. Bergama'da bir arsaya bakmaya gideceğimiz gün o randevumu iptal edip kalbimin ve sevdiğim birkaç kişinin sesini dinleyerek Karaburun'daki evi görmeye karar verdim.
Bir de tam da döviz kurlarinin inanılmaz dalgali olduğu bu dönemde 2 aydır vadelide tuttuğum paramı dolar yükselecek nasılsa diye dolara cevirmistim bir kısmını. Ev oldukça bakımsız olmasına rağmen ne cesaret bilmiyorum almaya karar verdim. Tam da tapu yapmaya gideceğimiz günlerde doların ani düşüşü ile bir anda paramın yetmediği bir durum yaşadım. Yaşadığım gerginliği anlatamam. Emlakçıdan birkaç gün istedim ve durumu anlattım, her halükarda eksiği kredi çekerek de olsa tamamlayıp evi kesinkes alacaktım. Ama yine de birkaç günde eski değerine kavusabilecegini düşünüp bekledim ve tapudan bir gün önce dolara cevirmedenki bütçe rakamına ulaştım ve bir daha asla boyle son anda riskli hamleler yapmamam gerektiğini anlamis oldum.
Tüm bu gerginlik sonunda aldığımızdan beri bozulmayan arabamız bozuldu ve ben otobüsle Karaburun'a gitmek zorunda kaldım. Murphy Kanunları sağ olsun peşimi bırakmıyordu ama yılmadım ve bu evi o gün alabildim.
Sonrası da malum, usta arayışları (küçük yerlerde büyük problem) eşya alma süreçleri, tesisat işleri, Internet, güneş enerjisi, köydeki komşularla yaşanan gerginlikler vs derken hepsini hallettim ve birkaç ay içersinde yaşam alanı haline getirebildim.
Yaşadığım onca stres, uğraşı ve kosturmacaya bence değdi. Sonuçta tek başıma bu tür işlere ilk kez bulaşmıştım ve üstesinden gelebildigimi görmenin mutluluğunu yasadim.
Ha bir daha bulaşır miyim bu tip işlere, büyük konuşmayayim ama sanmıyorum. Şimdi tadını çıkarmanin vakti inşallah.
Herkese daha iyisini dilerim...
#karaburun #parlakköyü #müstakilev